Print Friendly and PDF

Ey Işığı Perdeler Ardından Gelen Sevgili

 


7

Ey ışığı perdeler ardından gelen sevgili, ışığın, hararetin yaz mevsimi bize. Bizi al, yaz mevsimi gibi gönlümüz ateşli, tâ gül bahçemize dek çek, götür.

*        Ey can gözünün tutyası, nereye gittin ki? Gel gel de tandırımızdan rahmet suları kaynasın.

Gel de çorak yerler yeşersin, mezarlar bahçe haline gelsin, koruklar üzüm olsun, ekmeğimiz pişsin.

Ey can güneşi, ey gönül güneşi, ey güzelliğiyle güneşi bile utandıran güzel, gel de bir gör, şu balçık, canımızı nasıl tutmuş bırakmıyor.

Yüzünün lûtfuyla nice defalar tikenler gül bahçesi kesildi de imanımıza yüzbinlerce ikrar bağışladı.

Ey ebedî aşk, canımızı şu zindandan kurtarıp tek Tanrı'ya götürmek için şu kalıptan ne de hoş yüz gösterdin.

Ey ışıklar saçan sabahımız, gam zamanında neşe yarat, gecenin içinde bir gündüz, görülmemiş, eşsiz, şaşılacak bir gündüz belirt.

Katır boncuğunu inci haline getirirsin; Zühre’nin ödünü patlatırsın; malı-mülkü olmayanı padişah yaparsın, aşk olsun sana ey padişahımız.

Nerde o gözler ki izinin tozunu görsün. Nerde bizim delilimizi duyacak kulak, burhanımızı anlıyacak akıl?

130. Gönül o şeker kamışının güzelliğini görür de lûtfunu, ihsanını sayıp dökerse tat, lezzet, her dişimizin dibinden nâralar atmaya başlar.

*  Cüzler, külle gidiyor, reyhan reyhana, gül güle kavuşuyor, herşey, tikenliğimizin hapishanesinden kurtuluyor diye can ülkesinden davul sesleri geldi işte..[1]

                      



[1] Cilt 1, Gazel,7

Mevlânâ Celâleddin-Divân-ı Kebîr-Hazırlayan : Abdülbâkiy GÖLPINARLI, İstanbul Remzi Kitabevî , Yükselen Matbaası İstanbul — 1957

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar