Kabrini Kim İhya Etti Sonsuz bir Saltanata Kavuşacak
NİYÂZÎ-İ MISRÎ KUDDİSE SIRRUHU’L-AZİZİN TÜRBESİNİN SON DURUMU
Aşağıda alıntı yaptığım iki güncel not türbenin vahim durumunu bize haber vermekte ve bu şekilde deşifre olması bizi üzmektedir. Komşumuz Yunanistan’nın artık bu konuda tedbir alacağını düşünüyoruz. Çünkü Niyâzî-i Mısrî Efendimizin Osmanlıya karşı memnuniyetsizliği ile ilgili sıkıntıların neticesi kitabımız içerisinde geçmektedir. Eğer bu konuda Yunanistan gerçek bir özveride bulunulursa umarım ki Allah Teâlâ dostuna yapılan hizmetin karşılığını çok kısa zamanda gösterecektir.
Değerli dostlar.
Size türbe diye gösterilen yerin eski bir Osmanlı hamamı olduğunu tahmin ediyorum. Aklınıza hamamlarda pencere olur mu? Diye bir soru gelebilir. Aynı hamamı Midilli Adasında eski limanı (kuzey liman yolu üzerindeki Ermou caddesinin yakınında da görebilirsiniz. Türbe bugün Türk yalısı semtinde mevcut olan (kapısı taş işlemeli) market olarak hizmet veren binanın içindedir. Bu konuda elimde bazı eski mübadele öncesi resimler mevcuttur.1930 lu yıllarda mezarı bursa belediyesinin Bursa’ya taşıma girişimi olmuş fakat yunan yetkililer adada ikamet eden halkın sesine kulak vererek mezarın Türkiye ye nakline karşı çıkmışlardır. Zira Mısriye hristiyan halk ta sempati duymaktaydı. Myrina halkından öğrendiğim kadarı ile özellikle yaşlılardan anlattıkları konu çok farklıdır.
Şöyle ki: türbe ….09.1939 tarihinde belediyece yıktırılmış. Aynı gün myrinada bir sinemada büyük bir yangın çıkmış olup 250 civarında insanın ölümünü Limni halkı türbenin yıkılmasına bağlamıştır.
Konuyu bilgilerinize arz eder. Saygılar sunarım.[1]
****
Niyazi Mısrî'nin kabrinin Limni adasında olduğu 1990 yılında devrin Başbakanı Merhum Turgut Özal tarafından Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek'e talimat verilerek onarılması istenmiştir. Ancak, Kültür Bakanlığı kabrin bulunduğu yeri ancak tespit edebilmiş ve müteakip hükümetler yurtdışındaki kültürel varlıklarımıza ilgisiz kalınca Niyazi Mısrî'nin de mezarı onarılamaz olmuştur. Tâ ki 20 Şubat 2008’de TBMM’de kabul edilen ve 27 Şubat 2008’de yürürlüğe giren 5737 Sayılı Vakıflar Kanunu çıkana kadar. Vakıflar Genel Müdürlüğü Yurtdışındaki Türk Kültür Eserlerinin onarılmasını bir bütün olarak kabul etmiş, bunun için bir daire kurmuş ve Vakıflar Bütçesini de yaklaşık 37 milyondan 600 milyon YTL ye çıkararak ecdadın kültürel mirasını korumayı hedeflemiştir. Haberi okuyunca sanki Niyazi Mısrî'nin türbesi yeni keşfedilmiş gibi haber yapılması bu tarihi bilgileri yazmama beni adeta zorlamıştır. Umarım Vakıflar Genel Müdürlüğü Yurtdışı Daire Başkanlığı diğer eserlerle birlikte planına almış olduğu Niyazi Mısri Türbesini de onarmayı başarır. Bence Niyazi Mısrî’nin Mısırlı değil Malatyalı olduğunu Yunanlılara erkenden söylenmekle onarımın gecikmesine sebep olunmuştur. Zira Yunanistan bizden ayrılmış bir ülke olması hasebiyle bize ait bütün eserleri korumasız ve bakımsız bırakmayı temel politika haline getirmiştir. Tarihi eserlerin restorasyonu ile Yunan hükümeti ilgilenmemektedir. Onun yerine bağımsız hareket eden Anıtlar ve Tarihi Eserler Kurulu ilgilenmektedir. Bu kurum da dediğim gibi bizim eserlere çok lakayt davranmaktadır. Bu iş Limni Belediyesinin işi değildir. Öyle ki Merhum Özal 1990 da Patrikhaneye onarım izni verdiğinde Yunanlılar Rodosta, aralarında bir Malatyalı Paşanın da mezarı bulunan tarihi eserlerin onarımını zamana yayarak karşılıklılık ilkesi çerçevesinde onarıma izin vermemişlerdir. Hatta İKO İslam Mirasını Koruma Merkezi veya Ağa Han Vakfı tarafından Rodos’taki camilerin onarımı için gönderilen paraları dahi bankalarda bekleterek yerinde ve zamanında kullanmamışlardır. Bu bilgiler Özal zamanı içindir. Şimdi Rodostaki Süleymaniye Camii kısmen onarım görmüştür. Bunu da şimdiki Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül'ün Başbakanlığı ve bilahare Dışişleri Bakanlığında kültürel varlıklarımıza sahip çıkmasına borçluyuz. Son zamanlarda yurtdışındaki özellikle Osmanlı Eserleri onarılmaktadır. Bu işi Vakıflar Genel Müdürülüğü Yurtdışı Daire Başkanlığı yapmaktadır. Bu iş Belediyelere bırakılırsa Yunanistan’ın Tarihi Anıtlar Kuruluna toslar ve 2 senede yapılacak bir onarım 10 sene sonra yapılır. Bu bilgileri okuyucularla paylaşmamın sebebi Niyazi Mısrî Türbesinin Özal zamanında başlayan hikâyesini anlatmak ve Rodos'ta bulunan kaptanı Derya Murat Reis Paşa haziresinde bulunan ve güzel mermerlerle yapılmış Malatyalı Paşanın da mezarının onarım beklediğini anlatmaktır. Ben bu bilgileri aynı zamanda TBMM Dışişleri Komisyonu Üyesi olan Malatya Vekilimiz Mehmet Şahin'den duyduğumda bir Malatyalı olarak sizlerle paylaşmayı uygun gördüm.[2]
[1] Ruhi İYİGÜN, http://www.malatyaguncel.com/ 26 Ekim 2008 Pazar 21:32
[2] Ali Zeybek, http://www.malatyaguncel.com/ 11 Eylül 2008 Perşembe 15:35
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar