Print Friendly and PDF

FAL

Bunlarada Bakarsınız



Ey kişi derdine derman olacak ve soracak salih bir kişi bulamazsan en yakın dost Kur'ân-ı Kerim’dir. Mehmet Akif Ersoy, Kur'ân-ı Kerim fal bakmak için inmedi der…ama zamanın icabı bazı insanların bu tür şeylere ihtiyacı vardır. Akıl insanın silahı, ama insanoğlu dosta muhtaç yaratılmıştır. Bu nedenle sahtekarlara, TV lerde  boy gösteren düzenbaz şarlatanlara soracağına Kur'ân-ı Kerime danışması…yüzbin kere isabetli olur. Kur'ân-ı Kerim doğrunun kendisidir. Allah Teâlâ’nın kelamı haydir ve hakikatin kendisidir.

Öyle ise:

Abdest al.

Bir Fatiha, üç ihlâs-ı şerif, gönlünce Rasûlüllah salla'llâhü aleyhi ve selleme salavat getir. Sonra Kur'ân-ı Kerim lahevle vela kuvvete illa billah de ve aç.

Sağ sayfaya bak. Hangi harf geldi ona bak. Onu al. Sonra yedinci satıra kadar o harfi say.  O sayı kadar sayfa çevir. Çıkan sayfanın yedinci satırındaki harfin manasını oku. İlk çıkan harf ile uyuşursa onu yap. Uyuşma yoksa terk etmek uygundur.

Bir başka usul.

Çıkan sayfadaki Allah lafızlarını say. O sayı miktarınca sayfayı çevir. Yedinci satırdaki yedinci harfi seç. Sonra bulduğun sayı kadar daha sayfa çevir. Çıkan sayfadaki saydığın Allah lafzı kadar harfleri say ve onu öğren..
ikisini karşılaştır.

Hatırlatma

Eğer bu fal bakma usulünü kendine özel etmek istiyorsan, ebced ile ismini topla ilk mesela 92 ise, iki hardin toplamı 11 eder. İlk harf ile 11. Satırdaki 11. Harfi öğren ona göre bak. Eğer isim harfleri toplamı 15 i geçerse, mesela 16 olursa, o zaman ikisini topla 7 olur. İki harfin işaretini kendine esas al.

Ne zaman bir sorunun olursa kendinle özdeşleştirdiğin usüle göre bakarsın.

Sonuçta bu usuller çoğalır. Genelde Allah lafızları sayar, o sayı kadar sayfa çevirir ve açılan sayfadaki o sayının geldiği satırdaki ayetin manasına göre hüküm çıkarırlar. Eğer bu harfler listesi elinizde olmazsa…

Hı, ze, şın, ayın, kef, mim ve lâmeliften ibaret olan yedi harfin açık veya ima yoluyla olumsuz bir gelişmenin işareti sayıldığı anlaşılmaktadır.

 

HÂZÂ FÂL-I MÜBÂREK-I KUR’ÂN-I AZÎZ

Eğer elif gelse: Kavluhû ta’âlâ “Elif Lâm Mîm. Allâhu lâ ilâhe illâhû.” Te’vîli “Hayırdur ve şâzılıkdur.”

Eğer be gelse: Kavluhû ta’âlâ “Berâetün minallâhi ve rüsûlihî.” Te’vîl “Şâzılık­dur ve hayırla ni’met hâsıl olmakdur.”

Eğer te gelse: Kavluhû ta’âlâ “Tebârekellezî bi-yedihi’lmülk.” Te’vîl “Tevbedür, salâhatlikdür. Hayırla selâmetlige ve râhata irer inşâallâhu’r-rahmân.”

Eğer se gelse: Kavluhû ta’âlâ “Sümmellezîne keferû bi-rabbihim ya’dilûn.” Te’vîl “Murâda yetişmekdür, Allâh ta’âlânin avniyle.”

Eğer cim gelse: Kavluhû ta’âlâ “Cennâtü adn.” Te’vîl “Mübâlağa dur ki hadîkadur ve mübârek seferdür.”

Eğer ha gelse: Kavluhû ta’âlâ “Ha Mîm. Ve’l-kitâbu’l-mübîn.” Te’vîl “Murâddur ve kuvvetdür ve yardım hâsıl olmakdur kendi kavmlerinden.”

Eğer gelse: Kavluhû ta’âlâ “Hatemallâhu alâ kulûbihim ve alâ sem’ihim.” Te’vîl “İstiğfârdur vü niyyet sabrdur ve katlanmakdur.”

Eğer dâl gelse: Kavluhû ta’âlâ “Demmerallâhu aleyhim.” Te’vîl “Şâzlıkdur ve râhatlık bulmakdur.”

Eğer zâl gelse: Kavluhû ta’âlâ “Zevâtâ âfnan.” Te’vîl “Murâdı hâsıl olmakdur, düşmânları kahrolmakdur, selâmetlikle murâda irişmekdür.”

Eğer gelse: Kavluhû ta’âlâ “Resûlun minallâh.” Te’vîl “Devlet hâsıl olmak­dur selâmetlikle.”

Eğer ze gelse: Kavluhû ta’âlâ “Züyyine li’l-nâsi hubbu’l-şehevâti.” Te’vîli “Sabır itmekdür, birkaç gün sabır itmese murâd hâsıl olmaya. Bes lâzım oldur ki evmemek gerek.”

Eğer sîn gelse: Kavluhû ta’âlâ “Seele sâilun bi-azâbin vâkı’ûn.” Te’vîl “Ferah ve şâzlıkdur ve hayırla murâdı hâsıl olmakdur.”

Eğer şın gelse: Kavluhû ta’âlâ “Şehidallâhu ennehû lâ ilâhe illâhû”. Te’vîl “Korkudur ve avrat mekridür ve kendi dili ucundan incinmekdür. Ammâ sabırla zafer bula düşmanları üzerine.”

Eğer sad gelse: Kavluhû ta’âlâ “Sâd ve’l-Kur’âni zi’l-zikr. Te’vîl “Şazlıkdur ve hayırdur. Kendi kavmi arasında murâd hâsıl olmakdur.”

Eğer dad gelse: Kavluhû ta’âlâ “Daraballâhu meselen.” Te’vîl “Anun hikmetini Allâh bilir.”

Eğer gelse: Kavluhû ta’âlâ “Tâhâ. Mâ enzelnâ.” Te’vil budur ki “Hayır kapusı açılmakdur ve şer kapuları kapanmakdur ve halâyık üzerine hükmü olmakdur.”

Eğer gelse: Kavluhû ta’âlâ “Zahara’lfesâde fi’lberri ve’lbahri.” Te’vîl “İyilik hâsıl olmakdur ve dahi murâd bula ve âhireti ma’mûr ola.”

Eğer ayın gelse: Kavluhû ta’âlâ “Abese ve tevellâ”. Te’vîli “İstiğfârdur ve tevbedür ve bu niyyet ki oldı, sabır itmek gerek.”

Eğer gayın gelse: Kavluhû ta’âlâ “Gâfiru’l-zenbi ve kâbili’l-tevbi şedîdü’likâb.” Te’vîli “Hayır kapuları açılmakdur, inşaallâhu ta’alâ.”

Eğer fe gelse: Kavluhû ta’âlâ “Felâ uksimû bi-mevâki’i’l-nücûmi” Te’vîl “İşleri âsân olmakdur ve dağılmış işleri hâsıl olmakdur.”

Eğer kaf gelse: Kavluhû ta’âlâ “Kâf ve’l-Kur’ânü’l-mecîd.” Te’vîl “Yoldaşlardan ve ululardan hürmet yetişmekdür. Hayırla ve râhat ile dosta yetişmekdür.”

Eğer kef gelse: Kavluhû ta’âlâ “Keef, he, ye, ayın, sâd. Zikru rahmeti rabbike abdehû Zekeriyyâ.” Te’vîl “Nice gün sabr itmekdür ve istiğfâr ve kanâat itmekdür.” Eğer lâm gelse: Kavluhû ta’âlâ “Lem yekünillezîne keferû.” Te’vîl “Ni’met ve hayr irişmekdür ve devlet kapuları açılmakdur, inşaallâhu ta’alâ.”

Eğer mîm gelse: Kavluhû ta’âlâ “Mâkâne Muhammedün ebâ ahadin” Te’vîl “Sabırdur; sabritmese melâmet ola, dahi kazâya delâlet ider.”

Eğer nûn gelse: Kavluhû ta’âlâ “Nûn ve’l-kalemi vemâ yestirûn.” Te’vîl “Râhat ve hayr ve şâ(z)lıkdur ve cemî’ işleri âsân olmakdur.”

Eğer vav gelse: Kavluhû ta’âlâ “Vallâhu min verâihim muhîtun.” Te’vîl “Âdem oğlanlarına ihtiyâcı olmamakdur, ganî olup murâdın bulmakdur.”

Eğer he gelse: Kavluhû ta’âlâ “Hel etâ ‘ale’l-insâne.” Te’vîl “Murâd hâsıl olmakdur ve düşmânı kahrolmakdur.”

Eğer lâmelif gelse: Kavluhû ta’âlâ “Lâ uksimu bi-hâza’l-beled.” Te’vîl “İşleri teşvîş olmakdur ve zahmet çekmekdür ve tevbe ve istiğfârdur.”

Eğer ye gelse: Kavluhû ta’âlâ “Yâsîn. Ve’l-Kur’ânu’l-hakîm.” Te’vîl “Hayırdur ve sevinmekdür ve ni’met eline girmekdür.”

İKİNCİ GELEN HARF İÇİN

Eğer tekrâr elif gelse: Mekirdür?, hâ­sıl olmaz.

Eğer tekrâr be gelse: Bir kişü mu’âvenet itmeyince hâsıl olmaz.

Eğer tekrâr te gelse: Cehd ide, dünyâ zevki hâsıl ola.

Eğer tekrâr se gelse: Gâyet iyüdür.

Eğer tekrâr cîm gelse: iyüdür, üç gün­de hâsıl olmaz.

Eğer tekrâr ha gelse: Bir ulu kişi ara­ya girmeyince hâsıl olmaz.

Eğer tekrâr gelse: Ahz-i nasîb tara­fından hîle ola.

Eğer tekrâr dâl gelse: İşi iyüye döne inşaallâhu ta’alâ.

Eğer tekrâr zâl gelse: Gâyet yaramazdur, el işi işlemeye.

Eğer tekrâr gelse: İyüdür, yakında hâsıl olur.

Eğer tekrâr ze gelse: Gâyet yaramazdur, ol işi işlemeye.

Eğer tekrâr sîn gelse: Eline giren çı­kar şöyle bilesin.

Eğer tekrâr şın gelse: Da’v(â)cısı yana kendüni dahi hâsıl olmaz.

Eğer tekrâr sad gelse: Başına veya ... nesnesine kasd ideler, zinhâr üç gün uyu­maya ve gâfil olmaya.

Eğer tekrâr dad gelse: Evi kavmi râzı olur işiyle.

Eğer tekrâr gelse: Cehd eylesün, işi hâsıl olur üç güne degin.

Eğer tekrâr gelse: Ol işi çâre bulun­maz, işlemeye.

Eğer tekrâr ayın gelse: Ol iş nice def’a kasd olmışdur, hâsıl olmamışdur, nice gün dahi hâsıl olmaz.

Eğer tekrâr gayın gelse: Nahsdur, iş­lemeye.

Eğer tekrâr fe gelse: Düşmânı gâlib olur, şöyle bile.

Eğer tekrâr kâf gelse: Cehd iderse hâ­sıl olur.

Eğer tekrâr lâm gelse: Yedi günden iden sonra yedi yıla degin hâsıl olur inşaallâhu ta’alâ.

Eğer tekrâr mîm gelse: İyüdür mâl

içün.

Eğer tekrâr nûn gelse: Gussa üstüne gam ola.

Eğer tekrâr vav gelse: Bir kurı gavgâ görecegü, yalan da’v(â) gibi nesne hâsıl olmaz.

Eğer tekrâr he gelse: İyü degildür, gam üstüne gam olur.

Eğer tekrâr lâmelif gelse: Fâlın teşvîş ola; yaramazdur, gâfil olmaya.

Eğer tekrâr ye gelse: Yaramazdur; gâfil olmaya, günâhını dileyesin.

Faydalanılan Kaynak: Yard. Doç. Dr. Mehmet TEMİZKAN BİR KUR’ÂN FALI/ A Qur’an Fortune/ Millî Folklor, 2007, Yıl 19, Sayı 74

 

 

 

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar