Akibetim Sensin
خ H
35
Vezin: Fâ’ilâtün Fâ’ilâtün Fâ’ilün
Ey karındaş bir sözüm var tut sımâh,
Zikre meşgul ol sakın olma irâh.
Kim ki zikre gice gündüz sa’y eder,
Nûr-i gönlünde ediser irtisâh.
Şol gönülde kim devama ire ol,
Ermez anın sîretine infisâh.
Âşka düşüp râhat-ı mihnet olur,
Derd-i yâr ile eder dâim surâh.
Ey Niyâzî âkibet ol yâr ile
Vahdet eder darlık olur insilâh.
Ey karındaş bir sözüm var tut sımâh,
Zikre meşgul ol sakın olma irâh.
Ey karındaş bir sözüm var kulak ver,
Zikre meşgul ol sakın olma irâh.
Zikir hakikatte ise Allah Teâlâ ile sohbet etmektir. Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdu ki;
“Rabbini zikret, isterse sana ‘deli’ desinler.” [1]
Zikir kurulmuş saat gibidir, bir kere kurdunmu dünyâ ve âhiret artık durmaz ve bir daha da kurulması gerektirmez. Bu zikir de acaba nasıl bir zikirdir: Zikr-i hafî (gönülden zikir) Allâh, Allâh, Allâh dır. Çünkü zikr-i cehri (sesli zikretme) devamlı olmaz. Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem:
“Cenâb-ı Hakk’ın iki ni’meti vardır, verdimi, bir daha geri almaz. O ni’metlerin biri zikirdir. Bir adam bir kere zikri kurdumu bir daha durmaz. Diğer ni’meti de gözündeki perdeyi kaldırmasıdır. Bir adamın gözünden perdeyi kaldırdımı bir daha gözüne perde koymaz” buyurmuştur.
“Her kim mevlâsı ile sohbet edemez ise Allah Teâlâ ona kullar ile sohbet etme belâsını verir.”
Osman Kureşî kaddese’llâhü sırrahu’l-aziz
Kim ki zikre gice gündüz sa’y eder,
Nûr-i gönlünde ediser irtisâh.
Kim ki zikre gice gündüz çalışırsa,
Gönlünde nuru sabit olur.
“Mesela: …Bu târikatı, muhabbetle ondan tevbe ve (zikir) telkin ile aldık, tevhide meşgul olduk; tâ bu muhabbet ile kalbimize inip devama erince. Zira muhabbet ile bağlanan zikir dinmez ve zikirle bağlanan muhabbet zâîl olmaz.” [2]
Şol gönülde kim devama ire ol,
Ermez anın sîretine infisâh.
Şu gönülde kim ona devam ederse,
Onun haline ve karakterine bozulma olmaz.
Âşka düşüp râhat-ı mihnet olur,
Derd-i yâr ile eder dâim surâh.
Âşka düşünce sıkıntı rahatı olur,
Yârin derdi ile dâima delik deşik olur.
Ey Niyâzî âkibet ol yâr ile,
Vahdet eder darlık olur insilâh.
Ey Niyâzî sonunda o yâr ile
Vahdet eder darlık deri gibi soyulur.
.
[1] Cürcânî, el-Kâmil fi-duafa-i rical isimli eserinde (c. III, 980) Derrâc’dan aktarmıştır. Bu Derrac güvenilir bir râvi değildir ve hadis zayıftır.
[2] (ÖGKE, 2000), s.48; Yiğitbaşı Velî, Câmiü’ül Esrâr, v. 6a
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar