Herkes Kendinin Şeytanı
Humbert de Romans pazarları ahlaki açıdan panayırlara göre daha kötü hale
getiren şeyin ne olduğunu açıklamak için bir hikaye anlatır:
(Bir adam] manastıra girdiğinde orada birçok şeytan olduğunu ama
pazar yerine gittiğinde sadece bir tane olduğunu, onun da yüksek bir direkte
tek başına durduğunu görür. Bu onu hayrete düşürür. Ama ona manastırda her
şeyin ruhları Tanrı'ya ulaştırmaya yardım edecek şekilde düzenlendiği, bu
yüzden de keşişleri yoldan çıkarmak için bu kadar çok şeytan gerektiği, halbuki
pazar yerinde herkes kendinin şeytanı olduğu için tek bir şeytanın yeterli
olduğu anlatılır.
Pazarda "herkes kendinin şeytanı" olduğu tabiri hikayeyi
ilginçleştirir.
Ekonominin insanı başkaları karşısında bir şeytan haline getirmesini
anlayabiliriz ama neden kendisi karşısında şeytanlaşır?
Tabii ki akla dini bir yorum geliyor: Saldırgan rekabet şeytanı insanı
kendi içindeki en iyi şey, yani merhamet karşısında duyarsızlaştırır. Ama o
dönemde daha dünyevi bir açıklama da aynı ölçüde yaygındı: Dizginsiz ekonomik
rekabet sonuçta kendi kendini tahrip edebilirdi. Kazanç elde etmeyi uman
ekonomik hayvan panayır gibi yerleşik kurumları enkaz haline getirerek aslında
kaybedebilirdi. Bunların hepsi zaman meselesiydi.
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar