Kaderi Sadece Adalet Mahkum Eder
Bir gün Musa (aleyhisselâm) ibadetini bitirdikten sonra bir
ağacın altına oturur. Hemen yakınındaki çeşmeyi seyrederken atlı birinin geldiğini
görür. Atlı su içmek için eğildiğinde
boynundaki altın kesesi ıslanmasın diye çıkarır çeşme başına bırakır. suyunu
içtikten sonra altın kesesini unutur ve yoluna devem eder.
Hemen arkasından hoplaya zıplaya bir çocuk gelir, tam su
içecekken altın kesesini fark eder ve hiç düşünmeden alır ve uzaklaşır.
Çocuğun arkasından çok yaşlı bir ihtiyar inleyerek su içmeye
gelir. Bu arada altın kesesini su başında unutan atlı keseyi almak için çeşmeye
doğru yaklaşır. Fakat çeşme başında hiç bir şey bulamaz. Yakınındaki yaşlı
adamın aldığı zannıyla ve altın kesesini
vermesini ister ihtiyar ben almadım dese de ikna edemez. İyice sinirlenen atlı adam
kılıcını çeker ve yaşlı adamı öldürür.
Olan biteni gören Musa (aleyhisselâm)
”Ey Rabbim haklı ve
haksız birbirine karıştı ve fitneye döndü bu olanlar”, dedi…
Allah Teâlâ:
”Ey Musa! Fitne dediğin bu olaylar şudur.
Atlı o küçük çocuğun
babasının malını yağmalamıştı. Ölen ihtiyar ise gençliğinde çok güçlü bir adamdı,
fakat bir hiç uğruna atlının babasını öldürmüştü. O ihtiyarı öldüren atlı işte o köylünün oğludur. Kısas yaptı.
Ey Musâ, bu kader boğumlarını çözmeye kalkma içinde kendi
düze çıkaran bir adalet vardır… İnsan acele eder ama kader etmez. Vakti gelince
tecelli eder. Hak yerine ulaşır. ”
Kader-i adil hem bu dünyada ve hem ahirette isabeti hak üzeredir.
Kaderi sadece adalet mahkum eder.
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar