Bilinmeyen Yönleriyle Altındal
"Yedi
ceddimin ilgilendiği tek konu: Havas ilmi"
RÖPORTAJ: Baki GÜNAY 10/3/2005
"Kendini
sosyalist olarak adlandıran Aytunç Altındal lise yıllarında Adnan Menderes’in
idamını protesto etmek için arkadaşları ile okuduğu Kabataş Lisesini yakan
Altındal, üç senelik liseyi yedi senede bitirir. Uzun yıllar yurtdışında
yaşamak zorunda kalan Altındal yazarlığının yanında aynı zamanda şair’de
yazarlığının 40. yılına basan Altındal "Yedi ceddimin ilgilendiği tek
konu" dediği ‘Havas ilmi’ üzerine uzmanlaşmış birisi.
Yazar- Şair
Tezer Özlü, yanında vefat ettiği zaman, Özlü için şiir bile yazdığını
öğrendiğimiz Altındal’ın ilginç bir portresini çıkarmaya çalıştık.
Komünist
rejim çökerken Moskova sokaklarında, daha sonra da Maztek denilen Meksika
Şamanları ile görüyoruz Altındal’ı. Oralarda ne aradığını sorduğumuzda ise bize
verdiği cevap ‘sadece bilgi’ oluyor. Kendini kuvayı-milliyenin sol kesimi
olarak adlandırıyor. 15 yıldır bekâr hayatı yaşıyor. 1960 yılında Halide
Edip Adıvar’ın yanında öğrenci olarak yazı dünyasına girdiğini söylüyor. Halide
hanımın eşinin de Adnan Adıvar da resmi olarak kurulan istihbarat örgütü MAH’ı
kuran kişi. Babası da milli mücadele kurulan istihbarat örgütü Karakol’un
önemli elemanlarından. olan Altındal’ın ‘Bilinmeyen Hitler",
"Laiklik/Enigma’ya Dönüşen Paradigma", "Türkiye ve
Ortodokslar", kitaplarından birkaçı. Son kitabı olan ‘Yoksul Tanrı’ isimli
çalışmasında Altındal incilin nasıl tahrif edildiğini anlatıyor. London School
of Economy’de öğrenim görmüş, senelerce İsviçre’de yasamış, parasını ve
zamanını Okültizme, ezoterikaya harcamış farklı biri Altındal.
**
Asıl adınız Aytun iken mahkeme kararı ile Aytunç olarak değiştirdiniz.
Niçin böyle bir şeye ihtiyaç duydunuz?
Benim asıl
adım Aytun’dur [Tâci'nin notu: İlk adı Osman'dır.]. Ama Türkiye’de bunu Aytunç yaptık.
Aytun’un anlamı ‘kendi kişiliğine dönük’ demektir. Ben Çerkez’im Adige
kolundan. İsmi değiştirmemiz daha çok ticari. Kitaplarımda Aytun’un kimse
anlamaz diye değiştirdim.
Babanızı tanıyabilir miyiz?
Babam benim
rantiyeci idi! Rantiye ne demek biliyor musunuz ?
Günümüzdeki
anlamı çok iyi değil.
Evet, her zaman
onun iyi bir anlamı yok. Babamın göstermelik bir murahhas azalığı vardı. Ama
daha evvel ‘Karakol’ teşkilatında çalışıyordu. Babam Beşiktaş’ta 1920-1928
yılları arasında futbol oynamıştı. Beşiktaş’ın kaptanı idi. Ölünceye kadar da
haysiyet divanı üyeliği yaptı.
BJK’nın
özelliği mi bu. Karakol ve MİT menşeli yöneticileri var?
BJK, çünkü
kuvay-ı milliyenin bir takımıdır. Beşiktaş jimnastik Kulübü zaten Anadolu’ya
silah kaçırmak için kurulmuştur. BJK asıl rengi kırmızı beyazdı. Balkanlar
elden çıkınca matemi simgelemek için siyah rengini almıştır. En son Süleyman
Abi, o da MİT’teydi. BJK bizzat milletindir. Diğer takımların arabacı diye
tarif ettiği kişilerin takımıdır. Galatasaray masonların Fenerbahçe ise
palikaryanın takımıdır. Arabacı diye alay ettikleri Beşiktaş milletin
takımıdır.
12 Eylül’den önce yayıneviniz vardı
Ben daha çok
yurtdışında yayıncılık yaptım. Türkiye’de Masonlar ile büyük kavgalarım oldu.
Her zaman vardı gene var. Dönemin başbakanı Bülent Ulusu da büyük masonlardan
biri idi. Benim kurduğum yayınevinin kapatılmasını istedi Ertesi sabah bir
manga asker geldi ve burası artık kapandı dedi. Bende yayınevi işlerimi
mecburen yurtdışına taşıdım. ‘Havas’ adlı yayınevimi 1972 yılında kurdum. Sonra
‘Süreç’ adlı dergiyi çıkardım. Bunların hepsi kapatıldı.
Yayınevinizin ismi HAVAS, niye bu ismi seçtiniz.
Ben bu Havas
yayınevini kurduğum vakit bile Müslümanlar bu ismin ne anlama geldiğini
bilmiyorlardı. Bende mahsustan ‘Havadan gelen dolarlar’ diyordum. Bu kelimenin
24 farklı anlamı var. Benim bu kelimeyi seçmenin sebebi TDK’dir. Öğrendim ki
birinci TDK toplantısında Mason takımı Havas kelimesini ortadan kaldırmak
istemişler. Şöyle ki Müslümanlar arasıdan artık İslamiyet diye bir durum mefhum
kalmadı, dolayısıyla Müslümanların akıllarında kalan kavramları hafızadan
silmemiz gerekiyor demişler. Birinci kelime olarak da Havası bulmuşlar. Ben
bu zabıtları okuduğum zaman bunun için bir yayınevi kuracağım dedim. Benim
geçmişim ile orantılı bir kelimedir. Havas. Benim hayatım bu kelimedir.
Daha sonra tiyatro için Uğur Mumcu ile bir piyes yazdınız
Evet,
1980’lerde Uğur Mumcu ile bir piyes yazdık. Hatta o zaman çok ünlü olmayan
Levent Kırca’da oynamıştı bizim oyunumuzda. Dört-beş ay önce ilginç bir olay
oldu. Bir hanım kız karşıma çıktı ‘vay efendim nasılsınız’ dedi. Bende
tanıyamadım kim olduğunu Bana ‘siz’ dedi. Beni ilk defa sahneye çıkartınız
sizin sayenizde ilk sigortam oldu. Şimdi çok meşhur oldum dedi. Sen kimsinde
diyemiyorum şimdi ayıp olur diye de Ben dedi Demet Akbağ’ dedi. Benim haberim
bile yoktu. O dönemde birçok kişi ünlü olmuştu.
Sizin isminize bir dönem başka sıfatlar yakıştırılmış. Dönek olarak
adlandırıldınız.
Hayır,
döneklik diye bir durum yok. Ben sosyalizmi savundum her zaman. Şimdiki
sosyalistler ile aramdaki fark şudur; onlar karşısındaki insanın dini ile kitap
ile uğraşırlar. Bundan önce o insanı yaşam koşullarının iyileştirmek için neler
yapılması gerektiğini düşünmezler.
Yurtdışına gitmenizin sebebi ne idi ?
1971’de
İstanbul’da kaçırılıp öldürülen İsrailli diplomat olayı idi. O zamanda içişleri
bakanı Sabri Koçar vardı. Bu işe cesaret edebilecek kim var diye
araştırdıklarında birilerini tutup içeriye atmaları gerekti. Benim de eskiden
sabıkam vardı ‘Kabataş erkek lisesini yakmaya’ teşebbüsten dolayı adım ortaya
atılmıştı. Başkonsolos kaçırıp öldürüldü diye beni de aldılar götürdüler. Orda
ağır işkencelere maruz kaldım ve bir böbreğimi kaybettim. Dolayısıyla şu an tek
böbrekliyim. Sonra sen aradığımız değilmişsin deyip bıraktılar. 1980’de tekrar
bir mahkeme açıldı. Ben askeri mahkemede beraat ettim. Sivil mahkemede suçlu
bulundum. Konuda bir kelimedir. O dönemin iki ‘herifi’ var özellikle herif
diyorum. Hukuk dehası diye yutturdukları. Sulhi Dönmezer ile Sahir Erman, iki
büyük mason üstadı. Bir kelimeden dolayı bana 7,5 sene ceza verdiler. O
kelimede Yunus Emre’de geçiyordu. Oradaki kelimeyi cımbızla çekip 7,5 sene
hapis veriyor.
Kabataş lisesini mi yaktınız ?
Evet bu
gerçek. Menderes’in idamını protesto etmek için bunu arkadaşımla yaptık. Okulu
boşalttıktan sonra yaktık. Oradan da Pendik lisesine sürüldüm. 3 senelik liseyi
7 senede zor bitirdim.
Avrupa’da yayıncılık sektörüne devam ettiniz daha sonra.
Evet
Avrupa’da ortaçağ dönemindeki Havas ilmini araştıran kitaplar neşrettik. Bunlar
Türkiye’de bilinen işler değildi. İlm-i- ledün ve gizli ilimler üzerine
araştırmalar yaptık. Okülitizm yani. Bu meyanda herkesin fizikçi ve matematikçi
olarak bildiği Newton’un bir çalışmasını yayınladım. İncil üzerine havas ilimi
ile ilgili sayılar ve rakamlar ile alakalı bir kitap idi. Bu kitap dünyada olay
oldu. Newton Maji ve gizli ilimlerden bilgiler almış birisidir.
Meksika’da ne arıyordunuz?
Meksika’da
büyü ve mistik bilgiler çok kuvvetlidir. Orada mitsek diye adlandırılan şaman
bir grup vardır. Ortaasya’dan gelen şaman geleneğini devam ettiren grupturlar.
Onların dilinde 400’ten fazla Türkçe kelime var. Örneğin çapul tepe diye bir
yer var nedir diye soruyorsunuz buraya yani çuvalla tepeye tırmanıp tepeye
mabet varmışlar. Orada bilgili kişilerden var bu bilgileri öğrenmeye gittim.
Atatürk’ün
vasiyetinin içinde çok önemli bilgiler olduğunu iddia ettiniz. Nedir bunlar?
Ben diyorum
ki Anıtkabir’de belgeler var, o belgelerin içinde de neler olduğunu biliyorum.
İsteyen Halifelik ‘de dahil Atatürk’ün vasiyetindeki bilgileri Nutuk’ta ta
okuyabilir. Vasiyette, Atatürk’ün bir tezi var. Atatürk tezinde şunları yazmış.
‘Bugün dünyada 3 Müslüman ülke var. Ama bunlar yarın 49-50’taneye
ulaşabilirler. O zaman da Müslüman ülkeler de kendi aralarında bir araya
gelerek bir üst kurul kurarlar. Ve meclis başkanları rotasyona tabi olarak
hilafeti temsil eder. Böyle babadan oğla hilafet olmaz’ diyor.
Kenan Evren ise vasiyette bir şey olmadığını iddia ediyordu?
Ben dönemin
cumhurbaşkanı Kenan Evren ile bu konuda çok tartıştım. Kenan Evren diyor ki; ben
bunları okudum 400 belgede çok fazla bir şey yok diyor. Sadece Mustafa Kemal
Fransız bir bayanla bir gece geçirmiş onu yazmış diyor. Bende dedim ki; 400
sayfa okudunuz aklınızda kala kala bu mu kaldı? Ama hiç şaşırmadım dedim, siz
de başımıza çıplak kadın meraklısı bir ressam kesildiniz dedim. Sonra bu olay
meclise yansıdı ama bir şey çıkmadı.
Büyük Ortadoğu projesi içinde hilafet kavramının yeri nedir?
Evet bu
proje içinde hilafet’te var. Ben bunu Atatürk’ün ölüm yıldönümünde açıkladım.
Çünkü 6 kasımda İngiltere istihbarat adamı Türkiye’ye gelip iki tane gizli
görüşme yaptı. İngiltere’ye döndü ve bir açıklama yaptı. Dedi ki Müslümanların
artık bir halifeye ihtiyaçları var. Ve Türkiye buna öncülük yapmalıdır dediler.
Onların kafasında bir şahıs var ve onu halife yapmak istiyorlar, mesele burada.
Bende diyorum ki Mustafa Kemal’in dediği çerçevede plan yapılmalıdır diyorum.
Yakında Papa’nın Türkiye ziyareti var. Bu ziyaretin anlamı ne?
Bakın papa
Ayasofya’ya gelip bir dua ve takdis etmek gibi niyeti olduğunu öğrendim. Eğer
bu işlevi yaparsa Türkiye çok zor bir duruma düşebilir. Bunu daha önceki 6
papa’da Türkiye ziyaretinde yapmak istemişti ama bu isteği engellenmişti.
Müzenin takdis edilmesi diye bir olay olamaz. Eğer bunu yaparsa ki orası o
zaman onların inancına göre kiliseye dönüşür ki bu da çok tehlikeli bir
durumdur. . AB’de milletvekilleri önerge verdiler Ayasofya açılsın diye.
Aziz Anderea
günü 30 Kasım’da olacak bu Ortodokslar için önemli bir gündür. Papa dua ederse
orası artık kutsal bir yer haline gelir. Tıpkı 100 yıl önce Selçuk’taki Meryem
ana bölgesi de böyle olmuştu. Taki papa gelip kutsayınca orası bir hac yeri
oldu. Türkiye burada önceden bir tedbir almalıdır.
Patriğin ekümenik iddiası komşu ülkeleri etkiliyor mu?
Bakın,
İstanbul’a Ukrayna devlet başkanı gelmişti. Gittiler Patriğin elini öptüler ve
orada bir antlaşmaya varıldı. Varılan antlaşma çerçevesinde Ukrayna’daki
Ortodoks kilisesi İstanbul’a bağlandı. Bu doğrudan dolayı ABD’nin isteği ile
olan bir olaydı. Amaç burada Rusya’yı köşeye sıkıştırmaktır. Putin Türkiye’ye
geldiği vakit neden Patriği ziyaret etmiyor acaba? Çünkü ekümen olarak patriği
tanımıyor
Yaptıklarınızın amacı ne?
Ben Türk
milletinin bir an önce aklını başına devşirmesini istiyorum. İş işten geçtikten
sonra hiçbir şey olmaz. Türkiye’yi hiç kimse silahla işgal edemez. En üç
kağıtçı birisi bile alır eline silahı çıkar. Türkiye’yi ancak içerden birileri
satarsa işgal edilir.
Sözleriniz size düşman kazandırmıyor mu?
Hakkımda
birçok sözler var ben bile inanamıyorum neler dediklerine. En son kulağıma
gelen iddiaya şok oldum. Benim için normal bir adam olamaz bu adam bu kadar
bilgiyi bilemez. bu adamı uzaylılar kaçırmış kafasına çip yerleştirmişler
diyor. Türkiye’deki aşağılık duygusuna bakar mısınız. Bir Türkün sıradan bir
bilginin üstündeki bilgilere sahip olabileceğine kafası almıyor. Çünkü insanlar
şartlanmış. Çünkü bu tür insanlar hep ABD ve Avrupa’dan çıkacak diye.
Peki sizin bilgilendiğiniz kaynaklar nelerdir?
Tamamı kitap
ve belgelerdir. Ben belgeleri nereden bulabileceğimi biliyorum. 35 senedir
birçok belge topladım. Bunları da Türkiye’nin hayrına sundum.
Bir
gazete’de röportajınızda ben Milli Görüş’çüyüm demiştiniz.
Evet gayrı
milli bir görüşten mi olacağım ki Biz kuvayı-milliyeyiz bu fikir gayrı
millimidir ki. Bir siyasi partiye mal edilemez ki bu ifade ben de milli
görüşçüyüm. Buğun eğer bahsedilen bu siyasi hareket iktidar da olsa idi ne
Kıbrıs değişirdi nede kürt devleti kurulabilirdi.
Türkiye’nin durumunu nasıl görüyorsunuz?
Türkiye
yeniden bir istiklal savaşına hazır olmalıdır. Bu savaş yeniden olacak
kaçınılmaz . İçerdeki gayrı ve milli unsurlar arasında bir tartışma olacak bu
kaçınılmaz. Bakın PKK terör örgütüdür,anayasaya uygun mudur,yasalara uygun
mudur? Peki ben niye yasalara uygun olmayan bir örgüte insan hakları çerçevesinde
buna karşı koyayım. Terörün cevabı terördür. Bakın İngiltere de terör zanlısı
diye masum bir insanı öldürebildi.
Ailenizin diğer fertleri Türkiye’de değil?
Ben
özellikle burada durmalarını istemedim. Benim iki kızım ve bir oğlum var .
Onlar yurtdışında yaşıyorlar. Tehdit aldığım için böyle yaşamak zorundayız. Bu
işlerde aile hayatı kaldırmaz zaten. Ettiğin laflar ve yaşadıklarınla
başkalarına eziyet çektirmenin anlamı yok.
Geçiminizi nasıl sağlıyorsunuz?
Benim
geçimin tamamı ailemden kalanlar ile oluyor ve o da bana yetiyor . Bakın benim
devlet ile hiçbir alakam yok. Devletten 50 kuruş almıyorum. Şimdiye kadar kaç
milyon dolarlar teklif edildi ama kabul etmedim. Yurtdışında yaptığım her olayı
da kendi param ile yaptım. Devlette hiç kimse kalkıp diyemez. Ben şu iş için bu
adama örtülü ödenekten para verdim diye. Alsaydım bu şekilde kalamazdım zaten.
Venezüella
istihbarat örgütünün elemanı olduğunuz söyleniyor.
Evet bunu
ben söyledim. 70’li yıllarda beni birtakım çevreler Türkiye’nin KGB şefi ilan
etiler. Sovyetler çökünce issiz kaldığımı düşünen bazı kesimler beni daha sonra
CIA’nın istasyon şefi yaptılar. Başkaları da beni MOSSAD elemanı yaptılar. Ben
de bir türlü milli olamadım. Bende dedim ki ben VİS elemanıyım. Nedir bu
deyince de Venezüella gizli servisi dedim. Niye Venezüella deyince de ‘en güzel
kadınlar’ orada onun için dedim
MİT ve benzeri örgütler ile hiç işiniz olmadı mı?
Mit nedir
ki? Mit’e gelinceye kadar devletin 8 tane başka örgütü var. MİT adını
duyduğunuz kurumdur. Şimdiye kadar hiçbiri ile bir para ilişkim olmadı benim.
Türkiye bugün neden bu durumda?
Bilgiye
değer vermediği için bu durumdadır. Alın bakın en güzel örnek Trabzonspor,
takım hakkında en küçük bir bilgiye sahip olmadan biz gider yeneriz Rumlar
dediler. İşte gördük sonucu. Türkiye bu kafa ile bilgiye değer vermediği
müddetçe bu sonuçları her zaman alır.
Ecevit’leri
ziyaret ettiniz ve bilgilendirdiniz. Daha sonra Türkiye’de tarih konusunda
çeşitli tartışmalar başladı.
Evet bizi
davet eti Ecevit ailesine bilgilerimizi aktardık. Sadece ben değil İlber
Ortaylı da vardı. Bakın herkes belli bir zaman sonra bu tür bilgileri öğrenecek
fazla konuşmayayım bu konuları. Bu güne kadar doğru bildiğiniz her olayın
yanlış olduğunu öğreneceksiniz. Bakın bunu ilk defa Ecevit söylüyor. Rahşan
hanım gibi bir bayan kalkıp din elden gidiyor İslam dinini yok edecekler diye
konuşuyor. Bunlar artık Türkiye’de oluyor.
Tarihte hep bir hainlik tartışması var.
Evet
Vahdettin hain, Menderes hain. Osmanlı padişahları arasında da üç tane iyi
padişah var iddiası yutturulmuş. Osmangazi, Fatih ve Kanuni. Bunlar hep mason
teşkilatının bize belletmek istediği söylemlerdir. Diğer 37 padişah hiç mi yi
değildi yani? Bir de onları anlatırken işte bunların karısı hep yabancı idi
derler. Atatürk’ten önceki tarihimizi tamamı ile inkar ediliyor. Hangi mason
varsa o Türkiye’de büyük adam diye tanıtılıyor. Yeter yani kardeşim. Bunların
hepsinin bilinmesi gerek. Daha Türk halkı neler öğrenecek duyduğunuz zaman
dudaklarınız çatlayacak.
Öldükten sonra nasıl anılmak istiyorsunuz?
Geçen
Teşvikiye cami’de bir manzara gördüm onu anlatarak size cevap vereyim. Bir
dönem Türkiye’yi yönetmiş İnönü ailesine mensup bir cenaze vardı. Avluda da
cenazeyi bekleyen cami cemaatinin yanında bir avuç İnönü ailesi vardı. İçimi
hüzün kapladı. Koskoca İnönü ailesi bir avuçtu işte. Tam o sırada da beni
telefondan Abdurrahman Dilipak aradı. Ben de ona cenazeyi anlattım. Sonra ona
dedim ki ben ölürsem beni Kulaksız mezarlığındaki kimsesizler mezarlığına gömün
dedim. Öldükten sonra bu adam memleket için çalıştı desinler yeter.
Karakol
örgütünün kurucusu Çerkez Kuşçubaşı Eşref de bildiği birçok bilgiyi yazmış daha
sonra hepsini bir sandıkta yakıp yok etmiş. Sizde bildiklerinizi kendiniz ile
birlikte mi götüreceksiniz?
Evet
maalesef gidecek. Söylenebilecekleri ben zaman içinde kaynak göstererek
söyleyeceğim zaten.
Şu ana kadar ortaya çıkarmadığınız sırlar var mı?
Evet çok
var. Türkiye’nin tarihi ile ilgili. Bu bilgilerde Türkiye hazır oldukça belli
bir insan grubu bunları anlamaya başladıkça anlatmaya çalışacağım.
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar