Açıver Yolum
128
Vezin: Müstef’ilün, Müstef’ilün, Müstef’ilün Müstef’ilün
Ey kudret ıssı, padişâh lûtfeyle açıver yolum,
Bağlandı her yânım şehâ lûtfeyle açıver yolum.
Şol ism-i zâtın hakkıçün cümle sıfâtın hakkıçün,
İzz-ü şânın hakkıçün lûtfeyle açıver yolum.
Ol ism-i azâm hakkıçün ol nûr-i ekrem hakkıçün,
Ol Fahr-i âlem hakkıçün lûtfeyle açıver yolum.
Lütfûnla ihsân eyledin vaslınla handân eyledin,
Hicrinle hayrân eyledin lûtfeyle açıver yolum.
Saldın şikâre hod Benî Âdem olup bulam seni,
Bağladı Dünya-yı denî lûtfeyle açıver yolum.
Şaşırttı bizi nefs-i bed eyledi hep yolları sed,
Ey lûtfu çok senden meded lûtfeyle açıver yolum.
Bu can yine vuslat diler sen şâh ile vahdet diler,
Varmağâ dil nusret diler lûtfeyle açıver yolum.
Her kanda kâmil görürüz bakıp ana yerinürüz,
Dönüp sana yalvarırız lûtfeyle açıver yolum.
Kulda n’ola yâ Rabbenâ kim sana doğru yol bula,
Sensin kamû derde devâ lûtfeyle açıver yolum.
Zikrin enîs et bu dile erişe tâ dilden dile,
Yol göstere ilden ile lûtfeyle açıver yolum.
N’etsin Niyâzî derd-mend etmiş anâsır kayd-u bend,
Bilmem ilâhî gayr-i fend lûtfeyle açıver yolum.
Ey kudret ıssı[1], padişâh lûtfeyle açıver yolum,
Bağlandı her yânım şehâ lûtfeyle açıver yolum.
Ey kudret sahibi, padişâh lûtfeyle açıver yolum,
Ey şeha[2] bağlandı her yânım lûtfeyle açıver yolum.
Şol ism-i zâtın hakkıçün cümle sıfâtın hakkıçün,
İzz-ü şânın hakkıçün lûtfeyle açıver yolum.
Şu zât isminin hakkı için cümle sıfâtın hakkı için,
İzzet ve şânın hakkı için lûtfeyle açıver yolum.
Ol ism-i azâm hakkıçün ol nûr-i ekrem hakkıçün,
Ol Fahr-i âlem hakkıçün lûtfeyle açıver yolum.
O ism-i azâm hakkı için ol nûr-i ekrem hakkı için,
O Fahr-i âlem hakkı için lûtfeyle açıver yolum.
“İsm-i âzam” yalnız başına Allâh kelimesi değildir, esas olan Allâh kelimesinin müsemmâsı olan Zât-ı İlâhiyyedir. İşte bunu hakikaten bilenin her muradı hâsıl olur, zirâ Allâh, Allâh zikir demek değildir.
Lütfûnla ihsân eyledin vaslınla handân eyledin,
Hicrinle hayrân eyledin lûtfeyle açıver yolum.
Lütfûnla ihsân eyledin vaslınla handân eyledin,
Hicrinle hayrân eyledin lûtfeyle açıver yolum.
Hakk’ın mahrum bırakması ise ihsandır. Allah Teâlâ’nın bir şeyi men etmesine üzülmek O’nu hakkıyla anlayamamaktır. Yeterince rızık verip ve azgınlıktan men etmiş ise sana nimetin tamamının verilmiş olduğunun delilidir.
Saldın şikâre hod Benî Âdem olup bulam seni,
Bağladı Dünya-yı denî lûtfeyle açıver yolum.
Saldın av hayvanları içine özüm Beni Âdem olup bulam seni,
Alçak Dünyayı bağladı lûtfeyle açıver yolum.
Allah Teâlâ sıkıntıda tutmamak için lutfu, lutf haline çevirmek içinde sıkıntıyı ihsan eyler. Sonra kulunu başka bir şeye yönelmesin diye seni her iki halden de çıkarır. Arifler sıkıntı halinden daha fazla korkarlar. Çünkü lutf zamanında edep hududu içinde çok az arif durabilir. Aslında sıkıntılar ve lutflar Allah Teâlâ'nın nimetlerinin kıymetini öğretmek için gelir.
Şaşırttı bizi nefs-i bed eyledi hep yolları sed,
Ey lûtfu çok senden meded lûtfeyle açıver yolum.
Bizi nefis kötü yapıp şaşırttı hep yollara engel koydu,
Ey lûtfu çok yardım senden lûtfeyle açıver yolum.
Ey benim canımın cananı, nefs ile ruh ikisi birdir. Lâkin içte kalmış olana can ve zat derler, dışarda olana insan ve sıfat derler.[3]
Bu can yine vuslat diler sen şâh ile vahdet diler,
Varmağâ dil nusret[4] diler lûtfeyle açıver yolum.
Bu can yine vuslat diler sen şâh ile vahdet diler,
Varmağâ gönül yardım diler lûtfeyle açıver yolum.
Her kanda kâmil görürüz bakıp ana yerinürüz,
Dönüp sana yalvarırız lûtfeyle açıver yolum.
Her nerede kâmil görürüz bakıp ona kederleniriz,
Dönüp sana yalvarırız lûtfeyle açıver yolum.
İnsân-ı kâmillere hevesleniriz, fakat onlar gibi olamayacağımızı anlayınca üzülme halimizden bizi kurtar. "İnsanlar, aynen altın ve gümüş madenlerine benzerler. Cahiliyede hayırlı olanları, İslâm'a girip onda derinleşip, (onu hazmettiklerinde) yine en hayırlıdırlar." [5] Bu hadisi şerif ile insan kimliğindeki yaratılış özelliğinin ve Allah Teâlâ’nın varlığının ispatıdır. Onun için Allah Teâlâ’ya dua etmek gerekir.
Kulda n’ola yâ Rabbenâ kim sana doğru yol bula,
Sensin kamû derde devâ lûtfeyle açıver yolum.
Kulda n’ola yâ Rabbenâ kim sana doğru yol bula,
Sensin bütün derde devâ lûtfeyle açıver yolum.
Zikrin enîs et bu dile erişe tâ dilden dile,
Yol göstere ilden ile lûtfeyle açıver yolum.
Zikrini arkadaş et bu gönüle erişe tâ gönülden gönüle,
Yol göstere vatandan vatana lûtfeyle açıver yolum.
Zikri arkadaş kılmak ruh ile gereçekleşir. Nefsini arkadaş kılarsan gaflet içinde boulur kalırsın. Hali kötü olan kişi ile arkadaşlık etmek, kötü olmana rağmen kendini iyi sanma vesilesi olup aldanmaya sebep olur.
N’etsin Niyâzî derd-mend etmiş anâsır[6] kayd-u bend,
Bilmem ilâhî gayr-i fend[7] lûtfeyle açıver yolum.
N’etsin Niyâzîyi kelepçeyle bağlanmış unsurlar dertli etmiş,
Bilmem ilâhî senden başka koruyucum yok lûtfeyle açıver yolum.Ne zaman dil taleple açıldı ise Allah Teâlâ vermeyi dilemiştir. İsteklerimiz geciktiğinde yaratılışın sıkıntıları ile Allah Teâlâ’ya dertlenmekteyiz. Bu nedenle nefis hakikatin gerisinde kaldığı için suçludur. Niyâzî-i Mısrî, Allah Teâlâ’dan yardım talep etmektedir.
[1] Is: (Iss) t. Bayındırlık, mâmuriyet. Şenlik. * Ses. * Sâhib. Mâlik. * Efendi
[2] Şeha: Büyük cüsseli
[3] (Niyâzî-i Mısrî, 2003), s.13
[4] Nusret: (Nusrat) Yardım. Cenab-ı Hakkın yardımı, hususen ruhani muavenet. Zafer, galebe, fetih, üstünlük, başarı, düşmana gâlib olmak
[5] Buhârî, Menakıb, 1; Müslim, Birr, 160; Müsned, 2/539
[6] Anasır: elemanlar, unsurlar, elementler; bütünü meydana getiren parçalar; varlıkların meydana gelmesini sağlayan temel unsurlar, elementler
[7] Fend: (f.), (eski.) esirgemek, muhafaza etmek, korumak. Heaven forfend ! Allah esirgesin! Allah korusun! Maazallah! (f.), off ile kovmak, uzaklaştırmak; bir şeyin bir yere çarpmasına engel olmak. fend for oneself kendini geçindirmek.
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar