Print Friendly and PDF

Hiç Bir Kimse Tanrıya Aşık Olamaz


Ehli halden biri vardı. Tanrıya âşık olmak isterdi. Sonra bir yerde gördü ki, büyüklerden bir zat buyuruyor:

“Hiç bir kimse Allah Teâlâ’ya aşık olamaz. Çünkü aşk, muhabbetin, sevmenin çoğuna derler. Tanrı ne kadar sevilse, lâyıktır ve azdır. Bunun için onu sevmekte, icabettiğinden çok denemez. İnsanlarda ise aşk, gereğinden fazla sevmeğe denir. O halde, insanlar birbirine âşık olabilir, ama Tanrıya âşık olunmaz. Çünkü ne kadar sevilse, icabeden sevgiye ulaşılmaz, nerede kaldı ki çok olsun.

Bunun üzerine yeryüzünde bir ilahi nisbetin ençok zuhur ettiği birini aradı ona âşık oldu. Ve ilahi aşkın işaretlerini onda hissetti. Ve bu kişi erkek olduğuna şükretti. Çünkü kadınlarda fazladan yaratıcılık sıfatı vardı. Daha çok tanrısaldı. Hz. Mevlana'da bunu hep dile getirirdi. Yaratıcılık sıfatı erkeklerde olmadığından aşkın kemali erkekte zuhur etti. Kadınlar aşkı bir yerden sonra sakinler. Erkekler ise  aklı suya verirler. Onun için erkekler aşık, kadınlar ise maşuk olarak anıldı. Peygamberimiz salla'llâhü aleyhi ve sellem de kadın bana sevdirildi demesindeki bir sırda budur.

O hal ehli sonsuz sevdasını bulmuş, şimdi sevdiğinin kapısında kul gibi beklemeyi en büyük nimet bilmiştir.


Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar