Yaşlı Gözlerim O Cemali Görmeyecekse Cennet Yaramaz Bana
9
A
gönül, o kusurlara karşılık özür dilemek için neler düşünmüşsün? Ondan bunca
vefalar gelmede, sendense bunca cefalar.
Ondan
bunca keremler, sendense aykırı, ileri-geri işler. Ondan bunca nimetler,
sendense bunca hata.
Senden
bunca haset, bunca kötü düşünce, kötü sanı; ondansa bunca ihsan, bunca lütuf,
bunca vergi.
Bunca
ihsan niçin? Acı canın tatlılaşsın, güzelleşsin diye. Bunca kendine çekiş
neden? erenlere ulaşsın, onlara katılsın diye.
Kötülüğe
pişman oluyor, Allah demeye başlıyorsun ya; işte o zaman seni belâdan kurtarmak
için kendisine çeken o.
Yaptığın
suç yüzünden korkuyorsun, kurtulmaya çareler soruyorsun ya, o anda seni
korkutanı ne diye kendinde görmezsin?
* Senin gözünü bağladıysa elinde bir mühre
gibisin, gâh yuvarlar seni, havaya atıp atıp eğlenir.
Gâh
yaratılışına, tabiatına bırakır; gümüş, altın ,kadın sevdasına düşersin; gâh da
olur, canına, Mustafâ'nın hayal ışığını saçar, aydınlanırsın.
.
Bu yana çeker, iyi adamlara katar. O yana çeker, kötülere ulaştırır; şu
girdaplardan ya geçirir gemiyi, ya da girdaba atar, kırar dağıtır.
150.
* Gizli-gizli o kadar dua et, geceleri o kadar ağla, inle ki sonucu yedi kat
gökten kulağına bir sestir, gelsin.
* Şuayb'ın feryadı, çiy taneleri gibi
döküp durduğu gözyaşları, sonucu haddi aştı da seher çağı kulağına bir sestir
,geldi:
Suçluysan
bağışladım, yarlığadım suçunu. Cennet diliyorsan verdim, sus artık, bırak şu
duayı.
* O dedi ki: Ne bunu istiyorum, ne onu;
apaçık Tanrı cemalini istiyorum; yedi deniz ateş olsa ona kavuşmak için dalar
geçerim.
O
cemalden mahrum edip tapından sürdüysen, yaşlı gözlerim o cemali görmeyecekse
cennet yaramaz bana, işim yok orda, cehennemde kalmam daha iyi bence.
Bari
az ağla dediler, gözlerin bozulmasın; ağlayış haddi aşarsa göz görmez olur.
İki
gözüm de dedi, sonunda görecekse onu ne diye kör olacağım diye gam yiyeyim, her
cüzüm göz kesilir.
Fakat
gözlerim onu görmekten mahrum olacaksa mademki dosta layık değilmiş, varsın,
kör olsun.
Dünyada
herkes sevgilisine can verir; fakat birinin sevgilisi kan tulumundan ibarettir,
öbürünün ki güneştir, ışıktır.
Mademki
herkes, kendince iyi kötü, bir sevgili seçer,- kendimizi bir yok için yok
etmemiz yazık değil mi?
160.
* Bir gün birisi Bâyezîd'e bir yolda yoldaş oldu. Bâyezîd, a kötü kişi dedi,
işin gücün ne?
Adam,
eşekçiyim dedi, ona kutum, köleyim ben. Bâyezîd, yürü dedi, sonra da yarabbi
dedi, sen bu adamın eşeğini gebert de, Tanrı kulu olsun...[1]
[1] Cilt 1, Gazel, 9
Mevlânâ Celâleddin-Divân-ı Kebîr-Hazırlayan :
Abdülbâkiy GÖLPINARLI, İstanbul Remzi Kitabevî , Yükselen Matbaası İstanbul —
1957
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar