İslamı Sadece Kur'ân-ı Kerim Mealinden Anlamaya Çalışan Aptallara
Not: Aşağıda Ali Nihad Tarlan yazısını aktarıyorum.
“Din, kâinatın ve insan uzviyyetinin
tedvin edilmiş seklidir. Halik kâinat
içinde, insan uzviyyeti
yolu ile bunu akla ta’lim eder. İnsanın cem’iyetin her
uzvu her an onun karşısında bir vaiz bir mihrabdır. Uzviyyetini yaşıyan insan,
dinin bir kısmını yaşıyor demektir. Hiçbir hususta ifrata kaçmıyan, yerinde ve
hayatının ve cemiyetinin selâmeti yolunda hareket eden
insan,
hakikatte dindar insandır.
Halik,
ademin yaradılışından beri onun tekâmülünü temin eden kanunları parça parça Peygambere
vahy etmiştir. Totemizm dahi zamanının idrakine göre bir din yani bir kanundur.
Ve muhakkak hakikatin bir parçasını ihtiva etler. İptidaî insanın ruhunda
totemin manası neydi, biliyor muyuz?
Nihayet
insan Halika diyerek kendine tapar. Çünkü Halikin bütün
evamıri birinci plânda cemiyetin, onun içinde bütün bir değer olan insanın
hayatını korumak ve onun en salim şekilde cereyanını temin etmek gayesini göz
önünde tutar. Sıfat-ı İlâhiyenin temeli (Hayy) sıfatıdır. Vahyin menşei bu
sıfattır. ( Hayy ) sıfatı hakim ve kadîr sıfatlarını kendinde toplar.
Hakikî
Müslüman olmak için küfür köprüsünden geçmelidir.
Onun bulun sakatlıklarını, fecaatlerini görmeli veya düşünmeli sonra hür bir
düşünce ile bütün fert ve cemiyet nisbetleri üzerinde düşünerek adım adım
yürümeli, bu köprüyü geçip dar-ı islâm olan darüsselama varmalı...O zaman bütün
akideleri birbirine kenetli olarak sarsılmaz bir temel üzerine dayanır. İman-ı
hakikî budur. Artık bu kimse için küfür köprüsü çökmüş ve yıkılmıştır.
Hakikatte
lâhin ve musiki Kuranı kerime yakışmaz. İçten duyanlar onda öyle bir semavî,
İlâhî musiki sezerler ki beşer bu musikîye hiç bir zaman ayak uyduramaz. Dinî
vecdi musikînin değil idrakin yardımı ile duyup yaşamalıdır.
Kelime-i
şehadette Hz. Muhammed salla'llâhü aleyhi ve sellemin evvelâ Allahın kulu sonra
da elçisi olduğuna şehadet ederiz. Bunda o kadar derin bir hikmet vardır ki...
Hiç şüphe yok ki kulluk mertebesi bir Peygamber için risaletten daha üstündür.
Çünkü kulluğun bütün şeraiti içinde Peygamberliğin sonsuz ağır yükünü yüklenmesi
onun azametini gösterir.
Müslümanlık
muazzam bir kültür işidir. Kur’anı kerimi nazil olduğu dilde belâgati ile
bilmeden Peygamberimizin hayatını lâyikiyle incelemeden kuvvetli bir psikoloji
ve sosyoloji ve hukuk ilimlerine vakıf olmadan müslümanlık hakkında mütalâa
beyan etmek çok acı, çok fecî ve böyle olduğu için de çok gülünçtür.
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar