Şiirlerim
ZİYA PAŞA ÜÇÜNCÜ BÖLÜM- TERKÎB—İ BEND
Kudretine
başlangıç, gücüne son olmayan!
Gelmedi
yer yüzüne sırlarını anlayan...
Yer
yüzündeki her şey varlığına şahittir,
Apaçıktır
birliğin her bir zerrede ayan...
Hükmünün
yarattığı bir eserindir güneş,
Emrin
ile dolaşır, gökte aydır parlayan..
Göklerde
kuşlar doyar döşediğin nimetle,
Lütfun
ile kandırır balığı suya umman.
Mağrur
Nemrud'u eder sivrisineğin mağlup,
Kereminle
ateşler Halil için gülistan!
Adaletin zalimi, neden
toprak etmiyor?
Ezilenlerin ahi duyulmaz mı
semadan?
Bütün dünya zevkleri senden
uzak kalanın,
Her cefaya katlanır senin
aşkınla yanan!
Sensin yoldan çıkaran çok
tarikat ehlini.
Seninle girdi yola
kaybolmuş bir çok insan..
Hükmünde
madem senin iyilikle kötülük,
Kaldır
şu emirleri yasakları aradan!
Hep Sendedir Yâ Rabbi bu aldatış, bu fitne!.
Baştan çıkma, aldanış Sendendir ey Yaradan!..
Sen yap dedin ben
yaptım, geldi senden melâmet...
Elim eteğindedir koptuğunda kıyamet!..
Elim eteğindedir koptuğunda kıyamet!..
Kaynak:
Hamza Tanyaş, Bağdatlı Ruhi ve Ziya Paşa Terkibi bentler ve Terci-i bent,
Kavaklıdere Kültür Yayınları, Esas Metin ve Manzum Çeviriler, 1995, Ankara
1. Kudretine başlangıç ve son olmayan ey
ulu Allah’ım, senin niteliğini tam olarak anlamak imkânsızdır.
2. Her nesne, varlığına en güzel şahittir.
Her zerre, birliğine şahitlik eder.
3. Hükmün bu eserlerle güneşi (izhar eder)
gösterir. Emrin ışıklarla ayı meydana çıkarır.
4. Havadaki kuşlar, senin nimetlerinin
sergilendiği sofranda doymuşlardır. Denizdeki balıklar, lûtfunun suyunu içerek
kanmışlardır.
5. Senin iyiliğin, kudretin İbrahim
Peygamber için hazır-lanmış olan ateşi bir gül bahçesi haline getirir. Kendini
beğenmiş dinsiz Nemrud, bir sivrisineğin (beynine girmesi sebebiyle ağrısına
dayanamayıp ölerek mağlûp olur.
6. Zulüm görmüş kimselerin
yakınmaları göklere çıkmaktadır. Adaletin, zulmedenleri ne zaman toprak haline
getirecektir?
7. Her türlü zevk, yabancı
kişilere aittir. Belâlar ise senin aşkınla ıstırap çekmekte olanlara ayrılmış
bulunmaktadır.
8. Allah yolunda olan birçok
din ehlini yoldan çıkaran sensin. Yolunu şaşırıp sapıtmış olanlara da doğru
yolu gösteren yine sensin.
9. İşlerin iyi veya kötü gerçekleşmesi
mademki senin hükmündedir, o halde bu emirler ve yasaklan ne için koymuş
bulunuyorsun Ey Allah’ım!
10. Bu tuzak ve fitne yine şendendir Allah’ım,
bu aldatış ve karışıklık yine Sendendir Allah’ım!
“Ulu Allah’ım, kulunu evvelâ yap! diye teşvik ediyor, sonra da-günâh
işledin diye—ayıplıyor, kınıyor, çıkışıyorsun! Kıyamet günü eteğine
yapışacağım. ”
1 Ey kudretine olmayan âgaz ü tenahi,
Mümkün
değil evsafını idrâk kemahî.
2 Her nesne kılar varlığına hüsn-i
şehadet,
Her
zerre eder vahdetine arz-ı güvahi.
3 Hükmün kılar izhar bu âsar ile mihri,
Emrin
eder ibraz bu envar ile mahî.
4 Dilsir-i bisat-ı niamın mürg-i havaî,
Siyrab-ı
zülâl-i keremindir suda mahî,
5 Eyler keremin âteşi gülzar Halîl’e;
Mağlup
olur peşşeye Nemrud-i mübahi.
6 Zalimleri adlın ne zaman hâk
edecektir?
Mazlumların
çıkmadadır göklere âhı.
7 Bigânelere münhasır envâ-ı huzuzat,
Mihnetzede-i
aşkma mahsus devâhi,
8 Şensin eden ıdlâl nice ehl-i tarîki;
Sensin
eden ihda nice gümgeşte-i rahı.
9 Hükmün ki ola mucib-i hayr ü şer-i
ef’âl
Yârâb,
ne içindir bu evamir bu nevahi?
10 Sendedir İlâhi, yine bu mekr ü bu fitne,
Bu
mekr u bu fitne yine şendedir İlâhi.
Güfti bikün ü bâz zeni seng-i melâmet
Dest-i men ü dâmân-ı tü der ruz-i kıyamet
Kaynak:
ZİYA PAŞA’ nın Terci-i Bend’i İle Terkib-î Bend’i Üzerine Düşünceler,
Hazırlayan: H. Fethi GÖZLER, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yay.1987,ANKARA
Hepiniz öleceksiniz!
Tanrı katına çıkacaksınız utanmadan!
Ruhlarınız koyup kaçacak sizi,
Topraklara gömüleceksiniz!
Kurtlar, böcekler, solucanlar
Sevinçle saldıracak üstünüze,
Elleriniz bomboş kalacak,
Kimse bakmayacak resminize.
Sevilmiş kadınların hayali.
Dumanlar gibi dağılacak;
Faydalı, şöhretli, merhametli
Semtinize uğramayacak.
Gözleriniz yok artık!
Dünyayı görmeyeceksiniz!
Okşamak, gülmek, konuşmak
Yok olmuş bir selde yüzeceksiniz.
Yavaş yavaş çürüyeceksiniz.
Umutsuzdu, yalnızdı, hali yoktu,
Canı gole yanıyordu günlerden beri.
Ne alnında dolaşan bir dost eli
Ne imdat isteyecek kimsesi vardı
Ne Tanrısı, ne de peygamberi.
Günlerdir karanlık deliklerde
Yanıp sönüyordu gözleri..
Sevinç değil ki paylaşılsın
Kendi kendinindi kaderi
Sürün sürüne dışarı çıktı..
Kıvrıldı ateşte pençeleri.
Kurtuldu rahat etti farecik,
Rahat etti dişleri.
Kibardı, incecikti kuyruğu,
Vücudu, küçücük pençeleri. .
Bir makara gibi çözüldü,
Unuttu kedileri.
Farecik! Nazlıcık! Garipçik!
Canı çok yanıyordu günlerden beri.
Kibardı, incecikti kuyruğu;
Boş koydu delikleri.
Bir varken bin yok oldu.
İşte dünyamızın işleri.
CAHİT KÜLEBİ
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar