Print Friendly and PDF

Yahudiler Gibi Yarı Yüzünle Secde Etme

 


 

LXXIX

Eşim dostumsan benim, arkadaşsan bana söyle bakalım, dün gece ne oldu; şu gönülle o şaraplar satan sevgilinin arasında ne geçti?

Canım feda olsun efendime; gerçekten de her şeyi görür, cömertliklerde bulunur o; varlığa, ebediliğe ulaştırır, yokluktan korur bizi o.

Ay yüzlümün yüzünü şu gözlerinle gördüysen söyle bakalım bana; kulaklarındaki küpelerde ne biçim taş vardı?

Bütün dağılıp uzaklaşanların tekrar dönüp varacakları konak onun tapısıdır; tıpkı gölgen gibi hani, ne kadar uzasa gene döner, sana gelir.

Benimle aynı hırkay a bürünmüşsen, bana sırdaşsan söyle bakalım, o hırka giymiş şeyhin yüzü, şekli nasıldı?

Allah korusun, mekân âcizdir, dilsizdir; Allah acısın, zaman pek çok doğurur, çeşitli olaylar kor meydana.

Yokluğa erişmişsen, söylenmeden sırları biliyorsan söyle; o sükût içinde söz söyleyenin işareti neydi, meramı ne?

A gönül, yan onun sevgi ateşinde, yan, eri. A yaşayış, ebedî ol, ebedîlik geldi, erişti sana.

Uyumamışsan, dün geceki halleri biliyorsan söyle; gece yarısı neydi o nara, neydi o coşup köpürüş?

Kırık gönülleri onarmak istersin de kırılır gider o gönüller; kurtarış yolunu göstermek istersin de secdelere kapatırsın beni.

Bir şey sebep olmuştu da elbisemizi de paramparça etmiştik, bedenimizi de; bir parçacağızını getir de göster bakalım, rengi neydi, kokusu nasıl?

Burnunun doğrusuna gidip kırılma, gizlenme abıhayat gibi; Yahudiler gibi yarı yüzünle secde etme.

Yunus gibi balığın karnında, denizin içinde hapsolmaktan kurtulduysan o denizin mânası neydi, neydi o dalgalanmadaki maksat, nedendi o coşup köpürüş? Söyle.

Ne olurdu diyor, lûtfetseydi, kerem buyursaydı da sevgilim de beni sevseydi; sevgin tesir etmiyor mu, aşkın vurmuyor mu ona, onu da âşık etmiyor mu yoksa?

İnsanların da, cinlerin de nerden geldiklerini, asıllarının ne olduğunu tanımış, bilmişsen hepsinin de aslının bir olduğunu anlamışsındır; peki, bu ay rılık, bu ne fret nedir ki?

A zevkimin, neşemin tazeliği, parlaklığı, neyle heyecana getirebilirsin beni, ne vakit, nasıl aydınlanır, güler gözlerim? Efendim yanımda değil.

Önü-ardı, yüzü-arkası olmayan canı gördüysen, âşıklar onu düşündükleri vakit önü-

ardı, yüzü-arkası oluyor, bu neden yâni?

(s. 152) A felek, sunduğun şarapla sarhoş olursam sana dönerim, düşmanlığa kalkışırım, Rabbinin nimetlerini inkâr eden biri olurum.

Aşktan asıl maksat biz değilsek, aşk defterinin başında adımız yoksa şu binlerce defter, şu binlerce haber, şu binlerce dedikodu nedir ki?

 

Kaynak: Cilt 3

Mevlânâ Celâleddin-Divân-ı Kebîr-Hazırlayan : Abdülbâkiy GÖLPINARLI

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar