Keramet Değilmiş Esas olan
Baksana Şeytan’dan da binlerce kerâmet (hark-ı âdet) [ zuhûr
etmekte.
“Şu muhakkak ki sözlerim, şeytanların meleklerden haber çalması gibi çalıp
çırpma, söz değil.” [Gülşen-i Râz, s. 7, b.59; [s. 69, b. 58]
“Şu kadar ki, (cinler, şeytanlar içinde semânın sâkinlerinden) kulak
hırsızlığıyla ilgili bir bilgi, bir haber kapmaya teşebbüs eden olursa, onu da
apaçık görebilen parlak bir ışık tâkip (ve yok) eder.” Hicr, 15/18
Senin kerâmetlerin, Hak-perest olmaktadır. Bundan başka her şey riyâdan,
kibirden, ‘ucbdan, kendinden varlık görmekten ibarettir. Bu makamda fakra âit
olmayan her şey, istidrâc ve mekrden başka bir şey değildir. Baksana Şeytan’dan
da binlerce kerâmet (hark-ı âdet) [ zuhûr etmekte.
İblîs, gâh duvardan gelir, gâh damdan; gâh gönlüne girer, oturur, gâh
vücudunda gezer dolaşır! Senin gizli hallerini (ahvâl-i pinhân) hep bilip seni
küfre, fıska ve isyâna sokar. İblis, sana imam oldu, sen de ona uydun; uydun
ama onun bu yaptıklarını nereden yapacaksın? Kerâmetlerin kendini göstermek (
hod-nümâ) içinse sen Firavun’sun, bu dava da Tanrılık davasıdır! Hakk ile
âşinâlığı olan kişi, kendini göstermeye kalkışmaz. Sakın, kendini halkın
gözünde olma illetine giriftar etme!” [Gülşen-i Râz, s. 73-74, b. 885-894]
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar