Acelenin Ecelsizliği
“Kendini deryada kaybedebilirsin…
ancak…
kendinde kaybolursan ayıkman gecikecektir.”
yaram var diyor…ne olduğunu bilmeden
kendisi olmazsa…ötekini suçluyor
bulamadı mı… kolayı var…
en çok seveni…
tanrısı oluyor…
uzakta tutuyor ve yılmışcasına
gelmesi yok, gitmeklede fikirsiz…
bitirelimle… derdi de bitmiyor…
öpseydi onu farketmez,
küçük, büyük, ayık ve
sarhoş …ona da cesareti yok,
acele ediyor
bir fırtına olsun
…karışsın,
her şey toza dumana
gaib olmayı da…
çözüm buluyor
ölüm…
melek görene gelirse, donatır kabrini…
karanfille… kanlı çiçekle
leşleşen kokularla
uyumak…
tamamdır… dediğiyle
biten, ötede bitmiyor…
öğrendiğin ölümü …. öğretemezken
ölüsün
tabutun dahi taşınır
uçan kuşlar görmüştün… kırılan kanatları
“kal” “kal” sesini söylerken
kimsenin bilmediği
bir aşk hikayesini söylüyor
taşıyamadın…taşıtmadılar
yük oldun…
ten, tinine …ve
tinsizlik
sesler çoğaldı… susmayacak
bu acelen… ve
eyleminle
çıkan sesin…kalemsiz kaldı…
artık yazamıyor
yazı… ucundayken, kaleme aşıktır…,
noksanlığına takılmaz…
istemez, düzelmeyi
ayrılırken bilir, hasret duyacağı ve kalemi…
olmaz…döndüğü…
çizgi gerisine
aynısını bir daha… bulamadığı gibi
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar