Eyub Sabri
Eyub kitabı Eski Ahdin hem en üstün edebî parçalarından biridir, hem de
tema’sı bakımından da son derece dikkate değer. Bunda iyi ve doğru insanların
nasıl olup da ıstırap çektikleri ve dünyada mutluluk bulamadıkları problemi ele
alınmaktadır. Bildiğimiz gibi, önceleri Yahudilerde cennet ve cehennem,
başka bir dünyada mutluluk gibi düşünceler yoktu. Ölümle her şey
sona ererdi.
Tanrı âdil olduğuna göre, ya doğru insanların dünyada ceza görmeleri ve
ıstırap çekmeleri neyle izah edilebilirdi?
İşte Eyub kitabı bu konuyu ele almaktadır. Eyüb kitabının yazılışını mümin
Yahudiler Musa’ya mal etmektedirler.
Katolik din bilginlerine göre bunu yazan Yeremya’dır.
Luther de bu kitabın Süleyman zamanında yazıldığını söyler; protestanlar bu
fikri benimserler. Ama, Babil tutsaklığından sonra, İran egemenliği sırasında
yazıldığı meydandadır.
Hikâyenin çok eski bir şeklinin Yahudiler arasında yaşamış olması, ve
Babilden dönüşten sonra, adını bilmediğimiz birinin bunu, şimdiki edebî
kılığına koyması da mümkündür. Eski Ahitte ancak başlangıçta geçen «Tanrı
oğullarından söz edilişi de bu hikâyenin çok eskiden kalmış olduğuna tanıklık
etmektedir: «Ve Tanrı oğulları Rabbin önünde kendilerini takdim etmeğe
geldikleri gün vaki oldu ki, onların arasında Şeytan da geldi. Ve Rab Şeytana
dedi:
Nereden geliyorsun?
Ve Şeytan Rabba cevap verip dedi:
Dünyada dolaşmaktan ve orada gezinmekten. Ve Rab Şeytana dedi:
Kulum Eyub’a iyice baktın mı?
Çünkü dünyada onun gibisi yok; kâmil ve doğru adam; Tanrıdan korkar ve
kötülükten çekinir.»
Şeytan Tanrıya, Eyyub’un Tanrıyı sayması ve ondan korkmasının sadece ondan
gördüğü iyiliklere karşı olduğunu ve eğer kötülük görürse ona lânet edeceğini
söyler. Bunun üzerine Tanrı, Şeytanla bahse tutuşur ve ondan sonra da
Eyüb’ün çekmediği belâ, kalmaz: Evlâtları ölür, mal olarak nesi varsa elinden
gider,. Ama Eyub bütün bunlara karşı Tann’ya «uygunsuzluk yüklemez». Gene
bir gün «Tanrı oğulları» Tanrının yanına gelmişlerdir ve tabiî, Şeytan da
oradadır. Tanrı gene Eyüb’ü sorar. O da: «İnsan, canı için nesi varsa verir»
der ve Eyub’un sağlığını da elinden almasını, o zaman onun, kendisine lanet
edeceğini söyler. Tanrı bunu da yapar. Eyüp tepeden tırnağa yaralar çıkarır,
karısı (Âdem’e olduğu gibi Eyub’a da kötü işi kadın tavsiye etmektedir) Tanrıya
lanet etmesini söyler, ama Eyub bunu yapmaz. Eyub kül içine oturmuş, bir çömlek
kırığıyle yaralarını kaşımaktadır. Yanına üç eski dostu gelir ve onunla
konuşurlar. Yalnız, o zamana kadar alın yazısına katlanan Eyüb’ü arkadaşlarının
sözleri nerdeyse Tanrıya isyan ettirecektir.
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar