Print Friendly and PDF

Ağla gözüm inle gönlüm


81





Vezin: Fâ’ilâtün Fâ’ilâtün Fâ’ilâtün Fâ’ilün





Dertliyüm dermana geldüm dertli olan iniler [1]





Yanmışam aşkın odına oda yanan iniler





Vah bana ‘ömr geçürdüm yok yere kıldum günâh
Hak katında suçlu oldum suçlu olan iniler





Ağla gözüm inle gönlüm aklı olan gülmesün





Kimi âh idüben ağlar kimi pinhân iniler





Yaz olur kuşlar çağırur hû deyu Allah deyu
Nâlesinden bâğ u bağçe bile bağbân iniler





Ey Niyazı ne yatursun aç gözüni uyhudan
Şol kıyamet günlerinde cümle âlemyân iniler





Dertliyüm dermana geldüm dertli olan iniler





Yanmışam aşkın odına oda yanan iniler





Dertliyim dermana geldim dertli olan iniler





Yanmışım aşkın ateşine ateşte yanan iniler





Sağlıklı olmak insanlar için doğaldır, hastalık ise doğal değildir. Sağlık; vücut sağlığı normal kabul eder, tıpkı akciğerlerinin havayı, gözlerinin ışığı doğal kabul ettiği gibi; yaşamın genel duygusu içinde birlikte sessizce yaşayarak büyür. Ama hastalık; hastalık birdenbire yabancı biri gibi içeri dalar, korkudan dehşete düşen ruha sanki saldırır ve onun içindeki sorular yumağını sarsarak uyandırır. O kötü düşman başka yerden geldiğine göre, onu kim göndermiş olabilir? Kalacak mı, gidecek mi?





Hastalık sert pençeleriyle karşıt duyguları kalpte sıkıştırır: korku, inanç, umut, yılgınlık, küfür, tevazu ve umutsuzluk. Hastaya sorgulamayı, düşünmeyi ve dua etmeyi öğretir, ürpermiş gözlerini boşluğa dikmeyi ve korkusunu götüreceği bir varlık bulmayı öğretir. İnsanoğlunun çektiği acılar, ilkin din duygusunu ve Allah Teâlâ düşüncesini yaratmasına vesile olmuştur.





Sağlık insanda doğal bir şekilde var olduğundan, insan onun niçin var olduğu konusunda bir açıklama yapma ihtiyacı duymaz ve açıklanmak da istemez. Ama ıstırap çeken her insan, acılarına her seferinde bir anlam vermeye çalışır. Çünkü hastalığın anlamsız bir şekilde sağlığın üzerine çökmesi, bedeninin bir kusuru olmadığı halde durup dururken birdenbire ateş içinde yanması ve sancının kızgın bıçak gibi iç organlarına kadar saplanması insanoğlu tek başına ahlaki dünya düzenini tahrip eden acının tümüyle anlamsızlığı konusundaki bu korkunç düşünceye son vermeye hiçbir zaman cesaret edememiştir. Hastalık ona her seferinde birisi tarafından göndermiş gibi görünür ve onu gönderen anlaşılmaz varlığın, onu tam da bu dünyevi bedene zorla sokmak için bir sebebi olduğunu düşünür. Herhangi birinin insana garezi olması gerekir; ona öfke duyması, ondan nefret etmesi gerekir. Herhangi biri onu herhangi bir suçtan dolayı, işlediği bir günah sebebiyle, bir buyruğu çiğnediği için cezalandırmak istemektedir. Ve bunun da her şeyi yapmaya muktedir olan birinin olması gerekir; gökten yıldırım düşüren, tarlalara kırağı yağdıran, sıcağı gönderen ve yıldızları tutuşturan ya da üzerlerini örten varlığın olması gerekir. Her türlü gücü kendinde toplamış olan O, o her şeye kadir olan Allah Teâlâ. Bu nedenle başından beri hastalık vakası dini duyguyla sıkı sıkıya bağlanmıştır. Hastalığı Allah Teâlâ gönderir, onu geri alabilecek olan da yine sadece Allah Teâlâdır.[2]





Vah bana ‘ömr geçürdüm yok yere kıldum günâh
Hak katında suçlu oldum suçlu olan iniler





Vah bana ömür geçirdim yok yere kıldım günâh
Hakk katında suçlu oldum suçlu olan iniler





Ağla gözüm inle gönlüm aklı olan gülmesün





Kimi âh idüben ağlar kimi pinhân iniler





Ağla gözüm inle gönlüm aklı olan gülmesin





Kimi âh ediben ağlar kimi gizlice iniler





Yaz olur kuşlar çağırur hû deyu Allah deyu
Nâlesinden bâğ u bağçe bile bağbân iniler





Yaz olur kuşlar çağırır hû deyu Allah deyu
Feryadından bâğ ve bağçe bile bahçıvan iniler





Ey Niyazı ne yatursun aç gözüni uyhudan
Şol kıyamet günlerinde cümle âlemyân iniler





Ey Niyazi ne yatarsın aç gözünü uykudan
Şu kıyamet günlerinde bütün dünya insanları iniler





Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdu ki;“İnsanlar uykudadırlar. Öldüklerinde uyanırlar.”   [3]










[1]  (ERDOĞAN, 1998) s. 88





[2] (ZWEIG, et al., 2005), s. 9





[3] Hz. Ali kerreme’llâhü vechenin sözü olarak rivayet edilmektedir. Bak: Şerhu Nehci'I-Belâğa. 20, 226. Durer, 167. Mevduat, 368. Fevâid, 231. Hafâ, 2, 312. Haberin Nehcu'l-Balâğa'daki şekli şöyledir. “Dünya bir düş'tür. Âhiret ise, uyanıklıktır. Bizler de, dünya ile âhiret arasında, karmakarışık bir takım hayallerden ibaretiz.”   Bak: Şerhu Nehci'I-Belâğa, 20, 226.


Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar