Print Friendly and PDF

Hâfız-ı Şîrazî’den



Bir hırkam vardı yüz ayıbımı örterdi
Hırka şarapla çalgıcıya rehin gitti, zünnar kaldı elimde
(gazel 178)
“Hâfız’ın cenazesine adım atan yok ne yazık
Gerçi günaha dalmış halde cennete yollandı”
(gazel 79)
Allah için pek az otur Hırkalılarla
Düzensiz rindlerden yüzünü gizleme
Bu hırkada nice lekeler var
Ne mutlu şarap satanların giysisine
[gazel 386]
شب تاریک و بیم موج و گردابی چنین هایل
کجا دانند حال ما سبکباران ساحلها  
Gece karanlık, dalga korkusu ve böyle korkunç bir girdap
Nerden bilecek halimizi sahildeki yeğniler
[gazel 1]
Gözden ırak sevgili, arkadaş oldun gönlüme
Dua ediyorum, övgüler gönderiyorum sana
Kendi yüzünde Allah’ın sanatını seyret
Allah’ı gösteren ayna gönderiyorum sana
[gazel 90]
حافظ آب رخ خود بر در هر سفله مریز
حاجت آن به که بر قاضی حاجات بریم
Hâfız yüzsuyunu her sefihin kapısına dökme
En iyisi haceti götürelim hacetler gören Rabbe
[gazel 373]
ندیدم خوشتر از شعر تو حافظ
به قرآنی که اندر سینه داری
Göğsünde taşıdığın Kur’an sayesinde
Şiirinden güzelini görmedim Hâfız
[gazel 447]
چو بید بر سر ایمان خویش میلرزم
که دل به دست کمان ابروییست کافرکیش
İmanımın üstüne söğüt gibi titrerim
Çünkü gönül keman kaşlı bir kâfirin elinde
[gazel 290]
گناه گر چه نبود اختیار ما حافظ
تو در مقام ادب باش وگو کناه من است
Günah bizim irademizde değilse de Hâfız
Sen yine de edepli ol deki günahımdır benim
[gazel 53]
وفا کنیم و ملامت کشیم و خوش باشیم
که در طریقت ما کافریست رنجیدن  
Vefa gösterip melâmet çekelim, hoş olalım
Çünkü tarikatımızda kâfirliktir incinmek
[gazel 393]
در ازل پرتو حسنت ز تجلی دم زد
عشق پیدا شد وآتش به همه عالم زد
جلوه ای کرد رخت دید ملک عشق نداشت
عین غیرت از این آتش و بر آدم زد
Ezelde güzelliğinin sırrı tecelliden dem vurdu
Âşk ortaya çıktı bütün âlemi tutuşturdu
Yüzün bir göründü baktı melekte aşk yok
Kıskanıp ateş kesildi, Âdem’i tutuşturdu
[gazel 152]
میان عشاق و معشوق هیچ حایل نیست
تو خود حجاب خودی حافظ از میان بر خیز
Âşıkla mâşûk arasında hiçbir engel yok
Sen kendi kendine engelsin, kalk aradan Hâfız
[gazel 266]
Korkarım hesap gününde daha kârlı olmayacak
Şeyhin helâl ekmeği bizim haram suyumuzdan
[gazel 11]
در راه عشق مرحله قرب بعد نیست
می بینمت عیان و دعا می فرستمت
Aşk yolunda uzaklık yakınlık diye bir şey yok
Seni ayan görüyorum, dua gönderiyorum sana
[gazel 90]
چه گویمت که بمیخانه دوش مست و خراب
سروش عالم غیبم جه مژده ها داد است
Sana niçin söyleyeyim dün gece meyhanede körkütük sarhoşken
Gayb âleminden gelen meleğin ne müjdeler verdiğini
[gazel 37]
الا یا ایها الساقی ادر کاسا و ناولها
که عشق آسان نمود اول ولی افتاد مشکلها
Sâkî kadehi gezdir bana da ver
Aşk önce kolay göründü fakat sonra sökün etti güçlükler
[gazel 1] Gothe’yi hayran bırakan beyit
RİNDLERİN ÖLÜMÜ
Hâfız’ın kabri olan bahçede bir gül varmış;
Yeniden hergün açarmış kanayan rengiyle;
Gece bülbül ağaran vakte kadar ağlarmış,
Eski Şîrâz’ı hayal ettiren ahengiyle.
Ölüm asude bahar ülkesidir bir rinde;
Gönlü her yerde buhurdan gibi yıllarca tüter.
Ve senin serviler altında kalan kabrinde
Her seher bir gül açar, her gece bir bülbül öter
[Yahya Kemal]
 Ya Rab ne eksilirdi rahmetinden
Ya dehre gelmeseydim, ya âşık olmasaydım.
[Peyâmî Safâ/ “Mahşer”]
Hâfız-ı Şîrazî’den Fal bakmak

Hâfız’ın dîvânı çok eski bir gelenek olarak İran’da Hâfız falı fal kitabı olarak da
kullanılmaktadır. Falını öğrenmek isteyen kişi, dîvânı eline alıp bir tür tekerlemeye
benzeyen,
“Ey Hâfız-ı Şîrâzî/ Ber ma nazar endâzî/ Men tâlib-i yek fâlem/ Tû kâşif-i her
râzî”
(Ey Şîrâzlı Hâfız! Bize bakmaktasın. Ben bir sır istiyorum, sen ise bütün sırları
açıklıyorsun)
cümlelerini söyledikten sonra açtığı dîvânın sağ veya sol sayfasını falı
olarak kabul eder ve o sayfadaki gazelden kendi davranışlarıyla ilgili sonuçlar çıkarır.

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar