Print Friendly and PDF

Acelenin Ecelsizliği

 


 “Kendini deryada kaybedebilirsin…
ancak…
kendinde kaybolursan ayıkman gecikecektir.”

yaram var diyor…ne olduğunu bilmeden

kendisi olmazsa…ötekini suçluyor

bulamadı mı… kolayı var…

en çok seveni…

tanrısı oluyor…

 

uzakta tutuyor ve yılmışcasına

gelmesi yok, gitmeklede fikirsiz…

bitirelimle… derdi de bitmiyor…

 

öpseydi onu farketmez,

küçük, büyük, ayık ve

sarhoş …ona da cesareti yok,

acele ediyor

 

bir  fırtına olsun …karışsın,

her şey toza dumana

gaib olmayı  da…

çözüm buluyor

 

ölüm…

melek görene gelirse, donatır kabrini…

karanfille… kanlı çiçekle

leşleşen kokularla

uyumak…

tamamdır… dediğiyle

biten, ötede bitmiyor…

 

öğrendiğin ölümü …. öğretemezken

ölüsün

tabutun dahi taşınır

uçan kuşlar görmüştün… kırılan kanatları

“kal” “kal” sesini söylerken

kimsenin bilmediği

bir aşk hikayesini söylüyor

taşıyamadın…taşıtmadılar

yük oldun…

ten, tinine  …ve tinsizlik

sesler çoğaldı… susmayacak

bu acelen…  ve eyleminle

çıkan sesin…kalemsiz kaldı…

artık yazamıyor

 

yazı… ucundayken, kaleme aşıktır…,

noksanlığına takılmaz…

istemez, düzelmeyi

ayrılırken bilir, hasret duyacağı ve kalemi…

olmaz…döndüğü…

çizgi gerisine

aynısını bir daha… bulamadığı gibi

böyleyken kalemini neden kırıyor

İsmail Hakkı Altuntaş

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar