Nasıl Günahkâr Sayılırım, Senin Şarabını İçiyorum
CLXXII
Şarap sun, çoktandır senin mahmurunum ben;
hırkaya bürünmüşüm amma senin gerçek dostun değil miyim?
Koca sağrağı sun, testiyi sun, işim kadehi
aştı benim; yüce, ulu himmetine, ihsanına kul köle olayım.
Şimdi mahmurum ya, sen bana mutî ol; sarhoş
oldum mu da artık elindeyim senin, dilediğini yap.
Ene’l-Hak kadehini doldur Mansûr şarabından
da sun şimdicek; bu zamanede Mansûr gibi senin darağacının dibindeyim ben.
* Elest demindeki sözleri, şartları hatırla;
benimle nelere karar vermiştin; ben hâlâ o karardayım.
A avuç, sağrağına de ki: Sen bana binmişsin,
seni ben taşıy orum amma şu anda daha da şaşılacak şey bu; gerçekten ben sana
binmişim, sensin beni taşıyan.
Halkanın ortasında, benim çevremde
dönmedesin amma iyice bakınca görüyorum, beni döndüren sensin, benim senin
çevrende dönen.
Ey Zühre, gök kubbenin altında şarap içmem
ben, senin zehirler yağdıran kadehlerine düşmanım ben.
Padişahın kadehi olmak için sırçaya döndüm;
padişahım, tut elimi, senin yüzünden her şeyden kurtuldum, hür oldum ben.
Ne acayip şey; şişeyi kırıyor da şarabı
dökmüyor; nasıl döksün, biliyor ki senin kucağındayım.
Boyum büküldü, yaya döndü amma senin okun
yüzünden; sarardım, safrana döndüm amma senin lâle bahçendeyim.
Nasıl kâfir olabilirim, senin putuna
tapmadayım; nasıl günahkâr sayılırım, senin şarabını içiyorum.
Gel, gel ki zamanenin sırlarını bilirsin
sen; ört, sakla gönlümdeki sırları, senin sırların var bende.
Yüzünün güneşi yüzüme vurup parlatınca yüzüm sandı ki senin
yüzünün aynı.
Gönül kuşum, tuzağındaki halkaları bir bir saydı; senin sayındayım
da kendim için sayıyorum bunları diyor sanki.
Aşağılık bir kuyudayım amma başımı sen yüceltmedin mi? Esrik bir
deveyim amma senin katarında değil miyim?
Kanlarla dopdolu gönül, kanlar içinde, toprağına dedi ki: Kanlara
batmışım amma gene de senin ölçeğinde değil miyim ki?
Malım yok amma senin elinin malı, senin mendilin, havlun değil
miyim? îşim gücüm yok amma senin işine gücüne dalıp sarhoş olmamış mıyım?
Doğuların, batıların övündüğü Tebrizli Şems için senin utangaç,
nurlarla dopdolu yüzüne âşık değil miyim ben?
Kaynak:
Cilt 3
Mevlânâ
Celâleddin-Divân-ı Kebîr-Hazırlayan : Abdülbâkiy GÖLPINARLI
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar