Print Friendly and PDF

Varım Onun Alsın


159





Vezin: Mef’ûlü Mefâ’îlün Mef’ûlü Mefâ’îlün





Sevdim seni hep vârım yağmadır alan alsın,
Gördüm seni efkârım yağmadır alan alsın.
  





Aldı çü beni benden geçtim bu cân u tenden,
Aklım dahi her vârım yağmadır alan alsın.  





Ben varlığımı attım dost varlığına yettim,
Her usluya bazârım yağmadır alan alsın.  





Geçtim ben âd u sandan çıktım ben o dükkândan,
Hep ırz ile vakârım yağmadır alan alsın.  





Geldi dile dildârım buldum gül-i gülzârım,
Şimden gerû hep vârım yağmadır alan alsın.  





Sen gâib u hâzırsın her hâlime nâzırsın,
Ahvâl ile etvârım yağmadır alan alsın.  





Çün buldu gönül yârim terk eyledim ağyârım,
İmân ile zünnârım yağmadır alan alsın. 





 Mısrî’ye vücûb imkân bir oldu kamû a’yan,
Tâat ile ezkârım yağmadır alan alsın. 





Sevdim seni hep vârım yağmadır alan alsın,
Gördüm seni efkârım yağmadır alan alsın.  





Sevdim seni hep vârım yağmadır alan alsın,
Gördüm seni pek fakirim yağmadır alan alsın.  





Rodos'a sürüldüğü sırada tekkedeki dolabı açılıp kitapları yağma edil­miş. Niyâzî-i Mısrî kaddese’lâhü sırrahu’l azîz bu münasebetle bu gazelinini söylemiştir.





Hak böyle ol­mak ister bizüm yağma ilâhîmüze dahl idenler bunı görmiş olsalar ve îmânları da olsa dahl itmezlerdi bizüm ğarazumuzı hünkâr yağma itdürdi pâdişâha ittibâ an biz de yağma itdürdük şimdi pâdişâh Allâhun ırzını da yağma itdürmek ister orasını biz bilmezüz. Allah bilür idebilürse itsün. Bir kimse ziyâde teshîr bilür imiş hatırına gelmiş ki her şey'in teshiri bana musahhardur, Allâhı da bir teshîr ideyüm göreyüm dimiş vefkni konarken şişmiş çatlamış. [1]





Aldı çü[2] beni benden geçtim bu cân u tenden,
Aklım dahi her vârım yağmadır alan alsın.  





Aldığı gibi beni benden geçtim bu cân ve tenden,
Aklım dahi her vârım yağmadır alan alsın.  





Ben varlığımı attım dost varlığına yettim,
Her usluya bazârım yağmadır alan alsın.  





Ben varlığımı attım dost varlığına yettim,
Her akıllıya pazarım yağmadır alan alsın





Geçtim ben âd u sandan çıktım ben o dükkândan,
Hep ırz ile vakârım
[3] yağmadır alan alsın.  





Geçtim ben âd ve şöhretten çıktım ben o dükkândan,
Hep ırz ile vakârım yağmadır alan alsın.  





Geldi dile dildârım buldum gül-i gülzârım,
Şimden gerû hep vârım yağmadır alan alsın.  





Geldi dile sevgilimi buldum gül bahçemin gülünü
Şimden geri hep vârım yağmadır alan alsın





Sen gâib u hâzırsın her hâlime nâzırsın,
Ahvâl ile etvârım yağmadır alan alsın.  





Sen gâib ve hâzırsın her hâlimi görürsün,
Hallerim ile tavırlarım yağmadır alan alsın.  





Çün buldu gönül yârim terk eyledim ağyârım,
İmân ile zünnârım
[4] yağmadır alan alsın. 





Çünkü buldu gönül yârim terk eyledim başkalarını,
İmân ile zünnârım yağmadır alan alsın. 





Mısrî’ye vücûb imkân bir oldu kamû a’yan, [5]
Tâat ile ezkârım yağmadır alan alsın. 





Mısrî’ye vacib imkân bir oldu kamû a’yan,
Tâat ile zikirlerim yağmadır alan alsın. 














[1] (Niyazî-i MISRÎ, 1223),  v. 44a





Hak böyle ol­mak ister bizim yağma ilâhîmize karışanlar bunu görmüş olsalar ve îmânları da olsa karışmazlardı. Bizim maksadımızı hünkâr yağma ettirdi pâdişâha ittibâ an biz de yağma ettirdik şimdi pâdişâh Allâhun ırzını da yağma ettirmek ister orasını biz bilmeyiz. Allah bilir idebilirse etsin. Bir kimse ziyâde teshîr bilir imiş hatırına gelmiş ki her şey'in teshiri bana kolaylaşmıştır, Allâhı da bir teshîr ideyim göreyim demiş vefkni konarken şişmiş çatlamış.





[2] Çü: f. (Teşbih ve tâlil edatı) Gibi.   Dikkat.   Ahenk 





[3] Vakar: Ağırbaşlılık. Halim ve heybetli oluş. Nâmusu muhafazayı mucib haslet. Temkinlilik. Azamet ve izzet





[4] Zünnar: İp.   Hristiyan rahiplerinin veya puta tapanların, papazların bellerine bağladıkları örme kuşak. (Rükûa mâni olduğu için kuşanılması İslâmiyette küfür alâmeti sayılmıştır





[5] A’yan: (Ayn. C.) Gözler.   Bir yerin ileri gelenleri.   Meclis âzaları. Senato âzaları.   Muayyen ve müşahhas olan şeyler.   Altınlar.   Kaymakam


Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar