Print Friendly and PDF

Melek Suyu

 


Toprak adamı bir kuyuya düşmüş, bahtına küsmüş ve çıkmadan vazgeçmiş öylesine duruyordu. Üzgün halde otururken, üzerine bir ışık düştü … 

“gün kuyuda da, doğar mı” 

dedi. Kaç zamandır havadan bir ışık görmemişken, “bu ışık güneşten olamaz” dedi. Meğer kuyuya bir melek inmişti.

Neden üzülüyorsun”

 “Kimse gelmedi diye, bak ben geldim.”

Sen benim dostum, tek arkadaşım, tek sırdaşımsın,” dedi,  güzel sesiyle, sözler sarf etti ki, toprak adamı sustu, öylesine donmuş gibi, dinledi.

Meleğin güzel sözleri, yüreğinde akan gizli kan ırmağını, Musa aleyhisselâmın asasını Nil’e vurduğu gibi berrak sulara döndürdü.

Tanrı huzurundan yeryüzüne inmeye mecbur kalan bu melek, “burada seninle durur, ışığımı paylaşırım” dedi. Sohbetin içinde melek o hale gelmişti ki içindeki barındırdığı sevgi ile birden bire su halini alıp kuyuyu doldurmaya başladı.

Önceden kuyuya bir ip atan veya bir bakan olmamıştı.  Su olan melek, toprak adamını yavaş yavaş yukarı doğru çıkarmaya başladı. Kuyu ve su.

Ab-ı hayat, ölmüş olan cana, can verirmiş. Toprak adamı kuyudan canlanıp çıktı.

Sevdiğim melek benim için bir su oldu. Şimdi tekrar onu nasıl bulacağım” derken güneş dağın arkasından göründü, nuruyla kuyudaki suyu hafifletip buhar haline getirdi. Su buhar olup semada bakılmaya doyulmayan bir tül bulut halini aldı.

Toprak adamı o günden sonra buluta hep hayran baktı. Çünkü kaybettiği canı, o bulutla bulduğunu hiç unutmadı. Ne zaman tüllenen gibi bir bulut görse,  hep o melek akla gelirdi.

O melek hala sırrını saklamaya devam ediyor. Ancak Rahman’dan, toprak adamı için can talep edilirse, yine onun için rahmet olup yağıyor.

Toprak adamı onu  kalbiyle sevdi. Onu içinde hissetti ve derinden derine çok sevdi.

Ayrılık gibi görünen yerlerini onunla beraber düzeltti. Nerde toprak adamının kalp testisi kırılsa o melek hep tamir etti. Güneşte kırılmış testiyi, kıvamında bulup kuruttu. Kırık testi fırına girer ama, yine tamir için gönül ustasına ihtiyaç vardır. İşte her zaman o melek kıvam suyu olmuş. Testiyi tekrar hayatla buluşturmuştu.

Ey gün yüzlü melek!

Seni ve toprak adamı görüyor, biliyorum.

Her bir tasın içinde ve içilen suda fedakâr kalbinin sızıntısını buluyorum.

Toprak adamını kırmasınlar diye onu yumuşatmaya çalışmanın nedenini biraz daha iyi anlıyorum.

Ey ab-ı hayat, ey melek!

Toprağın üstüne sağnak sağnak yağarken kalplerdeki acıları ve kırılmaları  sen yumuşattın.

Katı kalbin devası olan melek suyu!

Seni kana kana içen bir toprağın içinden de,  ancak gülbahçeleri ve sümbüller çıkar.

Bir başka şey düşünülmesi kabil mi?

İsmail Hakkı Altuntaş


Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar