Kayıtlar

Tek bulayım Mevlâ seni

Resim
  Müstefilün / müstefilün / müstefilün / müstefilün   Yandır Halil asabını Hâkister et can u teni ‘Âşık n’ider onu bunu Tek bulayım mevlâ seni   Dilersen bezm-i nâr at Yandurub yak teni Zâr et gülşeni gel gülü hâr et Tek bulayım mevlâ seni   Yüz karasıdır südumuz Yansın dili bı-düzumuz Sensin bizim maksudumuz Tek bulayım mevlâ seni   Ben râzıyım yâ rabb sana Her ne gelür senden bana Bin cânım olursa fedâ Tek bulayım mevlâ seni   Derviş Hüsam’a kıl meded Babından itme anı ret Dolsun derûna ‘aşk-ı derd Tek bulayım Mevlâ seni Şeyh Hüsâmeddîn- Uşşâkî  

Tecelliyât-i mir‘ât-i Hudâ’yız

Resim
  Mefâîlun / Mefâîlun / Feûlun Ezelden derd-ı ‘aşka mübtelâyız Hulûsâne anunla âşinâyız Gönül âyinesini eyledin sâf Tecelliyât-i mir‘ât-i Hudâ’yız Visâlinden gönül mehcur olur u Hakikat mazhar-ı feyz-i ziyâyız Biz ol ‘ankâ-humâ pervâz-i ‘aşkız Ki bizler tâ‘ir-i evc-i ‘alâyız Husâmi biz muhibb-i hânedânız Kuluz biz bende-i âl-i ‘abâyüz   Şeyh Hüsâmeddîn- Uşşâkî

Sa‘dî Şirazi… Gülistân

  Sa‘dî’nin 656/ 1258 yılında yazmış olduğu “Gülistân” adlı eserde nazım ve nesir bir arada bulunmaktadır. Kitabın başında münacat, na’t, Ebû Bekir Sa‘d b. Zengî’ye övgü ve “Gülistân”ın yazılma sebebi yer almaktadır. Sekiz babdan oluşan bu eserin birinci babı “Padişahların Hayat Tarzı” hakkındadır. İlk hikâyesinde Sa‘dî, ortalığı karıştıracak doğrunun bir kişinin yararına olan yalandan daha iyi olduğunu anlatmaktadır. Aynı hikâyede, Âl-i İmrân suresinin yüz otuz dördüncü ayetinde buyurulduğu üzere: “O takvâ sahipleri ki, bollukta da darlıkta da Allah için harcarlar; öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah da güzel davranışta bulunanları sever.” Esirin affedilmesini sağlayan vezirin padişaha söylediği sözle Sa‘dî bu ayete şu şekilde gönderme yapmaktadır: ** Seçilmiş Beyitler Ey dünya padişahı, o, öfkelerini yenerler ve insanları affederler.    ** “Çocuk ancak tevhit fıtratı üzerine doğar. Sonra anne-babası onu Yahudi veya Hristiyan yahut Mecusi yapar.” **

Sa‘dî Şirazi… Bûstân [Bostan]

  Sa‘dî’nin “Bûstân” adlı bu eseri, mesnevî nazım şekli ile 655/1257 yılında yazılmış manzum bir eserdir. Yaklaşık 5000 beyitten oluşmaktadır. Sa’dî-nâme adıyla da zikredilen bu eser Firdevsî’nin “Şehname” eserinindeki “Feûlun, feûlun, feûlun, feûl” vezni ile aynı vezindedir. Kitabın başında münâcât ve peygambere övgü, kitabın nazmedilme sebebi, Ebû Bekir Sa‘d b. Zengî’ye ve torunu Muhammed b. Sa‘d b. Ebû Bekir’e övgü yer almaktadır. Seçilmiş Beyitler Halkın başına Allah’tan korkanı ata Çünkü sakınan kişi mülkün mimarıdır. Senin çıkarını halka eziyette arayan senin kötülüğünü ister halkın kanını emer. ** Dünyaya gelip de kalan çıkmadı daha Kişinin iyi adı kalıcıdır ancak. ** Kurdun başını önceden koparmalı Halkın konarını yedikten sonra değil. ** Bir insan bütün âlemin padişahı olsa da Zenginin malını alırsa dilencidir. ** Hükümdar üzerinde ziynet olması çirkindir Halkın kalbi düşkünlük içinde yaralıyken. ** Düşman aman dilerse keremi meslek ed