HİTLER -HOLOKOST?
Hitlerin belli ölçüde de olsa Yahudi kanı taşıması kaderin bir
cilvesidir.
Hitler’in dini inancı üzerinde de tartışmalar vardır. Hitler Katolik
olmasına bazen dindar görünmesine rağmen pek dindar olduğu söylenemezdi. Dindar
olsa bu kadar katliamı yapması oldukça zor olurdu. Joseph Goebbels’in 1939
yılma ilişkin tuttuğu günlüğünde, şöyle yazıyordu; Hitler dindardı fakat Hristiyanlığın
yeterli şekilde sertliği önermediği oldukça yumuşak bulduğu için Hristiyanlığı
fazla benimsemiyordu. Bir konuşmasında şöyle demişti. Neden bizim Japonlar
gibi tanrıları aşkına ülkeleri için ölecek gibi inancımız yok. Müslümanlık bile
Hristiyanlıktan bize daha uygun bir din. Hristiyanlık neden böyle zayıf ve
kırılgan.
Yahudiler uzun yüzyıllar Hristiyanlar tarafından küçük görülüp, bir çok
eziyet görmeleri, onların kollektif bilinçlerinde bir travma yaratmıştır. II.
Dünya savaşında karşı karşıya kaldıkları soykırımı neticesi 6 milyon Yahudinin
hayatını kaybetmesi, onların hatıralarında unutulması mümkün olmayan
akıllarında devamlı canlı olarak tuttukları daha büyük bir travmaya sebep oldu.
İlk defa kendi kendileriyle ve inançlarıyla ciddi olarak yüzleşmeye başladılar.
Eğer Yahudiler Tanrılarının ayrıcalıklı ırkı
ise Tanrı bu vahşete nasıl müsade
etmişti. Neden, niçin sorularına hala
tatmin edici, doyurucu bir cevap bulamadılar. Bu olay karşısında binlerce yıldır çeşidi dinler tarafından
formüle edilmiş tek bir cevap vardı o da Tanrı kullarını günah işledikleri için
zaman zaman ağır bir şekilde cezalandırmasıydı.
Neden niçin böyle olduğuna kesin bir çözüm getirmelerinin mümkün
olmadığını gördükten sonra, bu soykırımından alabildiğine faydalanma formülünü
geliştirdiler. Belli
Yahudi gurubları gördüler ki iyi organize olup soykırımını kullanıp oldukça
etkili propoganda ve lobi faliyetleri geliştirebilirler. Zekalarını, pazarlama
kabiliyetlerini, ticari tecrübelerinı Yahudi soykırımını üzerinde
yoğunlaşürarak bunu kendilerine büyük avantaj sağlıyan bir sektöre dönüştürdüler.
Yahudi kökenli Amerikalı akedemisyen Norman Finkelstein kendi ırk ve
dininden dindaşları ve soydaşları Yahudilerin bu tutumunu ifşa eden bir kitap
yazdı. Kitabın adı ‘Soykırımı Endüstrisi’ idi. Finkelstein bu kitabında Yahudilerin
soykırımını bir endüstri haline getirdiğini ve bunu politize ederek
alabildiğine faydalanmaya çalıştığını anlatır. Finkelstein kitabında bugün
olduğu gibi II. Dünya savaşı ertesinde uzun bir süre soykırımı öncelikli bir
şekilde söz konusu edilmediğine değinir. Sosyolog Nathan Glazer’in 1957 de
yaptığı araştırmaya göre (American Judaism, Chicago: 1957) Nazi’ler tarafından
yapılan Yahudi soykırımının Amerikan Yahudi halkının yaşamını çok az
etkilediğini ortaya koyduğuna dikkat çeker. 1949 yılında Batı Almanyanın soğuk savaş
başlangıcında Amerikanın yanında yer alması, 1950’lerin başında Batı Almanyanın
soykırımı kurbanlarının ailelerine tazminat ödemeyi kabul etmesi Soykırım
meselesinin Yahudi cemaatı arasında esas gündem konusu teşkil etmediğini, fakat
1967 yılındaki İsrail-Arap savaşından sonra Soykırımının Amerikan Yahudi
yaşamının temel meselesi haline getirildiğini ve bunun sebeplerini izah eder.
Yahudiler soykırımı olayını bilinçli bir şekilde bir sektör haline
getirip devamlı gündemde tutarak kendilerine bir koruma çerçevesi içinde
dokunulmamazlık kazandırdılar, ve bunu da rakiplerine karşı silah olarak
kullanmaktan hiç çekinmediler. Artık Yahudiler ne yaparsa yapsın eleştirmek kader
kurbanı, mazlum bir milleti eleştirmekle eşit tutuldu. Batı dünyasında herhangi
bir sebeple Yahudileri eleştiren toplumdan aforoz edilme tehlikesiyle karşı
karşıya geldi. Yahudiler bu yarattıkları silahı kullanarak
insanları Yahudiler ve onların gücü karşısında pasifize etmek için gizli bir
terör yarattılar. Soykırımını bir terör silahı gibi kullanan Yahudi
örgütlerin karşısına çıkabilen birkaç cesur gerçek aydının başında yine Yahudi
akademisyenler gelir. Bunların bir tanesi Norman Finkelstein ise bir diğeri de
Kudüs Hebrew Üniversitesi’nden Prof. Israel Shahak’dır(1933-2001) Shahak soykırımdan
kurtulmuş bir kişiydi. Bütün eleştirilere baskılara rağmen İsrail’de yaşarken
yalnız Yahudiler için değil bütün insanların temel haklan için mücadele
vermişti.
Yahudi kökenli dil bilimcisi
Noam Chomsky, Yahudi Prof. Norton Mezvinsky, Yahudiler soykırımını kullanarak
Soykırımı Endüstrisi yarattı diyen Yahudi kökenli Amerikalı politik bilimci
Norman Finkelstein, Yahudilerin tek taraflı dünya görüşlerini Filistin halkına
karşı yaptıkları haksızlıkları eleştiren, onların soykırımını bile bir silah
olarak kullandıklarını ortaya koyan Yahudi kökenli gerçek aydınlardan
birkaçıdır. Bu akedemik kökenli aklı başında aydınları da komplo teorocileri
Yahudi düşmanı olarak suçlamak oldukça zordur.
Sh: 112-116
Kaynak:
İsmail TOKALAK, Yahudiliğin Kökenleri Ve Küresel Gücü, Ataç Yayınları Baskı
Tarihi: Mayıs 2014, İstanbul
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar