Print Friendly and PDF

HİTLER -HOLOKOST?



Hitler’in yanındaki bir sürü üst rütbeli askeri ve sivil kişinin de Yahudi kökenli (Rudolf Hess, Hermann Göring, Dr. Josef Goebbels, Heinrich Himmler Alfred Rosenberg Wilhelm Kube, Reinhard Heydrich, Adolf Eichmann, General Erich von, General Odilo Globocnik.. .vb) olduğu ileri sürülür.  Hitler’in bir miktar Yahudi kanı taşımasına karşı yapılan itirazlar 2010 yılında yapılan araştırma sonucunda geçersiz kılındı. Gazeteci Jean-Paul Mulders ve tarihçi Marc Vermeeren 2010 yılı başlarında DNA testi uygulayarak Hitler’in yaşayan 39 yakın akrabası üzerinde yaptıkları testler sonucunda Hitler’in %25 oranında Yahudi kanı taşıdığını ortaya çıkarttı.

Hitlerin belli ölçüde de olsa Yahudi kanı taşıması kaderin bir cilvesidir.  Hitler’in dini inancı üzerinde de tartışmalar vardır. Hitler Katolik olmasına bazen dindar görünmesine rağmen pek dindar olduğu söylenemezdi. Dindar olsa bu kadar katliamı yapması oldukça zor olurdu. Joseph Goebbels’in 1939 yılma ilişkin tuttuğu günlüğünde, şöyle yazıyordu; Hitler dindardı fakat Hristiyanlığın yeterli şekilde sertliği önermediği oldukça yumuşak bulduğu için Hristiyanlığı fazla benimsemiyordu. Bir konuşmasında şöyle demişti. Neden bizim Japonlar gibi tanrıları aşkına ülkeleri için ölecek gibi inancımız yok. Müslümanlık bile Hristiyanlıktan bize daha uygun bir din. Hristiyanlık neden böyle zayıf ve kırılgan.

Yahudiler uzun yüzyıllar Hristiyanlar tarafından küçük görülüp, bir çok eziyet görmeleri, onların kollektif bilinçlerinde bir travma yaratmıştır. II. Dünya savaşında karşı karşıya kaldıkları soykırımı neticesi 6 milyon Yahudinin hayatını kaybetmesi, onların hatıralarında unutulması mümkün olmayan akıllarında devamlı canlı olarak tuttukları daha büyük bir travmaya sebep oldu. İlk defa kendi kendileriyle ve inançlarıyla ciddi olarak yüzleşmeye başladılar. Eğer Yahudiler Tanrılarının ayrıcalıklı ırkı ise  Tanrı bu vahşete nasıl müsade etmişti. Neden, niçin sorularına hala tatmin edici, doyurucu bir cevap bulamadılar. Bu olay karşısında binlerce yıldır çeşidi dinler tarafından formüle edilmiş tek bir cevap vardı o da Tanrı kullarını günah işledikleri için zaman zaman ağır bir şekilde cezalandırmasıydı.

Neden niçin böyle olduğuna kesin bir çözüm getirmelerinin mümkün olmadığını gördükten sonra, bu soykırımından alabildiğine faydalanma formülünü geliştirdiler. Belli Yahudi gurubları gördüler ki iyi organize olup soykırımını kullanıp oldukça etkili propoganda ve lobi faliyetleri geliştirebilirler. Zekalarını, pazarlama kabiliyetlerini, ticari tecrübelerinı Yahudi soykırımını üzerinde yoğunlaşürarak bunu kendilerine büyük avantaj sağlıyan bir sektöre dönüştürdüler.

Yahudi kökenli Amerikalı akedemisyen Norman Finkelstein kendi ırk ve dininden dindaşları ve soydaşları Yahudilerin bu tutumunu ifşa eden bir kitap yazdı. Kitabın adı ‘Soykırımı Endüstrisi’  idi. Finkelstein bu kitabında Yahudilerin soykırımını bir endüstri haline getirdiğini ve bunu politize ederek alabildiğine faydalanmaya çalıştığını anlatır. Finkelstein kitabında bugün olduğu gibi II. Dünya savaşı ertesinde uzun bir süre soykırımı öncelikli bir şekilde söz konusu edilmediğine değinir. Sosyolog Nathan Glazer’in 1957 de yaptığı araştırmaya göre (American Judaism, Chicago: 1957) Nazi’ler tarafından yapılan Yahudi soykırımının Amerikan Yahudi halkının yaşamını çok az etkilediğini ortaya koyduğuna dikkat çeker. 1949 yılında Batı Almanyanın soğuk savaş başlangıcında Amerikanın yanında yer alması, 1950’lerin başında Batı Almanyanın soykırımı kurbanlarının ailelerine tazminat ödemeyi kabul etmesi Soykırım meselesinin Yahudi cemaatı arasında esas gündem konusu teşkil etmediğini, fakat 1967 yılındaki İsrail-Arap savaşından sonra Soykırımının Amerikan Yahudi yaşamının temel meselesi haline getirildiğini ve bunun sebeplerini izah eder.

Yahudiler soykırımı olayını bilinçli bir şekilde bir sektör haline getirip devamlı gündemde tutarak kendilerine bir koruma çerçevesi içinde dokunulmamazlık kazandırdılar, ve bunu da rakiplerine karşı silah olarak kullanmaktan hiç çekinmediler. Artık Yahudiler ne yaparsa yapsın eleştirmek kader kurbanı, mazlum bir milleti eleştirmekle eşit tutuldu. Batı dünyasında herhangi bir sebeple Yahudileri eleştiren toplumdan aforoz edilme tehlikesiyle karşı karşıya geldi. Yahudiler bu yarattıkları silahı kullanarak insanları Yahudiler ve onların gücü karşısında pasifize etmek için gizli bir terör yarattılar. Soykırımını bir terör silahı gibi kullanan Yahudi örgütlerin karşısına çıkabilen birkaç cesur gerçek aydının başında yine Yahudi akademisyenler gelir. Bunların bir tanesi Norman Finkelstein ise bir diğeri de Kudüs Hebrew Üniversitesi’nden Prof. Israel Shahak’dır(1933-2001) Shahak soykırımdan kurtulmuş bir kişiydi. Bütün eleştirilere baskılara rağmen İsrail’de yaşarken yalnız Yahudiler için değil bütün insanların temel haklan için mücadele vermişti.

 Yahudi kökenli dil bilimcisi Noam Chomsky, Yahudi Prof. Norton Mezvinsky, Yahudiler soykırımını kullanarak Soykırımı Endüstrisi yarattı diyen Yahudi kökenli Amerikalı politik bilimci Norman Finkelstein, Yahudilerin tek taraflı dünya görüşlerini Filistin halkına karşı yaptıkları haksızlıkları eleştiren, onların soykırımını bile bir silah olarak kullandıklarını ortaya koyan Yahudi kökenli gerçek aydınlardan birkaçıdır. Bu akedemik kökenli aklı başında aydınları da komplo teorocileri Yahudi düşmanı olarak suçlamak oldukça zordur.

Sh: 112-116

Kaynak: İsmail TOKALAK, Yahudiliğin Kökenleri Ve Küresel Gücü, Ataç Yayınları Baskı Tarihi: Mayıs 2014, İstanbul


Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar