İki Dünya Arasında
Bir insan tanıyorum dersiniz. Garip gelen…başkalarının fark edemediği.
İşte onlar diğer dünyadan size haber getirenlerdir.
Bilmeliyiz ki insan hayatı iki dünya arasındaki seyahatten başka
bir şey değildir.
Yaşayanların dünyası ve göçenlerin dünyası.
Her iki dünya ayrı gibi görünse de…sarmal olan bir halde.
Şimdilik yaşadığımız dünyanın
fertleri olan bizler, ne kadar arzu etsek de diğer dünyadakilerle tam anlaşılır
bir ilişkiye giremeyiz.
Lakin bazıları vardır ki
öteki dünyaya biraz daha yakın olduklarından, dünyamızın geçiş sınırındaki
bazı şeyleri görebilirler.
İşte onlar hudutta olanlardır.
Ölüme yaklaşan kişilerde hududa yaklaştıklarından, bazı
şeyleri fark ederler. Bu sebepten ötürü bizlere haberler getirir.
Birde ölmeden önce ölenler vardır. Onlarda bu sınıfa dahil
veya daha üst katmandadır.
Öteki dünyayı kabul etmeyen ateist, nihilist bile olsa,
yaşayan için ölüm geçiş kapısıdır.
İnsanlar her ne şekilde olursa olsun sevdiklerinin yanında ve bu dünyada kalmak
isterler.
Bu gidişler ve gelişlerin içinde en çok acı çekenler intihar
edenlerdir. Bunlarda araftaki yaşamın dalgalı hali yüzünden sürekli geçiş
kapılarına vurduklarından asıl yerlerine gidemezler. Bozdukları ahengi ve geride bıraktıkları insanları rahatsız
ederler.
Sonuçta en uzun ömürlü insan bile ölüme yakındır. Çünkü ölüm
öteki dünya açısından bizim hayata göre sıfır zamandadır.
İyilerin ölümü neden bize sıkıntı vermez?
Çünkü onlar için ölüm bir nevi kurtuluştur. Yine de gerçek yüzüyle geri dönüşler her
şekilde iyi ve kötüye kapanmıştır.
Hayal âleminde olanlar ise görevli melekler diyeceğimiz
varlıkların mesaj içeriklerini aktarmasından ibarettir. Ta ki kıyamet kopana
kadar.
O zaman bir sual olarak Allah Teâlâ’nın peygamberleri nasıldır?
Onlar içinde sadece izinli olan Rasûlüllah salla'llâhü
aleyhi ve sellemdir. Onun dışında diğer peygamberler için izin verilmemiştir. Zahirde nasıl diğer peygamberlerin şeriatı
kalktıysa, tasarrufları da kalkmıştır. Hristiyan aleminde vizyonların çok
olması Hz. İsa aleyhisselâmın dönüş inancının varlığı ile kendi ruhlarının
sürekli bir beklentisi sonucu stigmata türü bir acıyı çok hissederler. Bunun
dışında çok bir farklılık yoktur. Yahudiler Hz. Musa aleyhisselâmı çok görmezler.
Sebebi hahamların kendilerini tanrı vekili görmelerinden bağlarının
peygamberlerine zayıflığıdır.
Allah Teâlâ dostları
içinde bu durum basıl denirse, peygamberimizin tahtı kademinde olanların
dışındaki bütün veliler içinde geri dönüş izni yoktur.
Eğer öldükten sonra bu geçiş yerlerinden geçebilmek ve dünya
ile bağın devamını isteyen biri olmak istiyorsanız, Rasûlüllah salla'llâhü
aleyhi ve sellemi ve ehli beytine bağlılığınızı artırmanın yolunu arayın. Başka
çözüm yolu da yoktur. Çok ibadet ile bu yüksek özellik bulunmaz.
Bunun böyle olduğuna delil nedir diyorsanız, kıyamet erteleyicileri
denen bazı insanlar vardır. Allah Teâlâ onların yüzü suyu hürmetine insanlığı
bağışlar bu kişilerin birinci vasfı da Rasûlüllah
salla'llâhü aleyhi ve sellemi çok sevmeleridir.
Allah Teâlâ yı sevdiğini iddia edenler, ve peygamberimize karşı
normal bir insan gibi düşünenler her geçiş noktasında akla karayı seçiyorlar. Ancak
ne fayda…
Ötelerde yalnızlığa mahkum olmak istemiyorsanız, Rasûlüllah
salla'llâhü aleyhi ve sellemi çok sevin. Ortada dolaşan misyoner kılıklı
insanların sözlerine aldanmayın. Onların birçoğu karanlık dehliz gibi odalarda
yalnız başlarına bekletiliyorlar. Pişmanlıkları da o kadar çok ki aldandıkları
bu konu için eyvah ettikleri ehline işaret edilmektedir.
İhramcızâde İsmail Hakkı
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar