Print Friendly and PDF

HACAMAT



HAYAT SÜNNETLE BAŞLAR
Hacamatla, kılcal damarlardaki tıkanıklıklar açılır. Kandaki ve dokulardaki gaz ve toksinlerin hacamatla atılması, hacamat yapılan bölgeye bağlı damarlardaki kan akımını canlandırır. Hacamat, dokuların beslenmesi ve oksijenlenmesini arttırır, sertlikleri ve ödemleri gözer.  Hacamat kan üretimiyle görevli organları (kemik iliği, karaciğer, dalak) uyarır, bağışıklık sistemini kuvvetlendirir, vücuda direnç kazandırır, ağrıları giderir, hastalıkları önler. Kansızlık, bel tutulması, eklem ağrıları, baş ağrıları, bel, boyun fıtığına ve kireçlenmesine bağlı ağrılar, dalak, karaciğer hastalıkları, enfeksiyonlar, sinirsel, psikolojik ve türlü hastalığın tedavisinde, iç kanamayı durdurmada büyük yardımcıdır.
İnşallah, yabancı markalar altında sunulan kendi değerlerimize, hiç olmazsa bu yolla kavuşmuş olacağız.
Hacamatın yasaklanmasının yüzeysel sebeplerinden biri ‘bulaşıcı hastalıkların çoğalması’ korkusudur. Halbuki bu metot kusursuz ve mükemmel bir metottur. Hastalığın bulaşmasına da imkan yoktur, çünkü kan dışarı sızarken, bulaşıcı mikroplar hiçbir şekilde içeri giremez. Neşter veya kavanozda bulaşıcı veya zehirli madde olsa ve vücuda girmeye çalışsa bile, kan onu dışarı atar. Hacamat bittikten sonra kesiklere dokunmadan, kanın durmasını ve kurumasını beklemek gerekir. Kanı silmeye, kesiklere antiseptik kullanmaya, merhem sürmeye veya bantla maya gerek yoktur. Çünkü taze kesikler için kandan daha iyi temizleyici, kapatıcı, enfeksiyondan koruyucu ve iyileştirici bir ilaç yoktur. Kesikler üzerinde kandan oluşan kabukları kaldırmamak, enfeksiyona yol açmamak gerekir.
Kaynak : Dr. Aidin Salih, Gerçek Tıp Kitabı, Yazı Yayınları 2008.
Peygamber Efendimiz (Sallallahü aleyhi ve sellem), Hadis-i Şerifte "Mirac'dan inerken hangi Melek cemaatine rastlasam. Ey Muhammed (Sallallahü aleyhi ve sellem)! Ümmetine hacamat olmalarını emret! dediler." buyurmuştur.
Peygamber Efendimiz (Sallallahü aleyhi ve sellem) hayber'de zehirli koyun buduyla zehirlenildiği zaman, Cebrail Aleyhisselâm kendisine hemen kafasının arkasından hacamat yaptırmasını söylemiştir.
İki omuz arasından, sırttan, başın arka tarafından yahut vücudun herhangi bir yerinden tedavi maksadıyla bardak, şişe veya boynuzla kan aldırma. Peygamberimizin (sallallâhü aleyhi ve sellem) sağlıkla ilgili tavsiyelerinden ve bizzat tatbik ettiği sünnetlerindendir. Hacamat, sebebi belli bir hastalığın tedavisi olmaktan ziyade kan fazlalığının vücutta meydana getirdiği rahatsızlıkları gidermek için kullanılan genel bir tedavi usûlüdür.
Eskiden yaygın olarak "hacamat bıçağı" veya "hacamat zembereği" denilen bir aletle tatbik edilen bu usûl, bugün yerini enjektörle kan almaya bırakmıştır. Hacamat bıçağı, tarak biçiminde, vücutta bir sıra çizik meydana getiren bir alettir. Bir yüzünde birçok yarık bulunan bakır bir kutu içinde tetikli bir zembereğe bağlı olan bıçaklar, düğmesi basılınca zembereğin boşalmasıyla yarıklardan dışarı fırlar ve vücutta çizikler meydana getirir. Bardak vb. bir şeyle çizikler üzerinden kan çekilir. Bir cins sülük de bu iş için kullanılmaktadır. Sülük vücudun ağrıyan bölgelerine konularak kanı emmesi sağlanır.
Hangi araç ve metotla olursa olsun önemli olan kan aldırmaktır. Uzman bir hekimin muayenesi ve tavsiyesiyle yaptırılan hacamat faydalı ve Islâm'da caiz olan bir tedavi usûlüdür. Ameller niyetlere göre değer kazanır. Sünnete uymak niyetiyle ve bize emanet olan vücudumuzun sağlığına kavuşması için yaptırdığımız hacamat bir ibadet değeri taşır. Çünkü ibadetlerimizi ve diğer görevlerimizi ancak sağlıklı bir bedenle tam olarak yerine getirebiliriz.
Peygamberimizin (sallallâhü aleyhi ve sellem) yaptığı ve yapılmasını tavsiye ettiği işlerin şüphesiz bir anlamı ve hikmeti vardır. Onun hayatı bizim için örnektir: "Andolsun Allah'ın Resulü'nde sizin için Allah'ı ve ahireti arzu eden ve Allah'ı çok anan kimseler için (uyulacak) en güzel bir örnek vardır" (el-Ahzâb, 33/21).
Miraç gecesinde yanından geçtiği bir melek grubunun Peygamberimize: "ümmetine hacamatı emret!" diye söylediğini Abdullah b. Abbâs (radiyallâhü anh) rivayet etmektedir (Ali Nâsıf, et-Tâc, III, 203).
Hz. Peygamber (Sallallâhü aleyhi ve sellem) bizzat kendisi Ebû Tay be adında bir Haccâm'a hacamat yaptırmış ve başından kan aldırıp haccâma ücretini ödemiş ve şöyle buyurmuştur: "Kan aldırma yollarının en güzeli hacamattır, (yahut hacamat sizin en iyi tedavi yollarınızdır)"(Buhâri, Tıb 13; Müslim, Musakat 62, 63; Ebû Dâvûd Nikâh 26, Tıb 3).
Hz. Peygamber (sallallâhü aleyhi ve sellem) ihramlı iken hacamat yaptırmıştır (Buhârî, Savm, 22; Müslim, Hac 87, 88; Ebû Dâvûd Menâsik 35). İhramlı iken saç kestirmemek şartıyla hacamatın caiz olduğu hususunda âlimler arasında görüş birliği vardır. Aynı şekilde Hz. Peygamber (sallallâhü aleyhi ve sellem) oruçlu iken de hacamat yaptırmıştır. Yani kan aldırmıştır (Buhârî, Tıb II; Ebû Dâvûd, Siyâm 29). Nâfi'den (radiyallâhü anh) rivayet edildiğine göre İbn Ömer (radiyallâhü anh) (Kendisine): Nâfi, kan (fazlalaşmak suretiyle) beni yedi. Bunun için sen bana bir hacamatçı getir ve genç bir hacamatçı seç. Ne yaşlı ne de çocuk hacamatçı seçme demiştir.
Nâfi derki; İbn Ömer (radiyallâhü anh) şöyle dedi: Ben, Resûlullah'dan (sallallâhü aleyhi ve sellem) şu buyruğu işittim: "Hacamat olmak aç karnına daha faydalıdır. Hacamat olmak aklı ve hıfzetme (ezberleme) gücünü arttırır. Hâfız olanın da hıfzetmek kabiliyetini kuvvetlendirir. Artık kim hacamat olmak isterse Allah'ın ismini anarak perşembe günü hacamat olsun " (İbn Mâce, Kitâbu't-Tıb, 22). İbn Hacer Buhârî şerhindeki Hacamat bölümünde özetle şu bilgiyi verir: Buhârî, Sahihinde "Hangi saat hacamat olur" başlığı altında bir bâb açmış ve burada Ebû Mûsa'nın geceleyin hacamat olduğuna dair bir eseri ile Hz. Peygamberin (sallallâhü aleyhi ve sellem) oruçlu iken hacamat olduğuna dair İbn Abbâs'ın (radiyallâhü anh) bir hadîsini rivayet etmiştir.
İbn Hacer bununla ilgili olarak şöyle der: Hacamat olmak için uygun vakitler hakkında birkaç hadis vârit olmuş ise de hiçbiri Buhârî'nin söz konusu ettiği şarta uygun değildi. Bana öyle geliyor ki: Buhârî hacamat işinin ihtiyaç olduğu zaman yapılabileceğine ve bunun belirli bir vakte bağlı olmadığına işaret etmek istemiştir. Çünkü hacamat işinin geceleyin yapıldığını ve Hz. Peygamberin (sallallâhü aleyhi ve sellem) oruçlu iken hacamat olduğuna dair hadîsi rivayet etmiştir. Hacamatın yani kan aldırmanın insan sağlığına birçok katkıda bulunduğu tıbbî bir gerçeğe dayanır. Özellikle bazı deri hastalıklarının tedavisinde hacamatın faydası görülmüştür.
Tıbbı Nebevi ‘de kan aldırma işlemi alınan kanın bir başka hastaya verilmesi ile değil tamamen sağlık amaçlı olarak yapılmaktadır. Kan aldırma işlemine hacamat denir. Kan vücuttan çıktığında yerine plazma adı verilen bir vücut sıvısı geçecek ve kanın sulanması sağlanmış olacaktır. Akışkanlık özelliği artan kanın aynı zamanda çevredeki, beyin ve karaciğerdeki dolaşımı da düzelmiş olacaktır.
Deri hafifçe bir neşter ile çizilir ve üzerine ağzı geniş bir cam kavanoz (eskiden bu işlem için boynuz kullanılırmış) kapatılarak emici gücün etkisi oluşturulur ve kirli kan vücuttan çıkarılır. Bu yöntem vücudun değişik yerlerine uygulanılmakta ve hasta organa yakın yerler özellikle tercih edilmektedir. Örneğin peygamberimiz baş ağrısından dolayı alnının her iki yanından zehirlenmeden dolayı her iki omuz başı arasından, topuğundaki bir incinmeden dolayı da ayağının üzerinden kan aldırmıştır. (E. Davud Tıp H. 3859. 3860, Tirmizi Tıp H. 2052, İ. Mace Tıp H. 3484. 3484 Kan Aldırmanın Faydaları
İkinci kan aldırma yöntemi ise ön kolun üst kısmından girilerek direkt damardan alınmasıdır. Genel kan dolaşımından alınan bu kan derin vücut dokularındaki kirlenmiş kanın dışarıya çıkmasını sağlamaktadır.
Peygamber Efendimiz (Sallallahü aleyhi ve sellem) Hadis-i Şerif'de "Mirac'dan inerken hangi Melek cemaatine rastlasam. Ey Muhammed (Sallallahü aleyhi ve sellem)! Ümmetine hacamat olmalarını emret! dediler." buyurmuştur.
Peygamber Efendimiz (Sallallahü aleyhi ve sellem) hayber'de zehirli koyun buduyla zehirlenildiği zaman, Cebrail Aleyhisselâm kendisine hemen kafasının arkasından hacamat yaptırmasını söylemiştir.
Kafadan hacamat olmak; delilik, cüzzam, gece körlüğü, alaca, başağrısı, diş, göz, kulak gibi hastalıklara ve daha birçok hastalığa şifadır. "Kafadan hacamat olmak her hastalığın ilacıdır" Hadis-i Şerif
Bunlardan bazıları; Kanser, cüzzam, delilik, alaca hastalığı,kısırlık ve daha bir çok hastalık. Kanser olup ameliyat olması gereken bir kişide, hacamattan sonra kanser kütlesinin yok olduğu görülmüştür. Hacamatta kanserden kısırlığa kadar birçok hastalığa şifa vardır.
Hacamat iki türlü amaç için olur bunlar; 1-Korunma 2-Tedavi (Tedavi amaçlı olduğu zaman,mevsim ve ayın günleri gözetilmez, ancak haftanın günleri gözetilmeye çalışılır.)
Hacamatın faydası akılla bilinebilecek bir şey değildir, nakille bilinir. Hacamatın faydalı olduğu yaşlar, 2 yaş ile 60 yaş arasıdır.
Kadınların adet nedeniyle hacamata ihtiyacı yoktur görüşü yanlıştır. Adet şifayı gerektirmez, şifa için hacamat olmaları gerekmektedir. Efendimiz'in (Sallallahü aleyhi ve sellem) hanımları hacamat olmuşlardır. Kendilerine cin musallat olan kadınlara hacamat yapıldığı takdirde 6 ay cinler yaklaşamıyor.
Ayın 11 sinde hacamat olmanın 1 senelik şifası. Hacamatta derinin altındaki uyuşuk kan alınıyor. Damardan kan vermekte faydalıdır ancak Efendimiz(Sallallahü aleyhi ve sellem) ve Selef bunu yapmamışlardır.
Büyük alimler 3 ayda bir hacamat olurlardı. Hacamat 1 inden 14 üne kadar mekruh olur(faydasız).Hacamat yapılmadan önce kiraz yenilmemelidir.(Mümkünse bir ay evvelden itibaren)Hacamat açken yapılacak. Hacamattan evvel en az 8 saat bir şey yenmeyecek... Ayın 17 nci günü Salı gününe denk gelirse hacamat olunabilir bu da çok faydalıdır. (Alimler yapılabileceğini uygun görmüşler)
Hacamat esnasında Ayet-el Kûrsi'nin olunması, hacamatın faydasını iki katına çıkarır. (7 kere okunması gerektiğini söyleyenler vardır.)
Şeytanın vesveselerine karşı kalbin arkasından yapılan hacamat çok faydalıdır. 50 senelik kökleşmiş büyünün, hacamatla kaldırıldığı rivayeti vardır.
Çift uzuvlarda hacamat faydalıdır.(İki diz, iki ayak gibi...)
Kansızlık, şeker ve kan hastalıklarından birisi bulunan kişiler doktorun izniyle ve usta bir hacamatçıya en uygun yerden en fazla 1 kere hacamat olmalı...
Bir insan bünyesine, dayanıklılığına ve vücudunun kan oranının azlığına yada çokluğuna göre 1 yerinden, 8 yerine kadar aynı anda hacamat olabilir.
Bir kere hacamat olan bir kişi bir daha hacamat olması için en az 1 ay, ortalama 3 ay geçmesi gerekir. Hacamattan sonra tuzlu, süt ürünleri ve hayvani şeyler yememeli, 1 gün önce 3 gün sonrasına kadar cimâ yapılmamalıdır.Hacamat gününe ve şartlarına uyulmazsa şifa değil hastalığa sebep olur...Hacamatçı işini ehli olmalı ve Hacamat yapılacak yerleri çok iyi bilmelidir.Hangi hastalık için nereden hacamat olunacağını hacamatçı bilmeyebilir. Bunu açıklayan kitaplar vardır, o kitaplara bakarak öğrenilmeli ve oralardan hacamat olunmalıdır.
Hacamat yaptırırken başta Sünneti Seniyye sonra da mesela şifasını istediğiniz hastalığa şifa yada zahiri ve Batıni hastalıklardan korunma niyetiyle yapılırsa daha iyi olur.
-En faydalı yerKâhildir (İki kürek arasının 10 cm üstü).
-Sonra Ehdeayn (2 kulak arkası).
-Sonra kalbin arkasıdır
Hacamat sıcaklar bastırdığı zaman yapılır. Sıcaklar bastırdığı zaman ilkbaharın sonu, kiraz çıktığı zaman Mayıs-Haziran aylarıdır. (Hacamat oluncaya kadar kiraz yenilmemelidir.Bir ay evvelden hacamat yapılacak zamana kadar yenilmese iyi olur.) "Sıcak şiddetlendiği zaman zaman hacamat ile yardım isteyin" Hadis-i Şerif
(Hacamat Hicri ayın günlerine göre yapılır) Her ayda hacamat olabileceğin 4 gün vardır o geçti mi, diğer ay beklenecek. Hacamat gökteki ayın (HİCRİ) 17-19-21-15 nci günlerinde yapılmalıdır. En faydalısı 17 nci gündür. Hacamat ayın ilk günlerinden 14'üne kadar(gökteki ayın büyüme günlerinde) faydalı değildir. 15 inden 21 ine kadar(Hicri ve tek günlerde) günlerde faydalıdır. 22 sinden 30 una kadar ay küçük olduğu için bedenler zayıf olur ve çıkarı kan az olacağından faydası az olur(Bunun içindir ki ameliyatlar mümkünse ayın 14 ünden sonra yapılmalıdır.Bunun için denilmiştir ki; Kesilmesi istenen bir iş, ay küçülürken, yani 14 ünden 30 una kadar yapılmalı-Devam etmesi istenen bir iş de ay büyürken yani 1 inden 14 üne kadar yapılmalı. Mümkünse devam etmesi istenen bir işe ayın ilk çarşambası başlanmalı.-Bununla beraber ayın 1 inde ortasından ve sonunda bir işe başlama- Marifetname). Hadis-i Şeriflerde, tekli günler tavsiye edilmiştir. Bu günler içinde en çok faydalı olduğu gün ayın (Hicri) 17 nci günüdür. Ondan sonra (Hicri) 19, ondan sonra (Hicri)21, ondan sonra (Hicri) 15 nci gündür.
Hacamat PAZARTESİ günü yapılmalıdır. Hakkında teşvik olup yasak olmayan tek gün pazartesidir. Haftanın üç günü hakkında hem teşvik edici, hem de yasaklayıcı Hadis-i Şerifler vardır. Eğer Pazartesi günü mümkün olmazsa, bu üç günde hacamat olunabilir. Bu günler; PAZAR, SALI, PERŞEMBE (Salı günü ayın, hicri 17'nci gününe gelirse hacamat için çok uygundur.)
Haftanın üç günü hakkında teşvik olmayıp sadece yasaklayıcı Hadis-i Şerifler vardır. Bu üç günde yasak günlerdir; ÇARŞAMBA, CUMA, CUMARTESİ (Bu günlerde ameliyat, mümkünse yapılmamalıdır.) BU GÜNLERDE KESİNLİKLE HACAMAT OLMAMALIDIR. Hadis-i Şerifte "Kim Çarşamba veya Cumartesi günü hacamat olurda bedeninde alaca hastalığı görürse, sadece kendini kınasın.", "Cuma günü bir saat vardır, kim o saatte hacamat olursa mutlaka ölür.", "Cuma, Cumartesi, Pazar günleri hacamat olmaktan kaçının."
Haftanın üç günü ise hem yasaklanmış, hem teşvik edilmiştir. Bunlar; PAZAR, SALI, PERŞEMBE günleridir. Eğer Pazartesi(Pazartesi en faydalı gündür) hacamat olmak mümkün olmaz ise bu günlerde olunabilir. Hadis-i Şerifler; "Kim Perşembe günü Hacamat olurda o gün hastalanırsa,o hastalıkta ölür.", "Salı günü kan günüdür, o günde bir saat vardır ki o saatte kanama kesilmez."
En faydalısı güneş doğduktan 1 saat geçtikten sonraki 2 saattir(bu 2 saatten sonrada öğlen kerahet vaktine kadarda hacamat yapılabilir), bu mümkün olmazsa öğlen ikindi arası. Bazı bilim adamlarına göre Ay ‘ın çekim kuvveti sadece med ve cezir (gei-git) hadisesi ile sulara değil; ay m zamanda insanlara, hayvanlara, meyvelere, ağ açla ra topraklara, hatta madenlere dahi tesir etmektedir. ‘“Güneşin tesiri harareti ile, ayın tesiri ise rutubeti iledir. ”
[K. Ummal 10/28126 (Benzarve E. Nuaym’dan naklen), İ. Sina Kanun 1/212; Ali Rıza Karabulut Tıbb-ı Nebevi sh. 377]
Ayın ilk yarısında vücutta kan miktarı artmaktadır. Kan miktarının artmış olduğu bu dönemde insanlar kendilerini güçlü ve sağlıklı hissederler. İkinci yarısında ise kan miktarı azalır. Bu dönemde ise zayıflık hisseden insanların ağrıları artar. Daha geç iyileşirler. Kan dolaşımları ve bağışıklık sistemleri zayıflamıştır.
“ Ayın ilk yarısında (Dolunay halinde) hararetle, rutubetin artmasından dolayı, damarlardaki kan çoğalır. Ayrıca dolaşımdaki kanın hızında da artma meydana gelir. Cinsel istekte kuvvetlenme olur. Yapılan araştırmalara göre bu dönemde ayın 11-21. günlerinde işlenen suçlar ve cinayetlerde belirgin artışlar olduğu tespit edilmiştir. Bu günlerde ayın cazibesi vücuttaki kanın hareketlenmesine ve vücudun dinç olmasına tesir ettiğinden dolayı kişiyi suç işlemeye müsait bir hale getirdiği gibi, sinir sistemine de tesir etmektedir (14)
Eğer insan vücudundaki kan hücreleri yanyana dizilecek olsaydı, 96.500 km'lik bir şerit oluşturacaklardı, yani dünyanın çevresini 2 kez dolaşmaya yeterli bir uzunlukta olacaklardı. Minik bir kan damlasının %50'sinde, 5 milyon alyuvar, 10 bin akyuvar ve 250 bin trombosit vardır. Diğer yarısını ise plazma teşkil eder.
Bir akyuvarın kalbinizden başınıza gidip gelmesi yaklaşık 10 sn, ayak baş parmağınıza gidip gelmesi ise yaklaşık 1 dakika sürer. Bir gün içinde bu akyuvar vücutta binden fazla tur yapar. Akyuvarlar saniyede 1.2 milyon tane olmak üzere kemik iliğinde yaratılır. Bir ömür boyunca buralarda yaklaşık yarım ton akyuvar yaratılır.
Eskiden beri hacamatın her türlü rahatsızlığa iyi geldiği düşünülmektedir. Frederick, savaşlarda sinirlerini yumuşatmak için hacamat yaptırırdı. XIII. Louis ise 6 ay içinde 47 hacamat yaptırmıştı. "Ölüm hariç her hastalığın ilacı vardır"
Birinci kısm ilaçların tesiri, faydası katidir, meydandadır. Ekmeğin açlığı, suyun susuzluğu gidermesi böyledir. Ölmeyecek kadar ve namazı ayakda kılabilecek kadar yemek, içmek farzdır. Bu kadar yememek büyük günahdır. Faydası kat'i olan ilaçları kullanmak farz olmaktadır. Tesiri kati olan sebeblere yapışmanın vacib bunları kullanmayıp zarar görmek günahtır. Tesiri muhakkak olan bu gibi ilaçları kullanmamak tevekkül değil, ahmaklıktır ve haramtır.
İkinci kısım ilaçların tesiri kati olmadığı gibi, zan ile de değildir. Fayda ihtimali vardır. Fen yolu ile tecrübe edilmemiş maddeler ve Kur'an-ı kerimden olmayan, manasız yazılar kullanmak ve ateşle dağlamak ve uğurlu sanarak kullanılan şeyler böyledir. Tevekkül etmek için, bunları kullanmamak lazımdır. Peygamber efendimiz, bunları kullanmak, sebeblere fazla düşkün olmak alametidir, buyurdu.
Üçüncü kısım ilaçlar, birinci ve ikinci kısm arasında olanlardır. Bunların faydaları hadisle sabittir, Damardan kan alma, deriden hacamat yapmak, müshil almak, Bazan bunları kullanmamak daha iyi olur. Peygamberimiz, "Arabi ayın onyedinci veya ondokuzuncu veya yirmibirinci günleri hacamat olunuz ki, kan artarsa (ya'ni tansiyon yükselirse), ölüme sebeb olur" buyurdu. Bir defasında da "Allahü teâlânın ölüme sebeb yapdığı hastalıklardan birisi, kanın artmasıdır" buyurdu.
Peygamberimiz, Sa'd bin Mu'az için, fasd yani damardan kan aldırmasını emir buyurmuştu. Hazret-i Alinin mübarek gözü ağrıdığı zaman da, taze hurma yememesini, pancar yaprağı, yoğurt ve pişmiş arpa yemesini söyledi. Peygamberimiz, her gece sürme sürerdi. Her ay hacamat olurdu. Vahy geldiği zaman, mübarek başı ağrırdı. Mübarek başına kına bağlardı. Bir yeri yara olsa, oraya kına kordu. Bir şey bulunmadığı zaman, temiz toprak tozu ekerdi. Daha nice ilaç kullanmıştır.
Kağıtlar yakılıyor. Neşterle çizikler atılıyor. Bardaklar bel yada başa vakumlanıyor. Binlerce yıldır kullanılan bir tedavi yöntemi... Alternatif tıpta geniş bir yer bulan bu tedavinin adı: Hacamat
Hacamat İslam ülkelerinde çok yaygın. Ama Çin’den Almanya’ya - Malezya’dan Kanada ve Avustralya’ya kadar bütün dünyada kullanılan alternatif bir tedavi yöntemi... Hacamat genellikle kulak arkası ve sırta yapılıyor. Tedavinin ilk aşaması traş... Traşın ardından işlem başlıyor. Devreye, ateş, bardak ve neşter giriyor. Hacamat tedavisinin Medine’de kullanımıyla ilgili bilgiler veren Dr. Mehmet Kocabaş, “hacamat”yani kan alma hadisesinin Medine’de çok popüler olduğunu, en aliminden en cahiline kadar her hastalıklarını genellikle “hacamat” yöntemiyle tedavi ettirdiklerini söylüyor.
Türkiye’de bu tedavi yöntemi Sağlık Bakanlığı tarafından tanınmadığı için ehil olmayan kişiler tarafından sağlıksız ortamlarda yapılıyor.
Önce, bardak vb. den oluşan kupa kan alınacak yere vuruluyor, orayı havasız bırakıp uyuşturuluyor. Aynı yeri neşterle et ile deri arasını 2 veya 3 milim çiziliyor. Sonra kupayı neşterlenen yere tekrar vuruluyor. Kılcal damarlardan kan gelmeye başlıyor. Bunu genellikle üç defa tekrarlanıyor. Tedavi 20-25 dakika sürüyor. Ortalama 300-350 gram kadar kan çıkarılıyor.
Hacamat kan ile alakalı bir işlem olduğu için kan da insan bir bölgeye tesir etme imkanı vardır. Bununla beraber vücuttaki kirli kanı almakla kandaki toksinler, kolestrol ve kullandığımız ilaçlardan dolayı kanda bulunan ve bize zarar veren maddeler tehlikesiz bir şekilde vücuttan uzaklaştırılır.
Hacamat ile insanlar; anında tesir gösteren, emin, tehlikesiz, yan tesirsiz ve ucuz bir şekilde tedavi olma imkanı bulurlar.
Bununla beraber hacamatla tedavi olunan hastalıkların bazıları şunlardır.
*Baş ağrısı, yarım baş ağrısı ve sinuzit,
*Tembellik, uyku fazlalığı,
*Yüksek tansiyon ve şeker hastalığı,
*Prostat ve cinsel zayıflık,
*Sırt ağrısı, bel ağrısı (lumbago), işiaz, diz ağrısı, yanlarda uyuşukluk,
*Hormon bozzukluğu,
*Yumurtalık hastalıkları,
*Buna benzer bir çok kadın hastalığı.
Hacamat hangi hallerde yapılmaz
*Hacamat çok ihtiyar ve zayıf kişilerde,
*Kalp Yetmezliği olanlarda,
*Bir yeri kesildiğinde kanı durmayan kişilerde,
*Hamilelerde,
*Aşırı kansız kişilerde *AİDS HİV
*Tansiyonu çok düşük olan kişilerde *Küçük çocuklarda
*Çok hassas ve korkan kişilerde kanlı hacamat yapılmamamasın tavsiye olunur, duruma göre kansız hacamat tatbik olunur

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar