Print Friendly and PDF

Diyanetten Dinayete

Bunlarada Bakarsınız


DİYANET VE EBÛ ZERR…

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Elazığ Harput’ta 58 milyon 700 bin lira ihale bedeliyle yaptırdığı Uluslararası Harput Diyanet Külliyesi'nin teknik şartnamesine külliye bahçesi için kullanılacak olan ağaçların ‘ithal’ olması şartı koydurduğuna ilişkin haberleri okuyunca aklıma “Ebû Zerr” geldi… 

Ebû Zerr’i bilir misiniz? 

O ilk Müslümanlardandı… 

Ebû Zerrr, Hz. Osman halife olunca kendi akrabalarını değişik vilayetlere vali olarak tayin emesinin ve onlara Beytülmal'den para vermesinin İslam'a aykırı olduğunu savunarak bu davranışlara karşı durdu… 

Hz. Peygamber (salla'llâhü aleyhi ve sellem), Hz. Ali hariç hiç bir Hâşimî’yi önemli görevlere getirmemişti. Hz. Ebû Bekir ile Hz. Ömer ise özellikle akrabalarını devlet idaresinden uzak tutmuşlardı. Onlar, uygulamalarıyla Hz. Peygamber (salla'llâhü aleyhi ve sellem) döneminde üstü küllenen asabiyet ateşinin canlanmasına engel olmak istemişler, bunda da önemli ölçüde başarılı olmuşlardı. Hz. Osman ise seleflerinin tam tersi bir yol takip ederek, büyük eyalet valilerinin tamamını kendi kabilesinden seçmiş, Hz. Ömer döneminde Müslümanların ileri gelenlerinden oluşan istişare kurulunu da Emevîlerin aile meclisi haline getirmişti. 

Hz. Osman Halifelik görevine başlayınca; Küfe, Basra, Mısır ve Şam valilerini görevden alarak yerlerine Ümeyye oğullarından yakın akrabalarını atadı… Küfe Valiliğine Velid b. Ukbe Said b. el-Âs, Basra Valiliğine Abdullah b. Âmir, Mısır Valiliğine Abdullah b. Sa‘d b. Ebî Serh, Şam Valiliğine Muaviye b. Ebî Süfyan getirildi. Taif'te sürgünde bulunan amcası Hakem'i Medine'ye getirerek kendisine hazineden yüz bin dirhem para verdi. Fedek arazisini amcasının oğlu Mervan'a, Medine çarşısının gelirini de diğer amcaoğlu Haris'e aktardı. Damadı Abdullah b. Halid'e de 400 bin dirhem verdi… 

Tüm bunların üstüne İfrikiya Gazvesinden (H. 27/M. 647) elde edilen ganimetten amcaoğlu Mervan bin el-Hakem'e 500.000 Dirhem, Haris bin el-Hakem'e 300.000 Dirhem ve Medineli Zeyd ibn Sabit'e 100.000 Dirhem verince, Ebû Zerr bu uygulamaya karşı çıkar ve “zenginlikleri biriktirenlere cehennem ateşini vaat eden” şu âyeti okur; “Ey iman edenler! Hahamların ve rahiplerin birçoğu, insanların mallarını hem haksızlıkla yer, hem de Allah yolundan alıkoyarlar. Altını ve gümüşü biriktirip de Allah yolunda harcamayanları acı bir azabın beklediğini haber ver. O gün biriktirip yığdıkları ateşte kızartılacak ve alınları, böğürleri ve sırtları onlarla dağlanacak. ‘İşte bu bencilce biriktirip yığdıklarınız; haydi tadın bakalım’ denecek.” (Tövbe; 9/34). Bu âyeti Ebû Zerr, diğer sahabelerden farklı olarak sadece “ahlaki öğüt” olarak değil, yaptırım gerektiren bir âyet olarak anlıyordu. 

Mervan’ın, Ebû Zerr'i Hz. Osman'a şikâyet etmesi üzerine, Hz. Osman Ebû Zerr'i ikaz etmek üzere ona hizmetçisi olan Natil'i göndermiş, ancak Natil Ebû Zerr'i bu konuları dile getirmemesi konusunda ikna etmeyi başaramamıştı. Hz. Osman bir süre Ebû Zerr'in muhalefetine sabretmiş, ta ki Ebû Zerr halifenin huzurunda, halifenin beytülmal paralarını kullanma usulünü destekleyen Ka'b el-Ahbar'ı sert bir şekilde eleştirene kadar. Bu olay üzerine Hz. Osman Ebû Zerr'i azarlayarak onu Şam'a sürmüştür.   

Ebû Zerr, Şam'da da tavizsiz tutumundan vazgeçmeyerek, Osman'ın yeğeni ve Şam vilayetinin valisi olan Muaviye bin Ebu Sufyan'ın ihtişam içerisindeki hayat tarzını ve israflarını tenkit etti. 

Hz. Muaviye'nin Sarayına giden Ebuzer, sarayı gezdikten sonra, Muaviye'nin huzuruna çıkınca onun önündeki tepsiyi devirerek şöyle demişti: "Yoksullar inlerken sen bu sarayda tepinecek misin? Bunun hesabını öte tarafta nasıl vereceksin Ey Vali? Ey Muaviye! Bu sarayı halkın parası ile yaptırdıysan hırsızlıktır, haksızlıktır. Eğer bu sarayı kendi paranla yaptırdıysan israftır, haramdır. Derhal yık bu sarayı..." 

Ne diyor son asrın gerçek Müslümanı Akif; 

Geçmişten adam hisse kaparmış... Ne masal şey! 

Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi? 

'Tarih'i 'tekerrür' diye tarif ediyorlar; 

Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi? 

Ne kadar ihtiyacımız var Ebû Zerr gibi Akif gibi her zamanda ve her zeminde “hak”kı söyleyecek gerçek Müslümanlara…


Erişim: https://www.kirmizilar.com/tr/index.php/guncel-yazilar3/5183-diyanet-ve-ebu-zerr

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar