Gizli Sevgilim Benim De Kendisi Gibi Gizli Kalmamı İstiyor
LXXXIV
Aşka, âşıklara baş olmayı kurarak ayak bastım; a benim canım,
aşkın oğluyum amma babamdan öncedir varlığım benim.
Badem yağı, bademden çıkar amma can da bilir ki der, ben ağaçtan
önceyim.
Görünüşe kapılan bile Âdem’e melekler secde etti der durur; a aptal,
revâ görür müsün ki şu küçücük bedenden ibaret olayım?
Bir zaman aşkının avcunda cıva gibi döner dururdum; bir zaman da
bütün gönlümle altın gibi madenin kucağında kalayım.
Can gibiyim, aşk gibiyim; bedende nasıl hem görünmezler, hem
görünürlerse ben de hem meydandayım, hem gizli; gâh ortadayken gizliyim, gâh
beldeki kemer gibi görünmedeyim.
Sevgilimin ortadan ayrılmış saçlarında ne sevdalarım var; gâh
halkay a girmedeyim, gâh halkaları saymada.
Dünya boyuna dursa, ben ölüp gitsem de yüzyıllar geçse gene
âşıklar arasında, geceleri benim hikâyem söylenir, benim masalım dinlenir.
Gizli sevgilim benim de kendisi gibi gizli kalmamı istiyor, yoksa
geceleyin görmeyenlerin inadına Ay gibi apaçık görünürüm ben.
Gökyüzü, Ay gibi seni başımda taşırım diyor bana; dedim ki: İyi
söylüyorsun amma bir sor bakalım, var mıyım ben?
Kıyı cennet bile olsa balık eğlenemez orda; onun balından
bahsedeyim de ondan sonra şekerlere dalayım ben.
Buluşma gününde beni o güzelden ayırt edebilirsen o güzel
başkasıdır, ben de bir başka biriyim demek.
Her ateşten yanar, tutuşursam yak, yandır beni; her selden
ıslanırsam suyum, selim kurusun.
Tebrizli Şemseddin’imizin eğleştiği yokluk âleminde meleklerin
bile kolları kanatları dökülür; ben nasıl insan halinde kalakalırım orda?
Kaynak: Cilt 5
Mevlânâ
Celâleddin-Divân-ı Kebîr-Hazırlayan : Abdülbâkiy GÖLPINARLI
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar