Print Friendly and PDF

Dermanım Nerde


110





Vezin: Mef’ûlü Mefâ’îlün Mef’ûlü Mefâ’îlün





Derd-i Hakk’a talib ol dermâne erem dersen,
Mihnetlere râgıb ol âsâna erem dersen.
 





Âşk yolu belâlıdır her kârı cefâlıdır,
Canından ümidin kes cânâna erem dersen. 





Od yak sineni çâk et su gibi özün pâk et,
Yüzün yere sür hâk et ummâna erem dersen. 





Bu yolu bil andan gel deryâyı bul andan dal,
Ka’rına erüp el sal dürr-i kâna erem dersen. 





Pîrinle olan ahdi güt nen var ise ko git,
Bildiklerini terk et irfâna erem dersen. 





Sabretmede Eyyûb ol,  gam çekmede Yâ’kûb ol,
Yûsuf gibi mahbub Ken’âna erem dersen. 





Terk et kuru dâvâyı hem ucb ile riyâyı,
Mısrî ko o sevdâyı Sübhân’a erem dersen. 





Derd-i Hakk’a talib ol dermâne erem dersen,
Mihnetlere râgıb ol âsâna erem dersen. 





Hakk derdine talib ol dermâne erem dersen,
Mihnetleri iste kolaylığa erem dersen. 





Âşk yolu belâlıdır her kârı cefâlıdır,
Canından ümidin kes cânâna erem dersen. 





Âşk yolu belâlıdır her işi cefâlıdır,
Canından ümidin kes cânâna erem dersen. 





Od yak sineni çâk et su gibi özün pâk et,
Yüzün yere sür hâk et ummâna erem dersen. 





Ateş yak göğsünü yar, su gibi özün pâk et,
Yüzün yere sür toprak et büyük denize erem dersen.





Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdu ki;





“Allahım hatalarımı ve günahlarımı kar suyuyla temizle, kalbimi de günahlardan koru” [1] 





Bu yolu bil andan gel deryâyı bul andan dal,
Ka’rına erüp el sal dürr-i kâna erem dersen. 





Bu yolu bil ondan gel deryâyı bul ondan dal,
Dibine erip el sal, olgun inciye erem dersen. 





Pîrinle olan ahdi güt nen var ise ko git,
Bildiklerini terk et irfâna erem dersen. 





Pîrinle olan ahdi tut neyin var ise bırak git,
Bildiklerini terk et irfâna erem dersen. 





Sabretmede Eyyûb ol,  gam çekmede Yâ’kûb ol,
Yûsuf gibi mahbub Ken’âna erem dersen. 





Sabretmede Eyyûb ol,  gam çekmede Yâ’kûb ol,
Yûsuf gibi sevgili Ken’âna erem dersen. 





“Sabretmede Eyyûb ol” beytinde geçen sabır,  Cenâb-ı Hakk’a şikâyet etmek anlamında değildir, mukâvemet yani dayanıklılıktır. Eyyûb aleyhisselâm Cenâb-ı Hakk’a: “Yâ Rabbî sen bana ne kadar musibet verirsen ben dayanırım” demişti,  hâlbuki kul aciz bir mahlûktur. 





Eyyûb aleyhisselâm humma denilen bir nevi sıtma hastalığına tutulmuştu.  Bazılarının iddiâ ettikleri gibi yaraları vardı da kurtlandı,  hattâ yere dökülenleri Eyyûb aleyhisselâm toplayıp yine yaraların üstüne koyardı gibi sözler yalandır. Hiç böyle bir şey olur mu? Resûl olan kimsede böyle herkesin nefretini mucib olacak illet bulunur mu? Onlar bu gibi hal ve illetlerden korunmuşlardır, zirâ kendileri insanları Allah Teâlâ’ya davet edicidirler. Şâyet bu gibi illetlere maruz kalmış olsalar,  ümmeti andan nefret eder,  sonra Cenâb-ı Hakk da onlara zulmetmiş olurdu,  çünkü bu durumda Nebînin yanına gitmekten ikrâh duyarlardı(tiksinirlerdi).  İşte hazreti Eyyûb aleyhisselâm bu hastalığı için şikâyet etmedi.  Sonra vahiy geldi:





“Yâ Eyyûb,  bana şikâyetin sabrına mâni değildir.”    Hazreti Eyyûb aleyhisselâmda o zaman hastalığından şifâ bulması için Allah Teâlâ’ya niyaz etti. Sonra tekrar vahiy geldi: اُرْ كُضْ بِرِجْلِكَ هَذَا مُغْتَسَلٌ بَارِدٌ وَشَرَابٌ





 “Oturduğun yere ayağını vur,  su çıkacak,  onunla vücudunu yıka,  bir şeyin kalmaz”. [2]  O da ayağını yere vurdu,  çıkan su ile yıkandı,  sağlığına kavuştu.  Esasında halka şikâyet etmek sabra manidir,  yoksa Cenâb-ı Hakk’a şikâyet sabra engel teşkil etmez.





Yukarıdaki beyitte geçen “Gam çekmede Yakûb ol” sözlerine gelince:





Hazreti Yakûb aleyhisselâmın evladı olup,  onu bir anadan,  diğer ikisi başka anadan idi ki,  Yûsuf aleyhisselâm ile küçük kardeştir (Bünyamin).  Hazreti Yâkub, Yûsuf’u diğerlerinden daha fazla severdi.  Kardeşleri babalarının sevgilerini hasretmek için Yusuf aleyhisselâma yaptıkları hile karşısındaki durum hatırlatılıyor.





Terk et kuru dâvâyı hem ucb ile riyâyı,
Mısrî ko o sevdâyı Sübhân’a erem dersen. 





Terk et kuru dâvâyı hem kendini beğenmek ile riyâyı,
Mısrî koy o sevdâyı Sübhân’a erem dersen. 





Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdu ki;





“İnsanlar tarağın dişleri gibi eşittir” [3] Sen kendine bir pay çıkarmadan bu yolda gayret göster demektir.














[1] Ebu Davud. Salât. 121; Nesai. Taharet. 47. 48. Miyah. 6. tnitalı. 15: İbn. Mâce. İkâme. 1: Darimî. Salât 37; lbn. Hanbel. II/231. 494





[2] Sâd, 42





[3] Rivayeti İbn Lâl (398/1008), Mekârimü’l-ahlâk adlı eserinde kaydetmiştir. Bilgi için bkz. Süyûtî, Menâhilü’s-safâ, 49: Mesel için bkz. Abdülmecîd Katâmış, el-Emsâl el-Arabiyye, 161. (UYSAL, 23 Bahar 2007 )


Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar