Kur’an-ın sayısal şifresinde yeni bir boyut
Kur’an-ı Kerim üzerinde yapılan 11 yıllık çalışma “Rakamsal Mühür” adıyla piyasaya çıkıyor. El Ezher'in de onayını alan program önümüzdeki aylarda tüm dünyanın gündemini oluşturacak.
“Er-Risaletü"l-Hâtime” (Son Risâlet) veya ALM (Elif, Lâm, Mîm) adını taşıyan Mısırlı bir yazılım şirketindeki bazı İslâmcı araştırmacılar, Kur"an-ı Kerim üzerine yaptıkları ve 11 yıl süren bir dizi sayısal araştırmadan sonra yeni bir şifre keşfettiler. Kadınlardaki “iddet müddeti” ile ilgili ayetlerdeki şifrenin keşfinden sonra gelen bu yeni keşif, Kur"an-ı Kerim"in Hz. Muhammed"e Allah katından indirildiğini ve “sayısal bir şifre” taşıdığını tekit ediyor.[Bu şifre ile, -Yüce Allah"ın “Kur"an-ı kesinlikle biz indirdik; elbette onu yine biz koruyacağız” (Hicr suresi: 9) sözü doğrulanarak- insanların ve cinlerin Kur"an-ı Kerim ayetlerini (keyfi olarak) tevil etmeleri veya tahrif etmeleri imkansız hale geliyor].
MATEMATİKSEL İŞLEMLER
Mısırlı iş adamı Dr. İbrahim Kamil"in başında bulunduğu ALM Yazılım Şirketi"nin (Mısır"ın kuzeyindeki el-Menufiye bölgesinin Seris kentinde faaliyet gösteriyor) yönetim kurulu başkan yardımcısı Bayan Dr. Hennâ Cevde Seyyid Ahmed tarafından açıklanan araştırma, Müddesir suresinin 30. ayetinde geçen “on dokuz” [“üzerinde on dokuz (muhafız melek) vardır.”] rakamının katları olup olmadığı yoluyla, Kur"an ayetlerinin muhteviyatı (harf ve kelimelerinin sayısı) üzerinde matematiksel işlemler yapma esasına dayanıyor.
Dr. Hennâ Cevde, Mısırlı biyokimyager Reşad Halife"nin daha önce benzerini ortaya attığı 19 mucizesini kendi çıkarı için kullanıp Kur"an-ı Kerim"i eksik göstermeye çalıştığını söyledi. Yaptıkları araştırmada Kur"an"ın baştan sona tamamen eksiksiz olduğunu ortaya koyduklarını bildiren Hennâ Cevde, çalışmalarının birçok yönüyle tamamen farklı olduğunu açıkladı. Hennâ Cevde, birkaç ay sonra piyasaya sürülecek çalışmalarının tüm dünyayı etkileyeceğini belirtti.
KUR'AN'DAKİ MUCİZEVİ MATEMATİKSEL MODEL
Şirket sorumlusu Dr. İbrahim Kamil, araştırmanın şifreleri “Kur"an"daki mucizevî matematiksel model”in varlığını ortaya koyuyor: “Bu modele ulaşmak için çalışmalar devam etti ve elde edilen sonuç altı ay içinde, Kur"an ayetleri alanında bilimsel çalışmalar yapmak isteyen araştırmacıların önünde yeni ufuklar açmak için CD"lere kaydedilmiş bir program formatında piyasaya sunulacak. Bu program aynı zamanda, çağdaş fıkıh araştırmalarının konularına da hizmet edecek.”
Araştırmanın delilleri, Kur"an-ı Kerim"in, Allah tarafından indirilmiş bir kitap olduğunu ve yine Muttaffîn suresinin 9. ve 20. ayetlerinin işaret ettiği gibi, “markûm” yani yazılı / rakamlanmış (rakamlarla kodlanmış) bir kitap olduğunu gösteriyor. “On dokuz şifresi” olarak isimlendirilen bu kodlama insanların ve cinlerin, Kur"an"ın rakamsal şifresine uygun olarak, mantıklı ve anlaşılır bir metin yazmalarını da imkânsız kılıyor.
Şirketin yönetim kurulu başkan yardımcısı Hennâ Cevde Seyyid Ahmed, bu rakamsal şifrenin keşfediliş hikayesini şu şekilde anlatıyor: “11 yıl süren aralıksız ve hummalı araştırmaların ardından, Kur"an-ı Kerim"in Rabbanî şifrelerini çözdük. Bu şifreler, Müddesir suresinin 30. ayetinden [“üzerinde on dokuz (muhafız melek) vardır.”] dolayı, 19 rakamı üzerinde yoğunlaşıyor.” Sonra şunları ekliyor: “...kendilerine kitap verilenler, kesin bir bilgiyle inansın, iman edenlerin de imanları artsın...” (Müddesir suresi: 31) ayetindeki harflerin toplam sayısı 57"dir ve bu da 19"un katlarıdır.
Sonra Müddesir suresinin iniş sırasını araştırdık ve dördüncü sırada indiğini gördük. Sonra onu takip eden (yani beşinci sırada inen) “Fatiha”yı araştırdık. Yüce Allah “Andolsun ki biz sana tekrarlanan yedi (ayeti) ve büyük Kur"an"ı verdik” (Hicr suresi: 87) ayeti ile bizi, Fatiha"yı Kur"an"ın fihristi yapmaya yönlendirmiştir. Kur"an"ın bütün harflerini ve ayetlerini –çift ve tek olarak- saydık ve ortaya çıkan rakamların 19"un katları olduğunu gördük. Aynı şekilde “bismillâhirrahmânirrahîm”deki harflerin toplam sayısının da 19 olduğunu gördük.
Araştırma 19 rakamının şifreli bir şekilde kullanılışının birçok örneğine işaret ediyor. Kur"an"daki surelerin sayısı 114"tür (19 x 6). Muamelat konuları 38 yerde geçiyor (19 x 2); ahkâmla ilgili konular 57 yerde geçiyor (19 x 3); ilim 76 yerde (19 x 4); Kur"an"daki iktisadi nazariye 38 yerde (19 x 2); eşler arasındaki ilişki de yine 38 yerde (19 x 2) geçiyor.
KUR'AN SURELERİNİN AÇILIŞLARININ SIRRI
Araştırma Kur"an-ı Kerim"deki bazı surelerin başında yer alan on dört harfin (hurufu"l-mukattaa) sırrını da açığa çıkarıyor. Bu harfler: “Elif, lâm, mîm, sâd, kâf, nûn, hâ, tâ, sîn, he, yâ, ayn, râ, kef” Bu harflerden, tek bir cümlenin dışında mantıklı ve anlaşılır bir cümle oluşturulması mümkün değildir. Söz konusu cümle ise şudur: “Nassa hakîm kâtı" lehü sırrun” (Hakîk kati olarak ona sır koydu).
Yine araştırma Kur"anî şifreler ve bu şifrelerin işaret ettikleri anlamlar için kullanılan rakamsal sabitlerin olduğunu açıklığa kavuşturdu. Lafzu"l-Celal"in şifresi, hurufu"l-mukattaanın şifresi, kitabın şifresi, surelerin şifresi, ayetlerin şifresi, kelimelerin şifresi ve ayetlerin şifresi.
5 RAKAMININ ŞİFRESİ
Kur"anî şifreler ve bu şifrelerin işaret ettikleri anlamlar için kullanılan rakamsal sabitlerden biri de “beş” rakamıdır. Beş, İslâm"ın rükünlerine işaret ediyor: “Kelime-i şehâdet, namaz, zekat, oruç, haç.” Yine günlük farz namazların sayısı da beştir: “Sabah, öğle, ikindi, akşam ve yatsı.”
6 Rakamı ise, Kur"an"da zikredildiği gibi göklerin ve yerin yaratılış günlerinin sayısına işaret ediyor ve Kur"an"ın yedi ayetinde geçiyor. (Araf suresinin 54. ayeti, Yunus suresinin 3. ayeti, Hûd suresinin 59. ayeti, Kâf suresinin 38. ayeti, Hadid suresinin 4. ayeti).
Araştırma 7"nin, Allah"ın arşa istiva ettiği gün olduğunu, yine yedi kat gökler ve onların yerdeki misli olduğunu zikrediyor. Yine o, Allah"ın “tekrarlanan yedi” olarak isimlendirdiği Fatiha suresinin ayetlerinin sayısı ve haftanın günleridir.
95 Rakamı, Allah"ın Kur"an"da zikredilen güzel isimlerinin (esmâu"l-husnâ) sayısına işaret ediyor. 99 Rakamı ise Allah"ın güzel isimlerinin sayısına işaret ediyor. Bunlardan 95"i Kur"an"da, 4"ü ise (es-Sabûr, en-Nâfi, ed-Dârr, es-Settâr) hadis-i şeriflerde zikredilmiştir.
113 Rakamı, Fatiha dışındaki Kur"an surelerinin sayısıdır. Fatiha ise, “Andolsun ki biz sana tekrarlanan yedi (ayeti)...” (Hicr suresi: 87) ayeti ile hareket edildiğinde Kur"an"ın fihristi olarak kabul edilir. 114 Rakamı, Fatiha dâhil Kur"an"ın bütün surelerinin sayısıdır.
Araştırma, Kur"an şifrelerinin ilk kez, Âl-i İmran suresinin 7. ayetinde “kitabın anası (temeli)” (ümmü"l-kitâb) olarak zikredilen “muhkem ayetlere” işaret ettiğini söylüyor. Bu ayetler Kur"an"ın doğru yorumlanmasının yegâne temelidir.
Aynı şekilde şifre ilk kez, her mevzuda yaratıcının kullanmış olduğu ve “hiç bir değişime uğramayacak” Allah"ın sünnetinin (kanununun) şekillendiği lugavî köklerin Rabbanî sistemini açıklanıyor. Araştırma bu şifrenin oluşturulmasındaki sebebin, Müddesir suresi 31. ayet olduğunu söylüyor: “... Kendilerine kitap verilenler, kesin bir bilgiyle inansın, iman edenlerin de imanları artsın; kendilerine kitap verilenler ve iman edenler (böylece) kuşkuya kapılmasın. Kalplerinde bir hastalık olanlar ile kâfirler de şöyle desin: 'Allah, bu örnekle neyi anlatmak istedi?' İşte Allah, dilediğini böyle şaşırtıp-saptırır, dilediğini böyle hidayete erdirir. Rabbinin ordularını kendisinden başka (hiç kimse) bilmez. Bu ise, insanlık için yalnızca bir öğüttür.”
Aynı şekilde şifre, yine ilk kez, “kendilerinde bir değişim olmayan” Allah"ın sünnetlerinden bir sünneti açıklayan her konudaki Kur"an lafızlarının lugavî köklerindeki Rabbanî sistemi açıklıyor. Bu mesele, çalışmanın söylediği gibi, semâvî dinlere mensup kimseler arasındaki fitne ve düşmanlığı kesecek, dinî diyalogu yeniden canlandıracak, kitap ehlini Allah"ın birliği esasında toplayacak ve kulları, dinî ve dünyevî işlerinde, Allah"ın sünneti (kanunu) etrafında bir araya getirecektir.
MEVCUT TEVRAT TAHRİF EDİLMİŞTİR
Araştırmayı yürüten heyetin başındaki Hennâ, bu bilimsel keşfin, Kur"an-ı Kerim"in tahrif edilmiş olmasının imkansızlığını tekit ettiğini ve söz konusu Rabbânî şifreler ile, meydana gelecek herhangi bir tahrifi açığa çıkarma imkanına sahip bir özellik taşıdığını söylüyor. Yine bu şifrelerin, diğer semâvî kitaplardaki tahrifleri açığa çıkarmak için kullanılması da mümkündür. Hennâ bu konuda şöyle diyor: “Bu metodu, Tevrat"ın ilk 200 sayfasına fiilen uyguladık ve meydana gelen tahrifleri gördük. Örneğin (bir yerdeki) “İshak” kelimesini kaldırıp yerine “İsmail” kelimesini koyduğumuzda şifre ortaya çıkıyor ve metinle uyumlu hale geliyor.”
Hennâ, kendileri için Kur"an-ı Kerim"de sayısal mucizenin matematiksel bir kesinlikle sabit olduğunu söylüyor. Bu ise en küçük bir şüpheye yer bırakmadan, Kur"an"ın Allah katından indirildiğini ve insanların ya da cinlerin, onun bir benzerini getirmelerinin imkânsız olduğunu tekit ediyor. Hennâ “Rabbânî şifrelerin, “Kur"an"ın mucizevi matematiksel bir modeli” olduğu ihtimalini tercihe şayan kıldığını ve şu anda bu matematiksel modelin sırlarını keşfetmek için araştırmalar yaptıklarını söylüyor.
EZHERLİLER BU ARAŞTIRMAYI KONTROL ETTİLER
Hennâ bu yeni keşfin, Mısır eski müftüsü Dr. Nasr Ferîd Vâsıl başkanlığındaki şer"î komisyon tarafından, uluslararası fikrî mülkiyet hakkının tescil edildiğine işaret ediyor. Söz konusu komisyonda Hulvan Üniversitesi Hukuk Fakültesi eski dekanı Dr. Muhammed eş-Şehhat el-Cündî ile Ezher Üniversitesi Şeriat Fakültesi öğretim üyesi Dr. Abdullah Mebrûk en-Neccâr da bulunuyor. Ezher Üniversitesi"nde Kur"an ilimleri profesörü olan Ahmed el-Ma"sarâvî başkanlığındaki el-Mushafu"s-Şerîf komisyonu da incelemenin bütün aşamalarını kontrol etti.
Ezher Üniversitesi ve İslâmî araştırmalar Merkezi tarafından oluşturulan komisyon, ALM şirketinin “Kur"an"ın matematiksel hükümlerinde imanın nuru araştırması” çalışmasında ulaştığı sonuçların doğruluğunu kabul etti. Aynı şekilde şirketin, Kur"an"ı Kerim"de rakamsal bir sisteme dayanan şifrelerin varlığına işaret eden bilgisayar programını da kabul etti. Şirketteki araştırmacıların geliştirdiği programla, söz konusu şifrelerin bir kısmı çözüldü.
Kontrolü yapan komisyon, Ezher şeyhi Dr. Muhammed Seyyid Tantavî"nin yönlendirmesiyle, Ezher Üniversitesi"nde Kur"an ilimleri profesörü olan Ahmed el-Ma"sarâvî ve Mısır eski müftüsü Dr. Nasr Ferîd Vâsıl başkanlığında oluşturuldu. Komisyon, Kur"an metninde herhangi bir yanlışlığın, tahrifin veya değiştirmenin imkânsızlığını tekit için, seçilen ve bilgisayara yüklenen metni inceleyip kontrol etti.
“Rakamsal Mühür” ismini taşıyan programla ilgili raporun yorumunda Dr. Nasr Ferîd Vâsıl şöyle diyor: Program, tekniği, araştırmaları, tasarımı ve üslubu ile Kur"an çalışmalarıyla ilgilenenlere ve Allah"ın kitabını bozulmalardan ve değişmelerden korumak için gayret gösterenlere doğru ve faydalı bir katkı sağlıyor. Aynı zamanda bu alandaki çalışmaların yolunda da bir işaret sayılıyor.”
ŞER'İ İDDET MÜDDETİ KUR'ANÎ BİR MUCİZEDİR
Alimler, Kur"an"ın bu rakamsal şifresinin dışında da, Kur"an"ın mucize oluşunu dünyaya gösteren başka deliller bulunduğunu söylüyor. Örneğin (boşanan veya kocası ölen kadınlar hakkındaki) şer"î iddet (bekleme) müddeti, Kur"an"ın mucize olduğunu gösteren bir diğer delildir. Bu delil, her erkeğin, diğer erkeklerden farklı olarak, kendine özgü bir “rakamsal şifresi”nin bulunduğunun keşfedilmesiyle ortaya çıktı. Bu yüzden Kur"an-ı Kerim, kocası ölen veya boşanan kadınların (yeniden evlenmeden önce) beklemesi gereken bir süre belirliyor.
Yüce Allah şöyle buyuruyor: “Boşanmış kadınlar, kendi başlarına (evlenmeden) üç ay hali (hayız veya temizlik müddeti) beklerler. Eğer onlar Allah'a ve ahiret gününe gerçekten inanmışlarsa, rahimlerinde Allah'ın yarattığını gizlemeleri kendilerine helal olmaz. Eğer kocalar barışmak isterlerse, bu durumda boşadıkları kadınları geri almaya daha fazla hak sahibidirler…” (Bakara suresi 228).
Alimler ve fakihler, kadınlar için Allah"ın koymuş olduğu bekleme müddetinin sebebini, rahimde cenin bulunmadığının kesinleştirilmesi olarak tefsir ediyorlar. Çünkü kadının, boşanmasından hemen önce, (boşandığı eşinden) hamile kalmış olması mümkündür ve bu durumu ikisi de bilemeyebilir. Aynı şekilde bekleme müddeti, ayrılan eşlerin barışmaları için bir mühlettir; bu süre içinde eşlerin taraflarından biri arayı bulmak ve onları barıştırmak için olaya müdahale edebilir.
Yüce Allah şöyle buyuruyor: “Sizden ölenlerin, geride bıraktıkları eşleri, kendi başlarına (evlenmeden) dört ay on gün beklerler...” (Bakara suresi: 234).
Ancak burada boşanmış olanların ve dulların bekleme sürelerinin farklı olduğunu görüyoruz; acaba niçin? Acaba modern bilim, bekleme süresinin ve bu sürenin kocası ölen veya kocasından boşanan kadınlar için farklı oluşunun bilimsel bir açıklamasını bulmuş mudur?
Modern bilim, tıpkı parmak izleri gibi, erkek menisinin de herkes için farklı olduğunu ispat etmiştir. Her erkeğin kendine özgü bir şifresi vardır. Her kadın da kendi bedeninde bir gösterge veya bilgisayar taşıyor ve bu bilgisayar ilişkiye girdiği erkeğin şifresini hafızaya alıp saklıyor. Eğer birden fazla şifre girerse, bu sanki bilgisayara girmiş bir virüs etkisi yapıyor ve bozulmalara ve kötü hastalıklara sebep oluyor. Bu yüzden fahişelik yapan ve ahlaksızca yaşayan bütün kadınlar rahim kanserine yakalanıyor.
Bu probleme bir çözüm bulmak için yapılan yoğun araştırmalar sonucunda Kur"an"ın mucizesini, yani kadının, herhangi bir rahatsızlığa uğramadan, yeni bir şifreyi kabul etmeye hazır hale gelmesi için, İslâm"ın koymuş olduğu bekleme süresinin aynısına ihtiyaç duyduğunu keşfettiler. Bu, kadının bedenindeki bilgisayarın, erkeğin şifresini unutması için gereken süredir. Bu keşif aynı zamanda, kadının niçin tek erkekle evlenmesi gerektiğini de açıklıyor.
Peki, bekleme süresi, kocasından ayrılan ve kocası ölen kadınlar için niçin farklılaşıyor? Kocasından ayrılan ve kocası ölen kadınlar üzerinde yapılan araştırmalar, erkeğin şifresini unutmak için, kocası ölen kadınların, boşanan kadınlara göre daha uzun bir süreye ihtiyaçları olduklarını ispat etti. Bunun sebebi ise kocası ölen kadının psikolojik durumudur. O, (ölen) kocasından ayrıldığına, boşanan kadından daha çok üzülür. Bu yüzden bekleme süreleri de farklı olur.
Araştırmalar ve çalışmalar, Kur"an-ı Kerim mucizelerini ispat etmeye devam ediyor.
Dünya Bülteni
https://iqna.ir/tr/news/1555949/kur%E2%80%99an-%C4%B1n-say%C4%B1sal-%C5%9Fifresinde-yeni-bir-boyut
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar