SEYYİD İBRAHİM DÜSÛKÎ kuddise sırruhu Menakıp
Şimdiki Şeyhler Gerçekten Onlar Gibi Olsaydı...Dili
Uzunlarda Leş Olurdu
Seyyid’in birtakım tilmizleri
Şeyhlerinin bazı ihtiyaçlarını görmek üzere İskenderiye’ye gidiyorlar. Alış,
veriş esnasında bir adamla kavgaya tutuşuyor, bir hayli birbirlerini
hırpalıyorlar. Adam bunları kadıya şikâyet ediyor. Kadı fakirlere eziyet
etmekle şöhret kazanmış bir zalim olduğundan derhal bunları hapsettirip bir
sürü işkence tertip ettiriyor.
Tilmizler bu zalimin elinden daha
çok çekeceklerini düşünerek Seyyid’e durumu bir mektupla yazıp gönderiyorlar.
Mektup Seyyid’e ulaşır ulaşmaz
kadıya şöyle bir mektup yazıyor:
Gece okları hedefe ulaşır,
Huşû’ yaylariyle atıldığında...
Hedefe doğru kalkar erler,
Rükû’ ile beraber secdeleri
uzatırlar.
Duâda birtakım dillerle
yalvarırız,
Yaşla dolan göz kapaklariyle..
Yayı çekip ok’u fırlattıklarında,
Fayda vermez zırh ile korunmak!
Mektup kadıya ulaştığında
arkadaşlarını toplıyarak
diyor ki: “Bakın şu rezil
herife.'.. Şeyhlerinden bana mektup getirmiş.”
Sonra mektubu açıyor, ağzına gelen en ağır lâflarla Şeyhe sövüp sayıyor.
“Yayı çekip ok’u fırlattıklarında'’
mısrasına gelince mektuptan bir ok çıkıp kadı’nın göğsüne saplanıyor. Kadı ölü
olarak yere yuvarlanıyor.
Halk galeyana gelip hapiste olan
tilmizleri derhal tahliye ediyorlar.
Kaynak: Celal Yıldırım, Meşahiri
Evliya Dört Kutup, 1964 İzmir
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar