Ululuk Issının Bulunduğu Yerde Söz Söyleyemem Ben.
*
Gönlündekini benden gizliyorsun, yâni ben
bilmem demek istiyorsun, yazıyı, harfleri birbirine ulayıp yazıyorsun, okuma bilmem
diyorsun yâni.
Hayal levhana ne
yazıldıysa ben yazmışım, gönlündeki sırrı nasıl bilmem ki canının içindeyim
senin.
Güneşten de üstünüm,
güneşten de aydın, rûh zerreleri önümde oynamada, zikretmede; hepsi de inciler
saçan tapıma yönelmiş.
Güneşin ışığı olmasaydı
nerden görünecekti zerreler? Ey zerre, apaçık çekişimden nasıl kaçabilirsin?
Dünya pervane gibi
ışığımın çevresinde dolanıyor; ona bir ışıktır yolluyorum, kanatlarını yakıp
yandıran da benim
Bu şahrem şahrem yarılıp
parçalanan anlatışa sığmayan aşk halvettedir; aşkı anlamak istiyorsan gel de
huzuruna götüreyim seni.
Şüpheye mi düştün, bil
ki o şüphe benden geliyor sana; inkâr sahiplerini o hileyle tutar, ta dibe
çekerim ben.
Adamakıllı inançta
mısın, o inancı da benden bil, devlete erenleri de o ağla yakalar, küfürden
kurtarırım.
Derdin, mihnetin varsa o
dertte de beni gör, o mihnette de beni bul; çünkü o zahmet oku da ancak benim
yayımdan fırlar.
Zahmet rahata döndü, ok,
kalkan haline geldi mi dikkat et de gör, o da benim eseri görünmeyen lûtfumun
bir eseridir, bir bağışıdır sana.
Nerde bu cemal, bu
güzellik varsa orda alışveriş helâldir; fakat ululuk ıssının bulunduğu yerde
söz söyleyemem ben.
Kaynak: Cilt 1
Mevlânâ Celâleddin-Divân-ı Kebîr-Hazırlayan : Abdülbâkiy GÖLPINARLI,
İstanbul Remzi Kitabevî , Yükselen Matbaası İstanbul — 1957
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar