A Şeker Dudaklı Güzel
— R —
XIV
Meh-i rûze ender âmed hele ey bot-i çü şekker
Geh-i bûseest tenhâ ne kenâr-o çîz-i dîger
A şeker dudaklı güzel, oruç ayı geldi çattı işte... Ne kucaklaşma var
artık, ne başka bir şey; sadece öpüş çağı şimdi.
Otur da seyret; yemeyi, içmeyi bırak da Kevser havuzunun kıyısında
binlerce dudakları kurumuş susuzu seyre dal.
Oruç ateşse sen arı duru suya bak, testiye değil. Ateş gibi şarap
aklına fikrine bir tazelik, bir açıklık verir elbet.
Kocakarı ağladı mı, oruç padişahı güler. Işığın gönlü şişmanlar,
mumun bedenidir arıklaşan.
Âşıkların yüzleri safranlaşır, canla aklın yüzleriy se kızarır mı
kızarır, al al olur. şişenin dışına bakma sen, sağrağın içine bak.
Hepsi de
sarhoş olmuş, açılıp saçılmış; ramazan akıldan gitmiş bile... Sâkîmizin
odasında kapıya halkayı vurmuşuz.
Bizi sarhoş
görünce ellerini ısırmaya, hele hele diye başını sallamaya başladı da sanki
mahşer kuruldu.
Bu arada da
sarho şsun, hoşsun dedi; şuhsun, şaraba tapıyorsun; kim demiş şeker orucu bozar
diye?
* Şeker,
İsa’nın dudaklarından verildi mi ölü dirilir; hem de öylesine dirilir ki
zevkten Münker’le Nekîr’in bile ağızları açık kalır.
Yıkılmış,
yerlere serilmişsen, sarhoşsan bana gel, benimsin sen. Sevgiliden mahmursan
mahmur mahmur sözleri benden duy.
Ne de
hoşsun, ne de hoş huyun var; hangi gün doğdun; kader kalemi hangi elle böyle
resim gibi yaptı seni?
Bedenin
yücelik perdesi, onun ardında binlerce cennet var. onlar da da şekerler, ay
yüzlüler var; hepsi de Ay gibi temiz mi temiz.
Hadi a şeker
dudaklı çalgıcı, sesi yıldızlara ağdır; çünkü padişahımız hoş bir sûrette üstün
olmuş, avdan döndü.
Her sabah
senin yüzünden bayram; her gece senin yüzünden kadir gecesi... kalkın, yılda
bir gececik gelen kadir gecesi değil bu.
Sen
söz söyle, cansın çünkü. gökyüzünün hikâyelerini anlat; senin sözlerin arı
duru; benim sözlerimse bulanık.
Kaynak: Cilt 7-1
Mevlânâ Celâleddin-Divân-ı
Kebîr-Hazırlayan : Abdülbâkiy GÖLPINARLI
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar