Ey Eşi, Dengi Bulunmaz Can Bağışlayıcı
14
Ey
ansızın kopuveren kıyamet ,ey sonsuz rahmet, ey düşünceler ormanını yalım-yalım
saran ateş.
Bugün
gülerek geldin. Bugün zindana âdeta bir anahtar gibi gelip çattın. Muhtaçlara
Tanrı lûtfu, ihsanı gibi geliverdin.
Güneşe
perdeci sensin, ümit bağlanacak, güvenilecek er sensin, istenecek şey de
sensin, istiyen de sen. Hem başlangıçsın sen, hem sön.
200.
Gönüllerde belirmişsin, düşünceleri bezemişsin. Hem kendin dilek dilemişsin,
hem kendi kendinin, dileğini vermişsin.
Ey
eşi, dengi bulunmaz Can bağışlayıcı, ey bilginin de tadı tuzu, bildiğini
tutmanın da çeşnisi, lezzeti. Senden başka ne varsa bahanedir, düzendir; onlar
hastalıktır, sense ilâçsın.
Biz
o düzene kapılmışız da şaşılaşmışız, suçumuz olmadığı halde kinlere düşmüşüz;
gâh kara gözlü hûrilerin sarhoşu kesilmişiz, gâh ekmeğin, çorbanın sarhoşu.
Sen
şu sarhoşluğa bak da bırak akli; şu mezeyi seyret te bırak mezeyi. Bir parça
ekmekle yemek, deymez bunca maceraya atılmıya.
O gözlere görünmiyen usta, seni işe koşar
da yüz çeşit, renk renk tedbirlere düşersin, aydınlıklara kavuşursun,
karanlıklarda kalırsın, bu arada savaşlara bile katlanırsın.
Ey
ulu er, gizlice bur kulağını canın, candan, gönülden rabbim, sen beni kurtar de
de bahaneler bul, kesil halktan; andolsun Tanrı'ya, bunların hepsi de asılsız
şeylerdir.
Sus
artık, acele işim var, bayrağın altına gittim; kâğıdı bırak, kalemi kır, sâki
göründü, gelin gelin. [1]
[1] Cilt 1, Gazel, 14
Mevlânâ Celâleddin-Divân-ı Kebîr-Hazırlayan :
Abdülbâkiy GÖLPINARLI, İstanbul Remzi Kitabevî , Yükselen Matbaası İstanbul —
1957
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar