Print Friendly and PDF

Ramazan


155





Vezin: Fâ’ilâtün Fâ’ilâtün Fâ’ilün





Yine firkât nârına yandı cihân,
Hasretâ gitti mübârek ramazân,

Nûr ile bulmuştu âlem yeni cân,
Firkâtâ gitti mübârek ramazân.  





İndi Kur’ân ey nûru güzel,
Leyle-i Kadr’inde ey kadri güzel,
Gitti ey tehlil ü tekbiri güzel,
Elvedâ gitti mübârek ramazân.  





Gâhı tesbîh-ü senâ vü zikr ile
Gâhı tahmîd-ü düâ vü şükr ile
Can bulurdu mürde diller nûr ile
Hasretâ gitti mübarek ramazân.  





Bu ay içre bağlanur dedi Resûl
Cin ü şeytân etmeye asla füzûl,
Hep duâlar bunda olurdu kabûl,
Firkâtâ gitti mübârek ramazân.  





Cem olup Hakk’a münâcât edelim,
Nûr-i Kur’ân ile doğru gidelim,
Bilmedik kadrin Niyâzî n’idelim,
Ey dirigâ gitti şehr-i ramazân.  





Yine firkât nârına yandı cihân,
Hasretâ gitti mübârek ramazân,
Nûr ile bulmuştu âlem yeni cân,
Firkâtâ gitti mübârek ramazân.  





Yine ayrılık ateşine yandı cihân,
Hasretâ gitti mübârek ramazân,
Nûr ile bulmuştu âlem yeni cân,
Ayrıldı gitti mübârek ramazân.  





İndi Kur’ân ey nûru güzel,
Leyle-i Kadr’inde ey kadri güzel,
Gitti ey tehlil ü tekbiri güzel,
Elvedâ gitti mübârek ramazân.  





İndi Kur’ân ey nûru güzel,
Leyle-i Kadr’inde ey kadri güzel,
Gitti ey tehlil ü tekbiri güzel,
Elvedâ gitti mübârek ramazân.  





Gâhı tesbîh-ü senâ vü zikr ile
Gâhı tahmîd-ü düâ vü şükr ile
Can bulurdu mürde diller nûr ile
Hasretâ gitti mübarek ramazân.  





Bazı zaman tesbîh, senâ ve zikr ile
Bazı zaman tahmîd, düâ ve şükr ile
Can bulurdu ölü diller nûr ile
Hasretâ gitti mübarek ramazân.  





Bu ay içre bağlanur dedi Resûl
Cin ü şeytân etmeye asla füzûl,
Hep duâlar bunda olurdu kabûl,
Firkâtâ gitti mübârek ramazân.  





Resûl bu ay içinde bağlanır dedi
Cin ve şeytân. Asla lüzümsüz söz sanma,
Hep duâlar bunda olurdu kabûl,
Firkâtâ gitti mübârek ramazân.  





Cem olup Hakk’a münâcât edelim,
Nûr-i Kur’ân ile doğru gidelim,
Bilmedik kadrin Niyâzî n’idelim,
Ey dirigâ gitti şehr-i ramazân.  





Cem olup Hakk’a münâcât edelim,
Nûr-i Kur’ân ile doğru gidelim,
Bilmedik kadrini Niyâzî n’idelim,
Eyvâh çok yazık gitti şehr-i ramazân.  





Kur’ân-ı Kerim ve Ramazan birbirlerini çağrıştıran unsurlardır. Biri anılınca muhakkak diğeri akla gelir. Bunun sebebi için birçok yorumlar yapılmıştır. Fakat belki hatıra gelmesi gereken oruç sıfatında bulunan ilâhî özelliğin (samediyyet) Kur’ân-ı Kerim’inde Allah Teâlâ kelâmı olması nedeniyle uluûhiyet penceresinin birbirine bakan bölümleri olmasıdır. Bu nedenledir ki “Allah Teâlâ ile konuşmak isteyen Kur’ân-ı Kerim okusun” buyrulmaktadır. Oruçun sevap terazisindeki değerinin Allah Teâlâ tarafından ayrı hesaplamaya tabi tutulmasının bir özelliği olsa gerekir.





 Hz. Ebu Hüreyre radiyallâhü anh anlatıyor: "Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular ki:  "Âdemoğlunun her ameli katlanır. (Zira Cenâb-ı Hakk'ın bu husustaki sünneti şudur:) Hayır ameller en az on misliyle yazılır, bu yediyüz misline kadar çıkar. Allah Teâlâ Hazretleri (bir hadis-i kudside) şöyle buyurmuştur:  "Oruç bu kaideden hariçtir. Çünkü o sırf benim içindir, ben de onu (dilediğim gibi) mükâfatlandıracağım. Kulum benim için şehvetini, yiyeceğini terk etti."


Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar