Bugün Başımda Bu Coşkunluk, Bu Dalgınlık Var
CCLXXIII
Daha seher çağında, gönlüm bir sevdaya
kapılmış, uçup duruyor; çünkü tuzak kuranın benimle bir derdi, bir alışverişi
var.
Acaba şu gönlüm dün gece ne rüya gördü ki
bugün başımda bu coşkunluk, bu dalgınlık var.
Fakat gönlüm ne yapabilir ki kaza ve kaderin
diktiği memurlar birbiri ardınca yücelerden gönüle gelip çatmada.
Gönül evi, dil bilmez, söz anlamaz
memurlarla dopdolu; bir iğne yordamı bahaneye bile yer yok.
Bahane yok ya, fakat olsa da nerde dil,
nerde gönül? Kaçmaya yer yok ya, fakat olsa da nerde bende kaçacak ayak?
Dünya bir saman çöpü sanki, bizse dağdan
inen seliz; ta denize dek koşa oynaya atılıp akmadayız.
Sel düz olmayan yerde çağlar, ağlar amma adım adım atılıp akışı da
hoş, görülecek bir şeydir.
Onun elinden nasıl ağlamayayım ki bir zurna gibi iki eliyle de
ağzımı tutmuştur benim.
Hevesim, kuruntum, yarın şöyle yapayım, böyle edeyim diye oturmuş,
düşüncelere dalmış; haberi yok ki ona yarın yok artık.
Aşka kulum köleyim, o peşincidir, peşin arar; ne veresiye bilir,
ne vaad tanır, ne kuruntuya kapılır.
Kaynak:
Cilt 3
Mevlânâ
Celâleddin-Divân-ı Kebîr-Hazırlayan : Abdülbâkiy GÖLPINARLI
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar