Yok Ama
kayboldun mu
yüzlerce kere aramıştı
bir kere dönüşün olmamış
o yok mu… nerede
sormaya cesaret bulamıyorsun
demeye hacet
gel gidelim dedin geldi, git dedin gitti
şimdi ise bir kuru değnek ve bir kapı kenarında
durup durmadığını sormak
nedir diyecek kadar bir cesaretle
geçti gitti kapı değneği
o dikildi mezarına
başına gelince mi
taşına “huvel bâki” yazmaya
kullanılmadan atılan
girmesi lazım değil dedin buradan
seller aksa götürse bir kuru değnek değil mi
biri gider biri gelir
ey garip dal kırıldığın günden beri
asa oldun musa’ya bir zaman ejderha
çok mu kıymetli olduğunu zannettin
şimdi eşikten öte
yardan ayrı düşmüş
yar attı kapıya
deme ben mutsuzum
yok… yok bu da yok
sen bir kırık dal
kalsın eğilmek yalvarmak
karşı durma
ey tanrım kuluna da aç bir yol
sen sorarsın yine halini
İsmail Hakkı Altuntaş
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar