Sevgilimle Buluştuğum Şehir
Bir şehre erişti yolum…dört yanı düz meydan kamû
Ona giren görmez ölüm… içer ölümsüzlük suyu kamû.
Ona giren görmez ölüm… içer ölümsüzlük suyu kamû.
Bir hoş güzel yapısı var otuz iki kapısı var,
Cümle şehirlerden ulu her yanı bağ bostan kamû.
Cümle şehirlerden ulu her yanı bağ bostan kamû.
Suyu
ve havâsı hoş… giren çıkamaz ay ve yıl,
Dağları
lâle ak kızıl bağlar gül açmış kamû.
Bülbülleri
nalân eder cân ve gönülü hayrân eder,
Bahçelerini
seyrân eder her köşede güzeller kamû.
Ağaçlarda
sazlar çalınır dallarda meyve salınır,
Sen
sunmadan ol bulunur her emrine fermân kamu
Kim
Selsebil’den tadarsa… sarar onu…sersem eder,
Tesnîm
ebedi sarhoş eder içen olur sarhoş kamû.
Bu dediğim
Cennet değil onlara o minnet değil,
Bunun
safâsı zevkine cennet ehli hayrân kamû.
Şehr-i
hakîkattır adı, Hakk sırrını bunda kodu,
O
sırra vâkıf olanı, Hakk misafir eyledi
kamû.
Olmaz
anlarada hiç fesad buğz, hased kibr ve inad,
Cümle
biliş yok asla yâd birbirine ihvân kamû.
Özleri
canlardan aziz…sözleri ballardan leziz,
Yok
onda sen, ben, siz ve biz birlik ile beraber kamû.
Ol
şehre Rasüller gelmedi, onları dâvet
kılmadı,
Onların
yolu yanılmaz…sıfatları Kur’ân kamû.
Hakk mezhebi mezhebleri,
deryâ-yı zât meşrebleri,
Hâsılı bütün dilekleri matlableri, kıymet içredir her an kamû.
Hâsılı bütün dilekleri matlableri, kıymet içredir her an kamû.
Anlaşmazlık
yoktur onlarda, Hakk ikiliksiz günden ayân,
Her
işleri Hakk’a bağlı Yezdân ruh eylemiş kamû
Terk
eylemişler dedi ve denildi dilsiz olmuş onlarda bu gönül,
Her
halleri Hakk’a delil.. hep Rahmân mazharı kamû.
Gerçi
sana bakıp gözü, sohbet eder söyler
sözü,
Lâkin
Hakk’ı bulmuş özü, söyleştiği Furkân
kamû.
Dünyâya onlar gelmedi,
geldiyse de eğlenmedi,
Şeytân oları görmedi, dünyada gizli olur kamu
Şeytân oları görmedi, dünyada gizli olur kamu
O şehre girerse bir kişi… gönülden karışıklığı gider,
Başına bu devlet kuşu konan olur Sultan kamû.
Başına bu devlet kuşu konan olur Sultan kamû.
Hemen ki ol şehre gelir her korkudan azât
olur,
Yollarda bellerde kahr dev ve peri şeytân kamû.
Yollarda bellerde kahr dev ve peri şeytân kamû.
Emin yurttur o şehir… lâkin girer yüzbinde
bir,
Sanma ona girer olur hûri, melek, rıdvân kamü.
Sanma ona girer olur hûri, melek, rıdvân kamü.
Kim ki o şehri özledi erenler izin izledi,
Hakk’ı adâbını gözledi irşâd eder Pîrler kamû.
Hakk’ı adâbını gözledi irşâd eder Pîrler kamû.
Her semt o şehrin yoludur, lâkin girenler
velidir
Anın için dopdoludur Türk, Arab ve Süryanî
kamû
Ehlini bul ol illerin sarp belleri geçersin,
Yırtar yalnız gideni kurd, kaplan ve arslan kamû.
Yırtar yalnız gideni kurd, kaplan ve arslan kamû.
Ehline onlar açıktır, zirâ bilir bir şehirlidir,
Her birisi güzel sıfat her müşküle bürhân kamû.
Her birisi güzel sıfat her müşküle bürhân kamû.
Gir Enbiyânın yoluna bin bu vücûdun gemisine,
Kahreyle nefsin askerin gark eylesün tûfan kamû.
Kahreyle nefsin askerin gark eylesün tûfan kamû.
Var “Semme vechu’llâh” ı bul… tâ görüne sana o şehir,
Senden sana eyle sefer kim edesin seyrân kamû.
Senden sana eyle sefer kim edesin seyrân kamû.
Candan riyâzat sıkıntısı çeksin onu edip taleb,
Olur riyâzat sonu derdlerine dermân kamû.
Olur riyâzat sonu derdlerine dermân kamû.
Çek sinene damga üzre damga şol hasta gönlün ola sağ,
Şayet ola dağ üstü bâğ yabancılar olsun yârân kamû.
Şayet ola dağ üstü bâğ yabancılar olsun yârân kamû.
Can ermeyince aslına bülbül gibi gül faslına
Hep cenneti arz eylesen olur ona cehennem kamû
Can ilidir vasfettiğim derd ile ta’rif
ettiğim,
Bundan inip döküldüler bu tenlere her cân kamû.
Bundan inip döküldüler bu tenlere her cân kamû.
Gel tende koma cânını yücelere çık bul kaynağını,
Lâyık mıdır inşana… kim yeri ola hapishane kamû.
Lâyık mıdır inşana… kim yeri ola hapishane kamû.
Tut bu Niyâzî’nin sözün bunda aça gör gözün,
Bir gün gidersin ansızın… seni kervan görmez kamû.
Bir gün gidersin ansızın… seni kervan görmez kamû.
Var ol hakîkat şehrine er anda Hakk’ın sırrına,
Dolsun senin de gönlüne deryâ olup irfân kamû.
Dolsun senin de gönlüne deryâ olup irfân kamû.
Bir
şehre erişti yolum dört yanı düz meydan kamû
Ana
giren görmez ölüm içer âb-ı hayvan kamû.
Bir
hoş güzel yapısı var otuz iki kapısı var,
Cümle
şehirlerden ulu her yanı bağ bostan kamû.
Âb
u havâsı mu’tedil giren çıkamaz ay u yıl,
Dağları
lâle ak kızıl bağlar gül-i handan kamû.
Bülbülleri
nalân eder cân-u dili hayrân eder,
Bahçeleri
seyrân eder her köşede hûbân kamû.
Eşçârda
sazlar çalınır dallarda meyve salınır,
Sen
sunmadan ol bulunur her emrine fermân kamû
Kim
Selsebil’den nûş eder rahik anı bi-hûş eder,
Tesnîm
ebed sarhoş eder olur içen mestân kamû.
Bu dediğim Cennet değil anlara ol minnet
değil,
Bunun
safâsı zevkine ehl-i cinân hayrân kamû.
Şehr-i
hakîkattır adı, Hakk sırrını bunda kodu,
Ol
sırra vâkıf olanı, Hak eyledi mihman
kamû.
Olmaz
anlarada hiç fesad buğz u hased kibr ü inad,
Cümle
biliş yok asla yâd birbirine ihvân kamû.
Özleri
canlardan aziz sözleri ballardan leziz,
Yok
anda sen, ben, siz ü biz birlik ile yeksân kamû.
Ol
şehre Mürsel gelmedi, anları dâvet
kılmadı,
Anlar
yolu yanılmadı evsafları Kur’ân kamû.
Hak
mezhebi mezhebleri, deryâ-yı zât
meşrebleri,
Hâsıl
kamû matlableri, kadr içredir her an
kamû.
Yoktur
onlardan ihtilâf günden ayân Hakk bî hilâf,
Her
işleri Hakk’a muzâf ruh eylemiş Yezdân kamû
Terk
eylemişler kâl u kil lâl olmuş anlarda bu dil,
Her
halleri Hakk’a delil hep mazhar-ı Rahmân kamû.
Gerçi
sana bakıp gözü, sohbet eder söyler
sözü,
Lâkin
Hakk’ı bulmuş özü, söyleştiği Furkân
kamû.
Dünyâya
anlar gelmedi, geldiyse de eğlenmedi,
Şeytân
oları görmedi, anda olar pinhân kamü
Ana
girerse bir kişi gider gönülden teşvişi,
Başına
bu devlet kuşu konan olur Sultan kamû.
Hemen
ki ol şehre gelir her korkudan azâd olur,
Yollarda
bellerde kahr div u peri şeytân kamû.
Dâr-ül
emândır ol şehir lâkin girer yüzbinde bir,
Sanma
ana dâhil olur hûri melek rıdvân kamü.
Kim
ki o şehri özledi erenler izin izledi,
Adâb-ı
Hakk’ı gözledi irşâd eder Pîran kamû.
Her
semt o şehrin yoludur, lâkin girenler velidir
Anın
için dopdoludur Türk ü Arab Süryan kamû
Ehlini
bul ol illerin sarpın geçersin bellerin,
Yırtar
yalnız gideni kurd u peleng arslan kamû.
Ehline
anlar bellidir, zirâ bilir bir illidir,
Her
birisi ahsen sıfat her müşküle bürhân kamû.
Gir
Enbiyânın silkine bin bu vücûdun fülküne,
Kahreyle
nefsin askerin gark eylesün tûfan kamû.
Var
“Semme vechu’llâh” ı bul tâ görüne sana ol il,
Senden
sana eyle sefer kim idesin seyrân kamû.
Candan
riyâzat-ı taab çeksin anı edip taleb,
Olur
riyâzat sonu derdlerine dermân kamû.
Çek
sinene dağ üzre dağ şol hasta gönlün ola sağ,
Şayet
ola dağ üstü bâğ yâdlar ola yârân kamû.
Can
ermeyince aslına bülbül gibi gül faslına
Hep
cenneti arz eylesen olur ana niran kamû
Can
ilidir vasfettiğim derd ile ta’rif ettiğim,
Bundan
inip döküldüler bu tenlere her cân kamû.
Gel
tende koma cânını a’lâya çık bul kânını,
Lâyık
mıdır insâna kim yeri ola zındân kamû.
Tut
bu Niyâzî’nin sözün bunda aça gör gözün,
Bir
gün gidersin ansızın görmez seni karbân kamû.
Var
ol hakîkat şehrine er anda Hakk’ın sırrına,
Dolsun
senin de gönlüne deryâ olup irfân kamû.
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar
Yorum Gönder