Print Friendly and PDF

Elinde Bir Lâle Gibi Güzelleştim Ben

 



CCXLV

Çü ışk âmed ki con bâ men sipârî

Çirâ zûter megruyî âri ârî

Aşk geldi de, bana can verir misin dedi; neden tezce evet, evet demiyorsun?

Dünya güzellerin ateşlerinden yandı yakıldı; aşkın güzelliği, aşkın yüzü, evet, her yanı sardı.

Can, aşkın yüzünü gördü mü der ki: Elden çıktım gitti de gene el vermiyorsun bana.

Aşkı bir nur burcu olarak gördüm; fakat o nur burcunun içinde ah ne ateş var.

Can kuşları, develer gibi o burcun çevresinde; gıdaları ateş, hem de pek lezzetli gıda, pek sindiriyorlar o gıdayı.

Canım uzaktan seyre dalmışken bir güzel süvari yanıma geldi.

Bir ay yüzlü, bir Ay’ı da yakan güzel, mahmurlukla dolu Mirrîh gözler.

Canlar yüzüne karşı hayal; dünya atının nalında bir toz.

Atının nalından kopan tozdan, ova ova güzeller, güzel yüzlüler bitmede.

Aklım yavaş yavaş at sürmeye koyuldu, kuş gibi başımdan uçup gitti.

Benden başka bir şeycikler sormayın; yalnız şunu biliyorum: Orda yüzlerce kişi bir pula sayılmıyor.

O suyum ben ki aşk kumu içti beni; ne kumu? Kıyışız bucaksız bir deniz.

Tebriz şehrinde demişsin ki: Tebrizli Şemseddin’in elinde bir lâle gibi güzelleştim ben.

 

Kaynak: Cilt 3

Mevlânâ Celâleddin-Divân-ı Kebîr-Hazırlayan : Abdülbâkiy GÖLPINARLI

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar