Deccal ve Şeytanın Savaşı 4
TheProphecy: Uprising (2005)
88 dk
Senaryo:GregoryWiden, John Sullivan, JoelSoisson
Ülke:ABD
Tür:Gerilim, Aksiyon, Fantastik
Vizyon Tarihi:07 Haziran 2005 (ABD)
Dil:İngilizce, Romence
Müzik:JosephLoDuca
Çekim Yeri:Bucharest, Romanya
Nam-ı Diğer:Prophecy: Revelation | TheProphecy 4
Oyuncular: John
Light, SeanPertwee, Dan ChiriacBorisPetroff
Devam Filmleri
1995 - Kehanet
(27,773)6.5
1998 - Tanrı'nın Ordusu 2
(6,774)5.8
2000 - Tanrı'nın Ordusu 3
(4,777)5.6
2005 - TheProphecy:
Uprising
Özet
TheProphecy
serisinin dördüncü filmidir. İlk üç filimde Gabriel rolündeki ChristopherWalken
bu filmde yer almıyor. Bu bölümde
melekler arasındaki savaş hikâyesi devam ediyor. İlk savaşta Lucifer
gökten atılmıştı ve cehenneme giriş nedeni olmuştu. Her zaman olduğu gibi bu
seferde melekler iki guruba ayrıldılar: insanlardan nefret eden ve Tanrı'nın
lütfundan düşmelerini isteyen bir grup ve insanlara yardım eden ikinci bir
grup.
Simon ile
Lucifer bir yerde dünya düzeni için Belial’e karşı birleşiyorlar .FilmdeLexicon
adlı eski dini bir el yazması var.
Allison eline geçiyor. Asıl önemli olan LexiconAllison eline geçtiğinde,
gizemli metni kendini yazmaya devam
etmesidir. Bu kişi gelecek dünyaya hükmeden kişi demektir. Lucifer lejyonundan
olan Belial ise buna karşı bir isyan hareketine geçer ve destansı bir doğaüstü
savaş başlar.
Yorum
Bu film diğer üç filmi seyretmeden seyredilebilir. Ancak kalp
çıkarmaların ve meleklerin hareketlerini çözmek için ön bilgi olmayınca
anlaşılma sorunu çıkacağından ilk üç filme bakmak bir yerde gerekli.
Diğer üç filmden daha güzel konusu var. Puanının düşük olması diğer filmler
yüzünden seyredilme oranı düşük olmasına neden olmuş.
Fakat alışılmış dışındaki konusuyla yaşadığımız dünyanın gizemini merak edenler
için tavsiye ederim.
Filimde en çok hoşuma giden Lucifer’in dünya düzeninde olumlu tavır
sergilemesi. Hz. Süleymanın bir sözü var. “Dünyada düzen şeytan iledir”Bu film
bu yönden çok hoşuma gitti.
Puanı yüksek vereyim çünkü yaratılış konusuna merak salanlar bu
filmdeki mesajları çözeceklerdir.
Altyazı
Kayıp bir ruhu aramak için
buradayım.
Kahramanlarla işim yok.
Daha basit insanların hayatıyla ilgileniyorum.
Geride kalanların.
Merhaba Serban.
Beni hatırladın mı?
Dur sana sorayım.
Bugün nasıldık?
İşte sana bir soru, Burada
ne oldu?
Serban.
Serban, Farkına varmalısın, Serban.
Bu beni rahatsız ediyor.
Bir alete ihtiyacım var.
Endişelenmem gereken bir şey
daha var.
Şşşş, sakin ol.
İyi çocuk, şimdi
Başka neyin var?
Yine mi?
Şöyle göstermeyi bırak artık.
Kendimi ucuz hissettiriyor.
Hepsi bu mu?
Söz mü?
Peki o zaman, Sanırım bu akşamki transfer tamamlandı.
Serban, - Görüşürüz, - Aah!
Söyle bana.
Gerçekten hayat gözlerinin
önünden geçiyor mu?
Bilmem lazım.
Bir sonraki sefere kadar
Serban, İnan bana sonraki sefer olacak, Buna güven.
Psst!
Çık arabamdan.
Bir şey mi istedin?
- DaniSimionescu?
- Kim bilmek istiyor?
John Riegert, lnterpol,
Amirin tarafından yönlendirildim.
Yüzbaşı Radesgiascu?
Ortaya çıkan dava hakkında
bilgiye ihtiyacım var.
Ve ona göre sen en iyi
adamsın.
Birincisi Londra'da yaşadın.
Yani ağırbaşlısın.
İkincisi şu ki, nasıl
desemsokaklardaki hayatı bilen birisin.
Sahi mi?
- İlgilenmiyorum.
- Daha ne sattığımı
söylemedim.
Şöyle diyeyim, John
Caddelerin ilk kuralı
Malını bil.
Çok fazla araba takibine
çıkmıyorsun sanırım?
Eve gidebilirsin Allison.
Gerçekten, sorun değil.
Benim için.
İyi günler, kilitlemeyi
unutma.
Peder?
Anlat hadi, anlat hadi,
Dünya nasıl sona eriyor anlat Hayır, olamaz.
Peder Constantin?
Oh, Tanrım.
Tekrar Bükreşe neden geldin?
- Dosyamı okuduğuna eminim.
- Burada doğduğun yazıyor.
Ama ilk izlenimime göre, pek
de duygusal bağın yok gibi.
Ailen 6 yıl önce gizli
servis tarafından öldürüldü.
Bir çocuk için kötü anılar
olmalı.
Eminim.
Tekrar gelip değişiklikleri
görmek garip olmalı.
Bak, sanırım seni
anlamıyorum.
Ve bu?
Büyük ihtimalle cinayet.
Polis.
Yukarıdan düştü.
Polis, dağılın.
Öl için para bırakmak
gelenek mi?
EVet, bu doğru.
Cennete giden yolun bilet
parası.
Quaint, Onuonu tanıyordum.
O
o arabulucuydu.
Onu bir kaç kez yakaladım.
Tanrım, Kalbine ne oldu?
- İyi misin?
- Evet, iyiyim.
- Emin misin?
- Lanet olsun.
İyiyim dedim ya!
Kalp düşmeden önce
kaybolmuş.
Bu davanın parçası, değil mi
John?
Hey, beni vurma.
Kilisedeyiz.
Afedersin.
Ortağın kim Dani?
John Riegert, lnterpol,
Mironlordache, Ve bu da, ValimoranaBadila, Sen bize LaurelHardy de.
Herkes öyle der.
Büyük bir güvercin.
Uzak dur.
Yardım bulacağım.
Ne?
Yardım bulacağım tamam mı?
Burada kal.
Sağol.
Kahretsin, kahretsin -
SerbanBachu, - Sakıncası yoksa?
- Neden olsun?
Serban'ı bir iki kere haptan yakaladın sanırım?
Ama tam delil bulamadık.
Çünkü, bilirsin biraz delil eksikliğine
Doğru.
Rrotissoire nedir?
Rotissoire?
Şimdi, şüpheliyi yakalarsın.
onu epey döversin.
Yara, kesik olmadan.
Sadece biraz iç kanama.
Ama sen zaten bunu
biliyordun.
Değil mi John?
Evet.
Sanırım Serban'ınşikayet dilekçesinde yazıyordu.
müfettişle beraber.
Ben yapmadım.
KAstettiğin buysa John.
Bilirsin.
Ben yüzlerini görmek isterim.
Senin durumundaki bir adama
göre fazla kahraman görünüyorsun.
Bu kadar yeter!
Bak, bir şeyleri açığa
kavuşturalım, Birinin beni kandırmasından hiç hoşlanmam.
O yüzden eğer söyleyeceksen,
yüzüme söyle!
Ya da lanet olası arabamdan
in.
Sanırım suçluluk
hissetmiyorsun, belki biraz moralin bozuldu o kadar.
Kutsal Roma imparatorluğu, Ne kadar sıradan.
Önlüğü sevdim, Belial.
Neğendin mi?
Kendine vücut bulmalısın
Simon.
Onlar ölmek için, gerçekten.
Ye, düzüş, öldür.
Sonra da eve git ve hakkında
şiirler yaz.
Hayır sağol.
Ayartılmaya ihtiyacım yok.
Güzel çocuğum.
Ne kaçırdığını bilmiyorsun.
Sen de.
İlahi söylemek tarzım değil
canım.
Melodi bile söyleyemem ben.
Ee
Dünyanın yarısını, kitabı
aramak için gezdim.
Nerede olduğunu bildiğini
bulmak için.
Ve arkadaş olduğumuzu
sanmıştım.
Senle çok uzun zamandır
arkadaş değiliz, Belial.
Eski huylar.
Hadi, yeni bir gün başladı.
Carpediem falan filan.
İyi iş.
Her zaman maymunun olsun.
Ağır işleri yapsın değil mi?
Önemli olan, doğru maymunu seçebilmek.
Nerede.
Lexicon nerede?
Gitti.
Nerede bilmiyorsun değil mi?
Güvenli ellerde.
O kitabı alacağım Simon.
Allison, ben annen.
Kardeşin Derek'in dediğine
göre yine şehirden ayrılmışsın.
İlaçlarını alman gerek.
Lütfen Allison, oradaysan aç
şu telefonu.
- Lütfen, Allison.
- Yapma.
Seni seviyorum.
O kitap senin için her şey.
EN önemli şey.
Koru onu.
Kafandaki seslere kulak ver
Allison.
Onlara ihtiyacın var.
Biri geliyor.
Yüzünü tanıyınca çok geç
olacak.
Her zaman dikkat çekmemeye
çalışır.
Burada kalamazsın.
Anladın mı?
Seni paramparça edecek.
Söylediğimi anlıyorsan bana
bir işaret ver.
İşte benim kızım.
Burada.
Nerede yaşıyorsun?
Köşeyi döndükten sonra.
İstasyon evinde görüşürüz.
Bam, Ne oldu?
Sanırım parmağımı kestim.
Neden?
Yapmamı söyledi.
Kim?
Siyah paltolu adam.
Seni hastaneye götüreceğim.
Buna inanamıyorum.
Laurel, benim Dani.
John Riegert hakkında,
interpol'den bir yüz araması yap.
Bakalım ne bulacaksın.
O genelde dikkat
- Sabah 8 dedik sanmıştım.
, - Hayır, sen dedin.
Üzgünsün.
Dün gece bir şey mi oldu?
Pek sayılmaz.
Sadece manyağın biri
parmağını kesmiş.
Çünkü biri ona yapmasını
söylemiş.
- Sıradan şeyler yani.
Gerçekten.
, - Güzel.
Hadi devam edelim.
Ne bulduk?
Adı CarmenMacovei,
Silvestru'da ikinci el giysi satıyormuş.
Kocası, üç gün önce
kaybolduğunu bildirmiş.
Sanırım üzerinde çivi
kullanmış.
Güzel temas.
Kalbi aramaya zahmet etme.
Her zaman alır onu.
İnsan ruhunun oturduğu
koltuk diyorlar.
Yardım edebilir miyim?
Peder Constantin.
Nerede?
Üzgünüm.
Onu görmek için hazırlık yapıyoruz.
Ziyaretçi yasak.
Bütün bu ölümler.
Ölülerin daha iyi bir yere
gitmelerine yardım ediyorum.
Al, daha iyi yeri tat
Gloria.
Bende.
Bağışla beni peder.
Günah işledim.
Durmadan.
Ne yapıyorum ben?
Yeni bir takım deniyorum.
- Florin Şşşş.
Şşşş.
Bu doğru.
EVet, evet ben bir polisim.
Güzel, güzel, güzel, güzel.
Neyle?
Ne tür varlıklar?
Hadi Joe, onlara ne diyorsun
bilmek istiyroum.
İyiler mi kötüler mi?
Ne?
Nasıllar?
Ne demek istedin?
Oh, hayır, hayır.
Gitme Joe.
Gitme.
Lanet olsun.
Hey!
Dalmıştın.
Konsantreni bozmak isteme
- Yardım ister misin?
- Eğer meşgul değilsen.
Tamam.
Bak.
Hadi hafızamı tazele.
Ta m olarak nerede kalıyordun sen?
- Seni nereye bırakayım?
- Devam et.
- Evet ama seni son
bıraktığım yer
- Şimdi başka yerde kalıyorum.
Dahi.
Şuraya dön.
Nedir bütün bunlar.
Ya sonra?
Bir levye getir.
Umarım bunun davayla ilgisi
vardır.
Beni duydun mu?
- Burada kimse yok.
, - Olacak.
Tam olarak aradığımız şey
nedir?
Komünistler zamanından kalan
bir parti eviydi burası.
Doğru mu?
Evet.
Ama daha fazlası var.
Değil mi?
AYnı zamanda gizli servis yeriydi.
Dani, Burada ışık fena olmaz.
Sana tam on saniye veriyorum
burada ne yaptığımızı söylemen için.
Yoksa yemin ederim,
gideceğim buradan.
Lütfen profesyonel tavrını
korumaya çalış.
9 .8 . - Geçmiş, bizimle konuşuyor.
- 7 .6 .5 .4 .3 . Onu günü
hatırla, Treptow adında siyah palto, yuvarlak gözlüklü adam vardı.
Bekleme odasında ailenle
tanıştı.
Ailene, darbeci gözüyle
bakılıyordu.
Devlet düşmanları.
Neden suçlandıklarını
bilmiyorlardı.
Ya da kim tarafından.
Ama o anda, bir daha
birbirlerini göremeyeceklerini anladılar.
Bilebilecekleri tek şey,
küçük ve unutulmuş hayatlarının, bir gün acı çeken, bir kızın hayatını
değiştireceğiydi.
Annen daha gençliğini
tamamlamadan öldü.
Küçük kız yüzüne inanılmaz
bir çizik aldı.
Ama o yara onun kurtuluşunu
sağladı.
Hemşire onu acil bakımdan
çıkardı.
Çocuk ertesi gün ülkeden
çıkarıldı.
Bin annenin adına yetim
damgası vuruldu.
Neden o gün infaz edilmedin
biliyor musun?
Anne ve babana kendini
adamıştın değil mi?
Elbette bu yüzden.
- Onları sen çevirdn.
- Hayır.
Ama suçlanamazsın.
Gerçekten.
Küçük bir çocuktun ve sana
okulda öğretileni yapıyordun.
Saklanan düşmanların yerini devlete bildirmek.
Her nasılsa eve yakındılar.
Kimsin sen?
Hala işkencenin acısını
çekiyor musun, günlük hayatında?
Komünizm çökünce buraya
geldiğinde, herşeyinunutlmuş olacağını mı sandın?
Annenin ellerinden söküp
alınmış
O lanet olası şeyler de
neydi öyle?
- Sana söyledim, geçmiş.
- Ne?
Sen ona muhtemelen
hayaletler dersin.
Bu evi anla.
Ölümünü kabul etme, Dani.
Burada yaşanan büyük
kötülükler, her zaman evde yankılanacak.
Buraya geldiğin için sağol.
Başka kimi arardım bilemiyorum.
- Peder Constantine'in
öldüğü gece
- Huzur içinde yatsın
şey, elinde bir kitap vardı.
Bir incil.
Ama orada yazılanlar,
sıradan şeyler değildi.
Kelimeler kendi kendine
yazılıyordu.
Allison.
Allison, İki kere Allison, bu ağır.
Tamam.
Kendini içeri kilitle.
Açığa çıkma dönemlerine.
Anlamadın değil mi?
Ben tam bir kaçığım.
- Bu değil.
- Ne peki o zaman?
Sanırım bayılacağım.
O zaman anlıyorsun.
Marjinal bir okul düşüncesi
var.
Yüzyıllardır buralarda olan.
- lon.
Sen
- Oh.
Evet.
EVet bunlardan çok alırım.
Bu hiç bir şey.
Her neyse.
Düşünce şuralara kadar gider
İfşa, sadece incil'in son
bölümü değildir.
Hala yarım.
Yarım mı?
Ama nasıl?
Tanrı'dan yeni bir vahiy
bekliyor.
- Sence
- Bu kitap olmalı tamam mı.
Buna Lexicon'un kehaneti
deniyor.
Bunu taşıyan her kimse
Temel olarak ne?
İnsanlığın kaderini
ellerinde tutar.
Hayır, ben değilim.
Ben değilim.
BAna öyle bakma.
Sadece
Bir saniye, afedersin.
Geri döneceğim.
Çabuk ol.
lon, Oh hadi, Geliyor.
O Belial adında bir iblis ve
gelip seni öldürecek.
Belial, Neden ya da nasıl olduğunu merak etmek için bekleme.
Sadece git.
Daha önce kafandaki seslere
güvendiysen, şimdi de güven.
Allison.
Allison.
Simon, Gitmemiz lazım.
Kız kardeşine ulaşmak
zorundayız.
Benim kız kardeşime mi?
O yaşıyor.
Ve bu şehirde oturuyor.
Yaşıyor mu?
Onun bunlarla ne alakası
var,ü John?
Her şey onunla alakalı zaten.
O kehanetin tam kalbinde.
Kehanet?
Ne?
Neden bahsediyorsun sen
John?
Biraz kozmik bir olay
diyelim.
Biliyor musun, ben yoruldum.
Bunlardan yoruldum.
Benimle konuşma.
Beni takip etme.
Aslında, bana bakma bile!
Sana söyledim.
Çekil.
Git.
Kız kardeşini bulmalıyız.
- Beni rahat bırak.
- Telefon.
- Ne?
Evet.
Nerelerdeydin?
Sana ulaşmaya
.
- Ne buldun?
- Ben
söylediğin gibi yüz taramasını yaptım.
Ve bir kaç farklı davayla
bağlantı buldum.
Adamın gerçek bir turist.
Malta, Afganistan
Küba, Tibet, Belize - Ee?
7 fotoğrafın 6'sı son bir
kaç yılda çekilmiş.
- Ya öbürü?
- Bu adam tam bir kaçık.
Mantıklı gelmiyor.
Güvenlik dosyalarından.
Tam burada, Bükreşte.
Kasım 865 tarihli.
Hayır.
Olamaz.
Başka John Riegert olmalı.
Eğer benim baktığım resme
bakıyorsan, değil.
Annen senin için ağlamadı,
Dani.
O zaman değil, Ama şimdi
senin için ağlıyor.
Gözlerini kapatınca
duyabiliyorsun, değil mi?
Bana kim olduğunu söyle.
Gerçekten istediğinin bu
olduğuna emin misin?
Üzgünüm.
Peder.
Bu
bu çılgınca.
Neden sana inanayım?
Çünkü inanmazsan, bir daha
hiç bir şey sana mantıklı gelmeyecek.
Yardımına ihtiyacım var,
Dani.
Ama daha da ötesi, senin
bana ihtiyacın var.
Youhavetounderstandthat.
to an angeh.
justhikenman.
the Word is everything,
Anlamından fazla bir çok şey için savaştık.
Senin gibi, aramızda
rütbeler yarattık.
Sana tatmin edici
gelmeyebilir.
Yanicennet ve cehennem gibi
mi?
Evet, ama şimdi bir kitap
var.
Bütün bu karmaşayı sona erdirecek kutsal bir incil.
Çünkü bu, yarım olan ifşa
bölümünü tamamlayacak.
Daha tamamlanmadı ama, her
kim o kitabı tutarsa
geri kalanlarımız üzerinde inanılmaz bir avantajı olacak.
EVet.
Son yarış bitmeden hangi ata
oynaması gerektiğini bilecek.
Ya da, değişik bir son istiyorsa hangi atı öldürmesi gerektiğini.
Bir melek gibi konuştun.
O kitap hepimizin geleceğine
karar verecek.
Ve sen de o kitap kız
kardeşimde mi diyorsun?
EVet.
Pekala.
Nereden bulmuş peki?
Simon adında bir meleğin seçimiydi.
Simon adında bir melek mi?
Neden?
Simon neden benim kız kardeşimi seçti?
Umutsuz insanlar en iyi
hamleleri yaparlar, Dani.
Şunu bil ki, söylediklerinin
yarısına inanıyorum.
Senin hangi tarafta olduğunu
nereden bileceğim?
İyilerden mi yoksa lanet
olası kötülerden mi olduğunu?
Etrafına bak.
Kendine bak, Dani.
Sence üstünlükler hala
geçerli mi?
Senin ve senin gibilerin
iyiliği için, bana bakmalısın.
en kötülerden daha az iki kişi.
Derek.
Hey, ben Allison.
Bak
sana bir soru sormalıyım tamam mı?
Belial hakkında ne biliyorsun?
Evet, iblis Belial.
Hayır.
Lütfen bana sebebini sorma.
Lütfen.
Sadece yardımına ihtyacım
var.
Tamam mı?
SağolDerek.
Sağol, sağol.
Sen müthişsin.
Evet.
Beni bu numaradan ara.
Sekiz numaradayım.
Sağol.
Neden yaptın bunu?
Çünkü 3 saat içinde aşırı
dozdan ölmüş olacak.
Cennete giden yolun bedelini
ödemek.
Sendin.
Oradaydın.
O gece.
Kilisede.
Serbanı öldürdün ve onu kuleden attın.
Davayla kişisel bağın olsun
istedim.
Seni lanet olası o
çocuğu.
Beni kullandın!
Başladığını bitirdim.
Dediğiniz gibi.
Sokaklardan bir pislik daha eksildi.
- Hepsini sen öldürdün değil
mi?
- Hayır.
Sadece birini.
Çabukl cevap.
Evet.
Bize izin verin.
- Ne bulduk?
- Bir adamamız var.
Son kurban bulunmadan önce
onu kafe tuvaletinde görenler var.
Yüzü lavaboda, kalbi olmadan.
Bildiğimiz, cenaze
levazımatçısı.
Dün öğleden sonradan beri kayıp.
Anladın mı?
- Hayır, hayır anlamadım.
- Farketmez.
Durum şu, şüpheli
levazımatçıyı öldürmüş olabilir.
Ve o bir rahip.
Bu tarikat işine benziyor.
- Onunla konuşmak istiyorum.
- Olmaz.
Riegert konuşacak.
Bu da bizi en başa
götürüyor.
Bu lanet olası John Riegert
de kim?
Boşver, en ufak gelişmede evlerimize döneceğiz.
Nerede olduğunu biliyorum.
Sadece zaman meselesi.
- Onu kazandın mı?
- Fırsatım olmadı.
Henüz.
Ama olacak.
Kimden bahsediyorlar?
Hala geri dönebilirsin.
- Her şeyi düzeltebiliriz.
- Düzeltemeyiz.
Kız'ın erkek kardeşini
kazanmak güzel hareketti.
Bunu hiç düşünmemiştim.
Ben daha çok kavga olur
sanmıştım.
ama gördüm ki kişisel yeteneklerin varmış.
Oyundan bile daha basit.
Merak etme.
İlgi çekici kılabilirim.
Umarım.
Eski günlerin hatırına.
BAna mı öyle geliyro yoksa burası soğudu mu?
Son şans.
Belial.
Sana verdiğimde soğuk bir
gün olacak.
John.
Çok, çok soğuk bir gün.
Sanırım kanıyor.
Kriz geçiriyor.
Doktor çağırın.
Çabuk!
Yediğim bir şey dokunmuş
olmalı.
Neler oluyor
AYnaya neyin çarptığını gördün mü?
Biri bana, gördüğümü
gördüğünü söylesin!
Buna gerek yok.
Bunlara ihtiyacın var sanırım.
- Hey, nereye gidiyoruz?
- Gitmem gerek - Bir şey mi
oldu?
- Hayır, olmadı.
- Emin misin?
- Elbette eminim.
Peki o zaman Yüzbaşı'ya ne diyeceğim?
İstediğini söylşe.
Bu gerekli miydi şimdi?
Güven bana.
Ruhu olmayan canlı bir vücut görmek istemezsin.
Oh hayır, hayır.
Tamam, tamam git.
Sağol.
Biri bana havlu getirebilir
mi?
Şimdi bir şeyleri anlaman lazım.
Ne?
Şunu anla ki eğer beni takip
etmeyi kesmezsen
şu merdivenlerin başına vardığımda
senin kafana bir kurşun sıkmak zorunda kalacağım.
Neyin var senin?
Seni tutuklayacaklarının
farkına varmalısın.
Eğer tabi mantıklı bir
açıklamayla gelmezsen.
Neden elinde çarpan bir kalp tuttuğuna dair.
- Herhangi bir fikir?
- Ee
.
Hayrı.
Hayır.
Seni bundan kurtaramam artık.
Ve buradan öylece çıkıp
gidemezsin.
Şimdi buradan çıkmakiçin iyi
bir zaman olabilir.
Derek?
Hey, ne buldun?
Pekala.
Anladım.
Demek
Şeytan'ın lejyonundan birisi.
Hıhı.
Hıhı.
Emin misin?
- Hayır.
Ben sadece.
- Tekrar düşün Allison.
Hatırla.
Mantıklı gelmiyor, Derek.
Anlamıyorum.
Nasıl Şeytan'dan daha kötü
olabilir?
Evet.
Belki de sarhoş keişlerin söylentileridir sadece ama
Burada güvende değilsin.
Biliyorsun.
Derek.
Gitmem lazım.
Hayır, beni arayamazsın.
Bu geceden sonra burada olmayacağım.
Evet.
Fırsat bulur bulma seni arayacağım.
Söz.
Pekala.
ANnemle babama iyi olduğumu söyle.
Tamam.
Hoşçakal.
İyi kız.
Şimdi aşağıya bak Aman Tanrım.
Soğuk gün.
Harika.
Ee, tam olarak ne arıyoruz?
- Laurel dediğiniz.
- Tam olarak nasıl
eminsiniz?
Tek ihtimal bu.
Lütfen kendi işini de bana
yaptırma.
Buradan sola dön.
Eve varmadan kız kardeşini
öldürmeye çalışacak.
- Neden?
- Çünkü orada kontrol onda
değiğl.
Sola dön.
Oh, harika.
Onları yoldan çek.
Onlar insan evladı John.
Koyun değil.
- Eğer ısrar ediyorsan.
- Aslında, ediyorum.
Bu koyun gibi gözüküyor.
Berbat iç güdülerin var.
Aslında benim iç güdülerim
çok iyidir.
Peki senin gerçek halini görebilecek miyim?
Evet.
Bu bir söz mü?
Oh, evet.
Bu bir söz.
- Taksiyi takip et.
- Ne?
Yapma.
Ne yapabilirim memur bey?
İyi bir maymun ol ve sür.
- Aaah!
İyi bir partiydi Allison.
Orada olmalıydın.
Bir gecede rejim çöktü neredeyse.
Kimse ayrım görmedi.
Sen hariç.
Sen kurtuldun.
Şanslı seni.
Kimsin sen?
Neden buradayım?
Hadi, daha doğduğun gün sana
söyledim.
Hatırlamıyor musun?
Üzgünüm geciktim.
Benzin ve yiyecek bir şeyler aldık Ne zaman kaybı ama.
Burayı daha güzel düzene
sokabilirdin.
Buradan beslenen kötülükler.
Sen de kaçmasına izin
verdin.
Şimdi elinde ne kaldı?
Sadece şu zavallı dava.
Ve bir polis memuru.
Keşlerden çaldığı parayla kurtuluş satın alabilinir mi?
Gerçekten.
Neden seni terk ettim
biliyor musun?
İlk savaşı hatırladın mı?
Büyük olanı.
Davamızın kaybedildiğini
bidlikten çok sonra siperde duruyorduk.
Birlikte Michale'in ordusunu
acı sona sürükledik.
Sen düştüğünde, ben de
düştüm.
Ateş gölünde ayağa kalktığında,
ben de yanındaydım.
Hala küstah, hala gurulu.
Her hareketinde Tanrı'ya karşı çıkan.
Seni sevdim.
Efendim olarak.
Tıpkı bir zamanlar senin de
sevdiğin gibi.
Ama yolda işler karıştı
değil mi?
Şey, daha fazla haykırışlar,
haklı olma çabası yoktu.
Artık siyah yoktu.
Beyaz yoktu.
Sadece sonsuz bir gri.
Ne oldu sana?
Yoruldun mu yoksa sıkıldın
mı?
Farketmez.
Sorun değil.
Şu kitabın yardımıyla
bunmları düzeltmek için buradayım.
Bak.
Seni ya da senin türünü seviyormuş gibi davranmıyorum.
Sana teklifim, dengeyi
yeniden sağlamak.
Olması gerektiği gibi.
Azizler ve Allison.
Doğru iblisler.
Birine bakıp, diğerini söyleyebilmek.
Her şeyin tekrar anlamlı
olmasını istiyorum.
Hepsi bu.
Ve bunun için yapman gereken
şey, bana kitabı vermek.
Yapma.
Yapma, Lucia.
Nesin sen?
Başka bir iblis mi?
Kapat.
O senin erkek kardeşinş.
Devam et.
Yüzündeki yaraya dokun.
Hatırlamana yardım eder.
Sevgili Dani
sana ve öz ailesine ihanet eden adam.
Ve bunu yapmakla onların sonun hazırlayan adam.
Lucia.
Yapma.
Ben
yaptığım için çok üzgünüm.
Ben değilim Lucia.
İstediğim tek şey
tek şey affedilmek.
Bu kadar.
Sadece affedilmek.
Benim adım Allison.
Ve seni tanımıyorum.
Seni hiç tanımadım.
Lütfen dramatikleştirme
olayı.
Sadece kitabı ver.
O kitap bir silah, Allison.
Kavrayamayacağın sebepler
için
vazgeçme.
Peki, daha basit konuşayım.
Kitabı ver
yoksa kafanı kopartıp dışarıdaki köpeklere yediririm.
Yalan söylüyor.
Sana dokunamaz.
Bunu nasıl bileceğim?
Çünkü bu ev, dünyadaki cehennem.
Burası bana ait.
Bana özgü bir yer.
Benim topraklarım.
Benim evim.
Benim kurallarım.
Peki ya sen?
Ben kitabı istemiyorum.
Beni rahatsız ediyor.
- Sende kalmasını isterdim.
- Oh, harika.
Kazanmak için çaba bile
göstermiyorsun.
Ne kadar zavallıca.
Yüce Şeytan.
Beraberelik için mi oynuyor?
Her zaman ertesi gün vardır.
Belial.
Gitmenden nefret ediyorum.
Allison.
Ama gerçekten gitmek
orundaysan, hoşçakal.
Şunu bil ki, o kapıdan
çıktığın an
artık korumam altında olmayacaksın.
Şeytan'ın koruması mı?
Tabi.
Burada' cehennem'e ait yerde kalabilirsin.
Burayı, her başın
sıkıştığında sığınabileceğin bir yer gibi gör.
Sonsuza kadar.
Sonuçta zaman, senin gibi
bir melek için ufak bir sorun değil mi?
Sadece bana kitabı ver ve
özgürce yürüyüp git buradan.
Tertemiz.
Ya da kim olduğunu bildiğin
kişiyle, sonsuzluğu tat burada.
Seçim senin tatlım.
Şimdiye kadar her şeyin
farkına vardığını sanmıştım, Dani.
Öldür ve bir sonrakine geç.
Peki bu kim olabilir?
Bir bakalım.
Sanırım bu sen olabilirsin.
Ben de aynı şeyi
düşünmüştüm.
Sadece iki kurşun kaldı.
Bu doğru.
Biri senin için, biri de
benim.
İntihar hakkında ne derler
bilirsin dostum.
Doğrudan cehenneme gidiş.
- Senaryo da değişiklil
olabilirdi.
- Olamazdı.
Pekala.
Sen dar görüşlü bir insanoğlusun.
Sen söyle.
O hala burada.
Bedensiz dışarıda fazla
kalamaz.
Bu çok kolay.
Bu maymunlarla çalışmak.
Belki ama hala sıkı
ısırıyorlar.
Benim bağışlamama hiç
ihtiyacın olmadı Dani.
Benim seninkine olmadığım
gibi.
Hoşçakal.
Oldu.
Şimdilik.
Nerede?
Belial?
Ait olduğu yerde.
Benimle.
Tanrı dünyayı 7 günde
yarattı.
Bu sekizinci.
Hatırla.
Hala seni aşağılayan bir
sürü insan var dışarıda.
Senin türünü.
Neden?
Olduğun şey yüzünden.
Ve daha da fazlası.
Olabileceğin şey yüzünden.
Ya sen?
Beni aşağı görüyor musun?
İyi uykular.
Allison.
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar