UNE HİSTOİRE DE VENT/Rüzgarın Bir Hikayesi (1988)
Yönetmen: Joris Ivens
Ülke: Fransa, İngiltere,
, Batı Almanya, Hollanda
Tür: Belgesel
Vizyon Tarihi: 09 Eylül
1988 (İtalya)
Süre: 80 dakika
Dil: Fransızca
Senaryo: Joris Ivens,
Marceline Loridan Ivens
Müzik: Michel Portal
Görüntü Yönetmeni: Thierry
Arbogast, Jacques Loiseleux
Nam-ı Diğer: A Tale of
the Wind
Oyuncular: Henxiang Han Joris Ivens, Guilian Liu, Hongyu Liu, Zhuang Liu
Çeviri: neco_z
Özet
Joris Ivens'in filmografisine bakınca, bunca filmin tek bir
sinemacının işi olduğuna inanmak güçtür. Bu sanatçı, ilk Avrupa avangard sinema
akımının faal üyelerinden biriydi; ilk beş yıllık Sovyet Kalkınma Planı'nı
(Konsomol), İspanyol İç Savaşını (The Spanish Earth-İspanya Toprağı) ve
Amerikan "New Deal" (Yeni Görüş) programını (Power and Land-Güç ve
Ülke) filme aldı; ve özünde sömürgecilik karşıtı olan ilk filmi çekti (Indonesia
Calling-Endonezya'nın Çağrısı). Böylesi bir hayat kendi çelişkilerini de
barındırıyordu; çok az sanatçı hem Uluslararası Lenin Ödülü hem de Fransız
Legion d'Honneur nişanıyla ödüllendirildiğini iddia edebilir. Bu yüzden,
sinemada birlikte çalıştığı karısı Marceline Loridan'la ortaklaşa çektiği son
fimi Une histoire de vent'in, sinema tarihinin en zarif ve akıldan çıkmaz kişisel
değerlendirmelerinden biri olması, duruma mükemmelen uygundur.
90 yıllık yaşamında on
hayata yetecek denli olaya tanık olan bu "Uçan Hollandalı", kendisi
için kavraması belki en güç olan konuya, kendisine çevirmişti kamerasını. Hayatı
boyunca astımdan mustarip olan yönetmen, kendi yaşamını ve bütün yaşamları
besleyen ve dünyada kendini rüzgâr olarak gösteren nefes üstüne bazı
düşüncelerle başlar. Tıpkı Ivens gibi rüzgar
da sınır tanımaz, doğası gereği halkları, kültürleri ve kıtaları birleştirir. Ivens'in
araştırması, sonunda onu en önemli filmlerinden birkaçını çektiği Çin'e geri
götürür. Burada, sırrını öğrenebilmek için, rüzgarın mitolojik temsilcisi olan
Ejderha'yı aramaya başlar. Yolda karşısına engeller çıkar; bazı Parti
yetkilileri çekim yapmasını engellemek için, son derece kibar bir biçimde
ellerinden geleni yaparlar ve doğanın da bazen yönetmenin projesi için
işbirliği yapmaya ikna edilmesi gerekir. Qin Hanedanı'nın muhteşem toprak
savaşçılarını filme alamayan Ivens ve Loridan, kendi savaşçılarını yaratır;
hatta onlarla Busby Berkeley'i (1930'ların unutulmaz müzikallerinin yönetmeni)
andıran bir oyun bile sahneler. Loridan ve Ivens, belgesel, kurmaca, mitoloji,
felsefe ve muziplik arasında gidip gelerek, bu son eserleriyle günümüze dek çekilmiş
en muhteşem "serbest" filmlerden birini yaratırlar. Bu film,
sinemanın gerçek yaratıcılarından birine adanmaya layıktır gerçekten.
Belgesel Filmden
Bu
hikâyenin kahramanı yaşlı adam [Joris Ivens], geçen yüzyılın sonunda rüzgârı
kullanmaya ve denizi ehlileştirmeye çalıştığı bir ülkede doğmuş. Elinde bir
kamerayla, 20. yüzyılı gezmiş. Zamanımızın çalkantılı tarihine tanıklık etmiş. Ömrünün
sonlarına doğru, 90 yaşında savaşlar atlattıktan ve çektiklerini gösterdikten
sonra yaşlı film yapımcısı Çin'e doğru yola koyulmuş. Kulağa aptalca da gelse,
niyeti görünmez rüzgârın görüntüsünü çekmekmiş.
ON GÜNEŞ YERYÜZÜNÜ YAKMAKLA TEHDİT EDİYORDU.
YÜCE BABAMIZ, HOU YI'Yİ DOKUZ OK ATMASI İÇİN GÖNDERDİ.
DOKUZ GÜNEŞ ÖLDÜ.
YERYÜZÜ VE İNSANLIK KURTULDU.
Nefes alıp vermenin gizemini araştırıyorum. Yaşlı bir astım
hastasıyım. Uzun yoldan geldim. Gençliğimden beri, nefessiz kalmaktan
korkuyorum.
İşte
böyle. Sizin için, nefes alıp verme ölümü temsil ediyor. Uzun bir süre, nefesi
karnında tutmalısın. Vücudunda dolaşmalı. Aradığın şey bu enerji, değil mi?
90 yaşındayım ve sadece akciğerimin yarısı
çalışıyor.
Nefes alıp vermenin sırrı güz rüzgârının ritminde saklıdır.
Nefes
alıp vermek hayatım için çok önemli.
. DAZU'NUN BUDASI BİN ELLE TESELLİ EDER VE BİN GÖZLE GÖZETLER
--
SARHOŞ OLDUĞU BİR GECE, AY'A SARILMAK
İSTEDİĞİNDE İSYANKÂR BİR ŞAİR BOĞULDU.
ÖLÜM YIL DÖNÜMÜNDEN 1,000 YIL SONRA BİLE
BALIKLARA ATILAN PİRİNÇ ONU YEMELERİNE ENGEL OLUYOR.
--
Ne
arıyorsun yaşlı adam?
Sen kimsin?
Adım Chang'e. Dokuz güneşe ok atan Hou
Yi'nin eşiyim. Bir gün sert kocamdan ve yeryüzündeki hayattan canıma tak
etti. Yaşam iksirinden içtim ve Ay'a uçtum. Ancak, ne yazık ki Ay'daki yaşam
Dünya'dakinden çok daha sıkıcı. Beni kucaklayan bir rüzgâr yok burada. En
ufacık bir nefes bile yok. Hiçbir zaman rüzgâr esmiyor!
-Bu
çekilmez olmalı! Geceleyin sert bir rüzgâr yeryüzünde estiğinde Çin Seddi
boyunca uğuldadığını duyuyor ve titriyorum!
--
Çok
uzun yoldan geldim. Dilinizi konuşamıyorum. Çok yazık, değil mi?
Elini hissedebiliyorum. Elin parmaklarımı
sıkıyor. Bu iyi, değil mi?
Seni anlıyorum. Ellerin dilini konuşuyoruz. Seni
bekliyorduk. Seni bekliyorduk. Seni bekliyorduk. Bu maskeyi yapan adamla tanışmak
istiyorum. Bu maske sana ihtiyacın olan gücü versin! Nedir bu?
Antik Çin'de, insanlar güneyde bir ejderhanın,
kuzeyde de bir Anka kuşunun yaşadığını söylerlerdi. Evet, bu harika. Efsane bu.
Okumuştum. rüzgâr, denizden bir ejderha çıkınca sonra da bir kuşa dönüşür. Bu
maske Bu da benim eserim.
Bu
1930'dan kalan ilk filmim. Hava kötü. Yorgunuz. Devam etmek zor! Evet, devam
edin! Yaşlı adam tepeye çıkabildi mi?
Yavaş. Yavaş.
Ben Sierra
Madre'nin rüzgârıyım. Seni dondurur ve ağlatırım. Ama beni arzuluyorsun. Çünkü
ben seni var eden acıyım. Buğday tarlasının rüzgârıyım. Gülerim, gülerim,
gülerim Sabah akşam gülerim. Ben Yasak Daire'yim. İçeri adımını atanın
nefesi kesilecek.
- Ben fön
rüzgârıyım.
- Karayel.
Gotik Avrupa'nın Şeytanı.
-Van Gogh
resmimi yapacağım diye kafayı yedi. Tunuslular bana Chili der. Mısırlılar
hamsin. Ben korkunç samyeliyim. Ben El Nino'yum. Arjantin'in kaprisli, zalim
çocuğu. Ne yazık ki sırrım asla anlatılmayacak. Sır saklayanları onurlandırın.
Ben Bir Günlük Aşk'ım. Ben meltem rüzgârıyım. Bulutlar ve yağmur. Çin
semalarında bir işaret. Ben Cadiz Camisi'yim. Ağır havayı şehirden kovarım.
Yaratılışın ilk gününde denizler üzerindeki nefes bendim.
--
ÇİN
JAPONYA İSTİLACILARLA SAVAŞ HALİNDE. 1938'DE JORIS IVENS TARAFINDAN ÇEKİLEN BİR
FİLM. BÜYÜK ÇİN SEDDİ İSA'DAN 200 YIL ÖNCE İMPARATOR QIN SHI HUANG TARAFINDAN
İNŞA EDİLDİ. 7,000 SAVAŞÇILI BİR ORDU. QIN SHI HUANG'IN MEZARININ KORUYUCULARI.
MÜZE
GİRİŞİ. Salonda görüntü almak yasak. Alt salon için iznimiz var. Bay Wang'ı
diğer odada beklemelisiniz. - Bay Wang. - Evet. Kendisi lavaboda. Aşağıya
inebiliriz, değil mi?
İznimiz var. Bir rapor yazmak zorunda olduklarını
söylediler. İmzanız lazım. İmzam. Hemen imzalıyorum. Bu yüzden sizi
bekliyorlar. İşte Bay Wang.
MÜZAKERELERİN
BİRİNCİ GÜNÜ. 8 noktadan çekim yapabilir ve toplam 10 dakika görüntü alabilirsiniz.
Çekim 10 dakika mı sürecek?
8 nokta için mi?
8 çekim noktası için. Her nokta için 10 dakika
mı, yoksa hepsi için mi?
Hepsi 10 dakika. Detaylar burada. Merdiven doğu
kanadında. Bu bir dakika. - Ne kadar?
10 dakika mı?
- Bir dakika. 1. kazı bölgesinde 4 nokta için
4 dakikanız var. Duvarda bir noktada bir dakikanız var. Kazıda 2 dakikanız var restorasyon
atölyesinde 2 dakikanız olacak. Toplamda 10 dakika. İmzalayamam. Bu imkânsız. İnsani
ve profesyonellik açıdan bu imkânsız. İmza atmak yanlış olacak. Ben yapamam. Burası
da aynı. Film için farklı açılardan görüntülere ve hazırlanmak için zamana
ihtiyacım var Elimde yeteri kadar görüntü yoksa 50 yıldır kameramanlık
yapıyorum. İhtiyacım olan görüntülerin ne olduğunu biliyorum. Neye ve hangi
görüş noktalarına ihtiyacım olduğunu biliyorum. Hepsini biliyorum. Benden
yüksek kalitede bir film yapmamı bekleyen Çin Hükümeti ve halka karşı bu
sorumluluğu nasıl üzerime alabilirim?
MÜZAKERELERİN DÖRDÜNCÜ GÜNÜ. Sinema ve arkeoloji iki farklı sanattır. Çin'de, sanatlar
arasında dağlar kadar fark olduğu söylenir. Birbirimizi anlamak çok güç.
Sanatım ve ifade özgürlüğüm için savaş veriyorum! Biraz şaşırdı çünkü çok
fazla yaptık. Bu on dakikayı doya doya kullanabilmek için güven ve cesaretinizin
- 10 dakika. olmasını umuyor. MÜZAKERELERİN SEKİZİNCİ GÜNÜ. Böyle bakma. Yapamam.
Burada uygun koşullar sağlanmış değil. Koşulları sağlayın. Yapamıyorsanız,
söyleyin o zaman. Bunu yapamam. Hoşçakalın ve teşekkür ederim. Ekibimi
alıyorum. 300 yuan. Ya al ya da bırak. 300'e satmam. Gerçekten hoşuna gitti. 300
ver senin olsun. 100, 200, 300 40, 50, 60 Ne kadar?
Diğerleri nerede?
Orada mı?
Güzel! Onları buldun! Harika! Teşekkürler! Bu
kadar yeter, patron! Elinizde hiç heykel var mı?
Bu iyi! İşte orada. Bu iyi! İşte, evet! Orada!
Yapacağız! Evet! Gidelim! Böyle iyi mi?
Bu doğru yerde mi?
Şimdi bize güzel bir baş lazım, şöyle bir
general başı. Şiiri şimdi okumasını isterim. Yan'ın otları gök mavisi iplerle örülmüş
gibi görünüyor. Dut ağacı dalı sen dönmeye can atarken eğiliyor. İşte tam o
anda, yüreğim acıyor. Ve sen yaramaz bahar rüzgârı?
Burada odamda ne işin var?
Antik şiir okumaya alışık. Burada her şey
yolunda mı?
Motor!
Rüzgârın
görüntüsünü almakla deli olmalıyız. İmkânsızı çekmek hayatta en iyi olan
şeydir. Hayatım boyunca rüzgârı yakalamaya ve onu ehlileştirmeye çalıştım. Geldiğinde göreceksin. Kameralarla ehlileştirdik. Bunu
beklemiyor. Çölde bir yerde uyuyor görünüyor. Bırakalım gelsin.
--
Zhang,
git bak bakalım şu kadın ne istiyor. Ne geveliyor?
Rüzgârı
çağırmak için büyülü bir şekil çizebileceğini söylüyor. Çok masraflı olacağını
söylüyor. Sor bakalım kaç para. İki vantilatör istiyor. İki vantilatör! İlginç.
O halde ona iki vantilatör verin. Bu büyülü şekile inanıyor musun?
Hayır, o cadı. Sanırım bu bir çeşit büyü işi. Size
söylemeliyim. 20. yüzyıl boyunca, ben Sonunda, büyüye inanıyorum. Mucizeler
yaratan sadece bilim değil.
Büyük
bir kum dalgasına ihtiyacımız var! Bırakın güneş her yanımızdan üzerimize
gelsin! Bırakın sema düşeceğim diye korkutsun! Bırakın bulutlar öfkeden
kararsın! Başka ne yapmalıyım bilmiyorum! Bu sakinlik! Her şeyin hareket
etmesini istiyorum! Bu çölü yut ve yok et! Rüzgâr, sert es!
Bu ses de ne?
Geliyor Rüzgâr Bir dakika bekle, sana astımımı
geri vereceğim!
Bir
dakika bekle! Ne zaman istersem seni durdurabilirim.
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar