Print Friendly and PDF

Her Kim Kadir Gecesi Filan Gecedir Diyorsa Peygamberimize Muhalefet Etmiştir

Bunlarada Bakarsınız


Muhyiddin İbn Arabi kuddise sırruhu, Futûhât-ı Mekkiyye'sinde Kadir gecesi için şu izahı verir.
“Kur'ân-ı Kerim, bin aydan daha hayırlı bir gecede, yani bin aydan daha üstün ve daha faziletli bir gecede inmiştir. “
‘Daha faziletli’ bir ilavedir ve ilave onun kendisidir. Allah Teâlâ ‘daha faziletli’ olmayı Kadir gecesine tahsis etmiştir.
Bu, o gecenin Allah Teâlâ katındaki mertebesidir. Kuran’ın kendisinde indirildiği bu gece Kadir gecesidir ve Şaban’ın yarısına karşılık gelir. Çünkü kadir gecesi, bütün senede dolaşan gecedir.
Bizim görüşümüze gelirsek, kadir gecesinin bütün senede dolaştığını gördük.
Onu Şaban’da gördüğümüz gibi Ramazan’da ve onun tek sayılı bütün gecelerinde gördük. Ramazan ayının on ikinci gecesinde de -o yılın orucuna göre Kadir gecesini gördük.
Allah Teâlâ bir senedeki gecelerden hangisini ‘Kadir gecesi’ diye isimlendirilen o gecenin zamanı yaparsa, ‘Kadir gecesi’ odur.
Kadir gecesinin denk geldiği gece senenin geceleri arasında diğerlerinden üstünlüğü olan özellikli bir geceyse, o gecenin hayrı Kadir gecesinin faziletine eklenir. Bu gecelere misal olarak Cuma, Şaban’ın yarısı gibi bilinen geceleri verebiliriz. Böyle bir gecedeki Kadir gecesi, bulunduğu gecenin faziletinin eklenmediği senedeki Kadir gecesinden üstündür.
Bunu bilmelisin!
***
Kadir gecesi nedeniyle Ramazan gecesini ibadetle geçiren kimse -gecenin aranmasını Hakk teşvik ettiği için ayakta dursa bile gerçekte kendisi için ayakta durmuştur.
Ramazan ismi ya da başka bir isimden dolayı ayakta kalırsa, kendisi iç in değil, Allah Teâlâ için ayakta durmuş demektir ve böyle biri daha yetkindir. Yine de her ikisi de dine uygundur.
Bilmelisin ki, kadir gecesine insan tesadüf ederse, bu, Allah Teâlâ’nın kendisine ihsanda bulunduğu bin aydan hayırlıdır. Kadir gecesi her bin gecede bir tane olarak bulunuyorsa, her yılın on iki ayında bir tane bulunduğunda durum nasıl olabilir?
Ayette belirtilen bu durum, kulaklarımızın nassa dikkat kesildiği garip bir ifadededir. Bu ifade, başka bir anlam daha içerir ki, o da bu gecenin bir sınırlama olmaksızın bin aydan ‘daha’ hayırlı olmasıdır. Bununla birlikte bin aya ilave olan kısım (daha) belirsizdir ve dolayısıyla nerede biteceği bilinemez.
Allah Teâlâ kadir gecesinin bin aya bedel olabileceğini söylememiş, herhangi bir vakit belirmemeksizin bin aydan daha üstün saymıştır. Bu geceye ulaşan kul, bin seneden fazla (ama) belirsiz bir sürede ihlaslı bir halde Rabbine itaat etmiş gibidir. Başka bir örnek ise, doğal ömrü aşarak, ölümü zorunlu olsa bile, bilinmeyen bir ömre ulaşan kimseye benzer. Fakat bu ölümün doğal ömrü aştıktan sonra tek bir nefesle mi, ya da binlerce yıl sonra mı gerçekleşeceği bilinemez. Daha önce söylediğimiz gibi, sınırlı sayılmadığında kadir gecesinin durumu da böyledir.” (Söz bitti.)
Yine Muhyiddin İbn Arabi kuddise sırruhu, Futûhât-ı Mekkiyye'sinde kader yani bilinmeyen gelecekten bahsederken der ki:
“Kaderden soru sorarsan, adını nebîlik divanından silerim.’
Kaderi sormak, eşyanın yaratılış illetlerini sormaya benzer. Hakkın fiillerinin (kendinden başka zorlayıcı) bir illetinin olması uygun değildir. Çünkü zâtın varlığı ve mümkün ayn’ın (sabit hakikat) varlığın zuhurunu kabul etmesinin dışında, bir şeyin yaratılışını zorlayacak illet ve neden yoktur. Öyleyse ezel, illetlerden soru sormaya el vermez. Böyle bir soru, Allah Teâlâ’yı bilmeyenden meydana gelebilecek bir sorudur.
… Bu nedenle kader bilgisi, peygamberlerden olduğu gibi, başkalarından da gizlenmiştir.”
Cuma günündeki (insanın kendisinde yaratıldığı en şerefli) saat, sene içindeki Kadir gecesinin durumuna benzer. Allah Teâlâ, Kadir gecesinin durumu hakkında şöyle der:
‘İnsanlar tek bir ümmet idi, Allah Teâlâ peygamberlerini müjdeleyen ve korkutan kimseler olarak gönderdi. Onlarla hakkı indirdi ve böylece görüş ayrılığına düştükleri konuda insanlar arasında hüküm verirler. O konuda sadece daha önce kendilerine Allah Teâlâ katından apaçık deliller gelen kimseler kıskançlıkları nedeniyle görüş ayrılığına düşmüştür. Allah Teâlâ iman edenleri görüş ayrılığına düştükleri konuda hidayete ulaştırmıştır:'
Bu ayet, Kadir gecesi hakkındaki görüş ayrılığı hususunda inmiştir. (Söz bitti.)
Şimdi biz de diyoruz ki; elli yıl kadar önce memleketimizde Kadir gecesi hakkında insanlar ramazanın 27. Gecesini bilirler, bir saflık içinde o geceyi ihya ederler huzur bulurlardı. Ne zaman ki, cemaatler denen mezhep ötesi ileri olan guruplar, yani, mezhebin nedir sorusundan sonra hangi cemaattensin diye sorulduğunda bir cevabı olanlar, ayrıcalık kazanmak için kendi imamlarının peşinden gitmeye başladılar. Kadir gecesine de el attılar. Ne var ki, kadir gecesi de bilinmeyenler arasındadır. Hürmeten sırrına müdahale etmemek gerekir.
Sözün nihayetini Muhyiddin İbn Arabi kuddise sırruhu ile bitirelim. Hazret Futûhât-ı Mekkiyye'sinde diyor ki;
“İnsanlar kadir gecesinin zamanı hakkında görüş ayrılığına düşmüştür. Bir kısmı, onun bütün sene içinde döndüğünü söylemiştir ki, ben de bu görüşteyim. Kadir gecesini Şaban’da, Rebi’de ve Ramazan’da gördüm, Ama en çok Ramazan’da, özellikle de son on gününde, bir kez de Ramazan’ın ikinci onuncu dilimindeki tek sayılı gecelerinde gördüm. Ben, kadir gecesinin görüldüğü ayın tek ve çift gecelerinde olmak üzere senenin bütününde döndüğü inancındayım.
Her gece ibadete kalkarak, söylediğim kadar bile olsa, bütün sünnetleri yerine getirmeye çalış! Hiçbir gece duayı ihmal etme.
Dua ederken Allah Teâlâ’dan bağışlanma, din, dünya ve ahiret işlerinde afiyet istemelisin.
Bir sene dahilinde Kâdir gecesine ne zaman tesadüf edeceğini bilemezsin. Tekrar yine söylüyorum:
Kadir gecesini Ramazan ayının dışında pek çok kez gördüm. Bu itibarla Kadir gecesi senenin içerisinde dönerken en çok Ramazan’da ve bilhassa ayın tek gecelerinde bulunur; bununla beraber bazen çift gecelerde de bulunur. Kadir gecesini ayın on sekizinci gecesinde gördüm, Ramazan’ın onuncu gecesinde de bana gösterildi. Gece ibadederini yaparken on ayete ilavede bulunursan, ilave ettiğin kadar gafletten uzaklaşmış sayılırsın. Yüze çıkardığında ise zikredenlerden sayılırsın; bin ayete çıkardığında, muksit denilenlerden biri olursun.
(söz bitti)
Hulasa, insanlar mal bulmuş mağribi gibi,  büyüklerin sözlerini çarpıtıp, ona göre çıkarımlar yaparlar.
Hiç düşünmüyorlar ki, Allah Teâlâ, Habibi Rasûlüllah salla'llâhü aleyhi ve selleme hikmeten unutturduğu Kadir Gecesi bilgisini, faziletli olsa da başka bir kişiye  vereceğini düşünmek yanlış olmalı. Ümmet olarak bize düşen yapılması gereken nafile ibadet, azda olsa her gece, ve  sadece ramazan ayına da mahsus değil senenin bütün gecelerine yayarak devam etmektir. Bilindiği üzere o kul  illa ki bu faziletli geceye isabet etmesi haktır.
Yine ısrarla diyorum, her kim Kadir gecesi filan gecedir, veya söyle böyle diyorsa Efendimiz salla'llâhü aleyhi ve selleme muhalefet etmiş, ve onun sünnetinden uzaklaşmış demektir. Bu böyle bilinmeli.
İhramcızâde İsmail Hakkı

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar