Bir Güzel Konuşma ve Bir Güzel Mektup
"Omnis cellula e cellula.”
"Her hücre başka bir hücreden oluşur.”
Bana sayılı günler içinde sonsuzluk verdin.
Adım Hazel Grace Lancaster
Augustur Waters benim şanssız yegâne aşkımdı.
Bizimki destansı bir aşk hikâyesiydi ve muhtemelen gözyaşlarımda boğulmadan bir cümle söyleyemeyeceğim.
Tüm gerçek aşk hikâyeleri gibi bizimki de bizimle ölecek.
Olması gerektiği gibi.
Gus'ın benim anma konuşmamı yapmasını umuyordum.
Çünkü başka kimse yok
Neyse Aşk hikâyemizden bahsetmeyeceğim çünkü bahsedemem.
Onun yerine matematikten bahsedeceğim.
Matematikçi değilim ama bunu biliyorum:
Sıfırla bir arasında sonsuz sayı vardır.
0.1 var, 0.2, 0. 112 var ve sonsuza dek böyle gidiyor.
Tabii sıfırla iki arasında daha çok sonsuz sayı vardır veya sıfırla bir milyon arasında.
Bazı sonsuzluklar diğerlerinden daha büyüktür.
Önceden sevdiğimiz bir yazar söylemişti bunu.
Elime geçen sayılardan daha fazla yaşamak istiyorum.
Tanrı biliyor ya Augustur Waters'ın da eline geçen sayılardan daha fazla yaşamasını istiyorum.
Ama Gus hayatımın aşkı bizim küçük sonsuzluğumuz için ne kadar teşekkür etsem az.
Bir dakika.
Bana sayılı günler içinde sonsuzluk verdin.
Ve bunun için sana müteşekkirim.
Seni çok seviyorum.
--
Bir Milyon Hayran İsteme...Sadece Bir Tane İste Yeter Sana
Bay Van Houten, ben iyi biriyim ama kötü bir yazarım.
Sen de kötü birisin ama iyi bir yazarsın.
Bence bizden iyi bir takım olurdu.
Sizden iyilik falan istemeyeceğim ama vaktiniz varsa, ki gördüğüm kadarıyla epey vardı lütfen bunu düzeltin.
Hazel için bir anma konuşması.
Benden yazmamı istedi ve ben de çabalıyorum.
Ama biraz sihir iyi olurdu.
Mesele şu ki hepimiz hatırlanmak isteriz.
Ama Hazel farklı.
Hazel gerçeğin farkında.
O, bir milyon hayran istemedi.
O sadece bir tane istedi.
Ve isteğine kavuştu da.
Belki genişçe sevilmedi ama derinden sevildi.
Çoğumuzdan daha fazlasını yaşamak değil midir bu zaten?
Hazel hastalandığında öldüğümün farkındaydım ama söylemek istemedim.
Yoğun bakımdayken 10 dakikalığına içeri sızdım ve onunla oturdum, ta ki yakalanana dek.
Gözleri kapalıydı, rengi solmuştu.
Ama elleri hâlâ onun elleriydi.
Hâlâ sıcaktı ve tırnaklarında koyu lacivert bir oje vardı ve onları öylece tuttum.
Bizsiz bir dünyayı hayal etmek istedim ve ne kadar değersiz bir dünya olabileceğini anladım.
O kadar güzel ki.
Ona bakmaktan sıkılamazsınız.
"Benden zeki mi," diye paranoya yapamazsınız çünkü zeki.
Kalp kırmadan komik olabiliyor.
Onu seviyorum.
Öyle bir seviyorum ki.
Onu sevdiğim için o kadar şanslıyım ki Van Houten.
İncinip incinmeyeceğine dair tercih yapma şansın yok ama seni kimin incitebileceğini seçebilirsin.
Ve ben seçimlerimden memnunum.
Umarım o da memnundur.
Tamam mı Hazel Grace?
Kaynak: Aynı Yıldızın Altında (2014)The Fault in Our Stars
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar