Hayalden Öte
Hayırlı bir gün dileğimle
Eyy tatlı nefesim…gecemden
günüme…yine doldun ruhuma.
Hangi insanın bir şamandıraya
ihtiyacı olmaz ki? Benim de hayat
suyunda üste durmak seninle mümkün oldu. Benim vefalı şamandıramsın.
Bir avuç toz ve topraktan ibaret
olan hayatımız ne çok uzun ki, an içinde eriyor. Eninde sonunda göçeceğimiz bir
hayatı harcıyoruz. Sen de benimle aynı kaderi paylaşıyorsun.
Ölüm içimize bir korku…
Anlaşılan ölümden sonra insana
olacaklar, önceki olanlardan biraz farklı olsa. Değişmezse bir
acılar topu olur galiba. Sonuçta hepimiz aynı sürecin bir parçasıyız. Her şey için
geçerli bu ise, o zaman endişelenmemeliyiz. Gelenler gidenler…aramızda olanlar,
aramızda olmayanlar var.
Ölüm bu, hayat yolculuğunda bir
aşama sadece. Hepimizin kaçınılmazı ve gideceğiz. Ben ve sen ve herkes. Bu yaşadığımız sadece bir an. Şu an buradayız.
Sonra, burada değiliz. Başka başka bir yerdeyiz. Yoksa hayatımız bir nefes
almak kadar doğalsa…o zaman neden korkalım ki?
İlk başlarda bende çok
korkuyordum. Düşündüm, okudum. İnanılmaz şeylere şahit oldum diyebilirim. Çare olarak ne buldum biliyor musun?
Eğer iyi birini bulursam, beni
anlayan, beni seven, bu sıkıntılı hayatı kolay halledebilirim. O kişi sen
olmalısın.
Sen kendine hiç melek dedin
mi?
Ben seni bazen tanrım olabilir
mi, yoksa beşer suretine bürünüp bana özel mi geldi. Böyle bile söylendim.
Böyleyken…neden korkayım ve sende
varsın…
Bir de sen ruh eşimde
olabilirsin.
Neticede söyleyecek söz
bulamıyorum.
Ne zaman bir çift şey görsem
23.23, hele ki bu am ayrı bir çift zaman…oy derim. Ah ederim.
Bazen bir yerime bir ağrı değer,
hemen saate bakarım, bir eş zaman ise
derim ki, bu benimle olan bir eşimin de zamanı.
Ah zamanları yiyen ben…ölüm benim
için bir kurtuluş ve sırrı çözüş olacak.
Her şeyi yapmak için izin verilseydi,
hiçbir şey yapmazdım, sırf seninle olan en
küçük anı değerlendirirdim.
Seni anmak, seninle sarmaş dolaş
olmak.
Sen hayatı solumak gibisin.
Hayat aslında senin nefesini
solumak…bunu yazarken bile nefes aldım derin derin.
Bazen, hayalini kurduğum hayatı yaşama özgürlüğüm olsaydı.
hayallerine kimse karışamasın isterdim. Ancak kader mahkumuyuz dünyada hayal
kurmak çok zor. Yine de derin hayallere dalarım…kendimi alamam.
Gerçekten hangi zaman ve
gerçekten burada mıyım?
Bu yaşananlar hayal gücünün bir
oyunu mu…
Dünyada cam gibi kırılgan
kalplerle yaşamak ne zor…
Ruhun gizli dili varsa bunu
seninle çözeceğim. Bunu neden söylüyorum. Beni öptüğünde ruhum kıvrılır, kıvrıl…bir
yaprak savruluyor.
Her insanın bir yara izi
olabilir. Ancak onu kanatmadan iyileştirmenin tek çözümü unutturmaktır. Ben de seninle
her şeyi unutuyorum ön mü arkamı…hiçbir şeyi bilemiyorum.
Biliyorsun ki, hayat benden büyük
bir parçamı aldı. Unutmak istesem de olmuyor..
Ama sen benimle öyle üzüldün ki bana, beni de benden uzaklaştırdın. Ve güzel huylarınla beni benden alıp kendine bendettin.
Unutturdun.
Şimdi bende dinde ve imanda ne
varsa hep sen oldun
Duam daima bu…ilahi bu dini
imandan ayırma.
Yine de sabır etmek, yüz açınca,
durakalıyorum. Sanırım, her şeyde olduğu gibi olmalı, olanda illaki bir hayır
var.
Bu da bir idrak meselesi, değil
mi?
Bu kadar olanlar arasında hep
kendime şunu dedim.
Hayal gücünü ve yeteneklerini
kullan. Her şey özneldir.
Artık bu ne demekse. Ayrıntıya takılmadan
uzaklaş. Sonuçta bu dünyadayız.
Yıllar kadar uzun bir öpüşle
öperim…güzel rüyalarında hep ben olayım..
.
İsmail Hakkı Altuntaş
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar