Çin Deyimlerinde Kadın İmgesi
Hazırlayan: z Tuğçe
AKMAN
Bir halkın
dili ve edebiyatı, kültürünün derinliğine dayanır, atasözleri ve deyimler de bu
yaşayan kültürün atalarından bu güne mirastır. Dilde birçok alışıla gelmiş
kelime ve kalıp cümleler bulunur, bunlara deyim, atasözü, söylem gibi isimler
verilmiştir. Bazılarının kaynakları araştırılabilir ya da sadece insanların
kullanarak aktardıkları kaynağı tam olarak bilinmeyen sözler de olabilir. [13]
Dilin ortaya
çıkışından bu yana, insanlar, insanlığın kendini keşfetmesi için dili
araştırmışlardır. 80’li yılların sonunda Çin’de kültür ve dilbilim büyük bir
gelişim ve yükselme göstermiştir. Birçok Çinli dilbilimci kendi görüşlerini
ortaya koymuş, kapsamlı bir biçimde dil ve kültür ilişkisi üzerine araştırmalar
yapmışlardır. Fakat bazı kelimelerin kültür araştırması azınlıkta kalmıştır.[14]
Deyimler ve
Atasözleri toplum tarafından genel kabul gören davranış ve düşünce biçimlerinin
yanı sıra kabul görmeyen ve reddedilen davranış ve düşünce biçimlerini de
anlamlarında barındırır. Çin geleneksel kültürünün kadın deyimlerinin
şekillenmesine etkisi ve aynı şekilde kadın deyimlerinin bu günün kültürüne
etkileri hakkındaki tartışmalar farklılık göstermektedir. Yapılan
araştırmalarla, bir yandan kültür, dilbilim araştırmalarına yön verilirken, bir
yandan da Çince öğrenmek isteyenlerin dili daha iyi tanıyıp, öğrenip deyimleri
kullanmaları sağlanır ve kültürleri birbirlerine anlaşılabilir kılar.
Çin toplumu
yaklaşık olarak 5000 yıllık geçmişi olan bir uygarlıktır. Uygarlığın ilk
yıllarında ilkel bir toplum olarak varlıklarını sürdürdüklerinden henüz kadın
ve erkek arasında bir ayrıma gidilmemiştir. Hatta kadının doğum gibi önemli bir
özelliğe sahip olması kadını daha kutsal tanrısal bir konuma ulaştırmış olsa
da, zamanla toplum köle toplumuna dönüşmüş yaklaşık 2000 yıl sürecek olan bu
köle toplumunda kadın ikinci sınıfa itilmiştir. İki bin yıl süren kölelik
toplumundan M.Ö. 221’de Qin Hanedanlığı ile birlikte feodalizme geçilmiştir.
Köle toplumla başlayan ataerkil toplum feodalizm ile daha da perçinleşmiş ve
Konfuçyüs düşünce sistemiyle günümüze kadar gelmiştir.
Konfuçyüs
düşünce sisteminin de yoğun etkisiyle toplumdaki kadın figürü dile ve böylece
deyimlere de yansımıştır. Bu bağlamda yapacağımız çalışmada Çincedeki kadınla
ilgili deyimler taranıp, deyimlerdeki kadın imgesi, toplumsal yapının ve
kültürün üzerindeki etkisi değerlendirilecektir. Aynı zamanda Çin kadınının
tarihten günümüze toplumdaki yeri ve önemi nedir sorusunun cevabı araştırılmaya
çalışılacaktır.
İnsanoğlu ilkel
çağlardan bugüne kadar pek çok evrim geçirmiştir. İlk çağlarda içgüdüsel olarak
her şeyi paylaşan kadın ve erkeğin arasında, medeniyetlerin gelişimiyle
birlikte büyük bir uçurum oluşmuştur. Birbirlerinden farklı olduklarını
keşfeden kadın ve erkek, bir süre sonra birbirlerinin üzerinde egemenlik
kurmaya çalışan iki farklı kutup haline gelmişlerdir. Cinsiyetler arasında
yaşanan bu mücadele, kimi zaman erkeklerin kimi zaman da kadınların lehine
sonuçlanmıştır. [15]
Toplumun
geçirdiği her süreç dile bir şekilde yansımaktadır. Toplumun kültürü, yapısı,
örf adetleri, yanlış ve doğruları bir şekilde toplumun diline, kelimelere,
sözcüklere yansımıştır. Toplum yapısı hakkındaki en gerçek bilgiler de deyimler
ve atasözleri, söylemler gibi halkın sürekli kullandığı kalıplara yansımıştır.
Dünya
tarihinde en uzun geçmişe sahip olan Çin topluluğunun kadına verdiği değeri
anlayabilmek, Çin toplumunun temelini, yapısını ve gelişme sürecini anlamamızda
yardımcı olacaktır. Bu sebeple bu uzun tarihinde kadına verilen yeri en iyi
görebileceğimiz kaynak da dilin en köklü yapıları olan deyimler ve
atasözleridir.
Bu
çalışmamızda Çincedeki deyimlerin yapısı, kültürle etkileşimi, kadının Çin
toplumundaki yerinin ne olduğu ve bunun deyimlere yansıması Çince, İngilizce ve
Türkçe kaynaklar yardımıyla incelenmesi amaçlanmaktadır. Buna bağlı olarak
kadına verilen değerin deyimlerdeki yansıması, bunun temel sebepleri ve
sonuçları da değerlendirilecektir.
“Deyim; bir
dili konuşan toplumun dünya görüşü, yaşam biçimi, çevre koşulları, gelenek,
görenek ve inançları, önem verdiği varlık ve kavramları, kısacası maddi ve
manevi kültürünü yansıtan, o toplumun düşünme biçimini, hatta nükte ve
buluşlarını ortaya koyan, dil bilim açısından da önemli sözlerdir.” [16]
Deyimler
değerli bir halk kültürüdür, zamanın, toplumun karakterini ortaya çıkarır,
derin kültürel anlamlara sahiptir. Toplumun yapısı geçmişi alışkanlıkları ve
daha birçok konu hakkında bilgi verir.[17]
Bu bağlamda Çince deyimler üzerine yapacağımız bu çalışma Çin tarihinde,
kültüründe ve sosyal yapısında kadının bulunduğu yeri kavramamıza ve kadının
toplumdaki yeriyle beraber Çin toplumunun tarihteki sosyal ve kültürel temelini
anlamamıza yardımcı olacaktır.
Biz burada Çin
deyimlerini kadın perspektifinden incelerken aynı zamanda toplum genel görüşünü,
benimsedikleri felsefeyi ve kadına bakış açısının toplumdaki etkilerini
inceleme imkânı bulacağız. Dünya tarihinin en eski toplumlarından biri olan Çin
toplumunda kadın sadece çocuk doğurup neslin devamını sağlayan bir varlık
olarak mı görüldü? Yoksa hayatın temelinde yer alan değerli bir birey mi?
Sanıyoruz ki bizlerle birlikte yaşayan tarihin etkilerini üstünde taşıyan
deyimler bizlere bu sorunun cevabını doğru bir şekilde sunacaktır.
Deyimler bir
dilin zenginliğidir. İnsanlar için anlatımı her yönden kuvvetlendiren bir
özelliktir. Dilin kullanıldığı toplumun tarihinin, kültürünün, sahip olduğu
değerlerin zenginliğini ortaya koyar.
Çince, köklü
bir tarihe ve geniş bir coğrafyaya sahip bir dildir. Kore, Çin ve Japonya gibi
ülkelerin her birinin kendi kültürü olmasına rağmen Çince imler temelinde tek
bir kültür dünyasına aittir. Bu üç doğu ülkesi derin bir tarihe sahiptir ve
uzun yıllar birbiriyle etkileşim halinde bulunarak bugüne gelmiş kültürlerdir.
Özellikle yazı konusunda Çin yazısı hem Kore hem de Japonya’yı büyük ölçüde
etkilemiştir. Kore ve Japonya her ne kadar kendi alfabelerini oluşturmuş
olsalar da Çince imlerden vazgeçebilmiş değillerdir. Öyleki halen Korece’de de
Hanca dörtlemeler adı altında Çince kökenli deyimler mevcuttur.[18]
Deyimler
özellikle geçmişi köklü olan Çince'nin çok önemli ve çok geniş bir parçasıdır.
Kültürel anlamda deyimler kişinin eğitim seviyesini gösteren, halk içinde de
sürekli kullanılan önemli ve değerli bir hazinedir.
Deyimlerin
oluşumu toplumun gelişimiyle yakından ilişkilidir. Toplum sürekli gelişir,
insanların bilgisi derinleşir, bunlar da dile yansır. Deyimler de dil yoluyla
halkın sahip olduğu, tüm renklerin ortaya konulduğu dilin zengin bir koludur.
îçeriksel olarak, deyimlerin çoğunun kökeni masal, mitoloji, efsaneler, tarihi
olaylar, ünlü insanların ünlü sözleri ve halkın gelenek görenek ve
alışkanlıklarıyla ilişkilidir. Biçimsel olarak, deyimin metodu yapısal şekli de
halkın dilinin özelliğini içerir. Bu yüzden deyimlerin dil içerisinde çok
önemli bir yeri vardır.
Bir halkın
dili ve edebiyatı, o halkın kültürünün derinliğine, tarihinin uzunluğuna
dayanır, birçok alışılagelmiş kalıplaşmış sözcük ve sözcük gurupları bulunur,
onlara da deyim denir. Deyimler daha kısa cümleler ve söz öbekleridir. Atasözü ise
tam bir cümle olmalıdır. Deyim çoğunlukla bir durumu gösterir. Atasözüyse bir
nasihat içerir. [19]
Deyimler,
Çince kelime bilgisi içerisinde çok önemli yeri olan bir türdür. O Çin halkının
parlak göz kamaştırıcı edebiyat geleneğinin ortaya konuşudur, aynı şekilde
antik dönem Çin’in atalarının geniş ve derin yaşam felsefesine sahiptir, bir
halkın farklı dönem tarihini kültürünü ve toplumunu ifade eder. Modern Çince’de
tarihin eski yeni tüm yaşam gücünü içinde taşır ve bunu ortaya koyar. [20]
Eski
insanların dili kısa ve kapsamlı sözlerle, derin anlamlı sade ifadelerle,
ahenkli ve açık bir tonlama ve dengeli bir yapıyla, binlerce yıldır
durmaksızın, eskimeden konuşuldukça daha da çok konuşulmuş yazıldıkça daha çok
yazılmış ve böylece deyim ortaya çıkmıştır. Çince‘de günlük hayatta deyimler
sıklıkla kullanılır. Birçoğu çok önceden içinde bulunduğu edebi eserden kopup
kendi başına bir söz kalıbı oluşturmuştur. Belki birçok insan Lûnyû (论语)[21]
“Konuşmalardı okumamıştır fakat “dâo tıng tu shuö (道听途说);dedikodu,
söylenti”, “yân bû jı yi (言不及义);ciddi
bir şey söylememek, anlamsızca konuşmak”,“yı
wen hui yöu (以 文会 友);edebi aktivitelerle arkadaş edinmek”,
“jiân ren jiân zhi (见仁见智);aynı konu hakkında farklı
kişilerin farklı ve mantıklı fikirleri olması” , “yöu jiâo wû lei (有教无类);herkes
için eğitim” gibi deyimleri bilirler. Aynı şekilde, Lao Zi[22]’nın
eserini okumayan insanlar da “tian châng di jiû (天长地久);sonsuza dek”, “jın yû mân tâng (金玉满堂);çok
zengin, bilgi bakımından da zenginliklerle dolu”,“chü
sheng rû sı (出生入死);hayatını tehlikeye atmak”,“dâ qi wân cheng (大器晚成);büyük bir şey elde etmek için
zaman lazım, yetenekli biri geçte olsa hayatta başarılı olacaktır”, “he guang
tong chen (和光同 尘);kendini
akıntıya bırakmak, gösterişten kaçmak, uyumlu olmak”,”xuân zhı you xuân (玄之又玄);çok
gizemli olduğundan anlaşılması kolay olmayan”, “xiâo guo guâ mın (小 国寡 民);küçük ülke az insan” gibi dört imli
deyimleri bilir ve kullanırlar.[23]
Görüldüğü
üzere insanlar deyimlerin geçtiği eserleri okumamış dahi olsalar bu deyimleri
kullanabilmektedirler.
Birçok deyim
başlangıçta şu anki gibi düzgün dört imli deyimler değillerdi. Zamanla
insanların kullanımlarıyla değişip dile yatkın olan, kullanımı kolay olup
kulağa hoş gelen hale doğru şekillenmişlerdir.
Örneğin; “he
guang tong chen (和光同尘)”,aslında "和其光、同其尘(he
qı guang, tong qi chen)”
dı, ayrıca "道听途说(dâo ting tu shu。)”
da aslında “道听而途说、德之 弃也(dâo ting er tu shuö, de zhi qi ye)”.[24]
Fakat geçen
zamanla birlikte deyimler orijinal hallerinden değişime uğrayarak günümüzde
kullanılan basit yalın anlaşılır olan dört imli hallerine kavuşmuşlardır
Deyimler edebi
eserlerde sıklıkla bulunur. İçinde deyim bulunmayan bir eser düşünmek mümkün
değildir. Çünkü böyle edebi eserler ciddi derecede uzun olur ve istenilen şeyi
ifade etmek zordur. Bu sebeple de deyimler kullanılarak bu işi
kolaylaştırırlar.
Çince deyimler
için yapılmış çeşitli tanımlamalar mevcuttur, önemli bazı tanımlar aşağıdaki
gibidir.
Zhöu Zûmo (周祖谟)[25]
(Tân Chengyû-谈成语)(1955) adlı eserinde şu şekilde bahseder, “Deyim
insanların ağızlarında yıllardır kullanageldikleri özlü sözcük grupları ve
cümlelerdir, bazen kitaplardan gelirler, bazen konuşma dilinden.[26]
Liu Jiexiu 刘洁修13 14 [27]
(Chengyu-成语)(1985) derki “ Deyimler insanların uzun süreler
kullandığı, biçim olarak kısa öz anlamsal olarak etkili, kalıplaşmış kelime
gurubu veya kısa cümlelerdir.”[28]
Huâng Borong (黄伯荣)[29],
Liao Xudong (廖序东)[30]
(Xiandai Hanyu 现代汉语- Modern Çince-) (2007) adlı kitapta da der ki “Deyimler edebi
dilin karakteristik özelliği olan anlam bütünlüğüne sahip, yapısal olarak
kalıplaşmış ve alışıla gelmiş sözcük gruplarıdır.”[31]
Deyimin
özellikleri hakkında da birçok görüş mevcuttur.
Mâ Guofân (马国凡)[32]
(Chengyu 成语-Deyimler-) (1973) adlı kitapta deyimin “sabitlik,
alışkanlık, tarihi olma, ulusal olma” gibi özellikleri olduğunu ifade eder. [33]
Xu Yâomın 徐耀民 [34]
(Chengyu dı
Jieding 成语的界定,Dingxing
He Shiyi Wenti 定性 和释义问题)(1973) de de deyimin aşağıdaki özelliklere sahip
olduğu ifade edilir; “1. Deyimler var olan alışkanlıklara cevap verir; 2.
Deyimler daha güçlü söz sanatlarının işlevine sahiptir; 3. Deyimler belirlidir;
4. Deyimler kısa cümlelerden oluşur. [35]
Wâng Qın 王勤(HânyU
Shuyûlûn-汉语熟语论)(2006)
de şöyle der; “Çince deyimler fonetik açıdan zarif, kısa ama güçlü yapıda, uzun
süredir kullanılan kalıplaşmış dört imli bir sözcük dizisidir.”[36]
Çincede
Deyim Yapısı…Çince’de Deyimi Ayıran Özellikler
Çin’de yapılan
deyim araştırmalarında, araştırmacılar çoğunlukla “Dingxing Duânjû (定 型短句)/
kalıplaşmış cümlecik” yapısı terimini deyim için kullanmışlardır. “Dingxing
Cızû (定型词组)/ kalıplaşmış sözcük gurubu ” ile “Dingxing
Duânjû (定型短句)/
kalıplaşmış cümlecik” aynı değildir. “Dingxing Cızû (定型词组)/
kalıplaşmış sözcük gurubu” şekil açısından sözcük ve sözcük guruplarının
birleşimidir, bir fikri yansıtır, etki bakımından bir sözcüğe eşittir, cümlenin
bir parçasını oluşturur, dilin bir özelliğidir. Bunun yanında “Dingxing Duânjû (定型短句)/
kalıplaşmış cümlecik” şekil olarak tam bir cümle yapısına, cümle ahengine ve
tonlamaya sahip olan bağımsız bir cümledir, cümlenin bir parçası değildir,
içerik olarak gerçek, somut bir yargıdır, net bir düşünceyi ifade eder, dilin
bir özelliğidir.[37]
Çince Deyimlerin Estetik
Yapısı
Genel olarak
bahsetmek gerekirse, deyimlerin estetik olarak üç ölçütü vardır;
Birincisi,
kısa ve öz olması, ahenkli olması, fonetik açıdan kulağa hoş gelmesidir. Uzun
cümleler kolay hatırlanmaz, kullanımları zordur ve nesilden nesile
aktarılmaları zorlaşır.
İkincisi,
Çince imler ahenkli olarak kullanılır ve bu görsel olarak da deyimi
güzelleştirip mükemmelleştirir. Bu Çin yazısının çok büyük bir özelliğidir.
Deyim ahenge sahip olan küçük ama en belirgin örnektir. Ağızdan çıktığı gibi
kaydedilen, her gün kolaylıkla kullanılan bu deyimler gerçekten Çin
edebiyatının sık kullanılan en değerli mirasıdır.
Üçüncüsü ise,
söylemesi pratik olan yalın imler ile fonetik açıdan açık ve net tonlamalar
kullanılarak kulağa hoş gelmesinin sağlanmasıdır.[38]
Çince deyimler
için “dört im modeli” temel modeldir, çok azı “dört im modeli” dışındadır.
Örneğin;
“Mo xu yöu (莫须有):Temelsiz,
asılsız”,
“Yi yân yı bi
zhı (一言 以蔽之):Her
şeyi tek bir cümle ile anlatmak”,
“Xûn lei bû jı
yân er (迅雷不及掩耳):Şimşeğin
hızına kulak yetişmez. Öfkeden gelen gazabın hızına yetişip korunmanın zor
olduğunu ifade eder” gibi.
Birleştirme
yöntemi (并列结构) :Anlamsal
olarak aynı, yakın veya zıt kelimelerin yan yana getirilerek oluşturulduğu
deyimlerdir. [39]
“Guangmıng Leiluo (光明磊落)açık,
doğru, dürüst”
Bu deyimde ilk iki im Guang ve Ming parlak,
açık anlamındadır.
Niteleyici
yapı (偏正结构):Bu
yapı, kelimelerin birbirlerini niteleyerek anlam oluşturduğu yapıdır. “Shi wâi
tâo yuân (世夕卜桃源):Ütopik dünya, hayali dünya”.
Bu deyimde son iki im olan Taoyuan
"ütopya” yani “hayali dünya” anlamındadır. İlk iki im olan Shiwai da
"dünyanın dışındaki öteki dünya” anlamıyla onu nitelemektedir. Bu şekilde
anlam pekişir.
Fiil-nesne
yapısı (动宾结构):“Bao luo wân
xiâng (包罗万象):Her
şeyi kapsayan, her şeyi içeren.” ,
İlk iki im fiil olup "içermek”
anlamını ifade eder, son iki imse nesne olarak “her şey” anlamındaır. “dünya
üzerindeki doğadaki bütün olay, olgu, her şey” anlamına gelmektedir.
“Gû quân dâ ju
(顾全大局):Zarara
uğramamak için herkesin yararını veya çıkarını düşünmek”
Açıklayıcı,
tamamlayıcı yapı (补充结构):“Xiao yâo fâ
wâi (逍遥法外);ceza almadan serbest bırakılmak”,“Liu fang bâi shi (流芳百世);dünyaya iz bırakmak , iyi bir
ün kazanıp sonsuza kadar yayılması.”
*Bu yapıda Liu
imi “yayılmak, yaymak, taşımak” anlamına sahiptir ve fang imi“güzel koku”
anlamıyla olumlu bir anlam katarak iyi bir ün, iyi bir iz yaymak anlamını
taşır. Son iki imin verdiği sonsuza kadar anlamıyla da “dünyaya iyi bir iz
bırakmak” veya “sonsuza kadar sürecek iyi bir ün yaymak” anlamına gelir. Bu
deyim birbirinden farklı anlamlara sahip kelimelerden oluşarak birbirini
tamamlayan deyim yapısına sahiptir.
Özne -
yüklem yapısı (主谓结构):“Mâo
suı zi jiân (毛遂自荐);bir
göreve talip olmak.”
Bu yapıda özne
olan “Mâosui” tarihte yaşamış önemli bir kişiye işaret eder, “Zijiân” “kendini
önermek” anlamıyla özne yüklem yapısını oluşturur.
“Yi guan chû
chû (衣冠楚楚):Giyimi kuşamı düzgün, düzenli ve güzel. [40]
Çince
deyimlerin geneli dört im temelindedir. “Dört imli deyim” olarak bilinen
deyimler yapısal açıdan ikiye ayrılır; birinci tür cümle yapısında bir olayı
ifade eder, grameri tam olan bir cümledir. Diğeri ise bir durumu ifade eder,
gramer olarak da sadece bir söz öbeğidir.
“Tian xiâ wei
göng (天下为公):Bir
gökyüzü altında ortak ruha sahip halk.”
“Wu wei er zhi
(无为而治):Doğaya aykırı hiçbir şey yapmayarak
yönetmek.”
“Dâ qi wân
cheng (大器晚成):Büyük bir şey elde etmek için zaman gerekir,
yetenekli biri geçde olsa hayatta başarılı olacaktır.” Bunlar ilk türe
örnektir.
“San châng
liâng duan (三长两短):Beklenmedik
felaket veya kaza, kötü talih”
“Qian fang bâi
ji (千方百计):Her
türlü ayrıntıları düşünmek, her yolu denemek.”
“Tian jıng di
yi (天经地义):Olması gereken, doğru ve düzgün yol.”
“Hua qiân yue
xiâ (花前月 下):Çiçeklerle donanmış ay ışığının altında
sevginin konuşulduğu yer, romantik bir ortam” ilk iki im ve son iki im anlam,
gramer ve ses tonlarında bir karşıtlık oluşturduğundan ikinci türe girer.[41]
Yapısal olarak
yan yana dört imli deyim genelde aynı anlamdaki iki grup imden veya zıt anlamlı
ayrı imlerin iç içe uyumundan oluşur.
Örneğin “Qian
jün wân mâ (千军万马)29 [42]
” aslında “Qian wan jün mâ (千万军马)”dır,
konuşuldukça birbirinden ayrılıp yeniden yapılanmıştır ayrıca tonlama , akıcı
telaffuz , kulağa hoş gelmesi ve eksiksiz yapısı tam olarak oluşur. Eğer
ayrılıp bu şekilde tekrar yapılanmış olmasa tonlaması ve telaffuzu bozuk,
estetik olmayan bir yapıya dönüşür.[43]
Aynı şekilde
“Qian shan wân shuı (千山万水)[44]”
de değişir ve “Qian shuı wân shan (千水万山)”
olur, anlam olarak çok fark yoktur, daha kolay telaffuz edilir ve kulağa daha
hoş gelir. Aşağıdaki deyimler de aynı sebeplerden ötürü bu şekli almışlardır;
“Qian fang bâi
ji (千方 百计):Her
türlü ayrıntıları düşünmek”
“Qian chuı bâi
liân (千锤百炼):Her
türlü zorluk ve imtihanlardan geçmek veya defalarca kontrolden geçirmek, özenle
yanlışlıkları düzeltmek.”
“Qian
yân wân yû (千言万语):Binlerce
kelime, konuşacak çok şeyin olması”,
Çincedeki dört
imli deyim yapısı bazen tonsuz olur ve birkaç anlamı birden ifade eder, ayrıca
vurgusu hafiftir. Örneğin; “Shan mıng shuı xiû (山明水秀);parlak ışıltılı dağlar temiz
berrak sular, su gibi narin güzellik” buradaki su kesinlikle parlak ve güzel,
peki dağ nasıl parlak olur? Telaffuzu kolay olsun diye kullanılabilir, bazen de
mantık dışı bir anlamı olabilir. Standartlarına uygun olmamasına rağmen
telaffuzunu kolaylaştırmak için kullanılmıştır. “Hong nân lu nü (红男绿女);
giyimi güzel olan genç kız ve erkekler” de bu şekildedir. Genelde kırmızı renk
kadınla ilişkilendirilir, bu yüzden “hong yân (红
颜)güzel
yüz, güzel kadın”,“hong
fen (红粉)allık”,“hong xiû (红袖)genç ve
güzel kadın, “hong zhuang (红妆)genç kadın, “hong lou (红楼)kırmızı
yapı, zengin kadının oturduğu konak, genelev” , “fei wen (绯闻)aşk
dedikodusu” gibi kelimelerde görüldüğü gibi. Fakat buradaki “hong nân lu nü (红男绿女)deyiminde
kırmızının kadınla değil de, erkekle “nân (男)”
birlikte kullanılmasının nedeni ses tonlarının aynı olmasıdır. Bu deyim mantığa
göre değil ses uyumuna göre yapılmıştır. Başka bir cümlede yine dört imli
deyimin sıra dışı bir durumu vardır, o da “luân qı bâ zâo (乱七八 糟)[45]”dır.
Aslında temelinde “luân qı zâo bâ (乱七糟八)”
ya da “qı luân bâ zâo (七乱八 糟)”
dır; sonunda konuşurken düzensizce “luân qı bâ zâo (乱七八糟)”
olmuştur.[46]
Deyimler
kavramsal anlamda genel olarak düzenli söz kalıplarından farklıdır, deyimin
anlamı genelde yapısal oluşumunun anlamıyla bütünleşmez, deyim yapısal
anlamının temelinde mecazi bir anlam da taşır.
Örneğin;
“Hu jiâ hû wei
(狐假虎威)” burada sözcük anlamı “tilki kaplanın
gücünü kullanıradır, aslında mecazi anlamı “başkasının gücüne dayanarak
birilerine baskı altına almak”tır.
“Po fû chen
zhöu (破釜沉舟)”nun sözcük anlamı (ilk anlamı)
“kazan kırıp, bot batırmak”tır, fakat mecazi anlam “bir şeye kesin karar verip
sonuna kadar gitmektir”
“Feng mâo lın
jiâo (凤毛麟角)” nın sözcük anlamı “anka kuşu tüyü, tek
boynuzlu at boynuzu” dur, fakat mecazi anlam “aşırı derecede narin aynı zamanda
çok değerli kişi ya da nesneleredir.
“Fei qın wâng
shı (废寝忘食)” nin sözcük anlamı “uyku uyuyamamak, yemek
yemeyi unutmak”,mecazi
anlamıysa “bir iş için büyük bir ciddiyetle çabalamak” gibidir.
Deyimler
mecazi anlam özelliğine sahiptir ve açık anlamın arkasında ima edilen (mecazi)
bir anlam saklıdır. Gerçek anlam, aktarma yoluyla mecaz anlamı ifade eder.
Deyimin
yapısal biçimi genel olarak kalıplaşmıştır. Onun yapısal oluşumu ve yapı biçimi
düzenlidir, rast gele sırası değiştirilemez, herhangi bir im başka bir imle
değiştirilemez, herhangi bir ekleme ya da çıkarma yapılamaz.
Örneğin;
“Ren zhong dâo
yuan (任重道远)[47]”,
“dâo yuan ren zhong (道远任重)”,“ren
zhong lû yuan (任重路远)” veya “ren zhong you dâo yuan (任重又道远)”
olarak değiştirilemez; “Tı gang qie lıng (提纲挈领)[48]”
de “Tı ling qie gang (提领挈纲)”,“tı
gang jû ling (提 纲举领)” ya da “tı gang dâi ling (提纲带领)”
olarak değiştirilemez gibi.[49]
Deyimlerin
çoğunluğu antik dönem eserlerinden gelir, onların yazım şeklinin netliği ve
zarifliği bu güne kadar edebi dil yoluyla saklanıp korunmuştur. Yapısal olarak
büyük çoğunluğu eski Çince kelimelerine ve eski Çince dilbilgisi yapısına
sahiptir.[50]
Deyimler kısa,
özlü ve kapsamlıdır, uygun olan yerde kullanılır, dilde veciz yaparken
kullanılabilir, dilin işlevini güçlendirir. Örneğin, insanlar Çin bahar bayramı
sırasında “wân xiâng geng xın (万象更新)”
deyimini kullanmayı severler. Bu deyim, son derece zengin bir anlama sahiptir:
bir yandan dünya üzerinde var olan tüm canlıların hayat bulmasını ifade
ederken, bir yandan da bu dünyadan eskilerin gidip yenilerin geldiğini,
dünyanın yenilendiğini, bir dizi zenginliğin geldiğini ifade eder.
Zıt anlamlı
deyimler biraz daha çok kullanılır, belirgin bir zıtlık verip, işlevini
güçlendirir. Örneğin; “Dui yu ta men, di yi bû xü yâo hai bû shi ‘jin shâng
tian hua5, er shi ‘xue zhöng song tân’(对于他们、第一步需要还不是‘锦上添花’、而是‘雪中送 炭’)”-“Onlara karşı, ilk adım
“mükemmelleştirmek” değil , “ihtiyaç olanı vermektir.” (Mao Zedong’un Yan’an edebiyat ve sanat
forumundaki konuşması).
“Jîn shâng tian hua (锦上添花);bir
şeyi daha da iyileştirip güzelleştirmek” ve “Xue zhöng song tân (雪 中送炭)sıkıntılı anda yardım etmek, zamanında
yardım sağlamak, ihtiyaç olanı vaktinde vermek”ın zıtlığı gayet nettir,
insanlar bir şeyin karakterini, durumunu ifade ederken yararlanır. Bu sebeple
uygun yerde kullanılan deyimler istenilen anlamı en iyi şekilde ifade eder.
Deyimleri
kullanırken dikkat edilmesi gereken birkaç ana husus da vardır;
Bunların
birincisi, deyimlerin mecaz anlamlarını netleştirmektir. Örneğin; “wâng yâng bû
lâo (亡羊补牢)koyun
kaybolduktan sonra ağıl onarmak” ın mecaz anlamı hatayı, hata ortaya çıktıktan
sonra düzeltmeye çalışmayı tekrar karşılaşılacak bir zarardan kaçınmayı ifade
eder. Bu tarz tarihi hikâyelerden gelen deyimler örneğin; “wo xın châng dan (卧薪尝胆)çıra
üstünde yatıp safra tatmak”, “si miân chû ge (四面楚歌)her yerde Chu türküsü /
heryerde düşman, dört bir tarafı kuşatılmak” gibi, olayın tamamını bilmemizi
sağlar, bu tamamıyla onların anlamlarını daha derin bir şekilde anlamamıza
yardımcı olur.
Bazı deyimler
duygusal anlam[51] taşır.
Örneğin; “shen sı shu lu (深思熟虑)üzerinde dikkatlice
düşünüp etraflıca plan yapmak” ile "chû xın jı lu (处心积虑)kötü
şeyler için kasten plan yapmak”,“zâi
jie zâi li (再接再厉)ısrarla
çabalamaya devam etmek, devamlı ilerlemek, durmadan gelişmek ” ile "biân
ben jiâ li (变本加厉)daha fena olmak berbatlaşmak”, “wû wei bû
zhi (无微不至)çok titiz olmak her şeyi düşünmek, gözünden
hiçbir şey kaçmamak” ile "wû suö bû zhi (无所不至)her yere nüfuz etmek, her
yerde bulunmak”,“zi
shı qı li (白食其力)kendi
ayakları üstünde durmak, kendi çalışarak hayatını geçindirmek” ile "zi shı
qı guö (自食其果)kendi düşen ağlamaz, kendi acı meyvesini
kendi yemek, kendi acısını kendi çekmek”,“kan
kan er tân (侃侃 而谈)sakin,
emin ve güvenle konuşmak” ile "kua kua qı tân (夸夸其谈)boş
konuşma, atıp tutma” gibi. İlk grup iyicil anlam[52]
taşırken, i kinciler kötücül anlam[53]
içerir, onların benzerliklerini ve farklılıklarını titiz bir şekilde ayırmak
gerekmektedir.
İkincisi,
deyimler kalıplaşmış yapılardır, kullanırken bir kısmı öylesine anlamı değişmez
ve bir şey eklenip çıkartılamaz yapılardır. Örneğin; “tâng bi dang che (螳臂 当
车)başarısızlıkla sonuçlanan” “tâng bi dang
ehe (螳螂 当车)”
şekline çevrilirse bu uygun olmaz. Fakat belirli dil alanında, söz sanatlarının
amacına uygun olarak bazı deyimler esnek bir şekilde kullanılabilir. Örneğin
“jı liu yöng tui (急流勇退)[54]”
esnek bir şekilde uygulanıp “jı liu yöng jin (急流勇进)”
olur, bu kelime değişikliğidir, zıt anlamda da aynısı olur; “guang mıng lei luö
(光明磊落)[55]3”
da esnetilerek “ji guang mıng you lei luö (既光明又磊落)”
olabilir ki burada da kelime eklenmiştir, geçmişten günümüze kullanılmaktadır.
Bu uygulanan söz sanatı bir gerekliliktir, öylesine bir şekilde değişiklik
yapılamaz.
Üçüneüsü,
deyimler belli im ve telaffuza sahiptir, farkları açık nettir, yanlış yazılıp
yanlış telaffuz edilemez. “huân rân yi xın (焕然一新)yeni bir görünüş kazanmak”
daki “huân (焕)parlamak
ışıldamak”, “huân (换)değiştirmek” şeklinde
yazılırsa, “hâo yi wû lâo (好逸恶劳)kolay
sev zor nefret et” deki “wû (恶)”,(e)
şeklinde okunursa, “yi pû shı hân (一暴十寒)bir
gün güneşli on gün soğuk. En kolay yetişen bitkiler bile, bir gün sıcak, on gün
soğuk yüzünden büyüyemeyebilirler. Ya da bir süre azimle çalışıp, bir süre de
tembellik yapmak insanı amaca ulaştırmaz.” daki "pû”(暴)’yu
(bao) olarak okursak; "miân miân xiang qû (面面相觑):birbirine
dehşet içinde bakmak” daki "qû” (觑)’yü
(xu) olarak okursak, bunların hepsi yanlış
olur.[56]
İlk çağlarda
halkın geçim kaynağı avcılık ve toplayıcılıktı. Daha iyi avlanmak ve
gerektiğinde savaşabilmek için fazlaca insana ihtiyaç duyuyorlardı, bu sebeple
doğuma karşı arzu ve hayranlıkları vardı. Özellikle tek eşliliğin değil de çok
eşliliğin olmasından ötürü insanlar babalarını değil annelerini
bilebiliyorlardı. Doğumun gizemi bilinmediğinden insanlar hayvan, bitki ve
nehir gibi insan bedeni dışında doğadan kadının hamileliğine bir sebep
arıyorlardı. Mitolojide de doğumla ilgili birçok efsane vardır.[57] Örneğin;
Yinshang (殷商)[58]
’ın atası Xie (契)’nin
doğumunun tanrıça olan annesinin doğaüstü bir kuşun yumurtasını yemesiyle
gerçekleştiği kaynaklarda geçmektedir.[59]
Anaerkil
toplum yapısında yaşam ortaktı, iş bölümü ortaktı, yiyeceğin paylaşımı,
görevlerin paylaşımı ortak ve eşitti, henüz bir kanun sistemi yoktu. Kadın
kabilenin idaresinde ve hayatta kalmasında en etkili kişiydi. Kadın hem
toplayıcılıkla uğraşıp insanları doyuran hem doğurganlığıyla neslin devamını
sağlayan hem bitkilerin özelliklerini bilip insanların sağlıklarıyla ilgilenen
kişiydi. Toplanılan yiyeceğin de iş bölümünün de dağılımını yapan kadındı.
İlkel toplum
yaşamında kadının kabilenin idaresinde başrol olması, doğumun gizemine sahip
olması, kabile için en önemli olan nüfusun çoğalmasında temel noktada olması
onu erkeğe göre çok daha saygın ve yüksek bir mertebeye eriştirmiştir.
Kadının sahip
olduğu bu saygınlık ve değer toplumun ekonomik yapısının değişmesi, erkeğin
gücüne dayalı olarak kendini ortaya koyması, doğumun gizeminde erkeğin rolünün
keşfedilmesi ve tabi tek eşli evlilik sisteminin de ortaya çıkmasıyla
kaybolmuştu. Bununla birlikte artık toplum ataerkil bir yapıya dönüşmüştü.
Erkeğin önde kadının ise onun gerisinde kaldığı dönem başlamıştı. Anaerkil
toplum düzeninden ataerkil toplum düzenine geçiş süreci toplumsal yapının
değişmesiyle gerçekleşmiştir. Tarım kültürünün gelişmesiyle birlikte feodal
toplum sistemi de ortaya çıkmaya başlamıştır.
Feodal toplum
sisteminin ekonomisi tarıma dayılıydı. Yeni gelişen bu sistemde yöneten ve tabi
olanlarla, ast üst sistemi oluştu. Bu sistem toplum huzuru ve düzeni için en
büyük gereklilikti. Toplumun en küçük yapısı olan aile içinde de yönetim
erkeğin elindeydi ve tabi olan yani itaat eden konumu da kadının olmuştu.
Feodal toplum
dönemiyle birlikte kadını erkeğin gerisinde bırakan toplum görüşü sadece
erkeğin aile içinde bir reis bir idareci olmasını sağlamamış aynı zamanda
kadını aile içinde baskı ve sınırlamalara maruz bırakmıştır.
Antik dönemde
kadın değer yargıları ve önde gelen Konfuçyüsçü düşüncenin etkileriyle kadın
aile içinde sınırlı bir alan içinde yaşamaktaydı. Bu kadının eğitim alışını,
toplumda yer edinmesini ve buna benzer birçok şeyi kısıtlamıştı. Öyle ki Çin
tarihinin ilk kadın yazarı olan Ban Zhao (班昭)bile
eğitimini eğitimli olan ailesinden almış ve bu eğitimle Çin tarihinin önemli
bir eseri olan Hanshu[60] ’nun
tamamlanmasını sağlamış olmasına rağmen toplumun kadına karşı olan taleplerini
haklı görüyordu. Ban Zhao da aynı Konfuçyüs gibi toplum huzuru ve düzen için
kadının yapması gereken görevler ve uyması gereken kurallar olduğuna gönülden
inanıyordu. Bu sebeple Ban Zhao kadının aile sınırları içinde yaşamını
sürdürmesi gerektiğini, eşine veya en yakınındaki erkeğe uyum sağlaması ve
ailesi için yaşaması gerektiğini savunan Nüjie (女诫)adında
bir eser bırakmıştı.
Çince kadın
deyimleri Çin kültürünün, Çince’nin çok değerli bir hâzinesidir belki günümüzde
birçoğu kullanımını yitirdi fakat sahip olduğu zenginlik bizlere Çin’in
geçmişini, tarihini ve kültürünü çok daha iyi anlama imkânı sunmaktadır.
Çince’de
“yaşayan fosil” denilen deyimler değerli bir halk kültürüdür, zamanın, toplumun
imini ortaya çıkarır, derin kültürel anlamlara sahiptir. Kadın deyimleri kelime
anlamı olarak kadınla alakalı deyimleri ifade eder, içerik olarak zengin,
kadını tanımlayan deyimler olabilecekleri gibi, kadın hikâyeleriyle alakalı
deyimler de olabilirler. Eskiler kadınları betimlerken bütünden parçaya, ses ve
yüzünden, gülümseyişine, tabiatından, ahlaki davranışlarına hepsini somut,
belirli ve canlı ifadeler kullanarak anlatmışlar. Bu betimlemeler de insanların
kendine özgü düşünce tarzlarını, güzele olan takdiri ve değer sistemini aynı
zamanda Çin antik toplumlarının deneyimleriyle gelen kadınla ilgili zihniyeti
de etkilemişlerdir.[61]
Çincede
kadınla alakalı olan deyimlere kadın deyimi denir.
Kadın
deyimlerinde, bazı deyimler aynı anlamı taşır, şekil olarak da birbirlerine
yakınlardır.
Örneğin;
“Se shuâi âi
chı (色衰爱弛)/
âi chı se shuâi (爱弛色衰)[62]”,
“Hong yân bo
mıng (红颜薄命)/
hong yân ming bo (红颜命薄)[63]”,
“Huâ rong yue
mâo (花容月貌)[64]
/ huâ rong yû mâo (花容玉貌)/
yû mâo huâ rong (玉貌花容)/ yû rong huâ mâo (玉容花貌)”
gibi. [65]
Kadın
Deyimlerinin Çeşitliliği
Kadını Dolaylı Olarak
Tanımlayan Deyimler
Dolaylı
anlatım en çok kadının yaşını ifade eden deyimlerde öne çıkmaktadır. Kadının
yaşını tanımlayan deyimlerin çoğunluğu düz değişmece yöntemi kullanarak,
doğrudan yaşı rakamlarla söylemeyip, dolaylı olarak anlatır.
Ayrıca yumuşak
ve kibar bir ifadeyle hayat kadını figürünü ve kadının trajik kaderini ifade
etmektedir. Feodal toplumda kadının yeri aşağılardaydı. Kadınlar arasındaki
özel bir gurup yaşamını sürdürmek için bedenini satan hayat kadınlarından
oluşuyordu. Onların kaderi diğerlerine göre daha trajikti, bulundukları yer
oldukça aşağıda görülüyordu. Kadının trajik kaderini betimleyen deyimlerde de
dolaylı-üstü örtülü anlatım mevcuttur, aynı zamanda düz değişmece kullanılarak
da ifade edilir
Mitolojinin Özündeki Kadın
Deyimleri
Çin toplumu
için iki bin yıldan uzun süren feodal toplum döneminde, kadınlar ikinci sınıf
bir topluluk olarak görülmüş olmasına rağmen, kadının sahip olduğu kutsal güç
Çin’in antik mitolojik döneminin başından sonuna insanların inançlarını
etkilemiştir. Bu da Çince kadın deyimlerinde kendini göstermektedir.
Güzelliği Tanımlayan Kadın
Deyimleri
Kadının
tavrıyla, görünüşüyle ilişkili olan kelimeler kadın deyimlerinin içinde fazlaca
bulunur. Bu Çin geleneksel kültürünün içeriğini belirler. Kadının güzelliği ile
ilgili geleneksel düşünce yapısında kadının güzellik tasviri, kadının
tavırlarının yumuşak olması, yürüyüşünün kibar olması, yüzünün güzel olması,
ifadelerinin doğal ve huyunun iyi olması, duygularında narin ve yumuşak bir ime
sahip olması şeklindedir.
Eski Çin
toplumunda, giyim bir tür özel kültür sembolüydü. “bu giyimle ilgili deyimler
hem tarih hem de kültürel olarak çift yönlü değerlidir. Onun kaynağı çoğunlukla
Çin eski dönem tarihi ünlü eserleri, aynı zamanda toplumsal hayatını gösteren
edebi eserlerdir. Bu deyimler giyimle alakalı olabilir, takılan saç tokası vb
eşyalarla alakalı olabilir ya da kadının süslenmesi veya tavır ve
hareketleriyle alakalı olabilir. [66]
Her dilde
olduğu gibi deyimler dil için oldukça önemli bir varlıktır. O dili kullanan
toplum içinse bir dil zenginliği olmanın yanında toplumun köklerini yansıtan
çok önemli bir mirastır da. Çin deyimlerinde ise bunu görmek oldukça rahattır
çünkü Çin’in sahip olduğu böylesine uzun tarihinde deyimler bizlere oldukça
önemli bilgiler vermektedir.
Ayrıca Çince
deyimler yapı ve anlam bakımından da çok önemli özelliklere sahiptir. Çince’nin
kendine has özelliklerinden olan tonlama bu dilin sözlü ifadelerinde bir kulağa
hoş gelme ve denge arayışına neden olmuştur. Deyimler bu anlamda çoğu zaman ilk
ortaya çıktıkları gibi kalmamış değişime uğramışlardır. Temel olarak deyimler
Çince için sadece geçmişten günümüze aktarılan bir miras değil aynı zamanda
konuşmaya ahenk katan, edebi eserleri daha net ve anlaşılır yapan insanlar
arasında iletişimi kolaylaştıran dilin en önemli parçasıdır. Aynı zamanda
hayatın tam ortasındadır. Ne edebi eserler için ne de günlük konuşmalar için
deyimlerin olmaması düşünülemez.
Deyimlerin bu
kadar önem arz ettiği bir dil içinde Kadını anlatan, kadını tanımlayan deyimler
de önemli bir yere sahiptirler. Biçimsel olarak tam bir deyimdirler, anlamsal
olarak ise kadının güzelliğini, yaşını, medeni durumunu gibi birçok iyi kötü
özelliğini ifade etmektedirler. Bu deyimler bizlere Çin tarihi boyunca kadının
toplumdaki varlığının dile nasıl yansıdığını göstermektedir.
KADIN
DEYİMLERİNİN SINIFLANDIRILMASI
“Çince dünyada
deyimlerin en çok olduğu dil olabilir, hatta ilk sıradadır.” demiştir bay Li
Xianlin 李羡林.Kadın
deyimleri, adından da belli olduğu üzere kadınla ilgili olan deyimlerdir. Bu
çalışmada kadın deyimleri olarak deyimlerimizi doğrudan kadınla ilgili olan
kadının iyi veya kötü özelliklerini ifadede kullanılan, geçmişten günümüze
kadının toplumdaki varoluşuyla ilgili deyimleri ele aldık. Aynı anlamı ifade
eden sadece karakterler arasında yer değişikliği olmuş deyimleri tek bir deyim
kabul ederek toplamda 332 deyim üzerinde çalıştık. İçinde kadın karakteri geçen
ama kadını tanımlamayan doğrudan kadın için kullanılmamış deyimleri çalışmamızın
dışında bıraktık.
Çince de
deyimler dilin en güçlü öğesidir ve edebi eserlerde olsun, günlük konuşmalarda
olsun fazlaca kullanılır, öyle ki deyimler hem dilin gücünü hem de kültürün,
tarihin, yaşam tarzının derinliklerini gösterir. Kadın ile ilgili deyimlerde de
farklı bakış açılarını farklı kültürel değerleri görmemiz mümkündür. Bunların
çeşitliliğini ve verdiği etkileri anlayabilmemiz için değerlendirmeye aldığımız
deyimleri kendi içinde kadını hitap ettikleri yerlere göre, anlamsal olarak 12 sınıfa
ayırıp inceledik.
Kadının Medeni Durumu İle
İlgili Deyimler
Köklü bir
tarihe sahip olan Çince için deyimlerin de bir o kadar eski olduğunu
düşünebiliriz. Bu deyimler sahip oldukları bu uzun tarihten ötürü bize köklü
kültürü hakkında oldukça değerli bilgiler vermektedir. Çalıştığımız deyimler
içerisinden 19 adet deyim kadının evlilik durumuyla ilgilidir. Bunlardan bir
kısmı genç kızın yaşının geldiğinde evlenmesi gerektiğine yönelik anlamlar
barındırırken, bir kısmı evli kadının sadakatine bir kısmı da dul kadının
tekrar evlenmemesi gerektiğine dair deyimlerdir. Bu deyimler geleneksel
kültürde toplumun kadının evlilik hayatına bakışı hakkında bilgiler verir.
Yaklaşık iki
bin yıl süren Çin feodal toplumunda kadın hayatı boyunca hep bir erkeğe tabi
olan, hep bir erkeğin yardımcısı görevinde bir pozisyonda olmuştur. Bu sebepten
ötürü kız çocukları doğdukları andan itibaren iyi bir evlilik yapması üzere
yetiştirilmiştir. Bu evlilikler genelde kızın talebinden çok ailenin kendi
çıkarları doğrultusunda belirlenirdi. Bir duygu ilişkisinden çok iki aile
arasında yapılan anlaşma niteliğindeydi. Karşılaştığımız deyimlerin bekâr
kızlara hitaben söylenenlerinden de anlıyoruz ki toplumda kızların yetişkinliğe
erişir erişmez evlenmeleri bir gereklilikti. Genç kızın yaşı geldiğinde halen
evlenmemiş olması kendisi ve ailesi adına toplum tarafından hoş karşılanmayan
bir durumdu. Çalışmamız içerisinde genç kızın bekâr oluşuyla ilgili toplamda 11
deyim bulunmaktadır. (Bkz.
Ek-1)
Örnek
deyimler;
“Nü dâ dang
jiâ (女大当嫁):bir kız yaşı geldiğinde çok beklemeden
evlenmeli.”
“Nü zhâng xü
jiâ (女长须嫁):bir
kız yaşı geldiğinde çok beklemeden evlenmeli.”
“Huâng hua nü
er (黄花女儿):hiç evlenmemiş bekar genç kızlar.”
Geleneksel
kültürde yaşı gelen genç kızın evlenmesiyle ilgili birçok deyim mevcuttur aynı
şekilde yaşı geçmiş kadınlarla ilgili de birçok deyim vardır fakat evli kadınla
ilgili deyimler biraz daha az olduğu kadar evlilik sürecinde nasıl olması
gerektiğine dair olan deyimler de bir o kadar çoktur.
Evli bir
kadınla ilgili deyimlerin bir kısmı kadının ahlak durumu ya da kadın değer
yargıları sınıflarında da incelendiği için burada sadece kadının evli oluşuna
dair olan 4 deyimi ele aldık.
Dönem
itibariyle evli kadınların uyması gereken standartlar mevcuttur ilgili
deyimleri de konu başlıklarına geldiğimizde inceleyeceğiz. (Bkz. s.30)
Örnek
deyimler;
“Lu ye cheng
yın (绿叶成荫):kadının evlenip çoluk çocuğa karışması.”
“Lu6 fu yöu fu
(罗敷有夫):eski
zamanlarda kocası olan kadın anlamına gelir.”
“Lâo nü guı
zöng (老女归宗):evlenip baba evinden ayrılmış kadının,
terk edildiği için veya başka sebeple anne babasının evine geri dönmesi.”
“Shâo nü nen
fu (少女嫩妇):Genç
evli kadın.”
Dul kadınlarla
ilgili deyimler daha çok kadının eşini kaybetmesi, kaybettikten sonra tekrar
evlenmeyerek ona sadık kalması ya da kocasını kaybettikten sonra tekrar
evlenmemesi üzerinedir. Kadının dul kaldıktan sonra evlenmemesi feodal toplum
döneminde bir sadakatlilik örneği olduğu kadar toplumun uygun gördüğü bir
davranıştır. Aynı zamanda Konfuçyüsçü düşünce sistemine göre de dul kadının
tekrar evlenmesi kadının sadakatsizliğidir, kadın yaşı geldiğinde evlenmeli
kocasına kocası hayattayken sadakat gösterdiği gibi kocasını kaybettikten sonra
da sadık olup evlenmemeli kendini kocasının ailesine ve çocuklarına adamalıdır.
Çalışmamızda dul kadınlar için incelenen bu deyimler toplamda 4 tanedir.
Deyimler;
“Pı pâ bie bâo
(琵琶另U抱):eski
zamanlarda evli kadının kocasından ayrılıp yeniden evlenmesi.”
“Wen jun xın
guâ (文君新寡):kocasını
yeni kaybetmiş kadın.”
“Wen
jun xın jiâo (文君新醜):dul
kadının tekrar evlenmesi.”
“Wen jün zâo
guâ (文君早寡):genç
bir kadının kocasını kaybettikten sonra dul olarak yaşaması.”
Kadının Görünüşüyle İlgili
Deyimler
Çince kadın
deyimleri içerisinde kadının görünüşüyle ilgili deyimler oldukça fazladır.
Genel olarak kadının saçıyla, makyajıyla ya da giyim kuşamıyla ilgili
betimlemelerle kadının görünüşünü tanımlarlar. Bu deyimlerin kültürle ilişkisi
de oldukça önemlidir. Dönemin güzellik anlayışıyla ilgili değerli bilgiler verirler
(bkz. 4.Bölüm
s.43-50). Kadın
deyimleri içerisinde toplam 35 deyim kadının görünüşünü ifade etmektedir. (Bkz. Ek-1)
Örnek
deyimler;
“Jın guo xü
mei (巾帼须眉):erkeksi
görünen, erkeksi bir havası olan kadın.”
“Huâ zhı zhâo
zhân (花枝招展):kadının çok süslü ve güzel giyinmesi.”
“Dan sâo e mei
(淡扫蛾眉):evli
kadının sade ve şık makyajı.”
Saç insanın
doğal makyajıdır ve kadın için de dış görünüşü için oldukça önemlidir. Kadının
saçıyla ilgili deyimlerde genel olarak geleneksel kültürde kadının saçının
nasıl güzel göründüğü hakkında bilgi edinilebilmektedir. Çalışmamızda
kullandığımız deyimlerden 3 tanesi kadının görünüşü içinde özel olarak saçıyla
ilgilidir.
Deyimler;
“Feng huân wû
bin (风鬟雾鬓)/
Wû bin feng huân (雾鬓风鬟):Kadının saçının
güzelliğini, dağınık ve kabarık bir saçı ifade eder.”
“Wû bin yun
huân (雾鬓云鬟)/
yun huân wû bin (云鬟雾鬓):Kadının dalgalanan güzel
saçı.”
“Feng huân yû
bin (风鬟雨鬓):Dışarda sıkı çalışan koşuşturan, saçı başı
dağınık kadın.
Giyim kuşam
bir güzellik ya da çirkinlik ifadesi olarak pek kullanılmaz. İnsanların
kıyafetleri, giyim kuşamları çoğunlukla onların toplumdaki statülerini
gösterir. Kadın deyimlerinde de kıyafetlerle kadının kimi zaman soyluluğu, kimi
zaman zarafeti, kimi zaman da kötü görünüşü ifade edilmektedir. Kadın deyimleri
içerisinde 17 tanesi kadının giyim ve kuşamı ile ilgilidir.
Örnek
deyimler;
“Feng guan xiâ
pei (凤冠霞帔):Eskiden zengin aile kızlarının
evlendikleri sırada giydiği kıyafetlerle onurlu itibarlı görünmeleri. Aynı
zamanda resmi görevli memur eşlerinin giyimlerini ifade eder.”
“Hua lın fen
zhen (花林粉阵):Eski
zamanlarda bir grup şatafatlı giyinmiş güzel kızları ifade ederdi.”
“Jıng chai bû
âo (荆钗布袄):Kadının giyiminin basit ve rüküş oluşu.”
Kadın
deyimleri içinde çok da fazla olmasa da kadının makyajıyla ilgili deyimler de
bulunmaktadır. Çalıştığımız kadın deyimleri içerisinde toplam 12 adet kadının
makyajıyla ilgili deyim bulunmaktadır. Genel olarak bizlere geleneksel
kültürdeki kadın makyajı hakkında bilgi vermektedir. Kaşların siyah boyanması
yüzünün beyaz görünmesine özen gösterilmesi gibi.
Örnek
deyimler;
“Ca zhı mö fen
(擦脂抹粉):Süslenmek,
makyaj yapmak.”
“Fen bâi dâi
hei (粉白黛黑):Kadının
yüzünü beyaz kaşlarını siyah boyaması. Kadının makyajını ifade eder.”
“Dân sâo e mei
(淡扫蛾眉):Kadının
sade ama şık bir makyajının olması.”
“Die fen feng
huâng (蝶粉"蜂黄
”[67]) : Antik dönemde evli kadının alnını sarı
boyaması, güzel makyaj yapması.”
Kadının Güzelliğiyle
İlgili Deyimler
Kadın
deyimleri içinde büyük çoğunluğu kadının güzelliğini tanımlayan deyimler alır.
Üzerinde çalıştığımız deyimler içinde 122 tanesi genel anlamda kadının
güzelliğini ifade etmektedir. Bunların bir kısmı parçadan bütüne kadının
güzelliğini betimlemiş bunun için de yüzünü, vücudunu ya da hareketlerini kullanmıştır.
Kadının güzelliğini ifade eden bu deyimlerin içinden sadece 39 adet deyim genel
bir güzelliği ifade etmektedir. Kadının güzelliği ile ilgili deyimler bizlere
geleneksel kültürde kadının güzellik standartları hakkında bilgiler
vermektedir.
Örnek
deyimler;
“Xiao jiâ bi
yû (小家碧玉):Eski zamanlarda fakir bir ailenin güzel
kızını ifade ederdi.”
“Huâ yue zhı
shen (花月之身):Güzel ve narin kadın vücudu. Eskiden de
hayat kadınlarını için kullanılmıştır.”
“Bıng jı yû gû
(冰肌玉骨)/
yû gû bıng jı (玉骨冰肌):Buz
gibi ferah, yeşim gibi sert, çok güzel kadın. Zayıf, zarif bir figüre ve saf
temiz pürüzsüz tene sahip kadın.”
“Ru huâ si yû (如花似玉):Bir
çiçek kadar narin, yeşim kadar değerli, narin seçkin (kadın)”
Kadının
güzelliğini ifade eden deyimleri yüz güzelliğini ifade edenler, vücudunun
güzelliğini ifade edenler, tavır ve hareketlerinin güzelliğini ifade edenler ve
sesinin güzelliğini ifade edenler olarak ayırabiliriz.
Kadının
güzelliğini ifade eden deyimlerin çoğunluğu yüzünün güzelliğinden bahseder kadının
güzelliği ile ilgili deyimlerimizin 19 tanesi kadının yüzünü kullanarak
güzelliğini ifade etmektedir. Yüz bir insanın başka bir insan tarafından ilk
dikkat edilen bölgesidir. Evrensel olarak bakarsak bir kadının en çok övülen
yeri de yüzüdür. Kaşı, gözü, dudakları her toplumda şiirlere, şarkılara konu
olmuştur. Çince kadın deyimlerinde de kaşının, gözünün, dudaklarının
güzelliğinin yanında dişleri hatta alnı hakkında bile deyimler bulunmaktadır.
Bu deyimler de bize geleneksel kültürde kadının güzellik anlayışı hakkında
önemli bilgiler vermektedir.
Örnek
deyimler;
“Hâo chı mıng
mou (皓齿明眸)/
mıng mou hâo chı (明眸皓齿):Beyaz dişli, parlak
gözlü; sevimli, güzel genç kadın.”
“Huâ rong yue
mâo (花容月貌)/
yue mâo huâ rong (月貌花容):Güzel(kadın),
çiçek gibi (kadın), ay yüzlü (kadın).”
“Qın shöu e
mei (螓首蛾眉)/
e mei qın shöu (蛾眉螓首):Geniş
alınlı, oval kaşlı güzel kadın.”
Kadının
fiziksel güzelliğini anlatmak için kullanılan deyimlerin bir kısmı da kadının
güzel ellerini, ayaklarını ya da belini tanımlar. Kadın deyimleri içerisinde
kadının vücudundan bahsederek güzelliğini ifade eden 10 deyim bulunmaktadır.
Bazı deyimler genel bir vücut güzelliğinden bahsetse de bir kısmı da özel
olarak el, ayak veya belinden bahseder. Bu da bize geleneksel Çin kültüründe
kadının elleri, ayakları ve belinin güzellik standartları açısından oldukça
önemli olduğunu göstermektedir.
Örnek
deyimler;
“Liû yâo liân
liân (柳腰莲脸):Söğüt gibi (ince) beli olan, lotusa benzer yüzü olan kadının
güzelliğini sıfatlar, güzel kadın anlamına gelir.”
“Chû nü yâo
zhı (楚女腰肢):İnce
belli kadın güzel kadın anlamındadır.” “Shı zhı xiân xiân (十扌指纤纤):Eski
zamanlarda eli ince, narin, güzel olan kadın.
Çince kadın
deyimlerinin bir kısmı kadının tavırlarındaki zarafeti, şıklığı ya da endamı
tanımlayarak kadının güzelliği ifade ederler. Kadın deyimleri içinde kadının
tavır ve davranışındaki güzelliği betimleyen 43 adet deyim bulunmaktadır.
Örnek
deyimler;
“Qiao xiâo
qiân xı (巧笑倩兮):Gülüşü güzel olan gülüşüyle büyüleyen
kadın.”
“Ping tıng e nâ
(娉婷婀娜):Tavırları
kibar ve narin olan güzel kadın.”
“Yı xı yı chen
(宜笑宜颦):Kızgın hali de mutlu hali de güzel olan (kadın).”
“Yı jing tı
xiân (仪静体闲):Tavırları kibar sakin, fiziksel olarak da
narin ve elit kadın.'
Kadının
yürüyüşündeki, adımlarındaki narin, kibar ve alımlı güzelliğini ifade eden
deyimlerdir. Çalışmamızda değerlendirdiğimiz kadın deyimlerinin içinde 6 tanesi
kadının hareketlerindeki güzelliği ifade etmektedir.
Örnek
deyimler:
“Bû bû liân
huâ (步步莲花):İlk
zamanlar kadının narin, kibar yürüyüş tavrını ifade ederken sonraları,
vaziyetin gittikçe daha iyi bir hal alması iyileşmesi anlamında
kullanılmıştır.”
“Huâ fei die
wû (花飞蝶舞):Taze
çiçek ve kelebeğin rüzgarda dans edişi, genç kızın yolda yürürken ki zarif
kibar ve göz alıcı haline benzetilmiş. Yürüyüşü kelebek gibi narin olan genç
kız.”
“Fen huâ yue
liû (分花约柳):Kadının
yürürken ki zarif güzelliği.”
Kadın
deyimlerimizin içinde kadının güzelliğini sesini betimleyerek ifade eden 5 adet
deyim bulunmaktadır. Bu deyimlerden kadın güzellik anlayışında sesin de önemli
bir yerinin olduğunu düşünebiliriz.
Deyimler:
“Jiâo jiâo di
di (娇娇滴滴):Kadının
güzel ve sevecen sesini ifade etmek için kullanılır;
“Yıng sheng
yân yû (莺声燕语)/ Yân yû ying sheng (燕语莺声):Kırlangıç
ile sarıasma kuşunun ötüşleri cıvıltıları aslında güzel bir bahar manzarasını
tasvir etmek için kullanılırdı. Sonraları genç kadınların tatlı, narin, gülme
ve konuşma sesi anlamında kullanılmıştır.”
“Qun cı yû yû (群雌粥粥):İlk
zamanlar kuşların karşılıklı ötüşünü ifade ederken sonraları bir araya gelmiş
kadınların gürültülü sesleri anlamında kullanılmıştır.”
“Chui qi rû
lan (吹气如兰):Nefesinin orkide kadar güzel kokması,
güzel kadının nefesini sıfatlar . Aynı zamanda dili, diksiyonu güzel olan
kadını da ifade etmek için kullanılır.”
“Jiâo sheng
jiâo qi (娇声娇气):Cilveli
konuşma sesi.”
2.4
Kadının Karakter ve Ahlakıyla İlgili Deyimler
Bu deyimler
genel olarak kadının karakteristik özelliklerini ve ahlaki değerlerini ifade
eder. Çalışmamızda kullandığımız kadın deyimleri içinde 18 tanesi kadının ahlak
ve karakteriyle ilgilidir.
Feodal
toplumda kadın ahlakı, her kadının bilmesi, yaşaması ve hatta kızlarına da
öğretmesi gereken bir kavramdı. Kadın namusuna dikkat etmeli, yaşantısını belli
sınırlar içinde yürütmeliydi. Kadının ahlakının bu denli önemli oluşunu
deyimlerde de görmemiz mümkün.
Örnek
deyimler;
“Hui zhi lan
xın (蕙质兰心)/
Lan xin hui zhi (兰心蕙质):Temiz bir ahlaka sahip,
soylu ve güzel karakteri olan kadın anlamındadır.”
“Mû yı zhi de (母仪之德):Anne
ve anne ahlakı örnek alınarak kadının ahlaklı oluşunu anlatır.”
“Shöu shen rû
yû (守身如玉):Yeşim
gibi saf, temiz ve namuslu. Genel olarak kadının namusunu koruması
anlamındadır.”
Kadının Yetenek ve
Zekâsıyla İlgili Deyimler
Kadının
becerikli oluşunu, yetenekli oluşunu veya kadının zeki oluşunu ifade eden
deyimlerdir. İncelediğimiz kadın deyimleri içerisinde 16 adet bulunmaktadır.
Örnek
deyimler;
“Sâo mei câi
zı (扫眉才子):Eski zamanlarda yetenekli ve zeki kadını
ifade ederdi.”
“Xiû wâi hui
zhöng (秀夕卜慧中):Dış görünüşünde güzel, içinde ise yetenekli
kadın. Güzel ve zeki kadın.”
“Hui xın qiâo
sı (慧心巧思):Kadının karakterinin güzelliğini,
zekasını, becerikli ve seçkin oluşunu tanımlamak için kullanılır.”
Kadın Değer Yargılarıyla
İlgili Deyimler
Bu
kategorideki deyimler aslında feodal toplum yapısındaki kadın ve erkeğin
durumu, aradaki eşitsizlik ve kadının toplum içindeki konumu hakkında bilgiler
verir. Birçoğu bir toplum görüşünü ifade eder şekildedir. Ayrıca geleneksel
kültür ve feodal toplum yapısı hakkında da bilgi sahibi olmamızı sağlar niteliktedirler.
Kadın deyimleri içerisinde 27 adet kadın değer yargılarını ifade eden deyim
bulunmaktadır.
Örnek
deyimler;
“Nân zün nü
bei (男尊女卑):Erkeği
kadından üstün saymak.”
“F互 gui qı rong (夫贵妻荣):Asil
ve saygın bir kocanın karısı da onun saygınlığına ve onuruna sahip olur.”
“Zhöng nân
qıng nü (重男轻女):Kadını
küçümseyip, erkeğe değer vermek; erkeği kadından üstün saymak.”
Kadının
Yaşıyla İlgili Deyimler
Kadının
yaşıyla ilgili olan deyimler, tam olarak bir kadının gençliği ya da yaşlılığı
olsun doğrudan yaşını belirtmek için kullanılan deyimlerdir. Çoğunluğu da
kadının net olarak kaç yaşında olduğunu ifade etmek için kullanılır. Genel
olarak eski eserlerden çıkmışlardır. Kadın deyimleri içerisinde kadının yaşını
ifade ederken kullanılan 16 adet deyim vardır.
Çin geleneksel
kültürü “xı qü bû xı zhı (‘喜曲不喜直 ’)dolaylı
- üstü kapalı anlatımdan hoşlanır direkt anlatımdan hoşlanmaz”. Dolaylı anlatım
en çok kadının yaşını ifade eden deyimlerde öne çıkmaktadır. Kadının yaşını
tanımlayan deyimlerin çoğunluğu “düz değişmece (Jiedâi
-借代)”[68]
yöntemiyle kullanılıp, tam yaşı rakamlarla söylemeyip, dolaylı anlatılır.[69]
Örnek
deyimler;
“Dou kou niân
huâ (豆蔻年华):13-14 yaşlarındaki genç kız.”
“Feng xin niân
huâ (风信年华):24 yaşındaki kadın.”
“Jınchai zhı
niân (金钗之年):12 yaşında kızı ifade eder.”
Kadının Kaderiyle İlgili
Deyimler
Kadın
deyimleri içinde kadının kaderiyle ilgili olanlar kadının başına gelen kötü
olaylar, sıkıntı, dert ya da benzer durumları ifade eden deyimlerdir. Genelde
de kötü olayları ifade ederken kullanılır. Kadın deyimlerimiz içerisinde toplam
22 adet bulunmaktadır.
Örnek
deyimler;
“Pin jiân zâo
kang (贫贱糟糠):Fakir
zamanlarda kocasıyla birlikte büyük sıkıntılar yaşayan kadın (eş).”
“Yû zâng xiang
mâi (玉葬香埋):Güzel
kadının ölümünü ifade eder. Üzgün olmak, pişman ve kederli olmak anlamına da
gelir.”
“Xiang xiao yû
jiân (香消玉减):Güzel
bir kadının gün be gün zayıflayıp çökmesi.”
Kadının Duygusal Durumu
İle İlgili Deyimler
Genel olarak
kadının hüznü, sevinci, hayranlığı ya da utancı gibi kadının iç dünyasındaki
durumunu ifade eden deyimlerdir. Kadın deyimleri içerisinde 13 adet
bulunmaktadır.
Örnek
deyimler;
“Lı hua dâi yû
(梨花带雨)/
dâiyû lıhua (带雨梨花)esas
anlamı ‘yağmur damlalarıyla ıslanmış armut çiçeği’,aynı zamanda da Yang Guifei’in
ağlarken ki halini tasvir etmektedir. Daha sonraları narin ve güzel kadınları
tanımlamak için kullanılmıştır.”
“Hong chou lu
cân (红愁绿惨):Endişe dolu olmak, kolayca kalbi kırılmak”
“R6u châng cûn
duan (柔肠寸断):Kadının
hüznünü ifade eder.”
Kadının Güzelliğinin Bela
Olarak Görülmesiyle İlgili Deyimler
Bu deyimler de
aynı kadın değer yargılarıyla ilgili olan deyimler gibi bir dönemin kadına
bakışıyla yakından alakalıdır. Özelikle kadının güzelliğini kullanarak yönetime
karışıp ülkeyi yıkıma götürdüğüne dair var olan inancın bir yansımasıdır. Kadın
deyimleri içerisinde 6 tane kadının bela kaynağı olarak görülmesini anlatan
deyim bulunmaktadır.
Örnek
deyimler;
“Mei nü po she
(美女破舌):Güzel
kadının güzelliğiyle yönetimi karıştırması.”
“Pin jı chen
mıng (牝鸡晨鸣):Dişi tavuğun günün doğuşunu haber vermesi.
Eski zamanlarda kadının idareyi bozması, arkadan kuyu kazması.”
“Qıng cheng
qıng guo (倾城倾国):Kadının güzelliğiyle bir ülkeyi yıkması.
Kadının aşırı güzelliğini ifade eder.”
Kadının Kötü ve Ahlaksız
Oluşuyla İlgili Deyimler
Kadının
ahlaksız, kötü kadın ya da hayat kadını olduğuna dair ifadeler içeren
deyimlerdir. Hayat kadını ve onunla ilgili şeyleri ifade ederken
kullanılmışlardır. İncelediğimiz kadın deyimleri içerisinde 17 adet
bulunmaktadır.
Bu deyimler
yumuşak ve kibar bir ifadeyle hayat kadını figürünü ve kadının trajik kaderini
ifade de etmektedir. Feodal toplumda kadınının yeri aşağılardaydı. Kadınlar
arasındaki özel bir grup yaşamını sürdürmek için bedenini satan hayat
kadınlarından oluşuyordu. Onların kaderi diğerlerine göre daha trajikti,
bulundukları yer oldukça aşağıda görülüyordu. Bu kadınlar için aşağıdaki
deyimler kullanılırdı.[70]
Örnek
deyimler;
“Lâng ruı fu
huâ (浪蕊浮花):Basit
hafif kadını ifade eder.”
“Lû liû qiang
huâ (路柳墙花)/ qiang huâ lû liû (墙花路柳):Saygı
gösterilmeyen, basit kadını, hayat kadınını ifade eder.”
“Pı pa men
xiâng (枇杷门巷):eskilerde hayat kadınlarının bulunduğu
bölgeler.”
Bu deyimler
genel bir sınıfa ait olmayan yine de kadını ifade ederken kullanılmış
deyimlerdir. Toplamda 21 adettir.
Örnek
deyimler;
“Nong wâ zhı
xı (弄瓦之喜):Eski zamanlarda genelde bir ailede yeni
doğan kız çocuğunu kutlamak için kullanılırdı.”
“Sân göng liû
yuân (三宫六院):Hükümdarın
cariyesi.”
“Sân qı si qie
(三妻四妾):Çok eşe sahip olmak.”
Kadın
deyimleri genel olarak kadının her açıdan güzelliğini ifade etmiştir. Konu
ister yaşı olsun, ister evlilik durumu, isterse yeteneği olsun hep kadın için
var olan beklentileri belirtmektedir. Güzel kadından bahsederken kadının nasıl
güzel olduğuna, yaşından bahsederken en güzel yaşlarına, yetenek ve zekâsında
onu hoş gösteren hallerine dikkat çekmiştir.
Hayat
kadınından ya da ahlaksız kadından bahsederken dahi çoğunlukla çiçeklerden
benzetmeler kullanılmıştır. Çalıştığımız deyimler içerisinde kadının
çirkinliğine dair pek fazla deyim yoktur. Genel olarak kaşının gözünün
güzelliğinden bahsettiği gibi bir çirkinlik standartlarından bahsedilmemiştir.
Sadece kadının güzelliğine zıt düştüğüne inanılan yaşlanmaktan, ahlaksızlıktan,
ölüp gitmekten bahsedilmektedir. Yani buradan da anlaşılıyor ki kadın deyimleri
belki de dönemin toplumunun kadından beklentilerini ve kadında görülen dikkat
çekici unsurları yansıtmaktadır. İnsanlar daha çok kadının güzelliğini,
kadından bekledikleri ahlakı ve belki de rahatsız oldukları kötü davranışları
konuşmuş, yazmış ve bu şekilde dilde önemli etkiler bırakarak bu deyimlerin
günümüze aktarılmasını sağlamışlardır.
KADIN
DEYİMLERİNDEKİ SÖZ SANATLARI
Sözcük de
cümle de ses ve anlamın bir araya gelmiş halidir. İnsanlar sözcükleri seçerek
cümle kurarlar, sadece anlamını, içeriğini düşünmekle kalmaz, bunun yanında
telaffuzunu, şeklini düşünürler, böylece söz sanatlarını kullanarak dilin
formunu güzelleştirmiş olurlar.
Benzetme
insanların günlük hayatlarında kullandıkları “benzetme yapmak”tır, aynı zamanda
bir şeyi farklı ya da benzer bir şey kullanarak anlatma sanatıdır. Psikolcji’de
yeni tecrübeleri bilinen tecrübeleri kullanarak anlatmak anlamına gelir.
Genelde kolay olanın tanımını kullanarak zor olanı anlatmak olarak da ifade
edilebilir. Benzetme Çince’de en sık görülen ve en yaygın şekilde kullanılan
söz sanatı metodudur. Çalıştığımız kadın deyimleri içinde 95 adet Benzetme söz
sanatı kullanılmış deyim bulunmaktadır.
Benzetmenin
birçok çeşidi mevcuttur fakat en sık görülenleri üç çeşittir.[71]
Benzetme (Teşbih), Mıngyû (明喻)
Anlatımı
güçlendirmek amacıyla, aralarında ortak nitelik bulunan iki varlık ya da
kavramdan, ortak nitelik yönünden güçlü olandan zayıf olana aktarma
yapılmasıdır.
Benzetmenin üç
öğesi vardır.
a-) Benzeyen
(B): Özellikçe zayıf olan 本体(ben
tı)
b-) Kendisi
Benzetilen (KB): Özellikçe güçlü olan 喻体(yû
tı)
c-) Benzetme
Edatı (BE): Gibi, kadar, sanki, güya, misal, andırmak 比喻词(bı yû cı)
Burada
benzetilen ve benzeyen cümle içinde görülür, benzetilen ve benzetenin arasında
bağlantı kuran benzetme ögesi de bulunur. Sıklıkla görülen benzetme edatları
şunlardır; 像(xiang),好像(hâo xiang), 如
(ru),如同(rû tong),似(si), 若(ruo),放佛(fângfu),犹如
(you
rû), 一般(yi
ban),好像(hâo
xiang)... 一样(yi
yang), vb.60
“艳如桃李(yan rû tâo lı) : Yüzü
taze şeftali ve erik çiçeği gibi güzel, narin ve göz alıcı;
如(rû)
imi “gibi” anlamında benzetme öğesi olarak kullanılmış. Kadının güzelliği
şeftali ve erik çiçeklerinin güzelliğine benzetilerek ifade edilmiş.
“吹气如兰(chuı qi rû lân) :
Nefesinin orkide kadar güzel kokması, güzel kadının nefesini sıfatlar. Aynı
zamanda dili diksiyonu güzel olan kadını da ifade etmek için kullanılır.”
*Nefes vermek
eylemini 如(rû)
benzetme öğesi kullanarak orkideye benzetilmiş. Bu şekilde kadının nefesinin
güzelliği ifade edilmiş.
“如花美眷(rû hua mei juan) : Eşin
(kadın için) çiçek gibi güzel olduğunu anlatır. Ayrıca evlilikle ilgili
kısmetin parlak ve iyi olduğunu ifade eder.”
*如(rû) benzetme öğesi
kullanılarak güzel tutku ve ilgi için çiçek benzetmesi yapılmıştır.
Eğretileme (İstiare)[72], ân yû (暗语)
İstiare, bir
sözün benzetme amacıyla, başka bir söz yerine kullanılması olarak
tanımlanabilir.
Benzetilen ile
benzeyen aynı anda cümlede mevcuttur, fakat net bir “benzetme yapma” değildir
ve “shi (是),wei (为),jiû
shi (就是),cheng (成),biâncheng
(变成),dang zuo (当作)”
gibi imler kullanılır. Eğer teşbih (mıng
yû-明喻)’in
benzetilen ile benzeyeninin “türdeşlik ‘xiang lei5 (相类)”
ilişkisi olduğu söylenirse, o zaman İstiare (ân
yû 暗 喻)’nin benzetileni ile benzeyeni arasında da
“örtüşme ‘xiang he’ (相合)”
ilişkisi vardır.[73]
“Bıng jı xue fu
(冰肌雪肤):Kadının buz gibi parlak bir ten ve kar
gibi beyaz, parlak cildini ifade eder.”
*Benzetme
öğesi kullanmadan buz ve kar benzetmesi yapılmış.
“Hua rong yû
mâo (花容玉貌)/
yû mâo hua rong (玉貌花容):Görünüşü bir çiçek bir
yeşim taşı gibi güzel kadın.”
*Benzetme
öğesi kullanılmadan kadının yüzünün görünüşü çiçeğe ve yeşim taşına
benzetilerek güzelliği ifade edilmiştir.
“Wû bin yun
huân (雾鬓云鬟)/
yun huân wû bin (云鬟雾鬓):Kadının dalgalanan güzel
saçı.”
*Benzetme
öğesi yoktur. Kadının şakaklarındaki topuz yapılmış saçları sis bulutuna
benzetilmiş, buğulu bir görüntü ifade edilerek güzelliği vurgulanmıştır.
Düz Değişmece (Mecaz-i Mürsel), Jieyû (借喻)
Benzetme
ilgisi söz konusu olmadan, başka bazı ilgilerle, sözün başka bir söz yerine
kullanılmasıyla oluşturulan mecazlardır.
Burada
benzetilen görülmez aynı zamanda “xiang (像),shı
(是)” gibi imler kullanılmaz, benzeyen doğrudan
benzetileni ifade eder. Ming yû (明喻),an yû (暗喻)ve jie
yû (借 喻)’yü
kıyasladığımızda benzeyen ve benzetilenin ilişkisinin en sıkı, iç içe olduğu
benzetme söz sanatı jie yû (借喻)’dür.63
“Ju lâo he kü (菊老荷枯):Kadının
görünüşünün yaşlı ve çelimsiz oluşu.”
*Benzeyen ve
benzetme öğesi kullanılmadan benzetme yapılmıştır. Krizantem ve lotus çiçeği
gibi solmuş ifadeleriyle kadının yaşlandığına benzetme yapılmıştır.
“Lu ye cheng
yın (绿叶成荫):Kadının
evlenip çoluk çocuğa karışması.”
Benzeyen ve benzetme öğesi kullanılmadan
benzetme yapılmıştır. Yeşil yaprağın gölgesiyle kadının evlenip çoluk çocuk
sahibi oluşuna benzetme yapılmıştır.
“Pin jı sı
chen (牝鸡司晨):Tavuğun
günün doğuşunu haber vermesi. Eski zamanlarda kadının idareyi bozması, arkadan
kuyu kazması.”
Benzeyen ve benzetme öğesi kullanılmadan
benzetme yapılmıştır. Tavuğun seher vakti ötmesiyle kadının idareye karışmasına
benzetme yapılmıştır.
“Xiang xiao yû
jiân (香消玉减):Güzel
bir kadının gün be gün zayıflayıp çökmesi.”
Benzeyen ve benzetme öğesi kullanılmadan
benzetme yapılmıştır. Burada güzel koku ve yeşim taşıyla güzel kadına benzetme
yapılmıştır.
Benzetme kadın deyimlerinde
oldukça sık görülen bir söz sanatı türüdür.
“RU hua si yue
(如花似月):Bir çiçek kadar narin, ay gibi güzel
değerli, seçkin (kadın)”
Ru (如)ve si (似)benzetme
ögeleri mevcut.
“Xing liân tâo
sai (杏脸桃腮)/
t^o sai xing yân (桃腮杏眼):Yüzün kayısı çiçekleri
gibi beyaz, yanakların şeftali çiçekleri gibi pembe olması, bir kadının yüz
güzelliğini ifade eder.”
*Benzetme
öğesi kullanmadan kayısı çiçeğine ve şeftali çiçeğine benzetme yapılmıştır.
“Yû qıng bıng
jie (玉清冰洁):Yeşim
taşı gibi saf, buz gibi şeffaf. Saf, temiz güzel ahlaklı kadın”
*Benzetme
öğesi kullanılmadan, kadının ahlakı, temizliği saflığı yeşim taşına ve buza
benzetilmiştir.
Görme,
dokunma, işitme, tatma ve koklama duyularımız aracılığıyla varlıkların
niteliklerini, bu varlıkların duyularımız üzerinde uyandırdıkları izlenimleri belirtmektir.
Betimleme, varlıkların belirgin özelliklerini tanıtıp göz önünde
canlandırmaktır. [74]
Çalıştığımız
deyimler içerisinde 71 adet betimleme söz sanatı kullanılan deyim mevcuttur.
“Qiao xiâo
qiân xı (巧笑倩兮):Gülüşü güzel olan gülüşüyle büyüleyen kadın.”
*Gözle
görerek anlaşılan bir güzellik, betimleme yoluyla ifade edilmiştir.
“Niao niao nuo
nuo (袅袅娜娜):Kadının
zarif, narin, ince ve güzel vücudunu ifade eder.”
*“Niao niao (袅袅)”
ve “nuo nuo (娜娜)” bu iki betimleme de uzun, ince, narin bir
güzelliği betimler. Kadının görünen güzelliğini tasvir eder.
“Mıng mou shân
lâi (明眸善睐):Kadının gözlerinin parıldayışını ve
becerikli oluşunu ifade eder.”
*Kadının
bakışlarındaki enerjiyi ve güzelliği betimler.
“Cui xiû hong
qun (翠袖红裙):Koyu yeşil kadın giysisi, kırmızı etek,
kadınların giyimini tasvir eder. Ayrıca kadınlar için bir lakap olarak
kullanılır.”
*Yeşil kadın
giyisisi, kırmızı etek, döneme ait kadının giyimini betimlemektedir.
Betimleme
söz sanatıyla yapılmış birçok farklı deyim bulunmaktadır.
“Yân
ran yi xiâo (嫣然一笑):Tatlı bir şekilde gülümsemek.”
“Nong
zhuâng yân mö (浓妆艳抹):Dikkat çekici bir şekilde makyaj yapmak.”
“Jiâo
xiao ling long (娇小玲珑):Vücudu
narin ve zarif zeki ve sevimli bir görünüş.”
“Châi
heng bin luân (钗横鬓乱):Kadının
uykudan yeni uyandığındaki makyajsız hali.”
“Lın
nü kui qiang (邻女窥墙):Bir
kadının bir erkeğe karşı olan hayranlığı, ilgisi.”
“Nü
zhöng zhâng fu (女中丈夫):Kadınlar
arasında erkeksi bir tavrı olan kadın.”
Bir
Kişi ya da Varlığın Özelliklerini Başka Varlığa Aktarma Sanatı, Bînî (比拟)
İnsan
özelliklerinin varlıklara, varlık özelliklerinin de insanlara aktarılmasıdır.
Bu
söz sanatı bir şeyi / varlığı başka bir şey yaparak tanımlama, açıklama
sanatıdır. İnsanların uzun süreçte aktardıkları bazı klasik şiirlerin edebi
mısralarında bu söz sanatı metodu kullanılmıştır. Böylece etkileyici bir
sanatsallık oluşmuştur.[75] Kadın
deyimleri içinde bu söz sanatının kullanıldığı 11 adet deyim bulunmaktadır.
Kişileştirme
(Teşhis), Nîren (拟人)
İnsana
ait özelliklerin insan olmayan varlıklara aktarılmasıyla gerçekleştirilen
mecazlı bir anlatım özelliğidir.
Kişileştirme
bir nesneye ya da canlıya, insana ait olan duygu, hareket ve düşünce
özellikleri katar.[76]
“Ying
sheng yân yû (莺声燕语)/ yân yû ying sheng (燕语莺声):Kırlangıç
ile sarıasma kuşunun ötüşleri cıvıltıları aslında güzel bir bahar manzarasını
tasvir etmek için kullanılırdı. Sonraları genç kızların tatlı konuşma ve
gülüşme sesleri anlamında kullanılmaya başlanmıştır.”
Kırlangıç
sözleri, sarıasma kuşu sesi. İnsana ait özellikler olan söz söylemek, konuşmak
gibi eylemler hayvana aktarılmıştır.
“Yân dû yıng
can (燕妒莺惭):Kadının
güzelliğini niteler, kırlangıcı kıskandıracak sarıasma kuşunu utandıracak
güzellikte kadın.”
*Kıskanç
kırlangıç, utangaç sarıasma kuşu. İnsana ait özellikler olan kıskanmak ve
utanmak gibi eylemler hayvanlara aktarılarak yapılmış söz sanatı mevcuttur.
“Yun jiâo yû
qie (云娇雨怯)/ yû qie yun jiâo (雨怯云娇):Kadının
utangaç, hassas hali.”
*Bulutun
hassas, kırılgan, yağmurun utangaç, ürkek oluşu. Utangaç olmak, hassas olmak
gibi insana ait özelliklerin cansız bir varlık olan yağmura buluta
aktarılmasıyla yapılmış söz sanatı mevcuttur.
“Chang tiao ye
ye (倡条冶叶):Hayat kadınlarını ifade eder.”
*Dansçı ip,
cazibeli yaprak. Dans etmek ve cazibe sahibi olmak gibi insana ait özellikler
ip ve yaparak gibi varlıklara aktarılarak kişileştirme söz sanatı yapılmıştır.
Bir Kişiye Başka Bir
Varlığın Özelliklerini Aktarma Sanatı, Nıwû (拟物)
Bir insanı ya
da bir varlığı başka bir varlıkla tanımlayarak yapılan söz sanatına denir.67
“Fu rong chü
shuı (芙蓉出水)/
chü shuı fu rong (出水芙蓉):Su üstünde beliren Lotus
çiçeği gibi güzel, zarif (kadın)” Edebiyat ve şiirde sıra dışılık anlamında
kullanılır. Ayrıca doğal güzelliği olan kadını ifade eder.”
*Bir lotus
çiçeğini suyun yüzeyini yarıp kendisini göstermesi bir kadının doğal bir
şekilde göz alıcı bir güzelliğe sahip oluşunu çağrıştırır.
“Qiang hua lû
liû (墙花路柳)/ lû liû qiang hua (路柳墙花):İnsanlar
tarafından saygı duyulmayan kadın. Hayat kadını.”
*Duvardaki
çiçek yoldaki söğüt. Burada aslında bulunmaması gereken yerde ortaya çıkan
bitkiden, çiçekten yola çıkarak ahlaksız kadın, hayat kadını ifade edilmiştir.
“Ye shou huâ
can (叶瘦花残):Kadının yaşlanmış ve zayıflamış oluşunu
ifade eder.”
“Xiü huâ bi
yue (羞花闭月):Güzelliği ile ayı gölgede bırakan çiçeği
utandıran kadın, kadının güzelliğini ifade eder.”
“Huâ fei die
wû (花飞蝶舞):Taze
çiçek ve kelebeğin rüzgârda dans edişi, genç kızın yolda yürürken ki zarif
kibar ve göz alıcı haline benzetilmiş. Yürüyüşü kelebek gibi narin olan genç
kız.”
“Huâ zhı zhâo
zhân (花枝招展):Kadının çok süslü ve güzel giyinmesi.”
Bînî (比拟)Söz Sanatının Etkileri
Bir varlığı insanlaştırmak için kullanılır
ve böylece ortaya bir mizah çıkar.
Bu söz sanatını kullanarak, insanlar
genellikle kendi aşk ve nefretleri hakkındaki kötü konuşmaları yapabilirler. Bu
sebeple de bu söz sanatının içinde genel olarak net belli duygu özellikleri
bulunur.
Bu söz sanatını kullanarak, soyut olan bir
şeyi somut olan bir şeye çevirerek, hayatı olmayan bir şeyi hayatı olan bir şey
gibi göstererek insanlar için daha kolay anlaşılır hale getirilebilir.68
Bu söz
sanatında, varlığın/nesnenin adını kullanmaya gerek olmadan, onun sıkıca
ilişkide olduğu başka bir şeyin adı kullanılarak yapılır. Bu varlığın adına
aynı benzetmedeki benzetilen gibi ben ti (本体)ana
parça/benzetilen denir, onu ifade etmek için kullanılana da jie ti (借体)alıntı
yapılan denir. Ad aktarması antik dönem klasik eserlerinde yaygın bir şekilde
kullanılır, birçoğu da insanlar tarafından yakinen bilinir. 69
Çalışmamızdaki kadın deyimleri içerisinde 105 adet deyimde Ad aktarması söz
sanatı kullanılmıştır.
“Zhü chun hâo
chı (朱唇皓齿):Kırmızı dudaklar, kar gibi beyaz dişler
çok güzel kadın”
*Kadının
güzelliği dudak ve dişlerinin güzelliğiyle anlatılmıştır. Kadının güzelliğinin
bir parçasını kullanarak tamamı ifade edilmektedir.
“Hong yân lu
bin (红颜绿鬓):Bir kızın gençlik zamanları.”
*Parçadan
bütüne bir anlatım bulunmaktadır. Kadının yüzü ve saçlarının güzel ve
parlaklığıyla, bütünü olan kadının gençliği ifade edilmektedir.
“Qinshou-e'mei
(螓首蛾眉)/ e mei qin shöu (蛾眉螓首):Kaşlarının
kavisli oluşu ve alnının açık oluşu. Kadının yüz güzelliği.”
*Burada da
kadının bütündeki yüz güzelliği, bütünün bir parçası olan kaş ve alnı
kullanılarak anlatılmıştır.
“Jıng châi bû
qun (荆钗布裙):Sade
giyimli genç kadın.”
*Toka ve etek
ifadeleriyle kadın ve bu kadının sadeliği ifade edilmektedir.
“Zhü cui luo
qı (珠翠罗绮):Kadının gösterişli zengin giyimini ifade
eder.”
Bu deyimde
kadının gösterişli zengin giyimi bu giyim şeklinin dikkat çekici özellikleriyle
“değerli inci, zümrüt yeşili ipek” ifadeleriyle anlatılmaya çalışılmıştır.
“Jın guo yıng
xiong (巾帼英雄):Kahraman
kadın.”
*Kadın
başörtüsünü kullanarak kadını ifade etmiş ve kadın kahraman anlamındaki deyimi
oluşturmuştur.
“Xiü huâ bi
yue (羞花闭月)/
Bi yue xiu huâ (闭月羞花):Güzelliği
ile ayı gölgede bırakan çiçeği utandıran kadın, kadının güzelliğini ifade
eder.”
*Bu deyimde
bir sonuçtan yola çıkıp sebebini anlatma şekli kullanılmıştır. Çiçeğin
utanması, ayın gölgede kalması sonuçtur ve sebebi kadının güzelliğidir.
“Qıng eheng
qıng guo (倾城倾国):Kadının
güzelliğiyle bir ülkeyi yıkması. Kadının aşırı güzelliğini ifade eder.”
Ülkenin
yıkılması sonucundan buna sebep olan kadının güzelliği ifade edilmektedir.
“Er bâ jiâ ren
(二八佳人):15-16 yaşlarındaki güzel kızlar.”
*16 yaşlarında
güzel insan
“Hâo ehı qıng
e (皓齿青蛾)/
Qıng ehâo ehi (青蛾皓齿):Güzel
ve yetenekli kadın.”
*Beyaz diş,
genç geee kelebeği. Beyaz dişle parçadan bütüne giderek kadını güzelliği, genç
geee kelebeğiyle de becerikli kadın ifade edilmek istenmiştir.
“Bei
göng yıng er (北宫婴儿):Hayırlı
evlat olan kızlar için kullanılan addır.”
*İmparatorluk
sarayındaki bebek ifadesiyle hayırlı evlat olan kız çoeukları ifade edilmek
istenmiştir.
“Sân eûn jın
liân (三寸金莲):Ayağı bağlı kadınlar için kullanılan - üç
eun altın lotuslar ya da küçük altın lotus çiçeği - küçük güzel ayaklar
anlamındadır.”
*Üç eun altın
lotus, Üç eun yaklaşık olarak 10em’e denk gelmektedir ve küçüklüğü ifade
etmektedir. Jin lian ise altın lotus olarak ayak anlamında kullanılmıştır. Bu
da ayak bağlama geleneğindeki küçültülen ayakların altın lotus gibi güzel
olduğunu, kadının güzelliğini ifade ettiğini göstermektedir.
“E mei mân lû (蛾眉曼睩):Kadının
gözlerinin ve kaşlarının güzelliğini ışıltısını ifade eder.”
*Kadının
vüeudunun bir parçası olan kaş ve gözünün güzelliğiyle bütünde kadının
güzelliği ifade edilmiştir.
“Shen huâi liû
jiâ (身怀六甲):Kadının hamile olmasını ifade eder.”
Liû jiâ (六甲)[77]Çin
efsanelerine göre Tanrı her şeyi yarattığı günlerdir. Kadın için de kolaylıkla
hamile kaldığı günler olarak bilinir. Bu deyim de buradan yola çıkarak hamile
kadın anlamında kullanılmaktadır.
“Chou mei tı
zhuang (愁眉啼妆):Çatık
kaşlı, bağıran, şeytansı görünüşlü kadın.”
*Çatık kaş,
ağlayan, bağıran. Bu ifadelerle yine parçadan bütüne bir anlatımla kadının kötü
ama şeytansı bir kötülükte görünen ifadesi anlatılmaya çalışılmıştır.
Jiedâi
(借代)İle
Jieyû (借喻)’nün Farkı
Jiedai ve
jieyü nün ikisinde de jie (借)imi
bulunur ikisinin de bir ortak noktası vardır, ikisinde de esas olan ana parça/
benzetilen görülmez ve jie tı (借体)alıntı
yapılan da yû tı (喻体)benzeyen de ana parçayı/
benzetileni ifade eder. Öyleyse farkları nerededir? Anahtar nokta birinin “dâi (代)”
birinin ise "yû (喻)”
olmasıdır.
Jie dâi (借代)’ın
jie tı (借体)(alıntı yapılan)’si ile ana parça arasında yakın bir alaka
mevcut olmasına rağmen bir “benzetme 比喻”
ilişkisi yoktur.
Jie yû (借喻)’nün yû
tı (喻体)(benzeyen)si ile ana parça arasında da yakın alaka
görülür fakat sadece "bı yû (比喻)benzetme”
ilişkisi vardır.[78]
Abartma (Mübalağa), Kuâ zhâng (夸张)
Bir özelliğin
ya da durumun olduğundan daha çok abartılmasıdır.
Abartmanın
oluşması için, söz konusu özelliğin, mantığın sınırlarını zorlayacak biçimde
abartılması gerekir. Böylece mecaz da oluşur.[79]
Kuâ zhâng / mübalağa (夸张)aynı
zamanda kuâ shi (夸饰),pü
zhâng (铺张),zeng yü (增语)da
denir. Duygu ve düşünceleri ifade etmek amacıyla ortaya çıkmıştır. Tanımlanan
şeyleri bilerek abartarak
yapılan söz
sanatıdır. Genel olarak büyülterek/çoğaltarak ya da küçülterek/azaltarak
yapılır. 73 Çalışmamızda kullandığımız deyimlerden 19 deyimde
Abartma söz sanatı kullanılmıştır.
“Yi xiâo qıng
eheng (一笑倾城):Kadının
mükemmel güzelliği.”
*Bir gülüşü
ülkeyi yıkar ifadesiyle abartma yolu kullanılarak kadının güzelliği
vurgulanmaktadır.
“Guo se tian
zı (国色天姿)/
tian zi guo se (天姿国色):Bir kadının eşsiz
güzelliği, eski zamanlarda aşırı güzel olan kadınlar için kullanılırmış.”
*Eşsiz
güzellik ifadesiyle kadının güzelliği abartılarak anlatılmak istenmiştir.
“Xiü hua bi
yue (羞花闭月):Güzelliği ile ayı gölgede bırakan çiçeği
utandıran kadın, kadının güzelliğini ifade eder.”
*Kadının
güzelliği abartılarak olmayacak bir şeye sebep olabilecek güçte gösterilmiş ve
abartma sanatı kullanılmıştır.
“Chen yu luo
yân (沉鱼落雁)/
luo yân ehen yu (落雁沉鱼):Balıkları
suya batıran, kuşları yere indiren (kadın
güzelliği);
güzel, zeki ve duygulu kadın.”
*Balıkların
suda batması ve kuşların yere düşmesi sonuçlarının sebebi olan kadın güzelliği
ifade edilmektedir.
“Tian sheng
you wû (天生尤物):Doğuştan
farklı ve çok güzel olan kadın.”
*Doğuştan sıra
dışı, nadide, eşi benzeri olmayan anlamındaki ifadeyle kadının güzelliği
abartılı bir şekilde anlatılmaktadır.
“Guo se tian
xiang (国色天香):Semavi renkli ve güzel hoş kokulu (güzel kadın için kullanılır).”
*Semavi
renkler ve tanrısal koku, güzel kadını sahip olduğu güzelliği abartarak ifade
etmekte kullanılmaktadır.
“Yi xiao qian
jin (一笑千金):Kadının
bir gülüşü, binlerce altına değer. Kadının güzel gülüşünün zor ve kıymetli
oluşunu anlatır.”
*Kadının
gülüşünün değeri binlerce altın ifadesiyle abartarak anlatılmıştır.
Doğrudan Abartma ve
Dolaylı Abartma (直接夸张和间接夸张)
Doğrudan abartma: doğrudan abartma başka
bir söz sanatı kullanmaya ihtiyaç duymadan yapılan söz sanatıdır. Aynı zamanda (单纯夸张-dan
chun kua zhang) sade
abartma ya da (zi shen
kua zhang -自身夸张)da
denir.
Dolaylı abartma: dolaylı abartma başka söz
sanatlarıyla bir araya gelerek yapılan bir söz sanatıdır. Sıklıkla kullanılan
ise bı yû (比喻),benzetmedir.
Aslında bu bir tür “benzetmeli abartma/ bı yû xing kua zhang - 比喻性夸张 ”dır.[80]
Benzerlik Mukayesesi /
Yansıtma, Ying ehen (映衬):
Olumsuz bir
şeyi, daha olumlu bir ifadeyle ortaya koyarak güzel gösterme/yansıtma söz
sanatıdır. [81] Bu söz
sanatının kullanıldığı 4 adet deyim bulunmaktadır.
Esas olanı
vurgulamak için, benzer ya da zıt olan veya farklı olan bir şey kullanılarak
yapılan anlatım şekline denir, diğer bir adı da “chen tuö -衬托” dur.[82]
“Ren lâo zhü
huâng (人老珠黄):Yaşlı
kadınları ifade etmektedir. İnci gibi yılların sararmışçasına
değersizleşmesidir.”
*İnsanın
yaşlanması ile incinin sararması arasında benzerlik kurulup, kadının değerli
yıllarının geçip gitmesi ifade edilmiştir.
“Chün gui ren
lâo (春归人老):Kadının gençliğinin geçip gittiğini,
yaşlanıp solduğunu ifade eder.”
*Burada da
insanın yaşlanması ve ilkbaharın gelip geçmesi arasında bağlantı kurularak
kadının gençliğinin geçip gidişi ifade edilmektedir.
Çiftleme/
İkililik /Karşıtlık, Dui öu (对偶)
Duı
öu (对偶 -çiftleme/ikililik/karşıtlık)’nin diğer adı dui zhâng (对仗)dır,
dui zı (对子) diye de bilinir. Şekilsel olarak simetrik
dengeyi ifade eder, anlamsal olarak da karşılıklı ilişkide olan iki cümle ya da
sözcük gurubudur. İnsanların genel olarak alışık oldukları zıt çiftlerin
oluşturduğu bir gurup tezatlı cümlelerdir. Dui öu (对偶-ikililik
/ tezatlık) Çin
halkının sevdiği bir olgudur, halk özelliğinin dile vurumudur.[83]
Çalışmamızda bu söz sanatının kullanıldığı 45 adet deyim bulunmaktadır.
Bu
söz sanatında kelime sayıları eşit kullanılır, yapısı aynıdır, anlamı dengeli
olan bir çift kısa sözden oluşur. Bu söz sanatı iki karşılıklı veya bir birine
yakın veya anlam olarak aynı olan ifadeler içerir.[84]
Bu
söz sanatında şu koşullar bulunmalıdır; anlamsal olarak birbirine bağlılık,
yapı olarak benzerlik, sayı olarak eşitlik, kelime türü olarak uygunluk, ton
olarak da ahenk vb.
“Xiang
guı xiû ge (香闺绣阁):Eski zamanlarda bir genç kızın yatak odası
anlamındaydı.”
*“Xiang guı (香闺),genç
kızın yatak odası” ile “xiû ge (绣阁),genç kızın yaşadığı
görkemli şekilde nakış gibi düzenlenmiş odası” anlamında kullanılan bu iki
ifade” hemen hemen aynı anlama gelmektedir benzer anamdaki iki ifadeyi bir
arada kullanarak çiftleme/ikililik söz sanatı kullanılmıştır.
“Ruân xiang
wen yû (软香温玉):Genç
kızların vücutlarının beyaz, pürüzsüz, yumuşak narin olmasını, sıcaklıklarını
ve gençliklerinin kokusunu anlatır.”
*“Ruân xiang (软香)”
Buradaki yumuşak narin anlamı veren “rou ruân (柔软)”
ile “wen yû (温 玉)”
daki wen rou (温 柔)anlamsal olarak benzerlik göstermektedir.
Bu da bize burada çiftleme/ ikililik söz sanatı kullanıldığını göstermektedir.
“Miâo
mei huâ yân (描眉画眼):Kadınların
makyaj yapıp süslenmeyi sevmesi.”
*Kaşını çizip,
gözünü resmetmek. Burada ilk ifade ile ikinci ifade anlamsal olarak birbirine
benzerlik göstermektedir.
“Bıng jı xue
fu (冰肌雪肤):Kadının
buz gibi parlak tenini ve kar gibi beyaz pürüzsüz cildini ifade eder.”
*Buz gibi et,
kar gibi deri. İki ifade de parlaklık ve pürüzsüzlük anlamında benzerlik
göstermektedir.
“Yı xı yı chen
(宜喜宜嗔):Kızgınken
de mutluyken de hep güzel olmak.”
*Gülebilir,
kızabilir. Burada bir insan için iki zıt eylemi ifade ederek kadının mutlu da
olup kızın da olabileceği ve her halükarda güzel olduğu ifade edilmektedir.
Burada zıtlık / karşıtlık kullanılmıştır.
“Yı xiâo yı
pin (宜笑宜颦):Gülmek, kaş çatmak gibi durumlar
insanların duyguları ile ilgilidir. Kadınların her duygu halinde güzel, iyi
görünmeleri anlamını taşır.”
*Burada da iki
zıt eylem olan gülmek ve somurtmak eylemleriyle zıtlık/ karşıtlık söz sanatı
yapılmıştır.
“Yû can huâ
chou (玉惨花愁):Kadının
üzüntülü hali.”
*Mahvolmuş
yeşim taşı, üzgün çiçek. Buradaki iki ifadede benzer anlamlar verilerek kadının
üzüntülü hali ifade edilmiş, ikileme söz sanatı kullanılmıştır.
“Bıng qıng yû
jie (冰清玉洁):Buz
gibi şeffaf, yeşim taşı gibi saf. Saf, temiz güzel ahlaklı kadın”
*Buz ve yeşim
taşına benzetme yaparak şeffaflık ve saflık sıfatlarında ikileme yapılmıştır.
“Xiang xiao yû
yûn (香消玉殒):Güzel bir kadının ölümü.”
*Kokunun yok
olmasın, yeşim taşının ufalanıp dağılması. Yine burada kadının ölümüne benzetme
yapılmış, ikileme söz sanatı kullanılmıştır.
Bir şeyi
doğrudan söylemek yerine, başka sözcükler kullanılarak dolaylı olarak ifade
etmede kullanılan söz sanatıdır.[85] Bir şeyi
dolaylı olarak anlatmak anlamına gelir, ayrıca ifade edilmek istenen şeylerin
eş anlamlı ifadelerini kullanarak daha güzel bir şekilde anlatma şeklidir.
Çalışmamızda kullandığımız kadın deyimleri içinde 6 adet Dolaylım anlatım söz
sanatı kullanılan deyim mevcuttur.
“Qiang huâ lû
liû (墙花路柳):İnsanlar
tarafından saygı duyulmayan kadın. Hayat kadını.”
*Kadının
ahlaksız oluşu ya da hayat kadını oluşunu ifade etmek için, duvardaki çiçek,
yoldaki söğüt ifadeleri kullanılarak dolaylı anlatıma başvurulmuştur.
“Pi pa men
xiang (枇杷门巷):Eskilerde hayat kadınlarının bulunduğu bölgeler
için kullanılırdı.”
*“Pı pa (枇杷)”
:“Malta eriği” nin bulunduğu bölge ifadesiyle dolaylı yoldan hayat kadınlarının
bulundukları bölgeyi ifade etmek istemişlerdir.
“Pı pa bie bao
(琵琶另U抱):Eski zamanlarda evli
kadının kocasından ayrılıp yeniden evlenmesi.”
Alıntılama (Yınyong -弓 I用)kendi görüşünü ya da
hissiyatını izah etmek, anlatmak, tanıtmak için daha önce söylenmiş ya da
yazılmış bir eserden alıntı yapmaktır. Çalışmamızda bu söz sanatının
kullanıldığı 30 adet deyim bulunmaktadır. Bu sözlü ya da yazılı eserden kasıt
birçok şey olabilir. Örneğin; ünlü birinin konuşması, bir idol’ün ünlü bir
figürün sözleri, bir eserin analizi, bir şiir mısrası olabilir.[86] Deyimler
içinse; bir şiir, şarkı ya da eski edebi eserden alıntılayarak duruma göre
kullanılan deyimlerdir.[87]
“Xu niâng ban
lâo (徐娘半老)/
ban lâo xu niâng (半老徐娘):Hala
çekici cazibesi olan orta yaşlı kadınları ifade eder.”
*(Nânshı - Houfei Chuânxia)《南史•后妃传下》[88]:
Nan hanedanlığı tarihi- imparatoriçe ve imparator cariyeleri biyografileri.
“Yâo tiâo shü
nü (窈窕淑女):Güzel
iyi kız.”
*(Shı jıng • Zhöunân • Guansuı)《诗经•周南•美睢》[89]:
Şarkılar kitabı- Güney Zhou Bölümü- Guansui şiiri
“Bâi zhöu zhı
shi (柏舟之誓):Kadının
kocası öldükten sonra tekrar evlenmemesi, sadakatli olması.”
*(ShT • Yöngfeng • Bâizhöuxû)《诗•鄘风•柏舟序》:Şarkıar
Kitabı- Yongfeng Bölümü- Baizhouxü şiiri
“Sâo mei câi
zı (扫眉才子):Eski
zamanlarda yetenekli ve zeki kadını ifade ederdi.”
(Tâng •
Wângjian《Jishûzhöng
Xuetao Xiaoshu》Shı)-(唐•王建《寄蜀中 薛涛校书》诗):Tang
hanedanlığı dönemi, Şair Wang Jian’in Shu merkezine gönderilen klasik öğreti
kitabı adlı şiiri
“Wen jun xin
jiao (文君新醜):Dul
kalıp tekrar evlenmesi.”
(Shıji -
Sımâ Xiângrûlie Chuân)《史记•司马相如列传》[90]:
Tarih Kayıtları- Si Ma’nın örnek biyografileri.
“Chuı liân
ting zheng (垂帘听政):Hükümdarın annesinin ya da imparatoriçenin
arkadan ülke işlerini yürütmesi. Eskiden imparatoriçenin hükümet işlerini
yönetmesini ifade ederdi, şimdiyse eşin (kadının) idareci olması anlamındadır.”
(Jiûtâng
Shü - Gâozöng Jixia)《旧唐书•高宗纪下》[91]:
Eski Tang Kitabı - İmparator Gaozong’un kayıtları
Sözcükler ses
ve anlamın bir araya gelmesidir, cümle de ses ve anlamın bir araya gelişinden
oluşur. İnsanlar kelimeleri seçerek cümle kurarlar, sadece anlamını, içeriğini
düşünmezler ayrıca sesini, yapısını, telaffuz ve söz sanatını da düşünürler,
dilin şekli insanlara güzel bir his vermelidir. Konuşmalarda ses vardır fakat
kitap dilinde imler sese sahip değillerdir. Aslında yazar cümleleri
oluşturabilmek için kelime kullanırken, bir yandan da içinde hecelerin oluşum
sırasını düşünür. Okuyucu da aynı şekilde büyük bir titizlikle okur. Yazıda
herhangi bir problem dahi olsa kulağa hoş gelişi, ahenkli oluşu, etkisini
olumsuzdan olumluya çevirir, işte bu noktada söz sanatları sözlü ya da yazılı
eserin kalitesini arttırır.[92]
Söz sanatları
dilin tarihi içinde, dilin özelliklerini ve dilin kalitesini arttırmak için
uygulanan metodlardır.
Hemen hemen
her dilde olduğu gibi Çince’de de söz sanatları dilin önemli bir bölümünü
oluşturmaktadır. Özellikle insanlar için çok önemli olan, konuşmalarını daha
anlaşılır daha net bir hale getiren deyimler söz sanatlarının en sık
kullanıldığı yerlerden biridir.
Bu söz
sanatları sayesinde deyimler ve özellikle kadın deyimleri anlamsal olarak daha
güçlü, daha ahenkli ve daha akılda kalıcı bir hal almıştır. Öyle ki bazen de
kullanılan bir söz sanatı sayesinde direkt söylemeye çekinilecek kötü şeyleri
daha olumlu daha güzel bir dille anlatılmasını sağlamıştır.
ÇİNCE
KADIN DEYİMLERİNDEKİ GELENEKSEL
GÜZELLİK STANDARTLARI
Deyimler, bir
kültürün dile yansımış en eski ve köklü formlarından biridir. Geçmiş dönemlerle
ilgili birçok bilgi verebilir. Kadın deyimleri de bizlere eski dönemlerdeki
kadına ait birçok önemli bilgi aktarmaktadır. Bunlar o dönemde yaşamış
kadınların toplumdaki yerlerine ait bilgiler olabilir, dönemin kültürüne ya da
tarihsel olaylara ait bilgiler de olabilir. Genel bilgiler olabileceği gibi
kadına dair daha özel bilgiler de verebilirler. Kadın deyimlerinin geneline
bakarsak Çin halkının kadınla ilgili güzellik anlayışı ve standartlarını da anlayabiliriz.
Kadının
güzelliği çok eski zamanlardan itibaren Çinlilerin çok ilgilendikleri bir konu
olmuştur. İmparatorluk haremine layık olan kadınların özelliklerini belirten
özel bir el kitabı bile mevcuttu. Kadınların çekici yönleri başlarından başlar
ve aşağıya doğru inerdi: gözler, kaşlar, yüz, saç, burun, kulaklar, eller ve
parmaklar, vb. ‘Bulut saç’ yani başın üzerinde bulut kadar hafif görünen saçlar
makbuldür. Geniş bir alın makbul olduğundan, günümüzde bile birçok kadın, her
on beş günde bir tekrarlamak üzere, alınlarındaki saçları alırlar. Yüz yuvarlak
değil bir yumurta gibi oval olmalıdır: kaşlar söğüt ağacının yaprakları gibi,
yay gibi kavisli olmalıdır.[93]
Dudaklar kiraz
gibi kırmızı olmalı, dişler ise beyaz olmalıdır. ‘Güzel koku’ Çinlilerin kadın
tasvirinde çok sık kullandıkları bir tabirdir. Buna örnek olabilecek deyimler;
“Wen xiang
ruân yû (温香软玉)/
ruân yû wen xiang (软玉温香):Güzel koku, sıcak, kadınsı
bir cazibe. Kadının vücut güzelliğini tasvir eder.”
“Guo se tian
xiang (国色天香):Semavi renkli ve güzel hoş kokulu (güzel kadın için kullanılır)”
Kadının giyim
kuşamındaki güzellik hakkındaki fikirler zaman içinde fazla değişiklik
göstermezken kadının çekiciliği, güzelliği hakkındaki görüşler zaman zaman
değişiklik göstermiştir. Bu da kadının güzellik ölçütünü etkilemiştir.
Örneğin: “Tang
döneminde (M.S.618-906) bir kadının güzel sayılması için dolgunca
olması gerekirken, ll.yyda ince olmak çok önemli olmuştur. 20.yy’ın başlarına
kadar, bir kadının ayakları, sarılarak 3 inch’e (7.62cm) kadar küçültülür ve bunların erkekleri
cinsel açıdan uyardığı düşünülürdü ve bunlara ‘altın lotus’ denirdi.”[94] Hatta bu
da deyimlerde yerini ‘San cûn jın liân (三寸金莲)küçük
altın lotus çiçeği’ olarak almıştır. Bu ve benzeri örnekler zamanın ve değişen
görüşlerin kadının hayatını nasıl etkilediğine önemli örneklerdir.
Antik dönemin
‘nân zün nü bei (男尊女卑)erkek kadından üstündür5
toplumunda, kadının tepeden tırnağa sahip olması gereken bir güzellik seviyesi
vardı, kadının güzelliği erkeğin zevk ve beğenisine göre şekillenirdi. Kadını
ifade eden deyimlerin büyük bir çoğunluğu kadının güzelliğinden bahseder, bu
deyimlerin çoğunluğu da kadının fiziksel güzelliğini ifade etmektedir. Kaşı,
gözü, yüzü, beli, ayakları vs.
Antik dönem
insanının kadını tarifi, bütünden parçaya, sesinden gülüşüne, ruhsal durumundan
karakterine her şeyini içerir. Antik dönem insanının gözünde kadının güzelliği
birçok yönden ifade edilebilir. Mesela yüz güzelliğinden yola çıkarak kadının
güzelliğini ifade eden deyimler vardır.
Örneğin;
“Yue mâo huâ
rong (月貌花容)/ huâ rong yue mâo (花容月貌):Çiçek
gibi ay gibi yüzü olan güzel kadın.”
“Chuı tan de
po (吹弹得破):Yüz
cildinin çok narin olması”,
“Yu chen yân
luo (鱼沉雁落):Kadının
yüzünün, görünüşünün güzel oluşu.”
Ten
güzelliğini ifade eden;
“Bıng jı yû gû
(冰肌玉骨):Buz
gibi parlak, yeşim gibi sert, çok güzel kadın. Zayıf, zarif bir figüre ve saf
temiz pürüzsüz tene sahip kadın.”
Vücut
güzelliğini ifade eden;
“Ting tıng yû
li (亭亭玉立):Kadının
ince, uzun, zayıf, narin vücut yapısını ve güzel görünümünü tanımlar”.
Giyim kuşam
güzelliği için ise;
“Cui xiû hong
qun (翠袖红裙):Koyu yeşil kadın giysisi, kırmızı etek,
kadınların giyimini tasvir eder” gibi.
Kadın
deyimleriyle antik dönemde insanların güzel kadını nasıl tarif ettiklerini,
onların gözünde kadının nasıl göründüğünü anlayabiliriz. Fakat kadının
ihtişamını, ruhunu, verdiği enerjiyi bu şekilde betimleyerek ifade edemeyiz. Bu
sebeple kadının güzelliğini bitkilere, inciye, yeşim taşına benzeterek kadının
bu ışıltısını, enerjisini ifade eden deyimler de kullanılmıştır.
Örneğin;
“RU huâ si yû (如花似玉):Bir
çiçek kadar narin, yeşim kadar değerli, narin seçkin (kadın)”
“Guo se tiân
xiâng (国色天香):Semavi renkli ve güzel hoş kokulu (güzel kadın için kullanılır)”
“Chü shuı fu
rong (出水芙蓉):Lotus
çiçeği kadar güzel zarif (kadın). Edebiyat ve şiirde sıra dışılık anlamında
kullanılır. Ayrıca doğal güzelliği olan kadını ifade eder.” gibi.
Bazı
deyimlerdeyse kadının güzelliği bitki ve hayvanlar kullanılarak ifade
edilmiştir.
Örneğin;
“Xiü huâ bi
yue (羞花闭月)/
bı yue xiü huâ (闭月羞花):Güzelliği
ile ayı gölgede bırakan çiçeği utandıran kadın, kadının güzelliğini ifade
eder.”
“Chen yu luo
yân (沉鱼落雁):Balıkları suya batıran, kuşlar yere
indiren (kadın
güzelliği);
güzel, zeki ve duygulu kadın”,
“Yân dû yıng
can (燕妒莺惭):Kadının
güzelliğini niteler, kırlangıcı kıskandıracak sarıasma kuşunu utandıracak
güzellikte kadın.”
“Lan zı hui
zhi (兰姿蕙质):Bir orkide gibi güzel görünümlü zeki
akıllı, temiz kalpli iyi karakterli (
kadın)”
Ten insan
vücudunu saran, insanlarla ilişkide ilk göze çarpan ve dış görünüşte büyük önem
taşıyan bir organdır. Bu sebeple, tenin rengi, parlaklığı ve yapısı görünüş
için önemli bir faktördür.
Han halkının,
kadının teniyle ilgili güzellik standardı beyaz, parlak, pürüzsüz bir ten ve en
önemlisi beyaz olmasıdır.[95] Bazı
deyimler kadının teninden yola çıkarak onun güzelliğini ifade eder.
Örneğin,
“Bıng jı xue
fu (冰肌雪肤):Kadının
buz gibi parlak bir ten ve kar gibi beyaz pürüzsüz cildini ifade eder.”
“Feng jı ruo
gû (丰肌弱骨):Dolgun
ve pürüzsüz tenli, narin yapılı. Kadının veya çiçeğin yumuşak görkemli
zarafetini ve gözalıcılığını ifade eder.”
“Bıng jı yû gû
(冰肌玉骨)/
yû gû bıng jı (玉骨冰肌):Buz gibi parlak, yeşim gibi sert, çok
güzel kadın. Zayıf, zarif bir figüre ve saf temiz pürüzsüz tene sahip kadın.”.
Yüz bir
insanın merkez noktası gibidir. Güzelliği, neşesi, sevgisi, asaleti yüzüyle
anlaşılabilir. Çince kadın deyimlerinin içinde de kadının yüz güzelliğinden
bahseden birçok deyim vardır. Bunlardan kimisi kadının yüzünün genel
güzelliğinden bahsetse de bir kısmı daha özele inerek kaşının, gözünün,
dudaklarının ya da dişlerinin güzelliğinden bahseder.
Yüz bir
insanın görünüşündeki en temel kısımdır. Çin halkının yüzde en önemli
gördükleri şey yüz şekli ve yüzünün rengidir buna beniz de diyebiliriz. Yüz
güzelliğini ifade eden deyimler;
“Yue mâo huâ
rong (月貌花容)/
huâ rong yue mâo (花容月貌):Güzel(kadın),
çiçek gibi (kadın), ay yüzlü (kadın)” Burada huâ rong (花容)kadının
güzel görünüşünü ve özellikle yüzünün güzel oluşunu vurgular yue mâo (月 貌)ise yine yüzünün güzelliğini ifade eder
fakat burada aya benzetir.
“Hong yân lu
bin (红颜绿鬓):Bir kızın gençlik zamanlarını ifade
eder.”,
“Xing liân tâo
sâi (杏脸桃腮)/
tâo sâi xing yân (桃腮杏眼):Yüzün kayısı çiçekleri
gibi beyaz, yanakların şeftali çiçekleri gibi pembe olması, bir kadının yüz
güzelliğini ifade eder.”
“Fu rong chü
shuı (芙蓉出水)/ chü shui fu rong (出水芙蓉):Lotus
çiçeği kadar güzel zarif (kadın)” gibidir.
Çin halkı
kadınlarının yüz şekli olarak oval yüz en güzelidir, yüz rengi (beniz)
olarak da beyaz tenli al/ kırmızı yanaklı olması en iyisidir. Kadın
deyimlerinde kadının yüz güzelliğinde özellikle vurgulanan organlarını da
kısaca inceleyelim.
Göz vücudun
görme işlevini yerine getiren önemli bir organdır. Bir insanın gözündeki
özellikle bakışındaki ufak bir değişiklik genellikle birçok duyguyu ifade eder.
Göz, insanın dış dünyaya açılan kapısı gibidir. İnsanlar birbirleriyle
karşılaştıklarında ya da bir insan başka bir insana baktığında genelde ilk
gözlerine bakar. Gözün parlaklığı, ışıldaması karşıdaki insanı etkiler. Sadece
güzelliğine güzellik katmakla da kalmaz, daha etkileyici, elit ve ışıl ışıl
görünmesini sağlar. Çincede, gözlerden bahsedilerek kadının güzelliğinin
tanımlandığı birçok deyim mevcuttur. Örneğin;
“Hâo chı mıng
mou (皓齿明眸)/
mıng mou hâo chı (明眸皓齿):Beyaz dişli, parlak
gözlü; sevimli genç kadın.”
“Hâo chı e mei
(皓齿蛾眉)/
e' mei hao chi (蛾眉皓齿):Güzel kaş beyaz diş,
sevimli genç kadın; kadının değerli güzelliğini ifade etmek için kullanılır
Yani kadına övgü niteliğindedir.”
“Qın shöu e
mei (螓首蛾眉):Geniş alınlı, yay gibi kaşlı, güzel kadın.
” gibi.
Görülüyor ki,
antik dönem insanları güzel kadınlarda parlak, ışıl ışıl göz; ince, uzun kaş ve
canlı bir ifade arıyorlardı.
Kadın
deyimlerine baktığımızda diş için standartlar aslında bütün dünya halkları için
olandan çok da farklı değildir. Hizalı, düzenli ve beyaz dişler güzel bir
görüntüde aranan özellikler olmuştur. Çince kadın deyimlerindeyse dişlerin
beyaz oluşu daha çok dikkat çekmektedir. Mıng mou hâo chı (明眸皓齿),zhü
chun hâo chı (朱唇皓齿)gibi
deyimlerdeki “hâo chı (皓齿)”
ifadesi kadının dişlerinin beyazlığını ifade eder.
Genel olarak
bakacak olursak, bir insanın başka bir insanla bir araya geldiğinde gözlerinden
sonra en çok dikkat ettikleri yer dudaklarıdır. Dudaklar birçok işlevi olan
önemli bir organdır, aynı zamanda karşıdaki insanı en çok etkileyen kısım, onun
şekli, rengi ve yapısının mükemmelliğidir. Kadının dudaklarını tanımlayarak
güzelliğinin ifade edildiği deyimlerin başında “zhü chun hâo chı (朱唇皓齿)”,“chı bâi chun hong (齿白唇红)”
gelir. "zhü chun hâo chı (朱唇皓齿)”
ve “chı bâi chun hong (齿白唇红)”
doğrudan güzel kadının dudaklarının rengini ifade eder. Kırmızı dudakları
vurgular ki dönemin güzel bir kadını kırmızı dudaklara ve beyaz dişlere sahip
olmalıdır.
Alınla ilgili
olarak, Çin halkının geniş ve kavisli alın sevdiğini biliyoruz.
“Qin shou e'
mei (螓首蛾眉)/ e mei qın shöu (蛾眉螓首):Kaşlarının
kavisli oluşu ve alnının açık oluşu. Kadının yüz güzelliğini ifade etmektedir.”
Bu deyimi de tam olarak alnın geniş ve kaşların kavisli olması özelliğinden
bahsetmektedir.[96]
“Yuan shân fu
rong (远山芙蓉):Kadının kaşlarının görüntüsünü dağlara
benzetir, yüzünün rengini de çin gülüne benzetir. Kadının güzelliğini
tanımlar.”
Saç insanın
doğal makyajıdır. Çince kadın deyimlerinde kadının saçıyla ilgili çok fazla
deyim bulunmamaktadır. Bulunan birkaç deyim ise genel olarak bulut gibi kabarık
saç ifadesi içermektedir.
“Wû bin feng
huân (雾鬓风鬟)/
feng huân wû bin (风鬟雾鬓):Kadının saçının
güzelliğini tarif eder, dağınık kabarık bir saçı ifade eder.”,
“Wû bin yun
huân (雾鬓云鬟)/
yun huân wû bin (云鬟雾鬓):Kadının dalgalanan güzel
saçı”,
“Hong yân lu
bin (红颜绿鬓):Bir
kızın gençlik zamanlarını ifade eder.”
Kadının
saçının görünüşü dışında saçına takılan tokayla ilgili deyim de vardır ki bu
saçının güzelliğiyle ilgili bir standarttan çok genç kızın erişkinliğe
geldiğini, evlenebilecek yaşa geldiğini ifade eden bir geleneği ortaya koyar.
“Jı jı zhı
niân (及笄之年)ise
15 yaşındaki bir kızı ifade eder.”
“Liji (礼记)[97]”de
“Nü zı shı yöu wû niân er jı (女
子十有五年而笄):Kız
on beş yaşına erişir ve toka takar.” der。
Eski
zamanlarda on beşini dolduran bir kızın saçını toplayıp, toka takması
gerekmektedir, o zamanlarda yetişkin olmayan kızlar saçını salarlarmış, on beş
yaşlarına erdiklerinde de saçlarını toplar toka kullanırlarmış, “jiâ jı (加笄)”
toka takmak için , “jiâ jı lı (加笄礼)”
toka takma merasimi düzenlenirmiş ki bu da genç kızın reşit olduğu yani evlenme
yaşına geldiği anlamına gelirmiş.[98]
Bir kadının
beli onun güzelliğini gösteren en önemli bölgesidir. Çin halkı için ister
vücudu gösterişli bir kadın olsun ister ince bir yapıya sahip olsun, hepsinde
aynı şekilde kadının ince bel yapısındaki güzelliğe vurgu yapılır. Kadının
güzelliğini ince beliyle ifade eden deyimler şunlardır;
“Chû nü yâo
zhı (楚女腰肢):İnce
belli kadın anlamına gelir.”,
“Chû yâo qı
lıng (楚腰蛴领):İnce
belli, beyaz boyunlu, kadının vücut güzelliğini ifade eder.”,
Eskiden beri
Çin halkı için eller ve parmaklar önemlidir, inanılır ki parmakları ince olan
insanların çoğunluğu zekidir, ince parmaklar ise bilgeliği temsil eder. En
ideal parmak muhakkak ki uzun ince ve narin olandır. Bunu da “Shı zhı xiân xiân
(十扌指纤纤);eski
zamanlarda eli nazik narin olan kadınları ifade etmek için kullanılan on ince
parmak” deyiminden anlıyoruz.[99]
Çin antik
dönem insanının kadının güzelliğinde en çok önem verdiği yer ayaklarıdır. Öyle
ki uzunca bir dönem kadınlar güzellik adı altında, sağlıklarını tehlikeye atan
uygulamaya maruz kalmışlardır. Ayak bağlama geleneği kadının ayaklarının küçük
olmasının güzel olduğu fikrinin ortaya çıkmasıyla zamanla yayılmış ve kadının
iyi bir eş bulması, iyi bir yuva kurup güzel bir geleceğe sahip olması bu
geleneğe bağlı hale gelmiştir. “sân cûn jın liân (三寸金莲)”
(ayağı bağlı
kadınlar için kullanılan - üç cun[100] altın
lotuslar ya da küçük altın lotus çiçeği - küçük güzel ayaklar anlamındadır) deyimi de bu dönemin kanıtı gibidir.
“Efsaneye
göre, Qi Hanedanının son imparatoru cariyelerinden birinin güzelliğiyle o denli
kendinden geçer ki, ‘nereye bassa bir zambak çıkıyor’ diye bağırır. Yapay
olarak küçültülen ayaklara ‘Altın Lotus’ denilmesi buradan gelmektedir.
Ayakları sargıya sokma âdeti Tang Hanedanının (618-906) sonlarına doğru yaygınlaşmıştır.”[101]
Kadın için
ayak güzelliğini ifade eden bu deyimin temelindeki ayak bağlama geleneği
maalesef kadının hayatını zorluklar içinde geçirmesine sebep olan ilkel bir
yöntemdir. Küçük yaştaki bir kıza, ailenin büyüğü bir kadın tarafından yapılan
bu işlemin küçük kızın iyi bir evlilik yapması için yapılıldığı iddia edilse de
aslında hayatı boyunca erkeğe bağımlı yaşantısını destekler bir amaç
içermektedir. Zaten toplum tarafından yaşamı belli sınırlar içinde olan kadın
kırık ve küçük ayağıyla artık fiziksel olarak da evinin sınırlarına bağlı yaşamak
zorunda kalır.
Tavır
güzelliği bir kadının hareketlerinde takındığı tutumun insanlarda uyandırdığı
etkidir. Bu tarz bir güzellik doğuştan var olmaz, süreç içinde, günden güne
eğitilerek kazandırılır. Çincede kadının tavrının güzelliğini ifade eden
deyimlerin başında şunlar gelir;
“Chuo yue duö
zı (绰约多姿):Tavırları narin, zarif genç bir kız”,
“E nuo duö zı (婀娜多姿):Kibar
yumuşak tavırlı güzel kadın.”,
“Xiânzı yû mâo
(仙姿玉貌):Kadının hem tavrı hem de görünüşünün güzel
olması”,
“Bû bû liân
huâ (步步莲花):İlk
zamanlar kadının narin, kibar yürüyüş tavrını ifade ederken sonraları,
vaziyetin gittikçe daha iyi bir hal alması iyileşmesi anlamında
kullanılmıştır.”,
“Huı mou yı
xiâo (回眸一笑):Bir
kadının tatlı bir şekilde gülümsemesi”,
Bu tür deyimlerde
ifade edilen göz alıcı tavırlar, narin adımlar, hayranlık uyandıran gülüşler
antik dönem Çin halkının kadın tavır güzelliğindeki esas standartlarıdır.
İnsanın giyim
kuşamı o insanın ekonomik ve kültürel bir göstergesidir, fakat doğrudan kadının
güzelliğini göstermez, sadece vücudunun güzelliğini destekleyen bir
yardımcıdır. Bu yüzden, Çincede kadının giyim kuşamıyla ilgili deyimler çok
görülmez ve bir standart değildir daha çok dönemin kültürünü ifade eder.
Çin antik
toplumunda, giyim kuşam kültürün önemli bir göstergesidir. “Giyim kuşamla
ilgili bu deyimler tarih ve medeniyetin önemli iki değeridir, bu deyimlerin
birçoğu Çin antik döneminde ortaya çıkmıştır. O döneme ait toplumsal yaşamın,
kültürün ve edebiyatın yansımalarıdır.”96
Örneğin;
“Feng guan xiâ
pei (凤冠霞帔):Zengin aile kızlarının evlendikleri sırada
giydiği kıyafetlerle onurlu itibarlı görünmeleri.”,
“Zhü wei cui
râo (珠围翠绕)/ cuı râo zhü wei (翠绕珠围):Görkemli
bir şekilde giyinen ve zengin görünümlü süslü (kadın)” gibi bu deyimler hükümdarın cariyelerinin
ve soylu hanımlarının süsünü ifade etmek içi kullanılır, sıradan kadınlar için
ise;
“Jıng chai bû
qun (荆钗布裙):Sade,
basit giyimli genç kadın” deyimi kullanılırdı.
Çin halkının
antik dönemdeki giyim kuşam tarzı da deyimlere yansımıştır.
Örneğin;
“Guâng xiû gao
ji (广袖高髻)”,Han
dönemi Chang’an şehrinde yaşayan kadınların yaygın olarak saçı tepeden topuz
yapıp, geniş kollu kıyafet giyme şekilleridir: ayrıca “Feng
huân wû bin (风鬟雾鬓)/
wû bin feng huân (雾鬓风鬟)”
ise kadının kulağına yaslanmış hafif dağınık duran bir topuz türüdür. Bu deyim
ilk Qin dönemindeki bir söylem olup, kadınların güzel olduğuna inandıkları,
dönemin güzellik standartlarını yansıtan bir saç modelidir.
Antik
dönem Çin kadının güzelliğinde en çok dikkat edilen şey kadının gençliğiydi.
Bir kadının genç oluşu güzelliğinin ilk adımı gibidir[102]
Deyimlerde de sıklıkla güzelliğine vurgular görebiliriz.
Örneğin;
“Chû
chû ke liân (楚楚可怜):Genç kadının güzelliği ve sevimliliği.”
“Tâo
yâo xın fu (桃夭新妇):Genç ve güzel yeni gelin.”
“Xiao
niâo yi ren (小鸟依人):Genç kızın narin sevimli hali.”
“Zhi
chı wö tuö (稚齿婑媠)”:Genç
ve güzel kız demektir, ayrıca ;
“Er
bâ jiâ ren (二八佳人):15-16 yaşlarındaki güzel kızları .”,
“Er
bâ nü lâng (二丿八女 郎):Genç
kızların 15-16 yaşlarındaki genç ve güzel kızları”
İfade
eder.
ÇİNCE
KADIN DEYİMLERİNDEKİ KAVRAMLAR
Kadın
deyimlerinde kadını ifade ederken farklı farklı kavramlar kullanılmaktadır.
Bunların çoğunluğunu çiçekler oluşturmaktadır. Çiçekler genel olarak kadının
güzelliğini ifade ederken kullanılır. Güzelliğinin yanında kadının kendisini de
ifade etmekte kullanılmıştır. Çiçeklerin dışında Çin kültrü içinde değerli olan
varlıklar, kuşlar, renkler ve doğayla ilgili kavramlar da kullanılmıştır.
Çalışmamızda kullandığımız 332 kadın deyimi içerisinde 138 tanesi bu
kavramlarla karşımıza çıkmaktadır.
Kadın
Deyimlerinde Kullanılan Bitki İsimleri
İnsanlar ilk
çağlarda toplayıcılık ve avcılıkla ilgileniyordu. Kadınların bitkiler üzerine
engin bilgileri olmasına rağmen bu dönem için güzellikle tam olarak bağdaştırdıkları
düşünülmüyor. Tarım sistemine geçtikten sonra, insanların yaşamları bitkilerle
ve doğayla daha çok iç içe olmuştur. Bitki ve hayvanların her türlüsünün
özelliklerini bilir hale gelmişlerdir. “çiçek (hua
花)”
güzel bir şeydir ve Çin’in antik döneminden bu yana insanlar çiçek üzerinden
benzetme yapmışlardır. “Çiçek”i kadının görünüşünü betimlemekte
kullanmışlardır.
Çiçekleri
kullanarak yaptıkları güzellik benzetmeleri kadar, kadına dair kötü ifadeler ya
da acı olayları da çiçeklerle anlatmaya çalışmışlardır, örneğin yolun
kenarındaki söğüt ağacı diyerek hayat kadınını ifade ederken “Qiang hua
lû liû (墙花路柳)/ lû liû qiang huâ (路柳墙花)(insanlar tarafından saygı duyulmayan kadın.
Hayat kadını)”
deyimini kullanmışlar. Aynı şekilde geç yaşta bir kadının ölümünü de “hui sûn
lan cuı (蕙损兰摧) (kadının
genç yaşta ölüp gitmesi)”
deyimiyle yine bir çiçek olan Orkide kullanarak ifade etmeyi tercih
etmişlerdir.
Huâ (花)/ Çiçek: Kadın
deyimleri içerisinde kullanılan çiçek isimlerinden daha fazla doğrudan 花
(huâ) ‘çiçek’ kelimesinin kullanıldığı deyimler
bulunmaktadır. Toplamda 31 adet 花 (huâ) iminin geçtiği kadın deyimi bulunmaktadır.
Örneğin;
“Yue mâo huâ
rong (月貌花容)/ Huâ rong yue mâo (花容月貌):Çiçek
gibi ay gibi yüzü olan güzel kadın.”,
“Ru huâ si yû (如花似玉):Bir çiçek kadar narin, yeşim taşı gibi
değerli, narin seçkin (kadın)”.
Çiçeklere
karşı olan bu özel ilgi zamanla farklı çiçeklerin, kadınların farklı
özelliklerini ifade ederken bir simge halini almasına neden olmuştur. Genel
olarak ‘çiçek’ ifadesinin dışında kadın deyimlerinde karşılaştığımız çiçek
isimlerini de aşağıda inceleyeceğiz.
Tâo (桃)/
Şeftali Çiçeği: Bir genç kızın güzelliği ve
gençliğinden söz edilirken kullanılır. Deyimlerde sıklıkla rastlanılan bir
simgedir. Çalışmamızdaki deyimler içerisinde bu imi barındıran 7 adet deyim
bulunmaktadır.
“Yân rû tao lı
(艳如桃李): Yüzü taze şeftali ve erik çiçeği kadar
güzel, narin ve göz alıcı.”
“Tao xiu xing
râng (桃羞杏让):Şeftali
ve kayısı çiçekleri kadının güzelliği karşısında utançlarından geri çekilirler.
İnsanın ruhuna dokunan çiçeklerden de daha güzel kadın anlamına gelir.”
“Tao
sâi fen liân (桃腮粉脸):Pembe yanaklı kadın.”
Tao yâo liû
mei (桃夭柳媚):Genç
ve güzel kadını ifade eder.
Xing (杏)/
Kayısı: Güzel bir kadını simgeler Kayısı
çekirdekleri, güzel bir kadının gözlerine benzetilir.[103]
Bu imi içeren 3 adet kadın deyimi bulunmaktadır.
“Tâo xiu xing
rang (桃羞杏让):Şeftali ve kayısı çiçekleri kadının
güzelliği karşısında utançlarından geri çekilirler. İnsanın ruhuna dokunan
çiçeklerden de daha güzel kadın anlamına gelir.”
Kayısı ve
Şeftali çiçekleri kadının yüzünün güzelliğini ifade ederken kullanılmıştır.
“Xing liân tâo
sai (杏脸桃腮)/ tâo sai xing yân (桃腮杏眼):Yüzün
kayısı çiçekleri gibi beyaz, yanakların şeftali çiçekleri gibi pembe olması,
bir kadının yüz güzelliğini ifade eder.”
“Tâo sai xing
yân (桃腮杏 眼):Pembe yanaklı badem gözlü güzel kadın.”
Lan (兰)/ Orkide: Zambak
veya iris anlamında da kullanılır. Orkidelerin simgesel anlamlarının büyük bir
kısmı kokusuyla ilişkilidir. Güzel bir kadının nefesi orkide gibi kokar.[104] Kadın
deyimlerinde de genel olarak kadının iyi karakterini ve kadının güzel kokusunu
ifade etmek için kullanılmıştır. Toplamda 6 adet deyimde geçmektedir.
“Hui zhi lân
xın (蕙质兰心)/
lân xın hui zhi (兰心蕙质):Ahlakı
temiz, karakteri soylu olan kadın”
“Lân qing hui
xing (兰情蕙性):Kadının güzel karakterli,
nazik ve ince olması”
“ChuT qi rû
lân (吹气如兰):Nefesinin orkide kadar güzel kokması,
güzel kadının nefesini sıfatlar. Aynı zamanda dili diksiyonu güzel olan kadını
da ifade etmek için kullanılır.”
“Hui sûn lân
cuı (蕙损兰摧):Kadının genç yaşta ölüp gitmesi”
“Lân zı hui
zhi (兰姿蕙质):Bir
orkide gibi güzel görünümlü zeki akıllı, temiz kalpli iyi karakterli (kadın)”
“Hui xin lan
zhi (蕙心兰质):Kalbi
temiz karakteri sağlam kadın.”
Kadın
deyimlerinde başka çiçek isimleri de geçmektedir.
Örneğin,
Liân (莲)/
Lotus: Kirli sulardan çıkar ama kendi kirlenmez,
içi boş, dış tarafı diktir; dalları yoktur ama tatlı bir kokusu vardır;
saflığın ve aşkın simgesidir.[105] Çalışmamız
içerisinde 3 adet deyimde geçmektedir.
“Liû yâo lian
lian (柳腰莲脸):Söğüt gibi (ince) beli olan, lotusa benzer yüzü olan kadının
güzelliğini sıfatlar, güzel kadın anlamına gelir.”
“Sân cûn jın
lian (三寸金莲):Küçük
altın lotus çiçeği anlamında kadınların küçük ayaklarını ifade eder.”
“Bû bû lian
huâ (步步莲花):Kibar narin yürüyüşlü kadın”
Pı pâ (枇杷)/
Malta Eriği: ‘Malta eriği’ kadın deyimleri
içinde genel evlerin bulunduğu bölgelerin ifade edildiği deyimde geçmektedir. 1
adet deyim bulunmaktadır.
“Pı pa men
xiang (枇杷 门巷):Eskilerde hayat kadınlarının bulunduğu
bölgeler için kullanılırdı.”
Liû (柳)/
Söğüt Ağacı: Baharın simgesidir. Bahar
erotik uyanışların mevsimi olduğundan, ‘söğüt cinsel arzuyu ifade eder. Güzel
bir kadının beli söğüt ağacına, kaşları söğüt ağacının kıvrımlarına benzetilir.
Bir genç kız körpe bir söğüt ve taze bir çiçektir. [106]
Kadın deyimleri içerisinde 18 adet deyim içerisinde bulunmaktadır.
“Liû
yâo lian lian (柳腰莲脸):Söğüt gibi (ince) beli olan, lotusa benzer yüzü olan kadının
güzelliğini sıfatlar, güzel kadın anlamına gelir.”
“Liû mei xıng
yân (柳眉星眼):Kadının
ince kavisli kaşlarını ve parlak ışıltılı gözlerini ifade eder.”
“Liû xû câi
gâo (柳絮才高):Edebiyat
yeteneğinin olması anlamındadır, genelde kadınlar için kullanılır.
Güzellik
ifadesinin yanında kadının hayat kadını oluşuyla ilgili deyimlerde de
kullanılır.
“Cân huâ bâi
liû (残花败柳):Dalı kırılmış söğüt ağacı, zarar görmüş
bir çiçek. Eski zamanlarda geleneklere uymayan bir hayat yaşayan, ezilmiş ve
terk edilmiş kadınlar için kullanılırdı.”
“Huâ jie liû
xiâng (花街柳巷):Eğlence mekânı. Genel ev.”
“Qiâng huâ lû
liû (墙花路柳)/ lû liû qiâng huâ (路柳墙花):İnsanlar tarafından saygı duyulmayan
kadın. Hayat kadını.”
Furong (芙蓉)/ Yol Hatmisi - Ağaç gülü: Güzel
kadını ifade etmek için kullanılmıştır. Kadın deyimleri içinde 2 adet deyim
bulunmaktadır.
“yuân shân fu
rong (远山芙蓉):Kadının kaşlarının görüntüsünü dağlara
benzetir, yüzünün rengini de yol hatmisi çiçeğinin (ağaç gülünün)
renklerine benzetir. Kadının güzelliğini tanımlar.”
“Fu rong chü
shuı (芙蓉出水)/ chü shuı fu rong (出水芙蓉):Yol
hatmisi çiçeği kadar güzel zarif (kadın).”
Ju (菊)/
Krizantem Çiçeği: Krizantem, bir sonbahar
çiçeğidir, bu mevsimi simgeler. Adı ‘kalmak’ sözcüğü (ju)
ile fonetik açıdan yakındır ve 'dokuz' sözcüğü (jiu) ve 'uzun zaman, sözcüğü (jiu)
ile eş seslidir, bundan ötürü krizntem uzun ömür ve dayanıklılığın simgesidir.102
Fakat kadın
deyimlerimiz içinde sadece 1 adet deyim bulunmaktadır. Bu deyimde de krizantem
çiçeği olarak kullanılmış ve yaşlanıp, çökmesini ifade etmiştir.
“Ju lâo he kü (菊老荷枯):Kadının
görünüşünün yaşlı ve çelimsiz oluşu.”
Kadın
Deyimlerinde Kullanılan Değerli Varlıklar
Kadının
güzelliğini simgelemek için kullanılan çiçek isimlerinin yanında inci ‘zhü (珠)’,
yeşim taşı 'yû (玉)’,altın
‘jın (金)’ gibi ifadeler de mevcuttur. Oldukça da
sık rastlanmaktadır.
Yû (玉)/ Yeşim Taşı: Çinlilerin
her zaman sevdikleri mücevher olmuştur. Gerçek yeşim taşı her zaman serin ve
soğuk hissini verir; bunun için de güzel bir kadının teni yeşime benzetilir.
Saflığı simgeler[107].
“Yû (玉)yeşim
taşı” kadının güzelliğini ifade ederken kullanılır. “Shı jıng - Guo feng / 诗经-国风”
da şöyle geçer: “Bâi chun shû, yöu nü rû yû (百纯束,有女如玉)beyaz saf,
yeşim taşı gibi kızlar”. Bu ifadeler geleneksel güzellik için kullanılmış,
birçok kadın deyimini meydana getirmiştir ve Çinlilerin güzellik standartlarını
ifade etmektedir. [108] Çalıştığımız
deyimler içerisinde 28 deyimde kullanılmıştır.
Örneğin:
Kadının iç
güzelliği anlatmak için “Bıng qıng yû rûn (冰清玉润)buz gibi
şeffaf, saf temiz, yeşim taşı gibi parlak, pürüzsüz, karakterli kaliteli güzel
kadın”;
Dış
güzelliğini anlatmak için “xiân zı yû se (仙姿玉色)peri gibi
güzel, yeşim taşı gibi renkli(
birebir anlamı), sıra
dışı güzellikteki kadın”;
Vücut
güzelliği anlatmak için “ting tıng yû li (亭亭玉立)kadının ince,
uzun, zayıf, narin vücut yapısını ve güzel görünümünü tanımlar” ;
Teninin
güzelliğini anlatmak için “bıng jı yû gû (冰肌玉骨)/ yû gû bıng
jı (玉骨冰肌) kristal gibi parlak,
yeşim taşı gibi pürüzsüz, kadının parlak, düzgün ve pürüzsüz tenini tanımlar”
deyimleri kullanılmıştır. Bunların yanında güzel kadın zarafetinin ve
narinliğinin yine yeşim taşı kullanılarak ifade edildiği deyimler vardır.
“Yû
ruân huâ rou (玉软花柔):Çiçek
gibi, yeşim gibi narin hassas kadın”,
“Ruân yû jiâo
xiang (软玉娇香):Genç kadının saf beyaz teni ve saf
güzelliğini, yumuşak, güzel tavrını ifade eder”,
“Wen xiang
ruân yû (温香软玉)/
ruân yû wen xiang (软玉温香):Güzel koku,
sıcak kadınsı cazibe”,
“Wen xiang yân
yû (温香艳玉):Kabiliyetli
yetenekli güzel kadın” gibi. Güzel kadının saflığını, namusunu ifade etmek için
kullanılan deyimler ise;
“Bıng qıng yû
jie (冰清玉洁):Buz
gibi şeffaf, yeşim taşı gibi saf. Saf, temiz güzel ahlaklı kadın”,
“Shöu shen rû
yû (守身如玉):Yeşim
gibi saf, temiz ve namuslu. Genel olarak kadının namusunu koruması
anlamındadır” gibi deyimleridir. Güzelliği ve güzel şeyleri anlatmak için
kullanıldığı gibi Yeşim taşı kadının talihsiz ölümünü ifade etmek için de
kullanılmıştır.
Örneğin;
“Xiang xiao yû
jiân (香消玉减)güzel bir kadının gün be gün zayıflayıp
çökmesi”,
“Yû yûn xiang
xiao (玉殒香消):Bir yeşim taşının yok olması,
bir çiçeğin solması, güzel bir kadının ölümü.”,
“Yû sui zhü
chen (玉碎珠沉):Yeşim
taşının tuzla buz olması, değerli bir incinin batması, güzel bir kadının
ölümü.”,
“Zhü chen yû
mo (珠沉玉没):Değerli bir incinin batması, yeşim taşının
yok olması, güzel bir kadının ölümü. Verilen örnekler dışında içinde yeşim taşı
geçen kadın deyimleri sıkça görülmektedir.
Zhü (珠)/ İnci: İnci,
sekiz mücevherden biridir. Saflık ve değeri simgeler. Gözyaşlarına küçük
inciler denir.105 İçinde inci imi geçen kadın deyimlerine de
baktığımızda kadının zengin, saygın, değerli oluşunu ifade etmek için ya da
kadının ölümünü çok değerli olan inciyi yitirmeye benzeterek ifade etmek için
kullanıldığını görmekteyi z. Çalışmamız içinde de 6 adet deyimde geçmektedir.
“Zhu wei cui
rao (珠围翠绕)/
cuı râo zhü wei (翠绕珠围):Görkemli
bir şekilde giyinen ve zengin görünümlü süslü (kadın).”
“Zhâng shâng
mıng zhu (掌上明珠):Çok
sevilen değerli kız çocuğu; avuç içindeki inci.
“Zhu cui luo
qı (珠翠罗绮):Kadının
gösterişli zengin giyimini ifade eder”, ayrıca
“Zhu chen yû
sui (珠沉玉碎)/ yû sui zhu chen (玉碎珠沉):Yeşim
taşının tuzla buz olması, değerli bir incinin batması, güzel bir kadının
ölümü.”
“Zhu chen yû
mo (珠沉玉没):Değerli
bir incinin batması, yeşim taşının yok olması, güzel bir kadının ölümü.”
“Ren lâo zhu
huâng (人老珠黄):Bu deyim de yaşlı kadınları ifade
etmektedir. İnci gibi yılların sararmışçasına değersizleşmesidir.”
Jın (金)/
Altın: Kadın deyimlerinde kadın için önemli olan
bir şeyi vurgularken ve ya bir özelliğini abartarak anlatırken
kullanılabilmiştir. Çalıştığımız deyimler içerisinde ‘altın’ iminin geçtiği 6
adet deyim bulunmaktadır.
“Yi xiâo qiân
jın (一笑千金):Kadının
bir gülüşü, binlerce altına değer. Kadının güzel gülüşünün zor ve kıymetli
oluşunu anlatır.”
“Sân cûn jın
liân (三寸金莲):ayağı bağlı kadınlar - üç cun altın
lotuslarya da küçük altın lotus çiçeği- küçük güzel ayaklar anlamındadır.” Bu
deyim uzun yıllar kadın için ön görülen önemli bir güzellik unsurunu ifade
etmektedir. Küçük ayaklı olmak güzel olmak için en önemli özelliklerden
biridir.
“Â jiâo jın wu
(阿娇金屋):güzel
ve soylu kadın anlamındadır.”
Kadın
Deyimlerinde Kullanılan Kuş İsimleri
Bahsettiğimiz
çiçek isimleri ya da değerli ögeler olan ay, inci, yeşim taşı, altın gibi
kavramlar dışında Antik dönemde çok değerli olan kuşlar da mevcuttu ki aynı
çiçeklerde olduğu gibi bunlarda dile yansımışlardır. Kadın deyimleri üzerinden
bakacak olursak kadını simgelerken kullanılan birkaç özel kuş çeşidi de
bulunmaktadır.
• Niâo (鸟)/
Kuş: Kuşlar Çin kültüründe önemli bir yere
sahiptir. Örneğin Anka kuşu kuşların efendisidir. Sarıasma kuşunun,
kırlangıcın, kartalın ve daha birçok
kuş türünün
simgesel olarak önemli anlamları vardır. Genel bir benzetme yapmak için ‘kuş’
iminin bulunduğu kadın deyimi sadece 1 adettir. Diğer deyimlerde ise simgesel
değerleri olan kuş türlerinin isimleri doğrudan geçmektedir.
“Xiao
niâo yi ren (小鸟依人):Genç
kızın ya da küçük bir çocuğun sevimli hali.”
Feng (凤)/
Anka Kuşu: Dört mucizevi yaratığın
ikincisi ve tüylü hayvanların hükümdarıdır. Dişi bir simge olarak kullanımı
nispeten yakın tarihlere rastlamaktadır.[109]
Kadın deyimleri içerisinde de Anka kuşu kadının süsünü, zenginliğini ya da
yetenekli oluşunu ifade eder ve 4 adet bulunmaktadır.
“Câi feng suı
yâ (彩凤随鸦):Kadının yetenek ve görünüş olarak uygun
olmayan biriyle evlenmesi.”
“Feng guân xiâ
pei (凤冠霞帔):Zengin
aile kızlarının evlendikleri sırada giydiği kıyafetlerle onurlu itibarlı
görünmeleri. Aynı zamanda resmi görevli memur eşlerinin giyimlerini de ifade
eder.”
“Miâo luân ci
feng (描鸾刺凤):Nakış
ve işlemede becerikli kız.”
Yân (燕)/ Kırlangıç Kuşu:
Antik Çin’de baharın habercisidir. Kırlangıç, yuvasını bir evin yakınına
yapmışsa, başarı, mutluluk ve çocukları simgeler. Kırlangıç kuşu yuvasını bir
evin üstüne yaparsa, bu o evden birinin evleneceğine işarettir.[110] Kadın
deyimlerinde kırlangıç kadının narin ve insana hoş gelen özelliklerini
betimlerken kullanılmıştır. Gülüşünün ya da sesinin güzelliği gibi kadının
sahip olduğu kendine has güzelliklerine de vurgu yapar. Kadın deyimlerimiz
içerisinde de bu imin geçtiği toplam 4 adet deyim bulunmaktadır.
“Yân shou huân
fei (燕瘦环肥)/ huân fei yân shou (环肥燕瘦):Vücut
güzelliği farklı olan, her açıdan güzel görülen kadın.”
Bu deyimde yân
(燕)’den kasıt Hancheng Hükümdarı (Hân Cheng Di -汉成帝)[111]’nın
eşi Zhâo Feiyân (赵飞燕)[112]’dır.
Huân (环)’dan kasıt da Tâng Xuanzong (唐玄宗)[113]
[114]’un
cariyesi Yâng Yûhuân (杨玉环)“弋江.[115]
Ve bu deyimde Zhao Feiyan’ın zayıf, Yang yuhuan’in de balıketli olduğunu, her
iki kadının farklı ama kendilerine has güzelliklerinin olduğunu ifade eder.
“Yân dû yıng
cân (燕妒莺惭):Kadının güzelliğini
niteler, kırlangıcı kıskandıracak sarıasma kuşunu utandıracak güzellikte
kadın.”
“Yıng sheng
yân yû (莺声燕语)/ yân yû yıng sheng (燕语莺声):Kırlangıç
ile sarıasma kuşunun ötüşleri cıvıltıları aslında güzel bir bahar manzarasını
tasvir etmek için kullanılırdı. Sonraları genç kızların tatlı konuşma ve
gülüşme sesleri anlamında kullanılmaya başlanmıştır.
“Yıng
châo yân lei (莺巢燕垒):Hayat
kadınlarının bulunduğu yer, genelev.”
Yıng (莺)/ Sarıasma Kuşu:
Sahip olduğu güzel sesten ötürü kadına dair yapılan güzel ses benzetmelerinde
kullanılmıştır. Çalışmamızda da 3 adet deyim mevcuttur.
“Yân dû yıng
cân (燕妒莺惭):Kadının güzelliğini niteler, kırlangıcı
kıskandıracak sarıasma kuşunu utandıracak güzellikte kadın.”
“Yıng sheng
yân yû (莺声燕语)/
yân yû yıng sheng (燕语莺声):Kırlangıç
ile sarıasma kuşunun ötüşleri cıvıltıları aslında güzel bir bahar manzarasını
tasvir etmek için kullanılırdı. Sonraları genç kızların tatlı konuşma ve
gülüşme sesleri anlamında kullanılmaya başlanmıştır.
“Yıng châo yân
lei (莺巢燕垒):Hayat
kadınlarının bulunduğu yer, genelev”
Die (蝶)/
Kelebek: Kelebeğin süsü ve hareketlerindeki nezaket
ve narinlikten dolayı kadının hareket ve tavır gibi özelliklerine vurgu
yaparken benzetme olarak kullanılmıştır. Toplamda 2 adet deyimdir.
“Die fen feng
huâng (蝶粉蜂黄[116]): Antik dönemde evli kadının alnını sarı
boyaması, güzel makyaj yapması.”
“Huâ fei die
wû (花飞蝶舞):Taze
çiçek ve kelebeğin rüzgarda dans edişi, genç kızın yolda yürürken ki zarif
kibar ve göz alıcı haline benzetilmiş. Yürüyüşü kelebek gibi narin olan genç
kız.”
H6ng (鸿)/
Kuğu: Kadın deyimleri içerisinde sadece 2 adet
içerisinde 'kuğu' imi geçen deyim bulunmaktadır. Bu iki deyim de kuğu
ifadesiyle kadının zarif ve göz alıcı görüntüsünü ifade etmektedir.
“Jıng hong yân
yıng (惊鸿艳影):Zarif
gözalıcı kadın silüeti (figürü), arkasından dalıp gitmek.”
“Jıng hong yi
pie (惊鸿一瞥):Kadının
narin zarif ve göz alıcı silüetini tanımlar. ”
Yân (雁)/
Yaban Kaz: Kadının güzelliğini abartılı
bir şekilde ifade etmek için kullanılmıştır. Çalışmamız içinde bu imin
bulunduğu 2 adet deyim mevcuttur.
“Luo yân chen
yu (落雁沉鱼):Balıkları suya batıran, kuşlar yere
indiren (kadın
güzelliği);
güzel, zeki ve duygulu kadın.”
Jı (鸡)/
Tavuk: Çalışmamız içerisinde 4 adet deyimde
geçmekte olan 'tavuk' imi kadının itaati veya itaatsizliğini ifade etmek için
kullanılmıştır. Bir deyimde kadının erkeğe itaatini anlatırken bir başka
deyimde kadının erkeğe ve ya otoriteye itaatsizliğini anlatmakta kullanıldığını
görmekteyiz.
“Jiâ jı zhu ji
(嫁鸡逐鸡):kadın
evlendikten sonra sadece kocasına itaat edip onu takip etmeli.”
“Pin jı mû
mıng (牝鸡晨鸣):Dişi tavuğun günün doğuşunu haber vermesi.
Eski zamanlarda kadının idareyi bozması, arkadan kuyu kazması.”
Kadın
Deyimlerinde Kullanılan Doğayla İlgili Kavramlar
İnsanların
doğayla iç içe hayatları kadın deyimlerinin oluşumlarında doğa olaylarının da
izlerini taşımasına neden olmuştur. İçinde “feng (风)rüzgâr”,“yun (云)bulut”,“yû (雨)yağmur”,
“xue (雪)kar”,
“bıng (冰)buz”,“shuı (水)su” ve
“shân (山)dağ” imleri geçen kadın
deyimleri vardır. Bu deyimler kadını güzelliğini, karakterini ya da hüznünü
doğada bulunan bu varlıklara benzetme yaparak anlatmış, böylece ifadeyi
güçlendirmiştir.
“Feng
huân yû bin (风鬟雨鬓):Dışarda sıkı çalışan koşuşturan, saçı başı
dağınık kadın”
“Bıng jı xue
fu (冰肌雪肤):Kadının buz gibi parlak bir ten ve kar
gibi beyaz pürüzsüz cildini ifade eder.”
Yue (月)/ Ay: Kadın
deyimlerinde sıklıkla benzetme ifadesi olarak kullanılır. Kadının güzelliği,
narinliği aya yapılan benzetmeyle ifade edilmeye çalışılmıştır. Kadın
deyimlerinin içinde 5 adet deyimde kullanılmıştır.
“Yue mâo huâ
rong (月 貌花容)/
huâ rong yue mâo (花容月 貌):Güzel(kadın),
çiçek gibi (kadın), ay yüzlü (kadın).” Burada ‘huâ rong (花容)’kadının
güzel görünüşünü ve özellikle yüzünün güzel oluşunu vurgular ‘yue mâo (月貌)’
ise yine yüzünün güzelliğini ifade eder fakat burada aya benzetir.
“Huâ yân yue
mâo (花颜月 貌):Çiçek
gibi güzel görünüşlü ay gibi güzel yüzlü kadının güzelliğini sıfatlar.”
“Xiu huâ bi
yue (羞花闭月)/
Bi yue xiu huâ (闭月羞花):Güzelliği
ile ayı gölgede bırakan çiçeği utandıran kadın, kadının güzelliğini ifade
eder.” “Ru huâ si yue (如花似月):Bir
çiçek kadar narin, ay gibi güzel değerli, seçkin (kadın)” “Yue dian châng e (月 殿嫦娥):Büyüleyici
bir güzelliğe sahip olan kadın, aya yerleşen Chang’e[117].”
“Huâ yue zhı
shen (花月 之身):Güzel ve narin kadını ifade eder, eskiden
de hayat kadınları için kullanılırmış.”
Shuî (水)/ Su:
Beş elementten veya değişimden biridir. Su dişil ilke yin’i simgeler. Su, bir
kadının olması gerektiği gibi yumuşak, uysal ve esnektir.[118] Suya benzetme
yapılan kadın deyimlerinde genellikle kadının güzelliği suyun saflığı,
temizliği gibi özelliklerine benzetilerek kadının güzelliği ifade edilmeye
çalışılır. ‘Su’ iminin bulunduğu 4 adet kadın deyimi bulunmaktadır.
“Fu rong chü
shui (芙蓉出水)/
chü shuı fu rong (出水芙蓉):Bir lotus
kadar güzel zarif (kadın)”
“Shuı xing
yâng huâ (水性杨花):Akan
su gibi değişken, kavak polenleri gibi hafif uçuşan. Kadının ilişkide tutarsız
olması.”
“Shân mei shuı
yân (山眉水眼):Dağ
gibi kavisli kaşlar, su gibi gözler. Kaşı gözü güzel kadın.”
“Yıng yıng qiü
shuı (盈盈秋水):Kadının
gözlerini sonbaharın berrak su dalgalarına benzetir. Kadının duygulu
bakışlarını ifade eder.”
Bıng (冰)/
Buz: İçerisinde buz imi geçen kadın deyimlerinde
kadının teni ya da karakterine benzetme yapılarak, kadının güzelliği ya da
soyluluğu ifade edilmeye çalışılır. Bu şekilde kadın deyimlerinde kullanılan 5
adet deyim mevcuttur.
“Bıng jı xue
fu (冰肌雪肤):Kadının
buz gibi parlak bir ten ve kar gibi beyaz pürüzsüz cildini ifade eder.”
“Bıng qıng yû
run (冰清玉润):Buz gibi şeffaf, saf
temiz, yeşim taşı gibi parlak, pürüzsüz, karakterli kaliteli güzel kadın.”
“Bıng jı yû gû
(冰肌玉骨)/ yû gû bıng ji (玉骨冰肌):Kristal
gibi parlak, yeşim taşı gibi pürüzsüz, kadının parlak, düzgün ve pürüzsüz
tenini tanımlar”
“Bıng qıng yû
jie (冰清玉洁):Buz gibi şeffaf, yeşim
taşı gibi saf. Saf, temiz güzel ahlaklı kadın”
Xue (雪)/ Kar: Bu
im de aynı "buz” imi gibi saflık temizlik ve güzelliği simgeler. Kadın
deyimlerinde de kadının cildini ve karakterini betimlemek için kullanılmıştır
ve 2 adet deyim bulunmaktadır.
“Bıng jı xue
fu (冰肌雪肤):Kadının buz gibi parlak bir ten ve kar
gibi beyaz pürüzsüz cildini ifade eder.”
“Yöng xue zhı
hui (咏雪之慧):Kadının
yeteneklerinden övgüyle söz etmek.”
Yû (雨)/
Yağmur: Kadın deyimlerinde yağmur damlasından
esinlenerek kadının gözyaşını ifade edebildiği gibi, bir doğa olayı oluşundan
kadının ruhsal durumunu da ifade edebilmektedir. Çalışmamızda 'yağmur' iminin
geçtiği 3 adet kadın deyim bulunmaktadır.
“Feng huân yû
bin (风鬟雨鬓):Dışarda sıkı çalışan koşuşturan, saçı başı
dağınık kadın.'
“Yun jiâo yû
qie (云娇雨怯)/ yû qie yun jiâo (雨怯云娇):Kadının
utangaç hali.”
“Lıhuâ dâiyû (梨花带雨):Esas
anlamı 'yağmur damlalarıyla ıslanmış armut çiçeği', aynı zamanda da Yang
Guifei'in ağlarken ki halini tasvir etmektedir. Daha sonraları narin ve güzel
kadınları tanımlamak için kullanılmıştır.
Yun (云)/
Bulut: Bulutlar, özellikle de birden fazla
renkleri, şans ve mutluluk simgesidir. Bulut ana (yun-mu) anlamında; ‘hoş kokulu bulutlar5
bir kadın güzel saçlarını açık bıraktığında kullanılır.116 Kadın deyimleri içerisinde de ‘bulut’
iminin geçtiği 2 deyim bulunmaktadır.
“Yun jiâo yû
qie (云娇雨怯)/
yû qie yun jiâo (雨怯云娇):Kadının
utangaç, hassas hali.”
“Wû bin yun
huân (雾鬓云鬟)/
yun huân wû bin (云鬟雾鬓):Kadının dalgalanan güzel saçı.”
Feng (风)/ Rüzgâr: Rüzgâr
imi, kadın deyimlerinde bir güzellik benzetmesinden çok kadının hayatındaki bir
süreç ya da kadının tavrında bir benzetme olarak kullanılmıştır. Doğayla ilgili
kavramlar içerisinde en çok ‘rüzgâr’ imi kadın deyimleri içinde görülmektedir.
Çalışmamız içerisinde 13 adet deyim bulunmaktadır.
“Feng xin niân
huâ (风信年华):Kadının yirmi dördüncü
yaşı.”
“LUn luo feng
chen (沦落风尘):Bir kadının talihsiz bir şekilde hayat
kadını olması.”
“Qiü feng tuân
shân (秋风 团扇):Eski
zamanlarda erkeklerin ilgisine, sevgisine tekrar sahip olamayan kadını ifade
edermiş.”
“Ruo liu fu
feng (弱柳扶风):Kadının narin bir yapısı, hareketlerinin
kibarlığı ve yumuşaklığı.”
Shân (山)/
Dağ: Eski Çin’de çok belirgin bir dağ kültü
olmasına rağmen kadın deyimlerinde ‘dağ’ imi kadının kaşlarına benzetme yapmak
için kullanılmıştır. Toplamda sadece 2 adettir.
“Yuan shân fu
rong (远山芙蓉):Kadının kaşlarının görüntüsünü dağlara
benzetir, yüzünün rengini de yol hatmisi çiçeğinin (ağaç gülünün)
renklerine benzetir. Kadının güzelliğini tanımlar. ”
“Shân mei shuı
yân (山眉水眼):Dağ gibi kavisli kaşlar,
su gibi gözler. Kaşı gözü güzel kadın.”
Kadın
Deyimlerinde Geçen Renkler
Kadın
deyimlerinde kadının güzelliği olsun, karakteri olsun, giyimi kuşamı olsun her
açıdan yapılan benzetme ve tasvirlerinde renklerin kullanımı sıklıkla
görülmektedir. Bunların içinde bazı renkler vardır ki kadının güzelliğiyle ya
da hüznüyle özdeşleşmiştir. Kadın deyimlerinde etkili bir biçimde
karşılaştığımız renkler ve ifadeleri şöyledir;
Bâi (白)/
Beyaz: Beyaz, Shang hanedanı’nın (M.Ö. 1050 yıllarına doğru sona ermiştir) simgesel rengi olduğundan o dönemde beyaz
giysiler giyildiği söylenir. Beyaz aynı zamanda yaşlılığın simgesi sonbaharın
rengidir ve simgesel olarak batıyla bağlantılıdır.117
Kadın
deyimlerinde beyaz imi saflık, temizlik anlamında kullanılmıştır. Bazı kadın
deyimlerinde ‘beyaz’ kullanılmış ‘hao (皓),beyaz, parlak’ imini görmekteyi
z. Bu imle yine beyazlık temizlik ve parlaklık ifade edilmek istenmiştir. Bu
deyimlerden de Antik çağda kadının teninde ve dişlerinde beyazlık, parlaklık
bir kriterdir.
“Fen bâi dâi
hei (粉白黛黑):Kadının yüzünü beyaz kaşlarını siyah
boyaması. Kadının makyajını ifade eder.”
“Fen bâi dâi
lu (粉白黛绿):Kadının
makyajını ifade eder.”
“Bâi huâ zhı
yuân (白华之怨):Kadının gözden düşerek
kederlenmesi.”
“Hâo chı e mei
(皓齿蛾眉)/ e mei hâo chı (蛾眉皓齿):Güzel
kaş beyaz diş, sevimli genç kadın; kadının değerli güzelliğini ifade etmek için
kullanılır yani kadına övgü niteliğindedir.”
“hâo chı qıng
e (皓齿青蛾)/
qıng ehâo chı (青蛾皓齿):Güzel
ve yetenekli kadın.”
“Zhü chun hâo
chı (朱唇皓齿):Kırmızı dudaklar, parlayan dişler, çok
güzel kadın.”
•
Hong (红)/ Kırmızı :Kırmızının,
tarih öncesi çağlarda bile, ‘hayat veren’ renk olarak kabul edildiği
zannedilmektedir. Kırmızı, yazın, güneyin ve eski Zhou (M.Ö. 1050-256’ya
doğru) diyarının rengidir.
Bu ‘Kırmızı Çağ’da, kırmızı
giysiler,
memurların başlıklarında kırmızı püsküller, kırmızı mühür şeritleri, atlar,
bayraklar, kurbanlık hayvanlar, vb. vardı.[119]
Kırmızı renk,
kadının güzelliğinde büyük önem taşır. Birçok eserde güzel bir kadının kırmızı
dudakları ve beyaz dişlerinden beğeniyle söz edilir.[120]
Deyimlerde kırmızı anlam olarak da kırmızı rengi ifade eder, kanın kırmızısı ya
da narın kırmızısı gibi. Kutlanılacak olay anlamında da kullanılır, mutlu
kaderde de kullanılır. Ama çoğunlukla güzel kadını ifade eden deyimlerde
kadının güzelliğini betimler.[121] Kadın
deyimlerinde de kırmızı karşımıza aşkı, zarafeti, gençliği, şıklığı hatta bir
kısmında da kadının kendisini ifade eder şekilde çıkar.
“Yi cui wei
hong (依翠偎红):Genç kadınların aşk oyunlarıyla eğlenmesi.”
“Cui xiû hong
qun (翠袖红裙)/
红裙翠袖(cui xiû hong qun) : Koyu yeşil kadın giysisi, kırmızı etek,
kadınların giyimini tasvir eder” gibi.
“Hong zhuang
sû guö (红装素裹):Güzel zarif kıyafetli
kadınları ifade eder.”
“Cui xiâo hong
jiân (翠消 红减):Kadının görünüşünün
zayıflamasını bozulmasını ifade eder.”
“Cân lü chou
hong (惨绿愁红):Yağmur ve rüzgârdan zarar gören çiçeğin
yapraklarının dökülmesi, aynı zamanda bir eşin (kadın) kötü hayat tecrübelerine sahip olması
durumudur.”
“Hong yân lu
bin (红颜绿鬓):Bir
kızın gençlik zamanlarını ifade eder.”
“Hong yân bo
ming (红颜薄命)/ bo ming hong yân (薄命红颜):Güzel
kadınların kötü kadere maruz kalması.”
“Hong chou lu
can (红愁绿惨):endişe dolu olmak, kolayca
kalbi kırılmak, (bir
kadının) acılı hali.”
Zhu (朱)/
Kırmızı - Kızıl: Antik Çincede kırmızı
anlamına gelir. Güzel olan şeylerle ilişkilidir.[122]
“Lu bin zhu
yân (绿鬓朱颜):Güzel
yüzlü güzel görünüşlü kadın, genç güzel kadın.”
“Zhu yân fen
miân (朱颜粉面):Süslenmiş
makyaj yapmış kadın.”
“Zhu chun hâo
chı (朱唇皓齿):Kırmızı
dudaklar, parlayan dişler, çok güzel kadın.
“Zhu chun fen
miân (朱唇粉面):Güzel
kadını ifade eder.”
Huâng (黄)/ Sarı:
Sarı renk zengin bir kültürü içerir. Sarı renk saygınlığı, kutsallığı temsil
eder ve Çin antik döneminde de hükümdarın gücünü simgelemektedir. “ 黄帝
”
Çin tarihin ilk imparatorudur. Tang Hanedanlığı döneminden bu yana, sarı renk
hükümdarın şahsi rengidir.[123]
Mutluluk, şans gibi anlamlar yüklenmiştir, örneğin 黄道吉日(huâng
dâo jı ri) şanslı
gün, 黄金时代 (huâng
jın shı dâi)
altınçağ gibi. Bunun Çin tarihi kültürüyle yakın bir ilişkisi vardır, Han
kültürünün ortaya çıkış kaynağı Sarı nehrin aktığı bölgedir, Çinliler sarı
insanlardır, ayrıca yaşam sarı toprak üstündedir. Çin halkının atası 黄帝
dir,
bu yüzden Çinlilerin hepsi kendilerine 炎黄子孙(yân huâng zı sun) yani Yangdi ve Huangdi nin soyundan
gelenler derler. Sarı renk ayrıca gücün ve prestijin sembolüdür. Zamanla
gelişmiş sarı renk yozlaşmış, erotizm ve düşük ilgi anlamlarına gelir olmuştur.
örneğin 黄色书干刊(huâng
se shu kân)
pornografik kitap ,黄色电影(huâng se diân yıng) erotik film gibi。[124]
Batı’nın
aksine Çin’de sarı çok sevilen bir renktir. Ün ve ilerlemenin simgesidir. ‘Sarı
çiçek kadın 黄花女人 (huâng
huâ nü ren)5
bakire bir kızı ifade eder. Ayrıca sarı rengi, dönüşüm veya ‘varoluş durumu’,yeryüzü ve göksel yönlerden
beşincisi olan merkez ile bağlantılıdır.[125]
Aynı zamanda
kadının makyajı ya da aynı Türkçe’deki sararıp solmak ifadesi gibi kadının
yıpranması güzelliğini yitirmesi anlamını da taşır.
“黄花 女儿 (huâng huâ nü
er) : Evlenmemiş, bekar genç kızlar. Bakire kızlar.”
“蝶粉蜂黄(die fen feng
huâng) : Antik dönemde evli kadının alnını sarı boyaması.” 花
黄:sarı
çiçek (antik dönemde kadınların alınlarını boyamak için kozmatik olarak
kullandıkları ürün).
“人老珠黄(ren lâo zhü
huâng) : Yaşlı kadınları ifade etmektedir. İnci gibi yılların sararmışçasına
değersizleşmesidir.”
黑(Hei)
/ Siyah : Siyah imi kadın deyimlerinde sadece
kadının beyaz teni kadar siyah saç ya da siyah kaş sahibi olmasının güzelliğini
ifade ederken kullanılmıştır.
Çin kültüründe
siyah, karanlık, ölüm ve onurun simgesidir. Çin tiyatrosunda siyah yüzlü sekiz
kahraman, onurlu, kaba ancak dürüst kişileri temsil eder. Ayrıca elementlerin
beş değişimlerine dair eski öğretiye göre, siyah su, kuzey ve tuzlu tatla
bağdaştırılır ve bu rengi temsil eden evcil hayvan domuzdur.[126]
“粉白黛黑(fen bâi dâi
hei) : Kadının yüzünü beyaz kaşlarını siyah boyaması. Kadının makyajını ifade
eder.”
翠(cui)
/ Koyu Yeşil : Bu im kadın deyimleri
içerisinde 5 adet deyimde geçmektedir. Yeşil renkte olduğu gibi burada da
tamamlayıcı olan kırmızı görülebilmektedir. Ayrıca bu deyimlerin çoğunluğu
kadının giyim kuşamını ifade eden deyimlerdir.
“翠袖红裙(cui
xiû hong qun) / 红裙翠袖(cui
xiû hong qun): Koyu yeşil kadın giysisi, kırmızı etek, kadınların giyimini
tasvir eder. Ayrıca kadınlar için bir lakap olarak kullanılır.”
“珠翠罗绮(zhu cui luo
qi) : Kadının gösterişli zengin giyimini ifade eder.”
绿(LÛ) / Yeşil :Yeşil,
hayatın aldığı renklerden biridir ve ilk baharın simgesidir. Çinliler,
birbirini tamamlayıcı iki renk olan kırmızıyla yeşilin bir arada olmasına çok
önem verirler.126
Bu iki rengin
birarada kullanılışını kadın deyimlerinde de görebilmekteyiz. ‘Yeşil’ iminin
geçtiği 6 adet kadın deyimi mevcuttur.
“红颜绿鬓 (hong yân lu bin) : Bir kızın gençlik
zamanları.”
“惨绿愁红(can lü chou
hong) : Yağmur ve rüzgardan zarar gören çiçeğin yapraklarının dökülmesi, bir
eşin (kadın) kötü hayat tecrübelerine sahip olması durumu.”
“绿叶成荫 (lu ye cheng
yın) : Kadının evlenip çoluk çocuga karışması.”
Kadının tarih
boyunca güzelliği hep tartışılmış kimi zaman beğenilmiş, kimi zaman dikkat
çekmiş kimi zamansa suçlanmıştır. Toplumlara ve dönemlere göre farklılıklar
gösterse de kadının güzelliğini belirleyen genelde kadının kendisi olmamıştır.
Çin kültüründeki kadının güzel oluşuyla ilgili standartlardan da anlıyoruz ki
aslında kadının çirkinliği, ya da kötü görüntüsü üzerinde pek durulmamış belki
de öyle olsun olmasın kadın için ideal güzellikten bahsetmeyi tercih
etmişlerdir. Bahsedilen deyimlerin çoğunluğunun eski dönem eserlerinde de
sıklıkla geçtiğini düşünecek olursak arzulanan güzelliği dile getirdiklerini
anlayabiliri z. Ve insanlar kadının bu arzulanan güzelliğini ya da imini ya da
kadınla ilgili anlatılan ifade edilen her neyse onun için yine kadına benzer
narin, kırılgan ya da değerli olan şeylerle benzetme yapmış, Çin kültürünün
değerli varlıklarını, kendine özgü anlamlar barındıran çiçekleri, kuşları,
değerli taşları kullanmışlardır.
Kadın için
kullanılan ifadeler ve terimler çok anlamlı ve değerli şeylerdi. Öyle ki
kadının hayat kadını oluşunu ifade ederken bile kadın yine bir çiçeğe
benzetilerek anlatılmaktadır. Bu aslında Çin kültürünün ve edebiyatının bir
güzelliğidir. Kadının toplumdaki yeri, iki bin yıllık feodal toplum düzenindeki
konumu onu çok değerli bir yere koymuş olmasa da, kadınla ilgili deyimlerde
belki dilin estetiğinden belki edebiyatın naifliğinden kadını yüksek güzellik
standartları ve değerli simgelerle ifade etmeyi tercih etmişlerdir.
ÇİN ANTİK DÖNEMİNDE
KADININ TOPLUMDAKİ YERİ
Feodal Toplum Yapısında
Kadının Toplumdaki Yeri
Ataerkil
toplum, ilkel kabile toplumdan sonraki dönemin toplum yapısıdır. Toplumun
gelişmesiyle, ataerkil toplumun birkaç önemli özelliği ortaya çıkmıştır.
Örneğin; erkek tarım ve el işçiliği üretiminde ana güç olmuştur, üretim
malzemeleri gelişmiştir; özel mülkiyet sistemi gelişmiştir; paylaşım eşit
değildir, fakir zengin ayrımı ortaya çıkmaya başlamıştır; hiyerarşi ortaya
çıkıştır. Toplum yapısının merkezi erkektir; ailenin başı da erkektir; idare
her konuda erkeğin elindedir. Artık kadın erkeğin baskısı altındadır,
köleleştirilen bir yere itilmiştir.[127]
Çince kadın
deyimleri içinde feodal toplum dönemindeki kadın erkek ilişkisini, kadının
toplumdaki konumunu ifade eden birkaç deyim bulunmaktadır.
“Nü zhı nân
geng (女织男耕)/
Nân geng nü zhı (男耕女织):Feodal dönemde küçük
tarım ekonomisi, tüm aileyi bir kişi yönetir, erkek ekin eker, kadın örgü örer.
Bütün bir ailenin iş dağılımını ifade eder.”
“Nân zün nü
bei (男尊女卑):Feodal
toplumda erkeğin konumu yüksektir, kadınınkiyse aşağılardadır. Bu erkeği önemli
kadını önemsiz gösteren bir feodal dönem öğretisidir. Erkeği kadından üstün
saymak.”
“Zhong nân
qıng nü (重男轻女:Kadını küçümseyip, erkeğe
değer vermek; erkeği kadından üstün saymak.”
“Nân nü yöu
bie (男女有别):Erkek
kadın arasında ciddi farklar vardır. Eski dönemde feodal Konfuçyüs ahlak
kurallarına uyulduğu vurgulanmaktadır.”
Bu deyimlerde
de görüldüğü gibi dönemin toplum yapısı ve Konfuçyüsçü düşünce, kadını erkeğin
gerisinde, ev içinde, erkeğe karşı itaatkâr ve erkeğin yanında güçsüz, etkisiz
bir vasfa sahip olarak görmektedir. Bu sebeple de kadın bu görüşler
çerçevesinde bir hayat sürmektedir.
Geleneksel Aile Kültüründe
Kadın
Bu dönemde
kadın doğumundan ölümüne kadar hep bir erkeğe bağlı olarak hayatını
sürdürmektedir. Doğumundan evleneceği zamana kadar babasına ya da abisine,
evlendiğinde eşine, eşi öldükten sonra da oğluna itaat etmesi gerekmektedir. 《yı lı • sang fu - zı xiâ chuân 仪礼[128]
•丧服•子夏传》da derki: “Kadın takip
etmelidir, evlenmeden önce babasını, evlendikten sonra kocasını, kocası ölünce
de oğlunu takip etmelidir.”[129] Bu söz
antik dönem klasiklerinden birinde geçmekle kalmamış Konfuçyüs düşünce
sisteminde de yer almış ve toplum yapısının derinliklerine kadar işlemiştir.
Konfuçyüsçü
düşüncenin etkilediği diğer toplumlarda da bu görüş mevcuttur. Örneğin
kadınların hayatları boyunca bir erkeği takip eder durumda olmaları Kore’de de
yakın tarihe kadar devam etmiştir.[130]
Çin kültürünü
ve toplum yapısını böyle derinden etkilemiş olan bu düşünce tarzı deyimlerde de
kendini göstermektedir. Kadının uysal ve itaatkâr olmasıyla alakalı da Çince
kadın deyimlerinde bir kaç deyim mevcuttur. Bunlar;
“Fü châng fu
suı (夫唱妇随):Önceleri
Feodal toplumda kadının erkeğe itaat edip uyması gerektiği düşüncesini ifade
ederdi, sonraları karı koca uyumunu ifade etmeye başladı; Koca şarkı söyler
kadın da kocasıyla birlikte söyler, iç uyum.”
“Nân châng nü
suı (男倡女随)/
nân châng nü suı (男唱女随):Kadın tarafının erkek
tarafına uygun davranmak zorunda olduğunu ifade eder, kadının erkeğe bağlı
olması gerektiği anlamına gelir. Kadın erkek uyumluluğu.”
“Sân cong si
de (三从四德):Feodal
toplum zamanında kadının uyması gereken ahlaki kuralları ifade eder.” Sân cong (三从)kadının
hayatı boyunca takip etmesi gereken üç karakteri; baba, koca ve eşi ifade eder.
Si de (四德)ise her kadının bilmesi ve uyması gereken
dört temel ahlak ilkeleridir.
Kadının hayatı
boyunca bir erkeğin yanında ona yardım eden, ona bağlı yaşayan bir yaşam
sürmesi beklendiği gibi uyması gereken başka ahlak kuralları da vardır ki bu
kuralların kadını aile yaşantısı için çok önemli olduğuna inanılır. Öyle ki
evlilik aşamasında da erkek tarafının dikkat ettiği bir konudur. Bu sebeple de
kız çocukları evlenecek yaşa gelene kadar aileleri tarafından itaatkâr ve
evlenip gelin gittikleri aileye hizmet edebilecek şekilde yetiştirilir. Toplum
içinde kadının sahip olması gerektiğine inanılan bu ahlak kurallarına dört
ahlak si de (四德)denir. Aile kız çocuklarını bu ahlak
kurallarına göre yetiştirir ki bu görev de yine aynı kurallarla yetiştirilen
annenindir.
Çin
toplumundaki kadının kısıtlı ve erkeğe bağımlı eğitimi Avrupa’da da benzer
şekilde var olmuştur. Kadının alabileceği eğitim sadece ailesine bakmak, eşinin
ve ailesinin ihtiyaçlarını karşılayıp, hizmet etmek üzerinedir. Bu benzerliği
şu ifadelerle de görebilmekteyiz.
“Kadınlara ilişkin tüm eğitim erkeklere
bağlı olmalıdır. Onların hoşuna gitmek, onlara fayda sağlamak, kendilerini onlara
sevdirmek, onlardan saygı görmek, gençken onları büyütmek, büyüdüklerinde
onlara bakmak, onlara öğüt vermek, teselli etmek, hayatlarını hoş ve sevimli
kılmak... İşte kadınların görevi her zaman bunlar olmuştur ve çocukluklarından
beri onlara öğretilmesi gerekenler de bunlardır.”[131]
Burada da
anlıyoruz ki aslında kadının erkeğin gerisinde bırakıldığı birçok toplumda
kadın aynı Çin toplumundaki gibi eğitimi açısından da oldukça kısıtlanmıştır.
Çin toplumunda da kadının aldığı eğitim erkek ve aile odaklı si de (四德)dediğimiz
dört ahlak kuralından ibaret kalmıştır.
Çince kadın
deyimlerinde kadın ahlakıyla ilgili de birkaç deyim bulunmaktadır. Bunların
içinde doğrudan si de (四德)dört
ahlak kuralını ifade eden ise şu deyimdir;
“De yân göng
rong (德言工容)/ de yân rong göng (德言容功):Feodal
dönem ahlak kuralları kadının ahlaklı olmasını gerektirirdi. De (德);kadın ahlakı, karakteri. Yân (言);
konuşma şekli. Rong (容);görünüşü.
Göng (功);kadının el becerisi. Feodal toplum dönemi
öğretilerinin kadından beklediği temel özelliklerdir.”
Bu deyimde
geçen bu dört özellik kadının alması gereken en temel eğitimini oluşturur.
İster fakir ister zengin, ister halktan ister saraydan olsun her kadın bu temel
özelliklere sahip olmalıdır ve fazlası için bir eğitim şansı yoktur.
Kadının evlendikten
sonraki hayatında da mutlu olabilmesi için yerine getirmesi gereken bazı şeyler
vardır. Bunlar aslında o dönemde evliliğin en önemli amaçlarını da ifade eder.
Bu amaçlar soyun devam etmesi ve atalara adanan kurban ve adakların
sürdürülmesidir. Kadın da evlilik hayatında mutlu olabilmesi için eşini mutlu
etmeli, ona itaat etmeli, çocuk doğurmalı ve kocasının ailesine hayırlı bir
evlat olabilmelidir.
Lu Xun[132] da şuna
dikkat çeker: “ ev içinde kadının hizmet etmeye katlanmaktan başka çaresi
yoktur, kendi kanı yavaş yavaş tükense de, zayıf da düşse, diğerlerini besler.”[133]
Kadının ister
aile hayatında olsun ister toplum hayatında herhangi bir söz hakkı yoktur.
Miras hakkı ya da mülk hakkı da yoktur. Üstelik gelin geldiği sırada getirdiği
çeyiz dahi kendisiyle birlikte kocasının ailesinin olur, malının idaresi
hakkında herhangi bir söz hakkı olmadığı gibi artık kocası ölse dahi eşinin
ailesine evlatlık vazifesini yerine getirmeye devam etmeli, tekrar
evlenmemelidir. Bu feodal toplum döneminde ahlaklı bir kadının namusu için
yapması gereken bir şeydir. Ayrıca kadının hayatını erkeğin hayatına ölümüne
adadığını gösteren “‘Hâo nü bû shi er fu (好女不事二夫)iyi
bir kadın ikinci kez evlenmez’,‘Zhâng
fu sı guo, fû ren sı fu (丈夫死国、妇人死夫 )koca
ülke için ölür, kadın kocası için ölür’” [134],
ifadelerinde de cinsiyetçi yaklaşım görülmektedir, Çince kadın deyimlerinde
kadının namusu ve tekrar evlenmemesi gerektiğini ifade eden deyimlerle de bu
anlayışı görebiliyoruz.
“Cong yi er
zhöng (从一而终):Koca
ölünce tekrar evlenilmez, bu eski dönem feodal toplumunda kadın öğretisi.”
“Sân zhen jiû
lie (三贞九烈):Feodal
dönem toplumunda kadının tekrar evlenmemesi ya da namusunu korumak için kendini
öldürmesine övgü.
“Qı zhen jiû
lie (七贞九烈):Eski
zamanlarda onurun hiçbir şeyle karşılaştırılmaması, kadın ölebilir ama namusunu
kaybedemez.”
İtaatkâr
olması gereken, aile içinde çok fazla söz hakkı olmayan kadın kendi başına
buyruk hareket edemez. Varlığı ve kaderi dahi kocasının varlığına, kaderine ait
olur. Kadın kendini, kaderini, varlığını, mantığını kocasına adar. Kocasının
saygınlığıyla saygınlık kazanır, kocasının yolunda onu takip eder.
“Fu gui qi
rong (夫贵妻荣):saygın
kocanın karısı da kocasından dolayı saygınlık görür.”
“Fu zun qı gui
(夫尊妻贵):saygın
kocanın karısı da kocasından dolayı saygınlık görür.
Geleneksel
aile kültüründe kadın için iyi bir eş, eşinin ailesi için iyi bir evlat olması,
hizmetlerini en güzel şekilde yerine getirmek zorunda olması feodal toplum
kültüründe kadın için kanıksanmış bir durumdu. Kadın bulunduğu ailenin güç
dengesinde belki de en altta bulunuyordu. Kadının aile içindeki yerini
sağlamlaştırması için bir erkek çocuk sahibi olması gerekiyordu. Bu sayede önce
anne olacak daha sonra kayınvalide olup aile içinde az da olsa söz sahibi
olabilecektir.
“Oğul sahibi
olup yetiştirerek yaşlılığa hazırlanmak (Yâng
zı fâng lâo-养子防老)”
görüşü de bu dönemde konuşulur oldu, fakat aynı zamanlar kadının “eğlence
aracı” yerine konuluşunun güçlü olduğu zamanlardı, bir kadının dikkate değer
özellikleri güzelliğiydi. Geleneklerdeki “zeki erkek güzel kadın (Liâng câi nü mâo -良才女貌)”
en mantıklı evlilik birleşimi olarak görülürdü, o da “(Nü zı wû câi biân shi de-女
子无才便 是德)kadının
ahlakı yeteneğinin olmamasıdır” görüşünü ortaya çıkardı. Yani bunun anlamı eski
dönemde kadının eğitimsiz olması onun kocasını ya da hayatında itaat ettiği
kişiyi takip etmesini kolaylaştırıyordu. Bu, kadın için bir erdemdi. Aynı
zamanda da feodal toplumun kadını aşağı gördüğü kötü bir bakış açısıdır.”
Bununla birlikte kadının doğal vücudu erkeğin arzuladığı bir nesneye, estetik bir
objeye dönüştü, “yıng xiong mei ren (英雄美人)güzel
kahraman” geleneksel kültürde tarif edilen erkeğin mantık durumudur. Burada
kadının güzelliği bir tür tüketim ürünüdür, kadının güzelliğinin kalite ve
değerine sahip olmak erkek için finansal bir kaynağın sembolüdür.[135]
Çin feodal
toplum döneminde durum böyleyken Avrupa’da da durum pek farklı değildir.
Kadınla ilgili yapılan çalışmalarda kadının talihinin Çin’deki kadınlara benzer
olduğunu görüyoruz. Claudine’in Kadının Çirkinliğinin Tarihi adlı çalışmasında
şu şekilde geçer;
“Zekâ ve çirkinlik arasında kurulan bağı
sorgulayabiliriz. Bu kadının fiziksel güzelliği kadar (aptallığına ilişkin olmadığında) onun uysallığıyla da ilişkilendirilmiştir.
Sanki güzel bir kadın zeki olamazmış gibi... ‘Güzel ol ve sessiz kal’ düsturu
popüler bir önyargının ifadesidir.”[136]
Bu ifadelerden
de anlıyoruz ki Avrupa’da da kadın görüşü Çince’deki ‘nü zı wû câi biân shi de (女子无才 便是德) Kadının erdemi yeteneğinin olmamasıdır5
görüşüyle benzerlik göstermektedir.
Kadının arka
planda kaldığı bu dönemde kadının saraydaki durumu çok da farklı değildi.
Eğitimini kadın ahlakı üzerine alıyordu ve uyması gereken kurallar çerçevesinde
bir hayat sürdürüyordu. Fakat Çin tarihine derin iz bırakmış ve adından sıkça
söz ettirmiş bazı kadın figürler de vardır. Bunlar tarih sahnelerinde
güzelliğiyle sarayda ilerlemiş ve yaşanılan kötü sonuçların sorumlusu ilan
edilmiş kadınlardır. Bunlara daha yakın tarihte yaşamış olan Yang Guifei (杨贵妃)[137]
[138]
en çok tanınan örnektir. Yang Guifhi’in tarihe geçişini John Keay Çin Tarihi
adlı eserinde şöyle bahseder. “Altmış yaşındaki Tang Xuanzong (唐玄宗),745 yılında ilgisini, Taoizm
düşüncelerinden ayırıp gözlerini bir kadına çevirdi. Bu ünlü Yang Guifei’di ve
hükümdarda ona tam anlamıyla vurulmuştu. Kadın, bir zamanlar hükümdar
oğullarından birinin metresiydi. Buna bakılacak olursa, hükümdar yarı yaşında
olmalıydı ve çok geçmeden de hükümdar üzerindeki etkisini kullanarak bütün
saraya hâkim olmayı başardı. Artık bütün güç Yangların elindeydi.” 138
Yakınlarının sarayda
ve yönetimde bir yerlere gelmesini sağlayan Yang Guifei ilerleyen yıllarda
çıkan bir isyan sonucunda bu isyandan sorumlu tutulmuş ve ailesinden gelen
diğer Yang’larla beraber ölümle cezalandırılmıştır.[139]
Tarihte bu tip
durumlar için tarihçiler, soylu ailelerin kendi içlerinden güzel bir kızın
imparatoriçe olmasını sağlayarak imparatoru elde etmeye ve imparatorun haremine
kendi sözlerini geçirdikleri kişileri sokmaya çalıştıklarını ifade
etmektedirler. Bu sayede gizli bilgileri elde edebilir ve yönetimde etkili
olabilirler.[140]
Yang Guifei
ile hemen hemen aynı kaderi yaşamış olan başka kadınlar da vardır daha eski
tarihlere bakarsak Bâo Si (褒姒)[141]
ve Lı Jı (骊姬)[142]’de
bu kadınlardandır ve onların da tek suçları oğullarını idarenin başına getirmek
için olan çabalarıydı ve bu çaba onları tarihte ülkeyi felakete götüren
kadınlar olarak göstermiştir.[143]
Kadının
yönetime karışmaması gerektiğine dair görüş ya da kadının ülkeyi felakete
sürükleyen olduğuna dair görüş sanıyoruz ki bu şekilde olayların oluşuyla
ortaya çıkmamıştı. Kadın, antik dönem toplumu içinde de, Konfuçyüsçü düşünce
sisteminde de idari işlere karışmaması gereken kişiydi. Erkek işleri ayrı
kadının görevleri ayrıydı. Sarayda etkin bir hal alan kadının ya da hükümdara
yakın olan kadının yönetime karışması hoş karşılanmıyordu. Olası bir kötü sonuç
kadının yönetime karışmasına bağlanmaktaydı. Bu görüşün varlığını gözler önüne
seren birkaç deyim de mevcuttur. Bunlar;
“Mei nü po she
(美女破舌):Güzel kadının güzelliğiyle yönetimi
karıştırması ve bozması.
“Liân shı bû
tian (炼石补天):Yetenek ve imkânları boşa kullanmak, ülke
yönetiminde ve politikada hatalar yapmak.”
“Qıng cheng
qıng guo (倾城倾国):Kadının güzelliğiyle bir ülkenin
yıkılması. Kadının aşırı güzelliğini ifade eder.”
“Pin jı chen
mıng (牝鸡晨鸣):Dişi tavuğun günün doğuşunu haber vermesi.
Eski zamanlarda kadının gücü ele geçirerek idareyi bozması, arkadan kuyu
kazması.”
Bu deyimlerde
de görüldüğü gibi kadın güzelliğiyle başlı başına bir tehlike ve yönetimden
uzak tutulması gereken insandır. Yönetimde sözünün geçmesi demek belki de
idareye uygun olmayan insanların ilerlemesine yardımcı oluşundan ötürü
yaşanabilecek olumsuz sonuçlardan da mesul tutulması demekti.
Çin tarihinde
buna benzer bir olayı örnek vermek gerekirse Erken Han Hanedanlığı döneminde
yaşamış olan împaratoriçe Lü ülkeyi fiilen 18 yaşındaki oğlu Cheng’ın yerine
idare ediyordu.[144] Bu
esnada sarayın tüm önemli görevlerine kendi aile üyelerini yerleştirdi.
Özellikle yeğeni Wang Mang’ın yüksek mevkilere ilerlemesi için tüm yolları
açtı.[145] Bunun
sonucunda derebeylik sistemine bağlı sülaleler ve taraftarlarının öfkesine
maruz kaldı. [146]
Bizlere
kadının yaşadığı kısıtlamaları ve zorlukları gösteren bu deyimler yine
içlerinde Çin kültürünün değerli simgelerini barındırmaktadır. Kadının uzun
yıllar acılar içinde yaşam sürmesine sebep olan bir geleneğin küçük altın lotus
(sân cûn jın
liân-三寸金莲)
gibi tatlı narin bir ifadeyle anlatmış olması da bunun en önemli
örneklerindendir.
(Sân
cûn jın liân-三寸 金莲)Küçük
altın lotus deyimi her ne kadar ilk başta iyi bir izlenim bıraksa da aslında
alt yapısı hiç de öyle değildir. Konfüçyüs düşüncesine göre “iyi” kadın aile
dışındaki kişilerle ilişkisini sınırlandırır, özellikle de erkeklerle. Bu görev
ailenin reisi olarak erkeğe aittir. Daha açık bir ifadeyle ideal kadın için,
kadının hareket alanı evin içiyle sınırlı kalmalıdır. Bu görüşü en net gösteren
ise ayak bağlama geleneğidir. Genç yaşlarında kızların ayakları sıkı bir
şekilde sarılır ve 3 inc boyundan daha fazla büyümesi engellenir. Bunun anlamı
da kızın hayatının geri kalanını acı dolu ve yavaş bir yürüyüşle geçirmesidir.[147]
Bunun yanında
kadının erken yaşta evlenmesi gerektiğini, bir kere evlendikten sonra ölene dek
eşine sadık kalması, dul kalsa da eşinin ailesine hizmet etmesi gerektiğini,
kadının yönetime karışmaması gerektiğini ifade eden deyimler de aynı şekilde
kadının yaşadığı kısıtlamaları gözler önüne sermektedir.
Kadın
güzeldir, doğurandır, büyüten, yetiştirendir. Elbette değerlidir. Fakat dünya
tarihi boyunca her toplumda farklı dönemlerde farklı seviyelerde görülen kadını
sınırlandırma, erkeğin gerisinde tutma durumu Çin toplumunda, incelemiş
olduğumuz kadınla ilgili deyimlerde de görülmektedir. İster kadının güzel olup
değerli olması için sahip olması gereken özellikleri ele alalım isterse feodal
toplumun kadın değer yargılarını, her açıdan kadın ailesinde ya da eşinin
gözünde bir değere sahip olabilmek için toplumun ön gördüğü standartlara ve
kurallara uymak durumunda kalmıştı.
Dil bir
toplumla birlikte doğan onunla birlikte gelişen, yaşayan ve kimi zaman o
toplumla birlikte de varlığı son bulan yapılardır. Çin gibi dünyanın en uzun
tarihine sahip olan toplumlarından biri için sahip olduğu dil de dünyanın en
zengin dillerinden biri haline gelir. Çin deyimlerinin çokluğu, kullanım
çeşitliliği, içinde barındırdığı tarihi ve kültürel değerleri Çin dilinin ne
kadar zengin olduğunu anlamak için yeterlidir.
Yaklaşık beş
bin yıllık tarihe sahip olan Çin toplumunun sahip olduğu kültürel değerleri,
dilinin zenginliğini ve tarihinin önemli izlerini Çin deyimlerinde görmek mümkün.
Çin deyimleri
Çin tarihinin çok uzun, kültürünün çok derin oluşunun etkilerini üzerinde
taşımaktadır. Çin toplumu, zengin bir dil olan Çince ve onun sahip olduğu geniş
deyimler yelpazesiyle canlı, renkli ve değerli edebi eserlere sahiptir.
Deyimlerin bir kısmı bu şekilde edebi eserlerden ortaya çıkıp kalıplaştığı
gibi, bir kısmı da halk arasında kulaktan kulağa aktarılan hikâyelerden ortaya
çıkmıştır. Kulaktan kulağa aktarılarak kalıplaşan deyimlerin de en belirgin
ortak özelliği anlatılmak istenileni en basit, kısa, kapsamlı ve çarpıcı bir
şekilde ifade etmektir.
Çin deyimleri
Çin kültürü, tarihi, mitolojisi gibi Çin toplumu hakkında birçok konuda bilgi
vermektedir. Çince kadın deyimleri ise Çin toplumundaki kadın hakkında çok
önemli bilgiler verir. Çin antik döneminde kadın güzellik ölçütleri, kadını
betimlerken kullanılan aynı zamanda da Çin kültüründe çok değerli anlamları
olan kavramlar, Çin tarihi içinde önemli bir süreci ifade eden feodal toplum
yapısındaki kadın değer yargıları ya da kadının toplumda yer edinmek için
göğüslemek zorunda kaldığı zorluklar gibi birçok konu hakkında bilgi edinmemizi
sağlamaktadır.
Bu
çalışmamızda Çin deyimlerinden yola çıkarak Çin toplumunda kadını araştırmak
istedik. Kadın, toplumun varlığının devamı için o toplumun temel taşlarından
biridir. Aynı zamanda kadın toplumun devamlılığını sağlayan olduğu gibi
geleceğini de şekillendirendir. Kadın bir toplumun sahip olduğu tüm değerlerin
yapı taşlarından biri, erkekle birlikte geleceği inşa edendir.
Kadın
insanoğlunun var oluşunda ve varlığının devamlılığındaki sorumluluğu erkekle
birlikte sırtlanan, toplumun en önemli iki parçasından biridir. İnsanı doğurur,
büyütür ve böylelikle toplumu da şekillendirendir. Bu sebeple bir toplumda
kadının yeri, o toplumun gelişmişliğini, medeniyetini, inançlarını gösterir.
Bir toplumda kadına verilen değeri ve o toplumdaki kadının yerini anlamak bir
nevi o toplumun kültürünün ve tarihinin temel yapı taşlarını öğrenmemiz
demektir.
Çin deyimleri
yapı itibariyle hem okuma hem de dinleme açısında büyük bir estetiğe sahip
olduğu kadar anlamsal açıdan da önemli ifadelere sahiptir. Kadını betimlerken
ya da bir benzetme yaparken kullanılan terimler görünüş olarak güzel olan,
kültürel açıdan anlamlı olan insanların beğenisini toplayan şeylerdir. Bunun yanında
deyimlerin arka planına ve dönem koşullarına baktığımızda aslında çok da parlak
olmayan bir durum görülmektedir. Dönemlere göre farklılıklar gözlemlense de
geneli itibariyle kadın hep toplum tarafında kabul gören kısıtlamalar içinde
yaşamış ya da toplumun biçtiği değer yargısına uygun bir yaşam sürmek durumunda
kalmıştır.
Çin toplumunun
iki bin yıllık feodal toplum dönemi kalıplaşmış belli yargıların yaygın şekilde
görüldüğü bir dönemdir. Bu dönemin en temel unsuru ast üst sistemidir. Genelden
özele bir itaat sistemi mevcuttur. Yöneticisine itaat eden tebaadan evin reisi
olan erkeğe itaat eden bir kadına doğru iner. Feodal toplum sisteminin kadına
dayattığı bu yer tüm toplum için açık ve net bir şekilde kabul edilir bir durum
halini almıştır. Toplum içinde bu kadar kanıksanmasının en temel nedenlerinden
birisi de Konfuçyüsçü düşünce yapısının da bu sistemi destekler nitelikte
olmasıdır. Destekleyen unsurlarıyla birlikte Çin toplumunun iki bin yılı aşan
feodal toplum sürecinde kadın erkeğin gerisinde, ikinci planda kalmıştır. Bu
arka plana itiliş kadın için sadece bir toplum baskısı olmayıp çoğunlukla
kadının kendisinin de benimsediği bir inanç, bir değer yargısı, önemli bir var
olma amacıdır. Erkeğe itaat, aileye hizmet ve namus gibi önemli kavramlar incelenen
kadın deyimlerinde de görüldüğü üzere kadının hayatının merkezindedir. Kadının
eşine göstermesi gereken bağlılığından, alması uygun görülen eğitime, toplumda
yapmakla görevli olduğu annelik, eşlik ve evlatlık vazifelerinden kadının
güzellik standartalarına kadar kadına dair her türlü durum deyimlerde kendini
göstermektedir.
Kadın
deyimlerini incelerken kadının güzelliğine, ahlakına ve ailesine hizmetine dair
beklentilerin kadının hayatını belli sınırlar içerisinde geçirmesine sebep
olduğunu da görmekteyiz.
Çin geleneksel
kültüründe kadının erkeğin arka planında kalışını, toplumda erkeğin gerisinde
ve aile içinde var olan yerini Çin kadın deyimleri içinde örneklerini
görmekteyiz. Örneğin; sân cong si de (三从四德),nân
zün nü bei (男尊女卑),cong yi
er zhöng (从一而终)gibi. Bu ve benzeri örneklerde de görüldüğü
gibi kadın erkeğin gerisinde onu takip eden ve erkekten aşağı görülen bir
konuma sahipti, eşi öldükten sonra tekrar evlenemezdi. Kocası hayattayken ona
gösterdiği bağlılığı kocasının ölümünden sonra da sürdürmesi gerekiyordu.
Kadının kocasına babasına çocuklarına karşı olan vazifeleri ve geri plandaki
konumu sadece halk içinde bu şekilde değildi. Kadın sarayda dahi aynı
konumdaydı. Saray kadınlarının eğitim imkânları olsa dahi bu eğitim sadece
kadın ahlak kurallarını içeriyordu. Kadının yönetime karışması ya da herhangi
bir hak iddia etmesi tamamen yanlış bir hareketti. Bununla ilgili de ‘pin jı mû
mıng (牝鸡牡鸣)’,‘pin
jı sı chen (牝鸡司晨)’ gibi deyimlerle karşılaşmaktayız. Kadının
yönetime karışması yanlıştı fakat eğer karışacak olursa da bu o ülkenin
yıkılması anlamına gelebilirdi. ‘Qing cheng qıng guo (倾城倾国)’deyimi
de bize bunu göstermektedir. Hatta Çin tarihinde bu deyimi de destekleyen
benzer vakalar bulunmaktadır.
Doğduğunda
babasına itaat etmeye başlayan kadın yaşı geldiğinde fazla beklemeden ailesinin
uygun gördüğü biriyle evlenmeli, O güne kadar devam ettiği itaate bu sefer
kocasına itaat ederek devam etmelidir. Anne olmak ilk vazifesidir. Bu sayede
bulunduğu ailede bir değer ifade edebilir. Hayatını aile içinde kocasına ve
kocasının ailesine hizmet ederek, çocuklarıyla ilgilenerek geçirmelidir. Eğer
kocası ölürse, tekrar evlenmemeli oğluna itaat ederek, ölen eşinin ailesine
hizmetini sürdürmelidir. Kendi kızlarını da kocasının ailesini onurlandırması
adına itaatkâr ve vazifelerini bilir şekilde yetiştirmelidir. Burada
bahsettiğimiz kadın için uygun görülen hatta yaşamak zorunda bırakılan bu hayat
kadın deyimlerinde de açıkça görülmüştür.
Çince kadın
deyimlerinde gördüğümüz kadın her zaman yerini bilmesi gereken çocukken
babasına, evlenince kocasına, kocası ölünce oğluna tabi olması gereken bir
varlıktır. Güzel olmalıdır. Bunun için ince belli, beyaz tenli narin ve zarif
bir yapıya sahip olmalıdır. Ayakları küçük olmalıdır ki yaşı geldiğinde iyi bir
evlilik yapıp hem ailesini onurlandırsın hem de kendisi nispeten daha iyi bir
yaşam sahibi olsun. Geleneksel Çin kültüründe kadının güzellik standartları
beli birkaç özelliğe dayanıyordu. Beyaz ten, ince bel, kırmızı dudak, pembe
yanak, küçük ayaklar, ince parmaklar gibi. Bu güzellik standartlarını da Çince
kadın deyimlerindeki ifadeler ortaya koymaktadır. Bu deyimler sayesinde Çin
toplumunda kadının yerini öğrendiğimiz gibi, kadın için öngörülen güzellik
standartlarını da öğrenmekteyiz. Bunlarla birlikte bu deyimler bizlere Çin
kültüründeki değerli varlıkları da göstermektedir.
Kadın, Çin
deyimlerinde hep güzel kavramlarla betimlenmektedir. Hayat kadınıysa dahi onu
söğüt ağacıyla ya da çiçekle betimlemek uygun görülmüştür. Her ne kadar kadın
değersiz, ikinci sınıf veya erkeğin arka planında kalmış olsa da deyimlerde hep
güzel, narin, çiçek gibi, kuş gibi ya da en değerli varlıklarla betimlenmiştir.
Bu kadının biraz daha iyi bir konumda olduğunu değil Çin dilinin zenginliğini
ve sanatsallığını göstermektedir.
Kadın için belli
sınırlamaları, olumsuz ahlak ve namus durumunu ifade eden deyimlerin imleri ilk
bakışta kötü bir izlenim bırakmamaktadır. Bu açıdan bakıldığında kadını olumsuz
anlamda betimleyen, kadını küçük gören ya da erkeğin gerisinde bırakan kadın
deyimleri Çince söz sanatlarının ve Çincenin anlamsal zenginliğinin yardımıyla
kulağa oldukça hoş gelen, ahenkli ve estetik ifadeler halini almaktadırlar.
Burada kadını betimlerken kullanılan söz sanatlarının önemli bir etkisi olduğu
gibi Çince deyimlerinin önemli bir özelliği olan ahenk, kulağa hoş gelecek
şekilde ifade etmek gibi özelliklerin de önemi büyüktür. Çin kültüründe oldukça
değerli bir yere sahip olan çiçekler, değerli taşlar, narin kuşlar veya özel
renkler kadının yaşadığı tüm olumsuzlukları, sınırlandırmaları ve acıları örter
niteliktedir.
Çin kültüründe
önem arz eden kavramlar kadını iyi anlamda olsun kötü anlamda olsun her anlamda
ifade ederken kullanıldığını, kötü bir anlam içerse de deyim içinde kadının
güzel varlıklara benzetildiğini, deyimin ve söz sanatlarının güzelliğiyle kadın
için olumsuz bir ifadenin bile güzel gösterildiğini görmekteyiz.
Kadın Deyimlerinin Sınıflandırılması
Medeni
Durumu ile İlgili Deyimler ■
Görünüşüyle İlgili Deyimler
■ Kötü ve
Ahlaksız Oluşu
Çalışmamızda
incelediğimiz kadın deyimlerini anlamsal içeriğine göre sınıflandırdığımızda
görüyoruz ki %37’ini kadının güzelliğiyle ilgili deyimler ilk sırayı
almaktadır. İkinci sırada da kadının görünüşüyle ilgili deyimler gelir ve
%10’unu oluşturur. Bu bilgilerle diyebiliriz ki kadın deyimlerinin %50 sine
yakını kadının doğrudan görünüşüyle ilgiliyken geri kalanı sahip olması gereken
ahlakı, karakteri, yaşı, evlilik durumu gibi daha soyut kavramlarla
ilişkilidir.
Kadın Deyimlerindeki Söz Sanatları
Söz sanatları
açısında incelediğimizde Ad aktarması (jie
dâi-借代)
%31,62’lik bir oranla Çince kadın deyimlerinde en çok kullanılan söz sanatıdır.
Kadının güzelliğini ya da görünüşü ifade ederken sıklıkla kullanılan Benzetme (bı yû-比喻) söz sanatı da %28,61’lik bir orana
sahiptir. Betimleme (mo
zhuâng -摹状)söz
sanatı da %21,38’lik bir oranla Ad aktarması ve Benzetme söz sanatından sonra
en sık kullanılan söz sanatı olmaktadır.
Çince Kadın Deyimlerinde Kullanılan
Kavramlar
Kadın
deyimlerinin %45,19’unda Çin kültürü içinde değerli olan kavramlar
kullanılmıştır. Bunların bir kısmını ad aktarmasıyla kadın yerine kullanılan
değerli kavramlar ve bitki isimleri oluştururken bir kısmını da benzetme söz
sanatıyla kullanılan bitki isimleri, doğayla ilgili kavramlar oluşturur. Çin
kültüründeki kadının güzelliğini ifade ederken de renkleri sıklıkla
kullanmışlardır.
Çince kadın
deyimlerinin içinde barındırdığı Çin kültürüne ait değerler, Çince’ye ait söz
sanatları, estetik yapı ve Çin toplumunun temel yapısı bizlere kadının, deyimlerde
göz alıcı, değerli ve özel betimlemelerle anlatılmasına rağmen erkeğin
gerisinde, sadece görsel ve vazifeleri için yaşayan biri olarak görüldüğü
göstermektedir. Hatta kadının, böylesine köklü bir dilde çok derin ve güçlü bir
yeri olan deyimler içerisinde, geneli göz önünde bulundurulursa oldukça sınırlı
sayıda deyimlerle ifade edilmesinden kadına verilen değeri anlamak çok da zor
değildir.
Kadın, Çin
deyimlerinde de gördüğümüz bu erkeğin arka planındaki yerinden çok uzun bir
süre kurtulamamıştır. Geç dönem Qing Hanedanlığından Cumhuriyet dönemine geçiş
sürecinde kadının özgürleşmesi ve daha eşit şartlara sahip olması için bir çaba
sarf edilmiş olsa da uzun bir süre elle tutulur bir gelişme gösterilememiştir.
1900’lü yılların ikinci yarısında düzenlenen reformlarla birlikte kadının ev
dışında üretimde bulunması, bi yer edinmesi adına ciddi adımlar atılmaya
çalışılmıştır. Ayak bağlamanın kaldırılmasına rağmen tek çocuk politikasının
uygulanması yine kadının aleyhine işlemiştir. Her ne kadar kurallarla, kanunlarla
kadının eşit hak ve özgürlüklere sahip olması için çalışılsa da, günümüzde
kadın halen toplumun sahip olduğu eskiden kalma görüşlerin olumsuz etkisini
yaşamaya devam etmektedir. Erken yaşta evlenmeyi reddeden kadın toplum içinde
ayıplanır durumdadır. Halen çocuk doğurmak kadının ilk ve en önemli vazifesi
olarak görülmektedir. İş hayatındaysa kadın yine erkekten daha zor koşullarda
çalışma hayatını sürdürmektedir. Terfi ya da hak ettiği işi alma konusunda
erkekten bir adım geride bırakıldığı ortadadır. Belki günümüzde kadının hak
ettiği yeri alma konusunda gösterdiği çaba hemen hemen birçok toplumda benzer
şekildedir. Fakat sanıyoruz ki Çin toplumu için kadının bu süreci geçirmesi
biraz daha zor ve yavaş olabilir. Halen toplum içinde varlığını sürdüren eski
gelenekler ve Konfuçyüsçü düşünce yapısı kadın için bu süreci zorlaştıran bir
etkendir.
Aksan, Doğan, Her
Yönüyle Dil Ana Çizgileriyle Dilbilim, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara,
2000.
Eberhard
Wolfram, Çin Simgeleri Sözlüğü, (Çev.
Prof. Dr. Aykut Kazancıgil - Ayşe Bereket),
Kabalcı Yayınevi, İstanbul, 2000.
Eberhard,
Wolfram, Çin Tarihi, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1995.
Huâng Bâirong,(黄柏荣),LiRo
Xûdöng (廖序东),Xiandai Hny也(现代汉语, Gâodeng
Jiâoyû Chübânshe (现代汉语高等教育出版社),Beijing
2010.
Tamara Jacka, Women’s
Work in Rural China, Cambridge University Press, Newyork, 1997.
Li Qingrong (庆荣 李),Xiandai Shiybng Hdny订 Xiüci (现代实用汉语修辞,
Pekin
Üniversitesi Basımevi (北京大学出版社)Beijing 2002.
Keay, John, Çin
Tarihi (Çev.
Neşe Kars Tayanç - Dinç Tayanç)
İnkılap Kitabevi, İsanbul 2011.
Sagaert,
Claudine, Kadın Çirkinliğinin Tarihi Fransızcadan Çeviren Serdar Kenç,
Maya Kitap, İstanbul, 2017.
Türközü, S.
Göksel, Çeviri Amaçlı Korece Atasözleri, Deyimler ve Hanca Dörtlemeler
-Türkçe Karşılıklarıyla- , Likya Kitap, İstanbul, 2018,
Uhlig, Helmut,
İpek Yolu -Çin ve Roma Arasında Eski Dünya Kültürü Çev.
Alev
Kırım, Okyanus Yayıncılık, İstanbul, 2000
Azertürk,
Semine İmge, Akman, Tuğçe, “KonfUçyüs’ün Kadın Görüşü Üzerine” Osmangazi Üniversitesi
Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt.19 Sayı.1, Eskişehir 2018
Chen,
Zhihui,(陈智慧),“Nuxing Chengyu Yân jiü (女性成语研究)”, Heilongjiang Daxue (黑龙江大学),
Heilongjiang 2016, (Yayımlanmamış
Yüksek Lisans Tezi).
Döng,
Zhenlân,(董珍兰),“Hanyu
Titai Chengyu Yânjiü (汉语体态成语研 究)”,Huâzhöng Shifan Daxue (华中 师 范大学),Wuhan 2006, (Yayımlanmamış
Yüksek Lisans Tezi).
Fang,
Wâng (芳,王),"Jindai
Zhöngguo Chuântöng Nuxing Chongbai Yânjiü 近代中国传统女性崇拜研究”,Shandöng Shifan Daxue山东师范大学, Shandong 山东,2010 , (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi).
Hân
Bin,(滨韩),“Hanyu
Nuxing Chengyu Chütan,(汉语女性成语初探)”, Shângye Wenhua - ShOhui
JTngw^i,(商业文化-社会经纬),Aralık
2007.
Hân
Qiüju,(韩秋菊),“Hanyu
Chengyu Secâi Yânjiü (汉语成语色彩研究)”, Shandöng Daxue (山东大学),Shandong 2006 (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi).
Kapanoğlu,
Sedef, “Çin’de Kadın İmgesi", Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü, 2006, (Yayımlanmamış
Yüksek Lisans Tezi).
Köroğlu,
Hatice, “19. Yüzyılda Kore’de Batılılaşma Hareketi ve Kadın Statüsü”, Erciyes
Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı:27, Kayseri 2009.
Lı
Li (李莉),"Zhöngguo
Chuântöng Dı Hünyin Jiatıng Wenhua Dui Nuxing Shehui Cunzai Dı Yıngxiâng中国传统的婚姻家庭文化对女性社会存在的影 响 ”,Zhönghuâ
Nüzı Xueyuan Shandöng Fe^uân Xuebao 中华女子学院山东 分院学报,Sayı.48,
Shandong 2000.
Ning, Zuoquan,(宁佐权),“Lûn
Hânyû zhöng Meinülei Chengyu de Wenhua Tezheng (论汉语中美女类成语的文化特征)”,Hûnân Kejı Dâxu@ Xuebao (Shehui Kexue ban)(湖南科技大学学报(社会科学版)),Cilt.13,
Sayı.6, Hunan, Kasım, 2010.
Qian, Meng,(騫,孟),“Cong
‘Sancong Side5 Dâo ‘Jûnei5 (从‘三从四德’到
‘惧
内’)”, Zhönghuâ WenhuaLUnt&n (中华文化论坛),sayı:3,
2013.
Sun, Yânhong (孙艳红),“Chengyû
Yûyi Biânyi Xiânxiâng dı Kâochâ yû Fenxi (成语语义变异现象的考察与分析)”,Heilongjiang Dâxue (黑龙江大学),
Heilongjiang 2010, (Yayımlanmamış
Yüksek Lisans Tezi).
Sun, Wenjuan (孙文娟),“Nüxing Chengyû yû Zhöngguo
Chuântöng Wenhuâ Xınlı (女性成语与中国传统文化心理)”,Shanxi Shifân Dâxue (山西师范大 学),Shanxi
2014 (Yayımlanmamış
Yüksek Lisans Tezi).
Yu, Guangzhöng
(余光中),“Chengyû
he Geyân (成语和格言)”,Hdinân
Shıfan Xuey^uan Xuebao (Shehui
K^^ueban )(海南师范学院学报(社会科学 版)),Cilt.17,
Sayı.2, Hainan 2004
Wâng, Xiâojiân
(王小健),“Zhöngguo
Gûdâi Xingbie Jiâose dı Fenhuâ Jıqı Shehuihuâ (中国古代性别角色的分化及其社会化)”,Shânxı Shifân Dâxue (陕西师范大学),Shanxi
2006 (Yayımlanmamış
Yüksek Lisans Tezi)
Wâng, Wei (玮,王),"Hânyû
Hânyöu Jiben Yânsecı Dı Chengyû Yû Duiwâi Hânyû Jiâoxue (汉语含有基本颜色词的成语与对外汉语教学广,Henân
dâxue (河南大学),Henan 2013, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi)
Wu, Jian,(吴,坚),Yân
Lijie (闫丽杰),"Lûn
Zhöngguo Gûdâi Wenxue Zhöng Dı ‘Nüxing Chongbâi5 Yû ‘Nüren Huoshuı5
Guan (论中国古代文学中的 ‘女
性崇拜’与‘女人祸水’观)”,Sh^nyâng
Jjiaq^u Xu yuan Xu bao沈阳教育学院 学报,Cilt.3
Sayı.4, Shenyang 2001.
Yunus, Buayşem
, “Anlambilim Açısından Türkçe ve Çince ’de Deyim Karşılaştırması (Organ Adları
ile İlgili Deyimler)” ,Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2006,
(Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi)
http://duz-degismece.nedir.org/
https://www.turkedebiyati.org/betimleyici-anlatim.html
https://baike.baidu.com/item/%E5%AF%B9%E5%81%B6/3590947
https://baike.baidu.com/item/%E5%88%98%E9%AA%9C/16377827fromtitlew
%E6%B1%89%E6%88%90%E5%B8%9D&fromid=979765
https://baike.baidu.com/item/%E8%B5%B5%E9%A3%9E%E7%87%95/4022
6
https://baike.baidu.com/item/%E6%9D%8E%E9%9A%86%E5%9F%BA/2747
34?fromtitle=%E5%94%90%E7%8E%84%E5%AE%97&fromid=171413
https://baike.baidu.com/item/%E6%9D%A8%E7%8E%89%E7%8E%AF/4033
48
https://baike.baidu.com/item/%E7%87%95%E7%98%A6%E7%8E%AF%E8
%82%A5
https://baike.baidu.com/item/%E4%BB%AA%E7%A4%BC/5394977
http://turkish.cri.cn/chinaabc/chapter16/chapter160110.htm
http://turkish.cri.cn/741/2016/09/18/1s178398.htm
http://wenku.baidu.com/view/91e994224b73f242336c5f9a.html?re=view
http://chengyu.t086.com/cy1/1143.html
http://chengyu.t086.com/cy16/16618.html
http://chengyu.t086.com/cy16/16641.html
http://www.kt250.com/chengyu/120700.html
https://baike.baidu.com/item/%E8%88%9E%E6%80%81%E7%94%9F%E9%
https://baike.baidu.com/item/%E8%8A%B1%E9%A3%9E%E8%9D%B6%E8
%88%9E
[13] Guangzhöng Yu,(余光中),“Chengyu
He Geyan (成语和格言)”,-Hainân Shifan
Yuanxuebao (she hui ke xue bân)(海南师范院学报(社会科学版))2004, s.1
[14] Bin
Han,(滨 韩),“Hânyû
Nuxing Chengyu Chutan,(汉语女性成语初探)”,Shângye Wenhuâ - Shehuı Jingwei,(商业文化-社会经纬),Aralık 2007, s. 148
[15] Sedef Kapanoğlu, “Çin’de
Kadın İmgesi”, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2006,
(Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi) s.5
[16] Buayşem Yunus , “Anlambilim Açısından
Türkçe ve Çince ’de Deyim Karşılaştırması (Organ Adları ile îlgili Deyimler)”,
Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2006, (Yayınlanmamış Yüksek
Lisans Tezi), s.2.
[17] Wenjuan
Sun (文娟 孙),“Nuxing Chengyu
yû Zhöngguo Chuantöng Wenhuâ Xınlı (女性成语与中国 传统文化心理)”,Shânxi Shıfân Dâxue (山西师范大学),Shanxi 2014 (Yayımlanmamış Yüksek Lisans
Tezi, s.6 (http://wenku.baidu.com/view/91e994224b73f242336c5f9a.html?re=view, Erişim Tarihi 25.05.2017)
[18] S. Göksel Türközü, Çeviri Amaçlı Korece Atasözleri, Deyimler ve
Hanca Dörtlemeler -Türkçe Karşılıklarıyla- Likya Kitap, İstanbul, 2018, s.189
[19] Yu
(余),s.1
[20] Zhenlân
Döng (珍兰 董),Hânyû
Tıtâi Chengyû Yânjiü (汉语体态成语研究),Huâzhöng Shıfân Dâxue 华中师范大学(Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi)
2006 s.2
[21]Lûnyû
(论语):Konuşmalar
anlamına gelen bu kitap Konfuçyüs’ün müritleri tarafından Konfuçyüs’ün
sözlerinin ve müritleriyle aralarında geçen konuşmaların derlenmesiyle
oluşturulmuş bir kitaptır.
[22] Lâozi (老子):Çin tarihinin en önemli, en ünlü
düşünürlerinden biridir. M.Ö 571-471 yılları arasında yaşadığı tahmin
edilmektedir.
[23] Yu (余),s.1
[24] Yu
(余)s.
1
[25] Zûmo Zhöu (祖谟周)1914 一 1995 yılları
arasında yaşamış Çinli bir Dil Bilimcidir. Pekin Üniversitesi Çin Dili
bölümünde profesörlük yapmış olup birçok eseri mevcuttur.
[26] Zhihui Chen (智慧陈),“Nuxing
Chengyû Yân jiû 女性成语研究”,Heilongjiang
Dâxue 黑龙江大学,
Heilongjiang 2016 (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), s.14
[27] LiU Jiexiu 刘洁修 1953 doğumlu
Çinli bir Dil Bilimci ve yazardır.
[28] Chen (陈),“Nuxing
Chengyû Yân jiu 女性成语研究”,Heil6ngjiâng
Dâxue 黑龙江大学,Heil6ngjiâng
2016 (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), s.14
[29] Huâng Borong 黄伯荣 1922-2013
yılları arasında yaşamış Çinli bir dilbilimcidir. Zhongshan Üniversitesinde Çin
Dili bölümünde profesörlük yapmıştır.
[30] Liâo Xûdöng 廖序东 1915-2006
yılları arasında yaşamış Çinli bir dilbilimcidir.
[31] Chen (陈),s.14
[32] Mâ Guofân 马国凡 Çinli ünlü
bir Sözcük Bilimci ve yazardır.
[33] Chen (陈),s.15
[34] XU Yâomın 徐耀民 1941 yılında
doğmuş olan Dil araştırmacısı ve eğitmendir.
[35] Chen (陈), s.14
[36] Chen (陈), s.14-15
[37]Yânhong
Sun (艳红 孙),“Chengyû
Yûyi Biânyi Xiânxiâng dı Kâocha yû Fenxi (成语语义变异现象的 考察与分析)”,Heil6ngjiang Dâxue (黑龙江大学),Heilongjiang
2010 (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), s.5/7,8,9
[38] Yu (余),s.2
[39] Borong Huang (伯荣黄)ve Xûdöng Liâo (序东廖),Xian
Dâi Han Yü (现代汉语),Xiân Dâi Hân Yû Gao Deng Jiâo Yû Chu Bân She (现代汉语高等教育岀版社)Beijing
2010, s.223
[40] Huang (黄) ve Liâo (廖),s.223
[41] Yu (余),s.3
[42]Qian
jün wân mâ (千军万马):Güçlü ordu,
binlerce at ve askerden oluşan çok kalabalık ordu.
[43] Yu (余),s.3
[44]Qian
shan wân shuı (千山万水):Yolun
zor ve uzun olması.
[45]Luân
qı bâ zâo (舌1七八糟):Düzensiz,
dağınık, darmadağın.
[46] Yu (余),s.3
[47]Ren zhong dâo yuan (任重道远):Ağır sorumluluklar üstlenmek, zorlu ve uzun bir
yoldan geçmek.
[48]Tı
gang qie ling (提纲挈领):Önemli
noktalardan kısaca bahsetmek, esas noktaya odaklanmak.
[49] Huang
(黄)ve
Liâo (廖),s.266
[50] Huang
(黄)ve
Liâo (廖),s.267
[51] Duygusal
anlam:(感情色彩 ganqing
secai): Duygusal anlam diye adlandırılan anlam türü, kimi dilcilerce ‘sözcüğün
taşıdığı duygu yükü’ olarak nitelendirilirken kimi dilciler de onu konuşanın
dinleyene yansıttığı kişisel duygu ve davranış özellikleri olarak belirlerler.
Doğan Aksan, Her Yönüyle Dil Ana Çizgileriyle Dilbilim, Türk Dil
Kurumu Yayınları, Ankara 2000, s.174.
[52] Bao
yi (褒义):bazı sözcükler
konuşmacının ilgili nesneye karşı övme, methetme duygularını ifade eder, bu
sözcük anlamında duygu değeri methedicidir, bu şekildeki anlama ”methedici
anlam ” denir. Huang (黄)ve Liâo (廖),s.230
[53] Bian
yi (贬义):bazı
sözcükler konuşmacının ilgili nesneye karşı nefret aşağılama duygularını
içerir, bu sözcük anlamında duygu değeri aşağılayıcıdır, bu şekildeki anlama
"aşağılayıcı anlam” denir. Huang (黄) ve Liâo (廖),s.230
[54] 急流勇退(jı liU yöng tui) : kariyerinin
zirvesinde emekli olup bırakmak.
[55] 光明磊落(guang mıng lei luö) : açık,
doğru ve dürüst.
[56] Huang (黄)ve Liâo
(廖),s.268-269
[57] Jian Wu 坚吴,Liji。Yan 丽杰闫,“Lûn
Zhöngguo Gûdâi Wenxue Zhöng Dı ‘Nuxing Ch6ngbâi' Yû ‘Nuren Hu6shui' Guan论中国古代文学中的’女性崇拜’与’女人祸水’观”,Sh^nyângJJidoyü
Xu yuan
Xu
bao 沈阳教育学院学报,2001, Cilt.3 Sayı.4, s.45
[58] Yinshang 殷商 M.Ö. 1600-
M.Ö. 1046 aynı zamanda Shang (商)hanedanlığı da denir. Shang hanedanlığının bugünkü Henan
eyaletinde bulunan Yinxu (殷墟)’ya taşınmasından sonra aldığı addır.
[59] Semine
İmge Azertürk, Tuğçe Akman, “Konfuçyüs’ün Kadın Görüşü Üzerine'' Osmangazi
Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Haziran 2018, Cilt.19 Sayı.1, s.25
[60] Hanshu
(汉书),MS
111'de Batı Han Hanedanı'nı MÖ 223 ve MS 23 yılları arasındaki dönemini
kapsayan bir tarih çalışmasıdır. Çalışma, Ban Gu tarafından kızkardeşi Ban
Zhao'nun yardımıyla babası Ban Piao'nun çalışmalarını sürdürerek
hazırlanmıştır.
[61] Sun
(孙),Nüxıng
Chengyü yu Zh6nggub….(女性成语与中国…),s.6
[62]Âi
chı se shuâi (爱弛色衰)/
se shuâi âi chı (色衰爱弛):güzelliği
soldukça tutkunun azalması.
[63]Hong
yân bo ming (红颜薄命)/
hong yân ming bo (红颜命薄):güzel
kadınların kötü kadere maruz kalması.
[64]Huâ
rong yue mâo 花容月貌:Çiçek
gibi ay gibi yüzü olan güzel kadın.
[65] Chen (陈),s.15-16
[66] Sun (孙),Nüxıng Chengyü yu Zh6nggub….(女性成语与中国…),s.6-7
[67]Feng
huâng (蜂黄):huâ
huâng 花黄(sarı
çiçek) Antik dönemde kadınların alınlarını boyamak için kozmetik olarak
kullandıkları ürün.
[68] Düz değişmece yani mecaz-ı mürsel aralarında
benzerlik ilgisi olmaksızın, bir sözün başka bir söz yerine kullanılmasıdır.
Kısaca bir sözcüğün benzetme ilgisi olmadan başka bir sözcük yerine kullanılmasına
ad aktarması denir.
Ad aktarması
Düz Değişmece ya da Mecaz-ı Mürselde denilir. http://duz-degismece.nedir.org/
erişim tarihi 20.03.2017
[69] Sun (孙),Nixing
Chengyü yü Zh6nggu&.…(女性成语与中国...),s.6
[70] Sun (孙),Nüxıng
Chengyu yu Zhbnggub....(女性成语与中国...),s.6
[71] Qingrong Lî 庆荣李,Xiandai
Shiydng Hdnyü Xmcı 现代实用汉语修辞,Beijing Dâxue Chûbânshe 北京大学岀版社Beijing北京2002 s.189-190
[72] İstiare (Eğretileme) :
Türk dilinde sıklıkla kullanılan bir söz sanatıdır. Aralarında benzerlik ilgisi
bulunan iki sözcükten birini diğerinin yerine kullanma sanatıdır.
[73] Lı 李,s.191
[74] https://www.turkedebiyati.org/betimleyici-anlatim.html
erişim tarihi: 06.07.2018
[75] Lî (李),s.212
[76] Lî (李),s.212
[77] 六甲(liû jiâ):甲子(jiâzı):altmış
yıllık döngü,甲寅(jiâyın):
altmış yılın elli birinci yılıyla başlayan döngü,甲辰(jiâchen): altmış yılın kırk birinci
yılıyla başlayan döngü,甲午(jiâwü): altmış yılın otuz birinci yılıyla başlayan döngü,甲申(jiâshen):
altmış yılın yirmi birinci yılıyla başlayan döngü,甲戌 (jiâxü): altmış yılın onbirinci
yılıyla başlayan döngü.
[78] Li
(李),s.211
[79] Chen
(陈),s.43
[80] Li (李),s.222
[81] Chen (陈),s.43
[82] Huâng (黄) ve Liâo
(廖)s.
219
[83] Li (李),s.94
[84] https://baike.baidu.com/item/%E5%AF%B9%E5%81%B6/3590947
erişim tarihi: 02.05.2018
[85] Chen (陈),s.44
[86] Lî 李,s.253-254
[87] Chen (陈),s.44
[88] Nânshı (南史):Güney
Hanedanlığı tarihi. M.S. 659 yılında Tang Hanedanlığı döneminde Li Yanshou
tarafından yazılmıştır. 170 yıllık tarihi olaylar kaydedilmiştir. Yirmi dört
tarih kitabındandan biridir.
[89] Shi jıng (诗经):Şarkılar
Klasiği, Konfuçyüs tarafından yeniden derlenmiş olan antik dönem şarkılarının
(M.Ö. 11yy. ile M.Ö. 6.yy ) bulunduğu kitaptır.
[90] Shı ji (史记):Si Maqian
tarafından (M.Ö. 109 一
M.Ö. 91) yılları arasında yazılan ilk tarihi eserdir.
Huangdi’den başlayıp Si Maqian’in
yaşadığı dönemine kadarki tarihi olayları anlatan eserdir. Yirmi dört tarih
kitabının ilkidir.
[91] Jiûtâng Shü (旧唐书):Eski Tang
Kitabı, Tang Hanedanı hakkında bilgiler içeren tarihî kitaptır. Liuxu
tarafından M.S. 945 de yazılmıştır.
[92] Li(李),s.154
[93] Wolfram Eberhard,
Çin Simgeleri Sözlüğü, (Çev. Prof. Dr. Aykut Kazancıgil - Ayşe Bereket),
Kabalcı Yayınevi, İstanbul, 2000, s.134
[94] Eberhard, Çin
Simgeleri Sözlüğü, s.135
[95] Zuoquan Nıng (佐权 宁),“Lûn Hânyû
zhöng Meinülei Chengyû de Wenhuâ Tezheng 论汉语中美女 类成语的文化特征”,Hunan Keji Daxue Xuebao
(Shehui K^xue ban )湖南科技大学学报(社会科学版), Cilt.13,
Sayı.6, Kasım, 2010, s.116
[96] Nıng 宁,s.117
[97] Liji (礼记):Liji veya
"Ritler Klasiği" Konfüçyüscülüğün temelini oluşturan ve kaynak
metinleri sayılan Beş Klasik'ten biridir.
[98] Sun (孙),s.6
[99] Nıng (宁),s. 117
[100] Cun (寸):1 cun 3.333
cm’ye tekabül eden Çin geleneksel uzunluk ölçü birimidir.
[101] Eberhard, Çin
Simgeleri Sözlüğü, s.342
[102] Nıng (宁),s.117
[103] Eberhard, Çin
Simgeleri Sözlüğü, s.167
[104] Eberhard, Çin
Simgeleri Sözlüğü, s.235
[105] Eberhard, Çin
Simgeleri Sözlüğü, s.230
[106] Eberhard, Çin
Simgeleri Sözlüğü, s.275
[107] Eberhard, Çin
Simgeleri Sözlüğü, s.330
[108] Sun (孙),s.46
[109] Eberhard, Çin
Simgeleri Sözlüğü, s.33
[110] Eberhard, Çin
Simgeleri Sözlüğü, s.33
[111] Hân Cheng Di -汉成帝 genel
olarak bilinen adı 刘骜
Liû âo’dur. Batı han hanedanlığının on ikinci hükümdarıdır. M.Ö 51-
M.Ö.7 yılları arasında yaşamıştır.
(https://baike.baidu.com/item/%E5%88%98%E9%AA%9C/1637782?fromtitle=%E6%B1%89%E6%88
%90%E5%B8%9D&fromid=979765
Erişim Tarihi 24.07.2018)
[112] Zhâo Feiyân
赵飞燕 M.Ö.45
- M.Ö.7 yılları arasında yaşamıştır. Han imparatoru 刘。骜 Liû âo’nun ikinci eşidir. (https://baike.baidu.com/item/%E8%B5%B5%E9%A3%9E%E7%87%95/40226
Erişim Tarihi 24.07.2018)
[113] Tâng Xuânzöng
唐玄宗 M.S.685
- 762 yılları arasında yaşamış olan Tang hanedanı hükümdarıdır.
(https://baike.baidu.com/item/%E6%9D%8E%E9%9A%86%E5%9F%BA/274734?fromtitle=%E5%94%
90%E7%8E%84%E5%AE%97&fromid=171413
Erişim Tarihi 24.07.2018)
[114] Yâng Yûhuân
杨玉环 Çin
antik döneminin dört büyük güzelinden biridir. M.S.719 - 756 yılları arasında
yaşamıştır. Yâng Guifei 杨贵妃 olarak da bilinir. Tang hanedanlığı hükümdarı olan Tâng
Xuânzöng
唐玄宗 ’un
cariyesidir.
(https://baike.baidu.com/item/%E6%9D%A8%E7%8E%89%E7%8E%AF/403348
erişim tarihi 24.07.018)
[115] https://baike.baidu.com/item/%E7%87%95%E7%98%A6%E7%8E%AF%E8%82%A5
Erişim Tarihi 24.07.2018
[116]花黄: sarı çiçek
:antik dönemde kadınların alınlarını boyamak için kozmetik olarak kullandıkları
ürün.
[117] Hikâyeye göre savaş
tanrısı ve çok iyi bir okçu olan Houyi Gök tanrısının isteği üzerine bir gün
karısı Chang’e ile birlikte gök ülkesinden yeryüzüne inerler. Houyi ‘nin
görevini tamamlamasının ardından Gök tanrısının oğulları olan on güneş bir gün
birden gökyüzünde belirir ve tüm canlılara zarar vermeye başlar. Bunun üzerine
Houyi oklarıyla on güneşin dokuzunun vurur ve son kalanı da insanlık için
affeder. Buna sinirlenen Gök tanrısı onların gök ülkesine tekrar dönmelerine
izin vermez. Houyi bu durumu insanlara daha çok iyilik yapmak için kullanmaya
çalışır fakat Chang’e burda olmaktan mutsuzdur. Bunun üzerine Houyi, Kunlun
dağında yaşayan ve gök ülkesine dönmeyi sağlayacak bir ilaca sahip olduğunu
duyduğu Xishan Ana’yı bulur ve ilacı alır. Fakat karısından ayrılmak istemeyen
Houyi ilacı saklar. Houyi’nin evde olmadığı bir gün Chang’e ilacı bulur, içer
ve aya yükselir. Houyi yeryüzünde, Chang’e ise gök ülkesinde yalız ve mutsuz
kalırlar. (http://turkish.cri.cn/chinaabc/chapter16/chapter160110.htm
erişim tarihi 08.10.2018) Çaresiz kalan Houyi, her gün karısını
özler, sonra karısının sevdiği bahçede bir masa hazırlayıp, üstüne Chang'e'nın
en sevdiği tatlı ve meyveleri koyar, Ay'daki Chang'e'yı anar. Halk, Chang'e'nın
cennetteki Ay'a yerleştiğini öğrenince Ay ışığında tatlı ve meyve dolu bir masa
hazırlayıp, iyi kalpli Chang'e'dan mutluluk ve huzurluk diler. O zamandan beri
Ay Bayramı'nda Ay'a tapma geleneği yaygınlaşmıştır. (http://turkish.cri.cn/741/2016/09/18/1s178398.htm
Erişim Tarihi: 08.10.2018)
[118] Eberhard, Çin
Simgeleri Sözlüğü, s.276
[119] Eberhard, Çin
Simgeleri Sözlüğü, s.175
[120] Eberhard,
Çin Simgeleri Sözlüğü, s.176
[121] Qiujû Han (秋菊 韩),“Hânyû
Chengyu Secâi Yânjiû (汉语成语色彩研究)”,Shândöng Dâxue (山东 大学),Shandong 2006 (Yayınlanmamış Yüksek
Lisans Tezi), s.11
[122] Han (韩),“Hânyû
Chengyu...(汉语成语...)”,s.7-17
[123] Wei, Wang 玮,王,“Hânyû Hânyöu
Jîben Yânsecı Dı Chengyû Yû Duiwâi Hânyû Jiâoxue 汉语含有 基本颜色词的成语与对外汉语教学”,Henân dâxue河南大学,Henan
2013, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), s.14
[124] Wang (王),“Hânyû
Hânyöu...(汉语含有...)”,s.20-21
[125] Eberhard, Çin
Simgeleri Sözlüğü, s.176
[126] Eberhard, Çin
Simgeleri Sözlüğü, s.273
[127] Fang Wang (芳王),“Jındâi Zhöngguo Chuântöng Nüxıng Chongbâi Yânjiü (近代中国传统女性崇拜 研究)”,Shandöng Shıfân
Dâxue (山东师范大学),Shandong (山东),(Yayımlanmamış
Yüksek Lisans Tezi), 2010, s.22
[128]仪礼 yı lı : Ru
düşünce ekolünün on üç klasiğinden biridir. İlk bahar sonbahar savaşan
beylikler döneminin ritüel sisteminin derlemesidir. Toplamda on yedi bölümdür.
https://baike.baidu.com/item/%E4%BB%AA%E7%A4%BC/5394977
Erişim Tarihi 04.08.018
[129] Qian
Meng 賽孟,Cong
“ Sâncong Side ” Dâo “ Jûnei"从“三从四德”到“惧内”,Zhönghuâ
Wenhua Luntân 中华文化论坛,2013, sayı:3, s.96
[130] Hatice
Köroğlu, “19. Yüzyılda Kore’de Batılılaşma Hareketi ve Kadın
Statüsü",Erciyes
Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı:27, 2009 s.187
[131] Claudine
Sagaert, Kadın Çirkinliğinin Tarihi, (Fransızcadan Çeviren Serdar
Kenç), Maya Kitap, İstanbul, 2017, s.97
[132] Lû
Xûn 鲁迅 1881
- 1936 yılları arasında yaşamış olan ünlü Çin edebiyatçısı ve düşünürüdür.
[133] Li
Lı 莉李,“Zhöngguo
Chuântöng Dı Hunyın Jiatıng Wenhuâ Dui Nuxing Shehui Cûnzâi Dı Yingxiang中国传统的婚姻家庭文化对女性社会存在的影响”,ZhSnghuâ Nizi
XuUyudn Shandong Fenyuân Xuebao 中华女子学院山东分院学报,Temmuz
2000, sayı.48, s.42
[134] Lı 李,Zhöngguo
Chuantöng dı 中国传统的...s.44
[135] Lı 李,Zhöngguo
Chuântöng dı 中国传统的...s.43
[136] Sagaert,
s.96
[137] Yang
Guifei 杨贵妃 m.s.719-756
yılları arasında yaşamıştır, hükümdar Tang Xuanong’un cariyesidir.
[138] John
Keay, Çin Tarihi (Çev. Neşe Kars Tayanç - Dinç Tayanç) İnkılap
Kitabevi, İsanbul 2011, s.273
[139] Keay,
Çin Tarihi, s.273
[140]Helmut
Uhlig, İpek Yolu -Çin ve Roma Arasında Eski Dünya Kültürü Çev.
Alev Kırım, Okyanus Yayıncılık, İstanbul, 2000, s.125
[141]Bâo
Si 褒姒 Zhou
Hükümdarı You'nun cariyesi-ünlü Çinli güzellerinden biridir.
[142] Lı
Jı 马骊女姬 İlkbahar
- Sonbahar döneminde Jin Xiangong’un cariyesidir.
[143] Xiâojiân Wang 小健王,“Zhöngguo
Gûdâi Xingbie Jiâose Dı Fenhuâ Jıqı Shehuihuâ 中国古代性别角 色的分化及其社会化”,Shânxı Shıfân Dâxue 陕西师范大学,Shanxi
2006 (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), s.217
[144] Wolfram Eberhard,
Çin Tarihi, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1995, s.100
[145] Uhlig, s.125
[146] Eberhard, s.90
[147] Tamara Jacka, Women's Work in Rural China,
Cambridge University Press, Newyork, 1997, s.22
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar