Print Friendly and PDF

Şeytan ve Hilelerine Karşı

Hanzeb

Şeytanlardan birine de “hanzep” denilmektedir. Hanzeb, namaz kılanın namazını ve kıraatini karıştırır.

Osman b. Ebî Âs Rasülullâh “salla’llâhü aleyhi ve selleme geldi ve ona “Ey Allah’ın Resûlu (s.a.)! şeytan benimle namazım ve kıraatım arasına girdi de namazımı karıştırdı.” dedi. Rasülullâh salla’llâhü aleyhi ve sellem, “Bu Şeytandır. Ona “Hanzeb” denilir ki onun geldiğini hissettiğinde Allah’a sığın, üç defa sol tarafına yönel” dedi.

Aramızdaki Fark

Ali b. Ebî Talîb (Kerremallâhü veche) şöyle buyurmaktadır: “Ehl-i Kitabın ibadetiyle bizim namazımız arasındaki fark şeytanın vesvesesidir…”

“Ehl-i Kitabın ibadetiyle bizim namazımız arasındaki fark şeytanın vesvesesidir. Şeytan inkârcıların amelleriyle uğraşmaya son verdi. Çünkü inkârcılar, şeytana zaten uyum sağlamışlardır. Müslümanlarsa ona muhalefetle savaş yapmaktadırlar. Muharebe, muhalefeti de içinde barındırır.”

 Yâsîn Sûresinin Okunması Ve Faydası

Bursevî, Yâsîn sûresinin okunması ve faydası ile ilgili olarak, Hatmü’l-evliyâ olarak nitelendirdiği İbn Arabî’den şu vâkıayı nakletmektedir:

“İbn Arabî, geçmişte hastalanıp bayılmış; öyle ki kendisini ölmüş zannetmişler; bu esnâda sîmâsı korkutucu olan bâzı kişilerin kendisine eziyet etmek istediklerini, buna karşılık, ellerinde mızrak olan nûranî yüzlü ve beyaz elbiseli bâzı kimselerin ise hücûm edip düşmanı üzerinden defettiklerini görmüş. Bu kişilerin kim olduğunu sorunca, “Yâsîn sûresi” olduğunu söylemişler. Şifâ bulup gözünü açtığında babasının, üzerinde Yâsîn sûresini okuyup sona doğru geldiğini görmüş. İbn Arabî “işte bana musallat olanlar şeytanlardı, bana yardım edip şeytanların şerlerini üzerimden defedenler ise Yâsîn sûresinin kelimât ve âyâtından yaratılan melâike ve ervâh idi.” Demektedir.”

Müellif, aynı konu ile ilgili olarak Bursa’da başından geçmiş bir olayı da şöyle anlatır: Bursa yerlilerinden birinin, “evime cin musallat olmuştur” şikâyeti üzerine ona bir muska yazıp “evine as” demiştim. O gece ellerinde mızrak olan korkunç kişiler yattığım evin penceresinden hücûma geçtiler, ancak evin içine girmeye muvaffak olamadılar. Çünkü, o gece sırr-ı Yâsîn üzerine yatmıştım. Meğer o cin tâifesi yüz otuz seneden beri şikâyet olunan hânede yerleşmişler. “Bizi bu kadar müddetten beridir yerleştiğimiz yerden niçin ayırıp perîşan etmek istersin?” Dediklerinde, ben de bu işten vazgeçip şerlerinden Allah’a sığındım.” 

[Bursevî, Tuhfe-i Recebiyye, vr. 65b.]

Şeytanın Sevmediği Üç Davranış

Şeytan, Hz. Rasülullâh “salla’llâhü aleyhi ve selleme üç davranışın kendisini memnun etmediğini söylemiştir.

Bunlar; müminlerin cemaatle namaz kılmaları, Kur’an-ı Kerim okumaları ve sadaka vermeleridir. Cemaatle kılınan namaz şeytanın hırs ile kendi kendini yakmasına, Kur’an-ı Kerim okumak onun can vermesine, sadaka vermek de kendi cismini ikiye bölmesine sebep olmaktadır.

 

 Hiyel

“Hilekârlık yaptılar, Allah Teâlâ da hilelerine karşılıkta bulundu ve Allah Teâlâ hile yapanların en hayırlısıdır.”[1]

“ Ve böylece her bir beldede günahkârlarını büyükler kıldık ki, orada hilede bulunsunlar. Hâlbuki onlar hilekârlık yapmazlar, ancak kendilerine yapmış olurlar da farkına varamazlar.” [2]

 "Rasülullâh “salla’llâhü aleyhi ve sellem”den  işittim, demişti ki: "Allah bir kimseyi başkaları üzerine çoban yapmış, o da idaresi altındakilere hile yapmış olarak ölmüş ise, Allah ona cennetini kesinlikle haram eder."[3]

"Huzeyfe (radıyallâhu anh) bir adamın namaz kılarken hîle yaptığını görmüştü.

"Sen bu namazı ne zamandan beri kılıyorsun?" diye sordu. Adamcağız:

"Kırk yıldan beri!" dedi. Huzeyfe? "Öyleyse kırk yıldan beri namaz kılmadın (bütün kıldıkların boşa gitmiş). Şâyet bu şekilde namaz kılarak ölecek olursan Muhammed'in fıtratından başka bir fıtrat üzere öleceksin!" dedi ve ilave etti:

"Kişi namazı hafif kılar (ama buna rağmen) tam kılar, güzel kılar!" [4]

"Tek bir fakih, şeytana bin âbidden daha yamandır." [5]

"Mü'mine zarar veren veya hile yapan mel'undur." [6]


[1] Âl-i İmran, 54

[2] En’âm, 123

[3] Buhârî, Ahkâm 8, Müslim, İman 227, (142); İmâret 21, (142)

[4] Buharî, Ezân 119, 132,; Nesâî, Sehv 66, (3, 58-59)

[5] Tirmizî, İlim 19, (2083)

[6] Tirmizî, Birr 27, (1942)


Yahuda İncili/Bölüm 4 Kötü bir Ticaret

 

Müfessirlerden el-Alaî’ye ait şeytanın hilelerine karşı eğitsel bir öğüt niteliğinde, bir sözde şöyle geçer… 

“Kendisi için zarar veren fakat yarar sağlamayan; üzüntü veren fakat sevindirmeyen dünyayı kim benden satın alır?” diye sorar.

Ehl-i dünya: “Biz” derler.

Şeytan: “Acele etmeyin, onun bazı kusurları var” der.

Ehl-i dünya: “Önemli değil” derler.

Şeytan bu sefer: “Dünyanın değeri altın ve gümüş değil, onun fiyatı, cennetteki hissenizdir. Ben dünyayı şu dört şeye karşılık satın aldım: Allah’ın lâneti, gazabı, azabı ve O'nun emirlerini çiğnemek ve yasakladıklarını yapmak. İşte ben, cenneti verip bunları aldım" deyince Ehl-i dünya:

“Biz de bu şartları kabul ediyoruz” derler.

Şeytan: “Dünyaya gönüllerinizi yerleştirerek ebediyen çıkarmamak sûretiyle bana bu işten kâr vermenizi istiyorum” der.

Ehl-i dünya: “Evet, bu şartlarla alıyoruz” deyip alırlar. Bunun üzerine şeytan: “Bu ne kötü bir ticaret!” diye şaşkınlığını ifade eder.


Herkese Aynı Değil

İsmail Hakkı Bursevi, Hakk’ın iki kişiye sûret-i vâhidede tecelli etmeyeceğini, her şahsa itikadına ve haline göre ayrı surette tecelli edeceğini, ism-i vâsiin hükmünün tecelliyatta farklı olacağını ifade eder. [89a]

Hakk’ın bizzat görünmeyeceğini, temessül yoluyla zuhur edeceğini, burada Hak yolcularının ayakları kaydıran bazı temessülâta dikkat etmesi gerektiğini, mesela şeytanın kendisini sema ve yer arasını kaplamış vaziyette göstererek ilahlık davasına girebileceğini, sâliklerin onu Hak sanarak ilhâda düşebileceğini anlatır. [90a]

İsmail Hakkı Bursevi , Kitâbü’l Hucceti’l-Bâliğa

Mihrab

Mihrap evin şerefli ve yüksek yeri, meclisin en şerefli yeri, ümit bağlanan yer, nefisle ve şeytanla muharebe edilen yer anlamlarına gelir. Dergahın/Mescidin giriş yeri olan cümle kapısının (ana kapının) tam karşısına gelen mihrabın üzerinde -camilerde olduğu gibi- Küllema dehale aleyha Zekeriyyel mihrab (Zekeriyya, O'nun (Meryem'in) yanına mihraba her girişinde...) ayet-i kerimesi veya "Fevelli vecheke şatral mescidi-i haram (=Yüzünü Mescid-i Haram tarafına çevir)" ayeti metin olarak yazılıdır.

Yumuşak Sözlü Olmak

Kimseye Kızmayın

Onlar sizi kırsalar da

Dağıtsalar da

Hangi gül sevilmişte

Koparmamışlar ki...Değil mi

 

“Söyle o kullarıma: “Hep en güzel sözleri söylesinler, çünkü şeytan aralarını bozmaya çalışır. Gerçekten şeytan insanın açık düşmanıdır.” [İsra, 17/53.]

 

Hadislerde konu ile ilgili olarak şöyle buyurulmuştur:

"Bir kimse yumuşak davranmaktan mahrum ise hayrın tamamından mahrumdur." [Müslim, Birr, 75, 2592]

 

"Edebsizlik ve çirkin söz girdiği şeyi çirkinleştirir. Hayâ ise girdiği şeyi güzelleştirir."

[Tirmizî, Birr, 47, 1975;İbnu Mâce, Zühd, 17, 4185.] 

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar