Print Friendly and PDF

Silsile-i Ehl-i Tarikat

 


Asr-ı saâdetteki Ashâb-ı Suffa'dan bahseden, Hz. Peygamber (salla'llâhü aleyhi ve sellem)’in Hz. Ali’ye zikir telkinini anlatan ve Hz. Ali’den Yiğitbaşı Velî Ahmed Şemseddîn-i Marmaravî’ye kadar gelen silsilenin (toplam 14 zat) kaydedildiği tek varaklık bir risâledir.

Ülkemiz kütüphânelerinde sâdece bir nüshası[1] bulunan bu risâleyi kimi araştırmacılar Tabakâtü ’l-Evliyâ ’dan ayrı bir eser olmasına rağmen aynıymış gibi tanıtıyorlarsa da[2] bu doğru değildir. Doğru olan şudur: İlgili kütüphâne kaydında Tabakâtü ’l-Evliyâ, Bahreyni ’Î-Aşk ve Silsile-i Ehl-i Tarikat adlı üç ayrı risâle Silsile-i Ehl-i Tarikat adıyla tek bir esermiş gibi kaydedilmiştir. Oysa lb-4a arasında Bahreyni ’l-Aşk, 4a-4b arasında Silsile-i Ehl-i Tarikat ve 4b-7a arasında da Tabakâtü 7- Evliyâ risâleleri vardır.[3]

Risâlenin tam metni şudur:

“Hazret-i Resûl (salla'llâhü aleyhi ve sellem) zamânında Ashâb-ı Suffa derler erler üçyüz altmış
kimesne var idi. İttifak,
Hz. Ali (kerrem'allahü veche radiyallâhü anh) birgün namâz kılmak niyetine Mescid-i Küba'ya giricek gördü ki bir bölük müslümanlar Hakk’ın ibâdetine meşgül olmuşlar.
Aslâ gelenden ve gidenden haberleri yok.
Hz. Ali (kerrem'allahü veche radiyallâhü anh), bu melâletle [sıkıntı ile] Hz. Resûl (salla'llâhü aleyhi ve sellem) katına geldi.

Hz. Resûl eyitti: “-Yâ Ali! Niye melûl oldun?” dedi.

Hz. Ali eyitti: “-Yâ Resûlellâh! Mescid-i Küba’ya vardım. Gördüm ki Suffe-i   Safâ tevhide meşgül olup ibâdet nûruna müstağrak olmuşlar. Aslâ gözlerine bir nesne görünmez” diyicek, Hz. Resûl (salla'llâhü aleyhi ve sellem) buyurdu ki:

“-Yâ Ali! Sen dahi tevhide meşgül olup, Bârî Teâlâ onlara ibâdet nûru nasîb ettiyse, senin gönlüne dahi tevhid nûru nasîb ola.”

Hz. Ali (kerrem'allahü veche radiyallâhü anh) tevhide meşgul oldu, gelip Hz. Resûl (a.s.) ‘a eyitti:

“-Yâ Resûlellâh! Aslâ bana bir nesne ayân olmadı" diyicek, Hz. Resûl:

“-Yâ Ali! İğmız aynek!" [Ey Ali! Gözünü yum!] deyip Hz. Ali’nin kulağına telkîn eyledi. Ve Hz. Ali (kerrem'allahü veche radiyallâhü anh) vanp tevhide meşgul oldu. Ertesi gelip:

“-Yâ Resûlellâh! Bana şunun gibi acâib ve garâib haller vâki’ oldu" diyicek, Hz. Resûlullâh (salla'llâhü aleyhi ve sellem) esmâlan telkîn edip yedinci esmâya sülük edicek dağ ve taş Hz. Ali’ye bi-iznillâhi Teâlâ, hâl diliyle kelimât eyleyip secde eylediler.

Hz. Ali (kerrem'allahü veche radiyallâhü anh) dahi Hasan-ı Basrî, Habîb-i Acemî, Dâvûd-i Dâî, Ma’rûf-i Kerhî, Seriyy-i Sakatî, Cüneyd-i Bağdadî, Muhyiddin, Kutbüddin, Ruknüddin, Şihâbüddin, Seyyid Yahya, Pîr-i Erzincânî, Şeyh İbrahim Kayseri, Alâeddin Uşşâkî, Ahmed Yiğitbaşı.”

 

[Mehmet Âkkuş ve Süleyman Uludağ, Yiğitbaşı Velî’nin buraya kadar zikrettiğimiz eserlerinin dışında, Süleymâniye Ktp., Hekimoğlu Ali Paşa, 438/9 ve Süleymânîye Ktp., Hacı MahmudEf, 2688/4 numarada kayıtlı bulunan Fütüvvetnâme isminde ayn bir eserden söz etmektedirler. Ancak verilen numaradaki bu risâle, Kemü’l-Hakmk ve Zübdetü’ş-Şerîfe adıyla kayıtlı bulunan Keşfii’l-Esrâr’ın bir bölümüdür. Ayrıca, yaptığımız araştırmalar neticesinde Yiğitbaşı Velî Ahmed Şemseddîn-i Marmaravî’nin Fütüvvetnâme adım taşıyan herhangi bir eserine rastlayamadık. Yiğitbaşı Velî ve eserleri hakkında bilgi veren eski kaynaklarda da müellifimizin böyle bir eserinin bulunduğuna dâir herhangi bir bilgiye rastlayamadık. ]

Kaynak: Ahmet ÖGKE, Yiğitbaşı Velî…Ahmed Şemseddîn-i Marmaravî…Hayâtı, Eserleri Ve Tasavvufî Görüşleri…

 



[1]     Süleymâniye Ktp., Hacı Mahmud Ef., 2745/2, vr. 4‘-4b

[2]     Bk.: Okumuş, “Yiğitbaşı Hakkındaki Yanlışlar”, s. 181

[3]     Bk.: Süleymâniye Ktp., Hacı Mahmud Ef., 2745/1-3, vr. lb-7a

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar