Print Friendly and PDF

Tanrı Hamurumu Aşkla Yoğurdu Benim

 



CLXXXV

Gönlümde şu niyet var: Bir ateş tutuşturayım; huzurunda ölmeyeni öldürüp geçeyim.

Aklın yayını kırayım da akıl da bilsin ki eşim, örneğim yok, eşsiz, örneksizlere padişahım ben.

Zaten kim senin bakışına nail oldu da eşsiz, örneksiz bir hale gelmedi? Şu yıkık dökük gönlüm define yeri oldu gitti.

Ben nerdeyim, padişahlıkla övünmek nerde? Yoktukta, yoksullukta yok-yoksul biriyim, yoksulların da düşkünüyüm ben.

O kişiyim ben ki adımı sen takarsın, benim bir şeycikler bildiğim yok; yalnız senin tutsağın oldukça beylerin de beyiyim, bunu biliyorum.

Tutsaklıktan da, beylikten de öte bir başka durak var mademki; yokluğa erip de yok olunca bu iki sıfattan da kaçıyorum o yüzden.

Gece oldu mu bey de yok olur, tutsak da; uykuya daldı mı tutsak, tutsak olduğunu bilmez bile.

Gece, beylerin beyliklerini uykuyla ödünç alır; fakat aşk hiç uyumaz, ben de aşka tutulanlardanım.

Güneş’e bak hele; bir günlük padişah o; Ay da ben vezirlerdenim diye yanıp yakılır, eriyip gider.

Ben aşkla pişmiş, olmuşum; ne hamım, ne ham tamahlara kapılmışım; Tanrı hamurumu aşkla yoğurdu benim.

Birinin hamurunu Tanrı yoğurursa nerden ham kalacak o? Maya kabul eden hamurum, mayasız, bulamaç hamur değilim ben.

Gökleri yaratan, nasıl olur da bulamaç halinde bırakır? Gökteki yıldızlar gibi ben de her yanı aydınlatanlardanım.

Ne vakte dek kendine ad takıp duracaksın? Sus artık; ben de ihtiyarım, ihtiyarlardanım, pirlerdenim demek, çocukluktur zaten.

 

Kaynak: Cilt 3

Mevlânâ Celâleddin-Divân-ı Kebîr-Hazırlayan : Abdülbâkiy GÖLPINARLI

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar