Print Friendly and PDF

İran Devrimi ile Devrimlerde Bilinmeyen Bir Yön

 


Devrimler ve büyük değişimler, gelecekte kontrol edilmesi imkansızlaşacak medeniyet guruplarını yahut  milletleri sindirmek için gizli güçler tarafından yapılmıştır.. Amerika, yüzyıl geçse devrim olmaz. Orada bir medeniyet ve kültür yoktur. Fakat  Rusya’da olmuştur, Çin’de olmuştur. Sayıları o kadar çok ki…

İran Devrimi de İslam adına diye belki sessiz kalıyoruz ama…sonuçta Pers İmparatorluğunun devamı olan bir medeniyet eritilmiştir.  Aşağıdaki hatırat bunu dile getiriyor.  Rıza Pehlevinin eşi Farah anlatıyor.

Festivalin, genç oyuncuların kurdukları küçük tiyatro gruplan için de çok yüreklendirici bir işlevi vardı, bu gençler bütün bir yıl hazırlandıkları oyunları Şiraz'da sergileme fırsatını buluyorlardı. Ali Asker Bahari, Hasan Karai gibi müzisyenler ya da Tae lsfehani, Siyavuş Sacaryan gibi şarkıcılar da geleneksel musikimizi unutulmaktan kurtarıyorlardı.

Akşam, onları dinlemek için, Hafız'ın o harikulade güzel bahçe içindeki mezarının etrafında toplanıyorduk. Bahçeye sıralar, halılar, minderler yerleştiriliyordu ve ortalık karardığında yolun iki tarafına küçük mumlar konuyordu. O kadar çok insan geliyordu ki kalabalık parka sığımıyor, sokağa taşıyordu!

Yabancı konuklar ve İranlılar derin bir duygu birlikteliği içinde yan yana oturuyor, ruhumuzdaki gizemin yeniden doğuşuna tanıklık etmenin büyüsünü yaşıyorduk. Ben en çok böyle akşamları seviyordum!

Uzun seneler sonra, Amerika'da sürgünde yaşamak zorunda kalan, Irak Savaşı'nın avcı pilotlarından Mahmut ile tanıştığımda, büyük bir içtenlikle bana şunları söylemişti:

"Majeste, size duyduğum derin sevgi Şiraz Festivali döneminde, Hafız'ın mezarı etrafında geçirdiğimiz bir gece başlamıştı. Ben sokakta, kaldrımda oturmuş, geleneksel müziğimizi dinlemekteydim. Ayağa kalktığım bir sırada sizi gördüm: ön tarafta, kalabalığın içindeydiniz ve orada olmaktan çok mutlu görünüyordunuz. Resmi kimliğinizi bir tarafa bırakmıştınız, halkla iç içeydiniz. İşte o anda birbirimize ne kadar yakın olduğumuzu, kültürel köklerimizin bizi nasıl güçlü bir şekilde birbirimize bağladığını hissettim."

 Pek çok genç sonradan bana eğer Şiraz Festivali olmasaydı kendilerinin hiçbir şekilde sinema, tiyatro ya da müzik eğitimi almayı akıllarına bile getirmeyeceklerini anlattılar. Festival esasen İran'ın ve diğer ülkelerin geleneksel sanatlarının tanıtılmasına adanmıştı. Bununla beraber Şiraz, insanların düşüncelerini biraz sarsabilecek bir fikir laboratuvarı oldu, o derece ki, festivalin İslami tepkinin yuvası olduğunu ve böylece şahlık rejiminin devrilme nedenlerinden birisini oluşturduğunu iddia edenler bile çıktı.

**

Farah Pehlevi'nin kişisel öyküsü kadar, Şah döneminde gerçekleştirilen reformların bir karşı devrim süreciyle tümden yok edildiği dönemin hikayesinin de okurlar için ibretle dolu olduğuna inanıyorum.

Kaynak: Farah Pehlevi- Anılar/(Farah Pahlavi - Memoires) Fransızcadan Çeviren: Rukiye Öke2004, İstanbul




Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar