A Efendim! Sen de Söylemiyorsun ki... Kime Benziyorsun Sen?
Çu dîd on turra-i kâfer Muselman şod
Muselmânî
Salâ ey köhne îslâman be mihmânî be mihmânî
Müslümanlık, o kâfir saçları görünce Müslüman oldu; haydin a eski
Müslümanlar, konukluğa gelin, konukluğa.
İmânın gönlü senden neşeli, ne de ustalar ustasısın; Müslümanlığın
da Müslümanlığısın, imanın da imanısın sen.
Can gözüne can gözü sensin, gerçeğe gerçek sen; sırlar nurunun
nurusun sen, rûhun rûhuna cansın sen.
Lûtfunun imdadı dünyada parlamasaydı, şu gök kubbenin tavanı
çökerdi, yıkılmaya yüz tutardı.
Şanın, şerefin iki dünyadan da öte; canların nasıl da başları
dönmüş, nasıl şüphelere düşmüşler, nasıl şaşırıp kalmışlar.
İki dünyada da bir örnek arıyorum ki söyleyeyim sana; bulamıyorum
a efendim; sen de söylemiyorsun ki; kime benziyorsun sen?
Dermanlardan uzaklaştım, derde derman istemiyorum; sana vefa
göstererek ölüp gideyim; çünkü dermana da dermansın sen.
A kanlar döken canım, Tebriz’e doğru uçadur; bir yerde kalırsan da
Şemseddin’in adını an.
A aydın Ay, sıfatlarının ne şaşılacak hassası var; ağlayan bulutu
bile güldürür.
A devlet, ne diye kaçarsın? Ne diye şu âşıktan çekinirsin? Ayağını
diremiş padişahın lûtfuyla kolayca ele geçersin sen.
Kaynak: Cilt 6
Mevlânâ Celâleddin-Divân-ı Kebîr-Hazırlayan : Abdülbâkiy GÖLPINARLI
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar