Şaraba Bulandıkça Ne Arım Kalıyor, Ne Aklım
56
Gene
ekşi suratlı bir başkası çıkageldi, belki de bu, bir zemheri. Ey şekerler gibi
tatlı sâki, dök başına şunun bir kadeh şarap.
Ya
şarap sun ona, yahut bir kolayını bul, yola sal onu; çünkü gül yüzlülerin
arasında bir şeytanın bulunması hoş değil oğul.
* Ya peygamberlik şarabını sun da eşekliği
kalmasın eşeğin, İsâ şarabiyle onda iki kanat bitsin göklere uçsun.
Gönül
sarhoşlarının meclisine ayık biri gelirse içeri alma; bilirsin ya, sarhoşlar, sarhoşken
hayır da işleyebilirler, şer de.
730.
Ey bekçi, kapıya otur, ağzından ciğer kokusu gelen ateş gönüllü âşıktan
başkasını sokma meclisimize.
Bu
çeşit âşıktan başkasından el istersen tutar, sana ayak verir, ayak istersen
baş; ödünç bel istersen de bel yerine balta verir sana.
Şaraba
bulandıkça ne arım kalıyor, ne aklım, deli-divana bir âşık kesiliyorum; sağ
esen değilim ben, kalkan gibi kılıcın karşısındayım.
Öyle
bir okuyucu istiyorum ki diri bir âbıhâyat olsun, seher çağt- nadek bu perdeden
okusun, söyleşin de uykuyu ateşlere yaksın.
* Onun kapısındayken bedenimde bir damarı
bile ayık bulursan, mademki Tanrı meydanında çakır keyif değil, arslanları bile
tutup av- lıyamıyor, bu yolda köpek say onu.
* Bir bölük halk yıkık, sarhoş, güzel bir
halde bir bölük haJksa beşe, altıya kul, köle olmuş. Onlar ayrı, bunlar ayrı,
onlar başka, bunlar başka.
Hadden
artık içtim, hadden aştım; ellerimi bağlayın, ağzımı tutun, sarhoşu korumak
için bu gerek.
Bizim
şu acımızı tatlılaştır, feryadımızı duy, bizi de kendin gibi kendimizden geçir
de kendinden geçmiş bir halde seyret bizi. [1]
[1] Cilt 1, Gazel, 56
Mevlânâ Celâleddin-Divân-ı Kebîr-Hazırlayan :
Abdülbâkiy GÖLPINARLI, İstanbul Remzi Kitabevî , Yükselen Matbaası İstanbul —
1957
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar